MEDYADAN – Magazin vb alıntılar
Güncelleme Tarihi:
“Karar vereceğim zaman önce halka sorarım, kabul ederlerse ben de ederim...”
Referandum yoluyla...
Star-Box-Magazin...vs, 31 ekim
*
EVLİLİK KONUSU AÇILMIŞKENE...
Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fisher 59 yaşında 5. evliliğini yapmış.
Star “BEŞİNCİ KEZ MURADINA ERDİ” diyor.
Ne biçim murat bu?
Star, 31 ekim
*
DİPLOMATİK DİL
Neler Oluyor Hayatta köşesinde Halil Kalmuk yazıyor:
“Cemiyet hayatının en şık hanımefendilerinden olan Elif Germiyangil stil ve prensip sahibidir. 4 mevsim aynı şekilde giyinir. Kar, yağmur, çamur umrunda olmaz. Stilinden, dekoltesinden vaz geçmez...”
Dört mevsim yarı çıplak gezer, demenin diplomatikçesi budur...
Posta, 31 ekim
*
OLMADI!
Gözcü, Ajda Pekkan’ın bir fotoğrafını kullanmış ‘KİM DER 60 YAŞINDA?’ diyor... (Gözcü, 31 ekim)
Kavgada bile yapılmaz!
Not: Bu arada uzmanlar bana hâlâ cevap vermedi, Ajda Pekkan ‘ORTALAMA’ kaç yaşındadır?
*
SEVİYELİ BİR HABER
Artık bu magazin haberlerinin güzelliği, seviyesi sınır tanımıyor.
Hürriyet’in sürmanşeti: BOŞANMADA SON İDDİA – Etiler’deki eski eğlence merkezi Dalmaz Center’ın sahibi Mehmet Dalmaz ve 31 yıllık eşi Gülay Dalmaz’ın boşanma davasında mutluluk çubuğu iddiası ortaya atıldı. Gülay Dalmaz, eşinin mutluluk çubuğu taktırınca evden ayrıldığını iddia etti...
ÖĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞH!
Hürriyet, 31 ekim
*
(D)ALINTI
Ben Yüksel Aktuğ’un GAF KÜRSÜSÜ köşesinde okudum. (Vatan’la Gülümseme, 31 ekim)
‘İletişim Profesörü Ali Atıf Bir’in Habertürk’te yayınlanan ‘Bildiğin Gibi Değil’ programındaki sözleri’ diyor:
“Hakaret olmadığı sürece kimse kimseye hakaret edemez!”
*
(S)ALINTI
“Bana sürekli ‘Görmeden nasıl sevişiyorsun?’ diye soruyorlar. Kardeşim siz sevişirken gözünüze el feneri mi sokuyorsunuz? Seks zaten kördür...” Metin Şentürk
Kelebek, 1 kasım
*
(K)ALINTI
İbrahim Tatlıses espri yapmış:
“Bizim rahmetli Kazancı Bedih’in Almanya’da bir kardeşi ortaya çıktı. Adı da ‘İch libe dish’miş!”
Kelebek, 1 kasım
*
VAY DIT VAY!
İzmir’de bir adam, bir fotoğrafçıya giderek vesikalık çektirmiş, dükkandan çıkarken tezgâhın üzerinde duran 4 milyarlık fotoğraf makinesini çalmış.
Tabii ki polis adamı... elindeki vesikalık fotoğrafla arıyor!
Şok, 1 kasım
*
(M)ALINTI
“Ben zaten ayda en az 30 kitap okuyan bir insan olduğum için en son hangi kitabı okuduğumu şu an hatırlamam mümkün değil!”
‘En son hangi kitabı okudun?’ sualine cevap (!) veren Merve İldeniz
Akşam, 2 kasım
*
ÖNEM SIRASIYLA
Evde yangın çıkta yanınıza alacağınız ilk 3 şey nedir? diye sormuşlar ‘ünsüz’ insanlara.
Hemen herkes ‘çocuklarımı ve eşimi’ demiş, çoluk çocuğu ‘ŞEY’ kategorisine dahili ederek...
En güzel cevabı işletmeci Hüseyin B. (39) vermiş:
“Telefonumu, oğlumu ve hanımı...”
Öncelik sırasına bakar mısınız!
Vatan’la Gülümseme, 2 kasım
*
MUHTEŞEM BİR HABERDİ!
Aşağıdaki haberle ilgili 3 ihtimal var:
(a) Haber doğru, detaylar doğru
(b) Haber doğru, erotik detayları gazete ilave etmiş
(c) Tamamı editörün ‘fantaaaaaaaaaaaaazisi’
Ama haber muhteşem, ‘Fırıncının Küreği’ mubarek!
Tecavüzden son anda kurtuldu!..
Artık yatağımızda da rahat uyuyamayacağız. İzmir’in Menemenilçesinde evine zorla girdiği DA isimli genç kadına bıçak zoruyla tecavüze kalkışan bir kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tecavüz zanlısı CK kendisiyle aynı yaşta olan DA’yı uzun süredir takip ediyordu. Önceki gece iğrenç emellerini gerçekleştirmek isteyen CK eline bir bıçak alarak DA’nın kapısına dayandı. DA’yı bıçak zoruyla etkisiz hale getiren DA (CK olacak) daha sonra genç kadının elbiselerini çıkarmaya başladı.
Oturma odasında genç kadını sütyenine kadar soyan CK daha sonra DA’yı yatak odasına götürdü. Genç kadının külodunu çıkarmak isterken bir anda DA’nın direnmesi üzerine korkan CK korkarak evden kaçtı. Hemen polisi arayan CK, DA’nın (DA, CK’nın olacak) tutuklanmasını sağladı. (Şok, 2 kasım)
*
GERDANDAN AKAN TERİ KOY KADEHE VER BERİ
“Ben cinselliği sevdiğim adamla, sevdiğim adamın teniyle, bedeniyle karışmak olarak görüyorum. Öyle severim ki, o adamın terini içebilirim.” Tuğba Özay
Bugün, 2 kasım
Böğğğh!
*
ALIŞ-VERİŞ
Ayaklı cüzdanı boşalttı, diyor başlık. Pes sana Aysu! diye yorum da yapmış editör.
Spot diyor ki “Aysu Baceoğlu sevgilisi Hakan Tankut’a tam 45 milyar liralık bayram alışverişi yaptırdı.”
Buna niye şaştıklarını anlamadım. Adı üstünde: alış-veriş!
Güneş, 3 kasım
*
ABİ VER Bİ’TUR ATİM...
Mustafa Sandal, Muhabbet Kart reklamı için Hintli tiplemesinden sonra bu kez de Rus kozmonot kılığına girmiş.
Resimaltı müthiş: Musti, reklam için gerçek bir uzay aracını kullandı
Bir tur atıp gelmiş...
Takvim, 3 kasım
*
HAS...BİNALLAH!
Gurubun en dandik takımı Schalke’yi İstanbul’da yenemeyen, Almanya’da da 2-0 yenilen Fenerliler, güya, yekvücut olup yemin etmişler: BİZ, MİLAN’I DA, PSV’Yİ DE YENER, TURU GEÇERİZ!
Bu haberi okurken sağ elime bir şeyler oldu, parmaklarım bir garip şekil aldı nedense! JJ
Star, 3 kasım
*
GELİN GÜVEY
Organizatör Erkan Özerman, şerefine özel bir gece düzenlediği Galatasaray Lisesi’nden arkadaşı Atilla Dorsay’a YAŞAM BOYU ONUR PLAKETİ vermiş. (Sabah’la Günaydın, 3 kasım)
Dorsay böyle bir ödülü hak etmiştir, tamam da...
Özerman kim? Bir meslek odası mı, Sinema Eleştirmenleri Derneği filan mı, üniversite senatosu mu, kim? Ne sıfatla YAŞAM BOYU ONUR PLAKETİ veriyor?
*
MADEM ÖYLE...
İşadamı Atilla Özer, adına bir davet düzenlediği Saint-Benoît Lisesi’nden çocukluk arkadaşı gazeteci Serdar Devrim’e ÖMÜR BOYU ONUR PLAKETİ verirken ‘Gelecek sene de, inşallah, Pulitözer Ödülü vereceğim’ dedi. Parasıyla değil mi? (Gazeteler, pek yakında)
*
TARKAN’IN BEDEN BİLİ
Akdeniz Üniversitesi’nden bir öğretim görevlisi, durup dururken (yani, haberden böyle anlaşılıyor, bir açıklama yok) ‘insanın beden dilinin kendisinini ele verdiğini’ söylemiş, çok güzel bir cümle olmasa da. Ve beden dilini iyi kullanmak için 10 altın kuralı açıklamış.
Şimdi ben bu psikologun söylediklerini dikkate alacağım ama, haberdeki bir resimaltı kafamı karıştırdı:
“Psikolog Elif Yazar, sanatçılar arasında vücut dilini en iyi kullananlardan birinin Tarkan olduğunu... söyledi.”
İnşallah sahnedeki Tarkan’dan bahsetmiyordur, çünkü sahnede dans eden Tarkan’ın beden dili biraz kekemedir üstünüze afiyet. Ajda Pekkan’dan bile beter!
Milliyet, 4 kasım
*
BEN DE ÇOK HAYAL ETTİM AMA...
Cem Yılmaz, anne babasına Bayram hediyesi olarak ½ trilyonluk bir ev satın almış. (Tercüman, 5 kasım)
Çok para kazanan insanları sadece, sadece ÜÇ şey için kıskanırım: (1) Sevdikleri için böyle güzel şeyler yapabilirler (2) Fakir fukaraya yardım edebilirler (3) Boğaz’da bir yalıda oturabilirler...
Tabii ana babaya alınan evin de, fakir fukaraya yapılan iyiliğin de TEŞHİR EDİLMEYENİ makbuldür. Ama olsun, bir iki nesil sonra onu da öğrenirler...
*
BİZİM MİLLETE AKIL SIR ERMEZ
Yabancı Damat dizisinde baklavacı Kahraman Usta rolünde gerçekten muhteşem Erdal Özyağcılar. Yakından Kumanda’da Yüksel Aktuğ yazdığına göre bir tatlı festivali için İskeçe’den davet etmişler... ‘baklava ustası’ sıfatıyla! Ve festival sırasında, insanlar Erdal Bey’e ciddi ciddi ‘iyi baklava açmanın sırlarını’ sormuşlar...
Ekmek Teknesi’nde Fırıncı Nusret Baba rolündeki Savaş Dinçel’e de, Fırıncılar Derneği ‘Yılın Fırıncısı’ ödülü vermişmiş, bu vesileyle onu da öğrendim... (Vatan, 5 kasım)
Seçimlerde artık oy vermesem mi acaba?
*
DOĞRUYSA EĞER...
Mahsun Kırmızıgül, sevgilisi Bade İşçil’e bir sürpriz yapmak istemiş, satın aldığı pırlantalı nişah yüzüğünü bir istiridyenin içine yerleştirmiş ve 25 metre derinliğe, deniz dibine bırakmış. Birlikte tüplü olarak daldıklarında, sevgilisinin istiridyeyi ‘tesadüfen’ bulmasını sağlamış. Ancak... genç kadın içinden çıkan yüzüğü görünce bir çığlık atmış ve... az daha boğuluyormuş!
Sabah’la Günaydın, 5 kasım
*
FAHRETTİN ASLAN’IN MAKSİMİ – ATEŞBÖCEĞİ YALÇIN’DAN BİR ANI
Ateşböceği Yalçın, ‘BİR ATEŞBÖCEĞİNİN ANILARI’ adını verdiği bir hatıra kitabı kaleme alıyor. Bu güzel kitapta, geçen hafta vefat eden ‘Gazinocular Kralı’ lakaplı Fahrettin Aslan ile ilgili bir iki anısını aktarıyor. Konu gündemde olduğu için, kısa bir alıntı yapmak istedim:
“Bu arada (Hüsnü Tatari) Zeki Müren’e ve Maksim Müesseseleri’nin sahibi Fahrettin Aslan’a bizi methedermiş. ‘Gidin de izleyin... Olmaz böyle bir şey!’ diye bizi yüceltirmiş. O sıralar Balarıları’na bir alternatif arandığını hissetmiş. Bardağı taşıran bir olay son damla olunca ‘Ateşböcekleri’ni getir, bir deneyelim’ demişler.”
“O günü unutmak mümkün mü? Hüsnü Ağabey Şato’ya gelmişti. Onu orada görünce şaşırdık, çünkü aynı saatlerde Maksim’de Zeki Müren’in yanında olması gerekirdi. Programımız bittiğinde soyunma odamızın kapısında tüm gülümsemesiyle ‘Haydi bakalım hayırlı olsun, Maksim’de başlıyorsunuz’ demez mi, şaşkınlık içindeydik. Maksim Gazinosu, Fahrettin Aslan ve Zeki Müren... Olmaz böyle şey, olamaz! Bize Maksim şartlarını, Zeki Müren’in ilkelerini hep anlatırdı Hüsnü Tatari... Bir rüyaydı Maksim!”
“Eve gelip anne ve babama anlatmıştım gelişmeyi. Onların o anki sevincini kelimelere dökmek mümkün değil. İnsan böyle bir rüyayı kaç defa görebilir? Kırk yıl geçti, hep kendi kendime ‘Böyle bir rüya göster Allahım da o mutluluğu hiç olmazsa tekrar rüyamda yaşayabileyim’ derim...”