Medyadan : MAGAZİN VB

Mesut Yar’ın programında, manken Gizem Özdilli, bir Kıbrıs anısını anlatırken, “Kıbrıs’a gittiğimde Rauf Denktaş ile tanıştım, bana kuş koleksiyonunu gösterdi’ deyince, Gönül Yazar lafı oturtmuş:

- Denktaş’ın kuşunu göstermediği kimse kalmamış. Bir tek ben görmedim herhalde...

Akşam-Pencere, 4 ekim

*

Bir minik dedikodu:

“Barış Yaman ile ayrıldıktan sonra kendini işe veren Esra Eron, kilolarından kurtularak podyumlara döndü. Defilelerde boy gösteren Esra’nın bir süre hayatında aşk olmayacak...” (Takvim-Papatya, 4 ekim)

Ne güzel, planlı programlı kızlar...

1-31 ekim : Hayatımda aşk olmayacak

1 kasım: Ünlü bir işadamının playboy oğluyla seviyeli bir birlikteliğe yelken açacağım

7 kasım: ancak ... ile yollarımı ayıracak ve 15 kasıma kadar ‘aşk defterimi’ kapatacağım...

*

Türkücü Nuray Hafiftaş Çatalca’nın bir köyünde inzivaya çekilmiş, “Evimi, konsere gittiğim yerlerden topladığım 50 kediyle paylaşıyorum” diyormuş.

Çok acıdım, hiç iyiye işaret değildir! J

*

Engin Günaydın “Cem Yılmaz’ı çok seviyordum ama bir süredir tekrara düştü” demiş.

Engin Günaydın’ı hatırladınız mı? Hani Bir Demet Tiyatro’da 4x4’lük bir Zabıta İrfan oynuyordu. Avrupa Yakası’nda kıl bir idare amiri oynar gördüm onu geçenlerde. Ben de tam “Zabıta İrfan rolünden sıyrılamamış. Hep ayrı rolü oynuyor, tekrara düşmüş...” diye düşünüyordum. Kelebek, 4 ekim

Not: Bu arada Engin Günaydın Telsim reklamında muhteşem!

*

Ben Hakkı Devrim’in Dil Yâresi’nde okudum (Radikal, 4 ekim):

“Benim dümbük arkadaşım ve kocası (Bay ve Bayan Dümbük) evlerinde ‘tecavüz tatbikatı’ yapmışlar.” Tuğçe Baran - Vatan, 29 eylül

(Dümbük = Argoda “Fuhuş aracısı erkek, pezevenk”)

*

Altın Portakal Ödülünün üç günlük bir oyuncuya verilmesine içerleyen Nurgül Yeşilçay “Ödülü seneye Petek Dinçöz’e verirler” diye tepki gösterdi.

Bizim ‘vur vur’cu magazin gazetecileri Dinçöz’e koşup ‘Bak Nurgül senin için böyle dedi, sen ne cevap veriyorsun?’ diye sormuşlar. Dinçöz “‘Nurgül son derece yetenekli ve beğendiğim bir oyuncu. Herhalde ödül alacağına çok inanmıştı, olmayınca da sinirlendi. Birinin beni karalamaya çalışması, benim de onu karalamaya çalışmamı gerektirmez. Nurgül’ü beğeniyorum. Ayrıca Eğreti Gelin filminde de çok başarılıydı. Benim adımı anmasının sebebi, o filmdeki rolünün daha önce bana teklif edilmesi olabilir. Bunu öğrenince içten içe kırılmış, beni kafasına takmıştır belki. Ben de bir yerde sahne alırken aslında o mekan için benden önce bir başka sanatçıya teklif götürüldüğünü ve onun kabul etmediğini öğrensem ‘Neden ikinci sıradayım’ diye düşünürüm” demiş.

Can Tanrıyar’ın sevgilisi bu lafı kendi düşünüp de söylediyse, vallahi helâl olsun!

*

Berlinli bir Türk, 6 milyon Avro harcayarak çok lüks bir genelev açtı. Savunması muhteşemdi:

“Genelev iznim var, ama ben pe..venk değilim!”

*

Türkiye’ye gün verilmemesi için kendini parçalayan Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ise kendini “Ailem Türkiye’de tatil yapıyor’ diye savundu.

Benden tavsiye... bir müddet YAPMASIN!

*

Çorbayla da, hurmayla da, sevişerek de oruç açılır

Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, tele-ilahiyatçı

*

Fenerli Mehmet Yılmaz, yakında FB’ye geçeceğini iddia ettiği Beşiktaşlı Sedat Ergin’e takılmak için ‘Yakında Sedat’ı vaftiz edeceğiz’ diye yazdı.

Bir okuru itiraz etmiş: “Fenerbahçe bir Müslüman kulübü olduğu için Sedat Ergin’i vaftiz edeceğinizi söylemenizi yadırgadım. Müslüman kulübüne üyelik vaftizle olmaz!”

Bu okurun da seçimlerde benim gibi 1 oyu var, biliyorsunuz...

*

Bülent Ersoy estetik ameliyat için ‘başka bir isimle’ hastaneye yatmış, yüzünü gerdirmiş, boynundaki yağları ve gözaltı torbalarını aldırmış. Gece 4’te hastaneden çıkarken de, kimse tanımasın diye başını ve yüzünü siyah Louis Vuitton şalıyla sarmış.

Tabii ki (zaten maksat haber olmaktı) gazetelerde boy boy fotoğrafı çıktı bu halde.

Aykut Işıklar, “Bülent Ersoy giderek Arap bacı olmaya başlamıştı. Yalan mı? Şayet bu son ameliyatta da değişmemişse, yakında Arap bacı rolüne çıkabilir...” diyordu. (Bugün, 8 ekim)

Ben de diyorum ki asıl bu siyah çarşafıyla ‘Louvre’deki Hayalet Belphegor’a benzemiş...

*

ATV’de yayımlandığı için Sabah’ın magazin eki Günaydın, Avrupa Yakası adlı diziyi şişiriyor, ‘Ne uğurlu diziymiş ama... oyuncularına öyle uğurlu geldi ki, bir bir filmlerde rol almaya başladılar!” filan bahanesiyle...

Ara sıra da olsa (ben pek tv seyretmem) keyifle izlediğim bir diziydi Avrupa Yakası. Senaristi Gülse Birsel’in kıvrak zekasını sevdiğimden, oyuncuların çoğunu beğendiğimden.

Son bir bölümünü seyrettim... FENA HALDE ŞİŞİRMEYDİ! Bitmek tükenmek bilmeyen sahneler, tekrarlanan espriler...

*

“Şenol’a teşekkür ederim çünkü beni temiz bıraktı. Hâlâ bakireyim.”

*

“... İbo’nun bu açıklamaları Seda’nın (Sayan) Kadırgalı damarını attıracak gibi!”

*

Ebru Çapa yeğeni 11 yaşındaki Elif’in sınıfına ‘konuşmacı’ olarak davet edilmiş. Yani sınıf hocası çocuklara iyi örnek (!) olsun diye çağırdı herhalde. Çapa anlatıyor:

“Bir bireyin en önemli görevinin, ne iş yaparsa yapsın, işini iyi yapmak olduğuna dair ahkâm kesiyordum ki, en ön sırada oturan şeytan çekici oğlan parmağını havaya dikip, ‘Örtmenim, hırsızların da mı?’ diye sordu!!!”

*

Papatya diyor ki “Söylenenlere göre (Deniz) Seki, sevgilisiyle geçtiğimiz gece şiddekli bir kavga yaşadı. Hem de incir çekirdeğini doldurmayacak bir nedenden...”

“Deniz’in Selim’e (sevgilisi) dünyayı dar etmesine” sebep olan bu “incir çekirdeğini doldurmayacak” sebep neymiş biliyor musunuz?

Selim Yalın, sevgilisi Deniz Seki’ye ... “Kendine dikkat et, katana gibi oldun!” demiş.

(Katana gibi = çok iri yarı, at gibi)

*

DOĞRU SÖZE ALKIŞ

Haber:

Benim gözüm boşuna bu kızı tutmuyor!..

*

“Aralarında Sibel Can, Seda Sayan, Muazzez Ersoy, Ebru Gündeş, Mazhar Alanson ve Cem Yılmaz’ın da olduğu starlar, en kısa zamanda Umre’ye gitmek için (bu arkadaş da Umre’yi, Kutsal Topraklar’da Mekke, Medine gibi bir yer zannediyor demek ki) plan yapıyor...”

Yapmasınlar, günahlarından arınmasınlar!

Biz Allah’ın günahkâr kulları, “Cennet’te ne işimiz var hacılarla hocalarla; ne kadar şarkıcı, türkücü, dansöz varsa Cehennem’de olacak, ne biçim âlem yapacağız”” diye teselli buluyoruz!