Güncelleme Tarihi:
SUALTI MÜZESİNE YÜZME BİLEN ZİYARETÇİ ARANIYOR
İddiaya göre vatandaşlar ‘su altında olmasından endişe ettikleri için’ Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne girmiyorlarmış; müdüriyet çareyi kapıya ‘MÜZEMİZ SU ALTINDA DEĞİLDİR. ESERLERİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ DENİZİN ALTINDAN ÇIKARILMIŞTIR’ diye bir pano asmakta bulmuş.
Posta, 17 ekim
*
ÇOK ZOR BİR İŞ YAPIYORLAR!
Kelebek ve Kelebek’ten aşırarak kimi magazin gazeteleri kullandı bu fotoğrafı.
Pınar Altuğ kısa kot eteğiyle cipe binmeye çalışıyor. Bu cipler Nişantaşlı görgüsüz ‘sosyetikler’ için değil arazi için tasarlandığından epey yüksek, haliyle Pınar Altuğ’un da eteği sıyrılmış, bacağı biraz görünüyor.
Kelebek ‘Tony’nin kullandığı arabaya binerken mini eteğiyle frikik vermemek için çaba sarfetti’ diyor.
Bu ne böyle ilk ne de son ‘arabaya binerken frikik vermekten kendini alamadı’ yahut ‘frikik vermedi’ fotoğrafı.
Allah mecbur etmesin, ama bir gazeteci olarak, bir gece kulübünün önünde ‘Acaba biri arabaya binerken, arabadan inerken bacağı açılır, apış arası hatta şansım varsa beyaz donu gözükür de fotoğrafını çekebilir miyim?’ diye saatlerce beklemek istemezdim. Allah biliyor ya, alan da veren de memnun olsa da, haysiyetime dokunurdu.
Yapan, yapmak mecburiyetinde olan meslektaşlarıma sabır diliyorum...
Kelebek, 17 ekim
*
BU PİRAMİT NEREDEN ÇIKTI?
Star ‘Ghofo Piramidi’nin sırrı’ dedi, ‘Mısır’daki 4.500 yıllık piramitlerin en büyüğü Ghofo Piramidi’nin sırrı çözülüyor...’
Mısır tarihini okumuşluğum vardır, üç büyük piramidin adını Keops, Kefren ve Mikerinos olarak bilirim.
Bu Ghofo ne ki ne? Bilen beni de aydınlatsın, n’olur!
Star, 17 ekim
*
KAVGADA BİLE SÖYLENMEZ
Türkiye Almanya’yı yenince, Alman Bilt gazetesi Türkçe olarak ‘Galibiyetinizi kutlarız’ diye yazdı. Kompleksi Türkler buldumcuk oldular, ırkçı Almanlar çok kızdılar. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni özrü kabahatinden büyük bir açıklama yaptı:
“Bizim (Alman milli takımı) oyun, Almanca anlatılamayacak kadar kötüydü!”
Ne yani, bu kadar kötü bir şeyi ifade etmek için Türkçe daha mı uygun? Ne diyor bu adam?
Hürriyet, 17 ekim
*
ÜFÜRÜK SAĞLIK HABERLERİ
Ben bu üfürükten sağlık haberlerine bayılırım.
Mesela:
“Grip olmak istemiyorsanız şarkı söyleyin”
Her fırsatta şarkı söyleyin... çünkü Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre şarkı söylemek gribi önlüyor.
Şok, 18 ekim
*
AŞK NAKLİYATÇISI GÖKŞEN
Ailenizin gazetesi Şok’ta Aşk Pınarı köşesinde sevgililer birbirlerine mânîler yazar.
İşte Gökşen’den Şebnem’e bir mânî:
Her gecenin en yorgunu ben... Aşk nakliyatçısıyım! Omzumda ‘sen’ diye bir yük, benden başkası taşıyamaz...
Şok, 18 ekim
*
DENİZ AKKAYA’NIN ÇEKİRDEK AİLESİ GENİŞTİR
Efendim ÇOK önemli bir haberdi, üç yıl önce ayrıldığı nakliyatçı sevgilisi Murat Aslan, Deniz Akkaya’ya bir pırlanta gerdanlık hediye ederektene evlenme teklif etmiş. Deniz kızımız ise düşünmek için biraz süre isterkene “Murat benim çekirdek ailemden” demiş.
Çekirdek ailemden mi? Vatizdiz?
Posta, 18 ekim
*
TÜRKİYE TUĞBA İLE ... YIKANACAK!
Haber şöyle:
“Tuğba Özay mankenlik, sunuculuk, oyunculuk derken şimdi de kozmetik sektörüne el attı. Manken, kendi adını taşıyan şampuan, duş jeli ve kremlerden oluşan bir dizi güzellik ürünü piyasaya sunacak. Tuğba "Tüm Türkiye benimle yıkanacak" sloganıyla çıkaracağı ürünlerin yok satacağından emin... Ürünlerin ambalajlarını da Tuğba'nın fotoğrafları süsleyecek”. (Vatan, 20 ekim)
Başlık: Türkiye benimle yıkanacak
Dilimin ucuna kadar geleni söylemiyorum tabii ki, ayıptır diye. Yoksa ‘müştirisi bulunur’ söz konusu sabunun!
Ama Tuğba Özay’ın reklam sloganı bana bir fıkrayı hatırlattı:
Hani Naziler Auschwitz’e giden trene tıkmaya çalışırken, Temel bağırıyormuş:
- Ulan inbeler, beni öldürün, sabun yapın ipimde bile değil. Ula köpürürsem anam avradım olsun!
*
TOP FARKI
“Bizim zamanımızda bir Deniz Akkaya, bir Demet Şener, bir Ebru Şallı vardı. Şimdi kimseyi göremiyorum” diyen Demet Şener hüküm vermiş:
- Türkiye’de bizden sonra top model çıkmadı!
Ortalıkta modelim diye gezenler var, ama tabii ‘top’ mudur değil midir, ben bilemem.
Vatan, 21 ekim
*
BERBAT BİR REKLAM diye verdi, elleri dert görmesin, Vatan gazetesi.
“JFK Hospital, Semra Türk'ün (KAYNANA SEMRA) hastanelerine geleceğini basına duyurdu. Ambulansla Türk'ü evinden aldı, basın ordusu arasından sedye ile taşıyıp, özel odada röportaj yaptırdı. Semra Hanım tedavisini bedavaya getirmiş, hastane de reklamını yapmış oldu!”
Vatan, 21 ekim
*
AYKUT IŞIKLAR’DAN HAFTANIN ‘HAŞIRT’ISI
1- Zeki Müren'in Bursa'daki mezarı 'türbe' gibi olmuş. Yakın kentlerdeki vatandaşlar bile Cuma günleri rahmetlinin mezarına gidip, 'adak'ta bulunuyorlarmış. Çok merak ettim, acaba ne adıyorlar. Böyle devam ederse yakın zamanda 'Bursa'nın bir de 'Müren dede türbesi' olacak. 'Telli Baba' filan gibi...
2- (Yapımcı Fatih Aksoy’un kiralık evini üstüne yapmasını istediği için sevgilisi Aysun Kayacı’yı kapıya koyduğu hakkındaki, yalanlanan, dedikodu üzerine) “Benim anlamadığım bir konu var, Fatih Bey başka ne bekliyordu? Aysun gibi genç ve güzel bir kız, peşinde bu kadar zengin erkek varken, Aksoy gibi bir adam ile birlikte niye olsun ki... Tarkan gibi ünlü değil. Mustafa Koç kadar zengin hiç değil. Eeee TV dizilerindeki delikanlılar kadar da yakışıklı değil. İyi hediyeler yani at-kat-yat alsaydı, hepsi olurdu tabii ki... Demek Fatih Aksoy hâlâ eski günlerde kalmış. Kızları duygusal sanıyor. Ayrıca futbolcu Emre'nin Aysun'a neler aldığını bir sorup öğrense idi.”
Bugün, 21 ekim
*
SUSUNCA SÜRMANŞET HABER OLAN STAR
İki üç gün oldu, Hülya Avşar’ı Hürriyet sürmanşetten haber yapmadı. Bu sefer nasıl bir bahane bulacaklar diye bekliyordum. Vallahi buldular:
Hülya Gülben’i muhatap almadı - Gülben Ergen’in ‘Hülya Avşar dahil rakibim kalmadı’ açıklamasına Hülya Avşar sessiz kalırken...
Ve sürmanşette koskoca bir Hülya Avşar fotoğrafı!
Kadın muhteşem vallahi, ‘konuşmadı’ diye Hürriyet’e sürmanşet oluyor!
Hürriyet, 22 ekim
*
BİR DE AĞAÇ DİKSELERMİŞ KİMBİLİR...
1.8 milyon dolarlık aile kavgası, diyor Sabah.
Semra Özal, oğlu Efe’ye 1998’de BORÇ verdiği 1.8 milyon doları (bugün 2.4 trilyon, o tarihte çok daha ‘önemli’ bir meblağdı tabii ki) geri almak için dava açtı. Özal Ailesi’nde sık sık olur böyle ‘seviyeli’ anlaşmazlıklar...
Benim asıl hayret ettiğim, Semra Hanım, 2.4 trilyon lirayı tek kalemde çıkarıp oğluna borç diye verebilmiş. Yani DİKİLİ AĞACI BİLE OLMAYAN BİR MEMUR EMEKLİSİ ailesi için iyi para. Demek ki Turgut Bey’ye birlikte rahmetli, yememişler içmemişler, maaşlarından biriktirmişler.
Sabah, 22 ekim
*
TAKVİM UZAN’LA GURUR DUYUYOR
Takvim gazetesini okurken birden gözlerim doldu.
Uzan yorgun ama mağrur
Kalp krizi geçiren (?) Cem Uzan dün taburcu edildi. Eşi Alara ile elele yürüyen Uzan, hastane çıkışı bitkin ama mağrur haliyle dikkat çekti. (Takvim, 22 ekim)
Mağrur = Gururlu
Eh, Cem Uzan ne kadar gurur duysa azdır!
*
SOYSUZUN UTANACAK HALİ YOK YA
Hakkı Devrim yazdı:
Ad koyarken utanmayanlar
Yabancı adlara isyan duygusu yeni yeni filizleniyor. Cengiz Semercioğlu «Yahu bu ülke insanı Uphill Court'ta oturan birine mektup yazmaya kalksa, zarfın üzerinde o harfleri yan yana getiremez» diyordu. (Hürriyet, 19 ekim).
Yılmaz Özdil, Cevahir Alışveriş Merkezi'ndeki dükkân adlarını yazmaya davranmış: Rodi, Loft, Tiffany, Soleil, Dry, Fleor, Enplus, Bernardo, Flower, Woly, Tchibo, De Facto, Jujube, Saffio, Best, Jump, Sun, Silver Design, Oxxo, Seven Hill, Party, Tita, Evita, Ivon, Blue Petrol, Sunset, Oysho, Colors, Fornarina, Perspective, Lovesyou, Caraline... (Sabah, 19 ekim).
Ben de bir kâğıda yazdığım yeni site adlarını bunlara ekleyeyim: İncity, Burj el Turco, Pelican Hill, Marenegro, Greenium, Merit-Life, Kent Plus, Optimum Compact, Eston Şehir, İstanblue, Mashattan, My World...
Şunlar da My World'un mahalleleri: Moontown, Diamond, Suncity ve Highpark.
Ayıptır, demek az kalır. Soysuzluk işaretidir.
Radikal, 22 ekim
*
NE DEMEK İSTİYOR?
Tatlı Hayat köşesinde Ahmet Cumalı yazıyor:
Buna kim inanır!!!
Lal Dedeoğlu, 5 ay önce Cem Yılmaz’dan ayrılmıştı. Lal’i Buzbar’daki ortağı Ender Saral ile elele gördüm. Ender Saral fotoğrafını çektiğimizi anlayınca “Altına yeni sevgililer yazın” dedi. Biz yazsak kim inanır Ender Bey? Çünkü herkes sizin kadın milletine mesafeli durmayı çok sevdiğinizi biliyor! (Posta, 22 ekim)
*
VALLAHİ, BİLLAHİ BEN BU RÜYA YORUMLARINA BAYILIYORUM...
Bunları kim uyduruyor, nasıl bu kadar yaratıcı oluyorlar?
Okuru Okşan Ablası’na soruyor:
“Merhaba Okşan Hanım. Ben gece yattığımda (yani uyanıkken, ayakta rüya görenlerden değilim demek istiyor) rüyamda rahmetli Kemal Sunal’ı gördüm. Sanki birbirimizi tanıyor gibiydik. Onunla arkadaş gibi konuştuk. Bana filmlerindeki anılarını anlatıyordu. Rüyamı yorumlarsanız sevinirim.”
Okşan Abla da “Kızım sen televizyonda Kapıcılar Kralı ile Tosun Paşa filmini kırk kere seyrettiğin için kafayı yemişsin” diyeceğine şöyle bir YORUM getiriyor rüyaya:
“Rüyada aktör veya aktris görmek normalde mutluluğun habercisidir... Ama gördüğünüz aktör ya da aktris yaşalıyorsa, o zaman bir takım sorunlarla karşılaşacaksınız demektir.”
Şok, 22 ekim
*
VE HAFTANIN ALINTISI
İbrahim Tatlıses ‘kıro’ ise, sorumlusu içinde yetiştiği şartlardır.
İbrahim Tatlıses’in köşedası Nazlı Ilıcak (Bugün, 22 ekim)