Medyadan MAGAZİNİMTRAK

Seyircilerin sürekli ‘i.ne hakem’ diye küfretmesine kızarak hakemliği bırakan Serdar Çakman, şike ve teşvik primi dedikoduları hakkında görüşü alınmak üzere davet edildiği TBMM komisyonunda muhteşem açıklamalar yaptı. Mesela:

Meğer Çakman bir doktora gidip ‘Homoseksüel olmadığımı tıbbî raporlar belgelemek istiyorum’ demiş.

Bütün gazeteler verdi bu haberi, Bülent Ersoy ile kankası Oya Aydoğan, Turgutreis’te 400 biner dolara yan yana iki villa aldı, diye.

Ersoy şarkı söyler, eski albümlerini satar, birikmiş parası vardır. Oya Aydoğan’ın geliri nedir acaba?

*

Cüneyt Arkın, Eyüp Belediyesi’nin nedense düzenlediği Yeşilay Haftası paneline davetliymiş, içki ve sigaranın zararlarından bahsetmiş, sonra ‘İçkinin sahtesi de gerçeği de insanı öldürür’ diye bir şişe Yenirakı’yı kırmış.

Bu habere çok sevindim, çünkü Cüneyt Arkın’ın bir aralar içkiyle başı dertteydi, demek ki kendini kurtarmış...

Posta, 7 Mart

*

Kıbrıslı Rum televizyon sunucusu Katerina Lapsa, araya çok reklam girdi diye şikayette bulunan bir seyirciye, canlı yayında ‘S..tir oradan!’ diye küfredince ortalık karışmış, görevden alınması söz konusu imiş...

Bence kadın haklı, Türkçe küfür etmenin tadı bir başkadır, hele hele şöyle ‘hasss...’ diye başlayan ‘millî küfürümüz’ !..

*

Şok aynen Gala’dan araklamış ve manşet yapmış.

Gülben Ergen birikimini 102 tane taksi plakasına yatırmışmış, plakaların fiyatı son bir buçuk ayda 380 milyardan 330’a düşünce, 5 trilyon zarar etmiş.

Ne yani, Gülben Ergen 40 trilyon liralık taksi plakası mı almışmış?

(Not: Gala’dan farklı olarak Şok, Ergen’i Defterdarlık’a da fitneliyor, diyor ki “Ergen’in bunların vergisini verip vermediğini araştırmak ise İstanbul Defterdarlığı’nın işi. Sonucu hep birlikte göreceğiz. Başbakan’ın medyası budur işte!)

Şok, 7 Mart

*

Giresun’da bir apartmanın sakinleri, kapının önüne araçların park etmesini önlemek için bir ‘uyarı yazısı’ asmışlar: Dikkat! Araba çekmeyiniz, yukarıdan taş düşebilir!

Şok da bunu marifetmiş gibi haber yapıyor, ‘uyarı yazısı asıldıktan sonra kapıya park eden araçlar azalmış’ ...

Yahu adamlar, ‘aracınıza apartmandan taş atarız’ diye tehdit ederek kamuya açık bir yere park edilmesini engelliyorlar, resmen suç işliyorlar!

*

Altuğ aynı anda iki dizide, birinde bir köylüyü diğerinde bir şehirliyi oynayacakmış.

Başlık: İkiyüzlü Altuğ

*

Ya öğretim görevlileri durup dururken en olmadık konuda açıklamada bulunurlar, ya da gazeteciler abuk sabuk bir soruyla vesile olurlar. Örneği çok...

Petek Dinçöz, bir davette Orhan Gencebay ile eşi Sevim Emre’ye rastlamış. Ve ne diye sormuş?

- Kaçıncı sevgiliniz?

Gencebay morarmış, neyse ki Sevim Hanım ‘ben ilk ve sonuncusuyum’ diye işi tatlıya bağlamış.

Bu haberi yaparken ‘Potlarıyla ünlü Petek’ diyor gazete. Ben olsam farklı bir sıfat kullanırdım!

Takvim, 8 Mart

*

Abuk sabuk açıklamalar yapan sadece bizim öğretim görevlilerimiz değil, Helsinki Üniversitesi’nden Prof.Dr.Juha Mikkala demiş ki: “Eğer erkek veya kadın cinsel yaşamında tam anlamıyla bir orgazm yaşayamazsa (cinsel yaşam dışında nasıl orgazm olunur?) bu onun dedikodu yapmasına neden oluyor!”

Herhalde hormonal dengeyle filan ilgisi var, zannediyorsunuz bunu okuyunca, değil.

“Özellikle cinsel açıdan bir türlü istediği doyuma ulaşamayan kadınlar, bu durumun çevreleri tarafından bilindiğine inanırlar. Bu nedenle de özellikle dostları ile konuşurlarken, devamlı olarak başkaları hakkında duyduklarını ve bildiklerini anlatırlar. Bu sayede aralarında yaptıkları sohbetin kesinlikle kendi cinsel yaşamlarına zarar vermeyeceğini düşünürler. Bu şekilde kaçış yaşarlar.”

Ne alakası var?

*

Hıncal Uluç'un 'sweetheart'ı Ece Gürsel şöyle demiş: “Boyum 1.83, bacak boyum ise 1.20 cm. Türkiye'nin en uzun mankeniyim. Bacak boyumu geçen manken de yok. Podyumda üzerime manken tanımam. En iyi podyumu olan mankenim, Çağla Şıkel ile Şenay Akay benden sonra gelebilir. İspanyollar da bana bayıldı.”

Ali Kırca 7 bebek bekleyen anne adayına diyor ki: Doğurmak zor iş, bunu erkekler anlayamaz, biz de anlayamayız (Çocuklar soruyor: Biz derken?)

Zekeriya Beyaz bir programı eleştirirken: Olayı noktasal noktaya getirmeyin!..

Seda Sayan (Bir izleyicisine kırışıklık önleyici krem hediye ederken): Bütün uzuvların uzaya doğru, yukarı yukarı, uzaya doğru kalkacak...

Seyirci hanım: Benim kızım küçükken beyin tramvayı geçirdi...
İkbal Gürpınar: Travması galiba!
Seyirci hanım: Evet, tramvası...

Ümit Aktan: O da ne derken top olduğunu hep beraber idrak etmekteyiz sayın dinleyiciler...

*

Hülya Avşar’ın kızkardeşi Helin ‘artık içmiyorum’ dediği halde, Ortaköy’den Ulus’a gayet tabii ki HLN plakalı cipiyle çıkarken polislerin ‘dur!’ ihtarına uymayıp kaçmış, ikinci barajda yakalanmış, arabası parka çekilmiş, ehliyetine de el koyulmuş. Kubilay’ın (Keskin) köşesinde okudum.

Benim klasik ‘Eloğlu Mars’a yerleşmeye hazırlanıyor, bizim 21.yüzyılda uğraştığımız şeye bak’ alıntılarımdan biri daha:

Adam, iki sene önce karısına aldığı montun domuz derisinden olduğunu öğrenince, satıcıya dava açmış, haklı, kadın bu montla camiye gitmiş, yatır ziyareti yapmış ... ya günahsa değil mi efendim! Hasılı yeni moda gerekçeyle ‘psikolojisi bozulmuş!’

Sabah gazetesi de bunu ana gazeteye sürmanşet, Günaydın ekine manşet, içeriye de tam bir sayfa kullanıyor! Üşenmeden ilahiyat hocalarına, halka filan soruyor...

Yarabbi!

*

Fransız oyuncu Emmanuelle Beart İstanbul Festivali için Türkiye’ye gelecekmiş de, ‘Kadın döven ülkeye gitmem!’ demiş.

Polisin yaptığını herkesten çok eleştirdiğim için rahatlıkla söyleyebilirdim de...

Kadının dövülmesi kadar sövülmesine de karşıyım!

(Ayrıca Emmanuelle Beart kadar bir oyuncunun bu tribün şovunu Hürriyet’in niye manşet yaptığını da anlamadım!)

Hürriyet, 12 Mart

*

TEOMAN EVLİLİK KONUSUNDA ŞÖYLE DEMİŞ:

“Diyelim ki evlendiniz, 15 sene boyunca kimseyle birlikte olmayacak mısınız? Maalesef seks zevkli bir şeydir. (Maalesef!) Adana kebap gibi. Kolesterolünüz yüksek diye Adana kebap yemeyecek misiniz?”

“Şebnem Özinal, işletmeci Şefik Öztek’ten ayrılmış. Desenize Laila Şefik’tenz gitti, Şebnem’in de büyük aşkı bitti!”

Sizden korkulur vallahi!

*

‘O ŞİMDİ ASKER / CANI NELER İSTER’ şarkısıyla tanınıyormuş Tuğba Ekinci.

Aslında 15 milyara sahneye çıkıyormuş, ama çağrıldığı 30 askeri birliğe parasız gidecekmiş, diyor ki “Davet edildiğim tüm birliklere gideceğim. En seksi kıyafetlerimle program yapacağım ve askerlerden beş kuruş para almayacağım!”

Bir resimaltı: Ebru (Destan) fazla kilolarını mavi lensleriyle kapatmaya çalıştı

Takvim-Papatya, 13 Mart

*

OSCARLI FİLMLER GİŞEDE KAYIP, diyor manşet.

Yaa, ne demezsin, bizim milletimiz sanata çok düşkündür!

Atıf Yılmaz’a saygım sonsuz, oyunculara da, film güzelmiş diyorlar... ama hani, bizim millet, biraz seks meks, genç çocuğa cinsel eğitim filan laflarını duyunca acaba...