Güncelleme Tarihi:
BUNUN BİR ORTASI YOK MUDUR
Vatan, 28 Aralık
Popstar jürisini patır kütür terk eden şantöz Deniz Seki, Pazar Vatan’daki röportajında “Televizyona çarşaflı mı çıksaydım?” demiş.
Vatan diyor ki “Popstar yarışmasının en az yarışmacıları kadar tartışılan, ekranda verdiği frikiklerle her hafta olay yaratan Deniz Seki içini döktü: Bacaklarıma laf ediyorlar, (televizyona) çarşaf mı giyip çıksaydım?”
Çarşafla yarı çıplak arasında bir alternatif yok mu?
*
YENİ YIKANMIŞ ÇOCUĞUN DİRİLİŞİ
Milliyet Pazar, 21 Aralık
Ece Temelkuran yağmur altında İstanbul’u anlatıyor. Bir cümle :
Güneş, yeni yıkanmış çocuklar gibi diriliyor.
Çocuk oldum, çoluk çocuk büyüdük, üç çocuk büyüttüm... “Yeni yıkanmış çocuklar nasıl dirilir?” hâla bilmiyorum. Bendeki cehalete bakar mısınız!
Bir erotik not var da, bu cahil anlamıyor mu acaba?
*
AİLE REHBERİNE GEL!
Şok, 25 Aralık
Birinci sayfadan bir küçük anons: “ALDATMAYA ne kadar yakınsınız? İflah olmaz bir sadakatsiz misiniz? Yoksa gözünüz başka erkek görmüyor mu? Anlamak için hemen testimizi çözün...
Neredeymiş bu test?
“AİLE REHBERİMİZ SAYFA 9’DA...”
Kılavuzu karga olanın...
*
ONA KASABIN YAĞI DERLER
Şok, 25 Aralık
Ender Mermerci adlı hanım, “hesaplı” bulduğu için tanesi 2,5 milyardan on tane oturak almış, 25 milyar ödemiş, Şok’un iddiasına göre.
Şok, “Fazla para insanı işte böyle şaşırtıyor” diye başlık atmış, ama asıl lafı bulamamış...
Türkçe’de bu duruma uygun bir söz vardır, “Kasabın yağı çok olunca, kıçına sürermiş” derler...
*
ÜNLÜ OLMAK İÇİN REZİL OLMAK DA BİR YOL
Posta, 27 Aralık
Müge Ökten adlı kızın “referansı” yahut “sıfatı” ne biliyor musunuz?
“Popstar yarışmasında ilk elenen finalist” olma şerefi.
Gülmeyin, bu utanç bile yetmiş, Müge, İstanbul Bostancı’daki Green Park Hotel’de “sahne alıyormuş.”
Türkiye’de bu iş işte bu kadar ucuz...
Eğer siz de “ünlü” olmak istiyorsanız, bir gece kulübünde adam bıçaklamanız, bir şarkı yarışmasında sonuncu olmanız, kocanız tarafından bilmem kaç yerinden bıçaklanmanız, meşhur biri tarafından dövülüp tecavüz edilmeniz... yetebilir.
Biraz dişinizi sıktınız mı...
*
ALMIŞ KADAR OLDUK MORALİ, SAĞOL...
Şok, 27 Aralık
“En büyük arzusu askerlere destek ve moral vermek” diye bir “haber.”
“Seksi dansçı” Nazlı Tanrıkulu hayata geçirmek istediği hayalini Gazeteniz Şok’a açıkladı, diyor haber. “Askerlerimizin moral meleği olmak istiyorum” demiş genç kadın.
Bir de iki sütuna 26 santim bir fotoğraf, çırılçıplak, göğüsleri ve poposu meydanda, sadece apış arasında bir bez.
Şok, vatanî görevini yapmakta olan askerlerimizin çarşı izninde satın almayı sevdiği renkli ve hesaplı bir gazetedir.
“Seksî dansçı” kızımız hayalini az da olsa gerçekleştirmiştir, eminin, en azından gıyabında!
*
KİBARİYE’NİN ADET SORUNUNU DA ÖĞRENDİK
Vatan, 27 Aralık
Halkın seviyesini iyi yakaladığı için çok seyredilen Hülya Avşar Şov’da (kadın ne yapıp ediyor, her hafta gazetelereni ikinci sayfasına girecek bir malzeme yaratıyor. Gerçi bizim yazı işleri müdürleri ve ikinci sayfa editörlerinin Hülya Avşar haberi yapmak için artık bahaneye bile ihtiyaçları yok ya...) Hülya Avşar, Kibariye’ye “Çok kilo aldın, hamile misin?” diye sormuş. Kibariye de “Hayır değilim, benim adet düzensizliğim var. Adet olamayınca birkaç kilo alıyorum” diye cevap vermiş.
Sponsoru kadın bağı olan şovun sohbeti de elbet adet kanaması olacak, ne yani Spinoza’dan mı bahsedeceklerdi?
*
İYİ Kİ ELİNDE TUTUYOR, BİR DE KAÇIRSA
Gazeteler. 27 Aralık
Hülya Avşar’ın yukarıdaki haberi, farklı diyaloglar şeklinde hemen bütün “renkli” gazetelerde yer aldı. Çünkü Hülya Avşar, Kibariye’ye “Genç koca iyi oluyor mu?” diye sorunca, misafiri kızmış, “Terbiyesiz” diye cevap vermiş.
Ancak Avşar durumu toparlamak için, “Kaya da benden 1,5 yaş genç, faydasını görüyorum, kendime daha iyi bakıyorum” demiş.
Yani “Genç kocayı elde tutmak için kendime daha iyi bakıyorum” demeye getirmiş.
Bir de kocasını elinde tutamasa, neler olacak demek ki...
*
HÜRRİYET’TEN BİR CÜMLE
Hürriyet, 27 Aralık
Fransa’nın meşhur Le Monde gazetesini bilirsiniz. Siyasî bakışı tartışılabilir, haber seçimi ve olayları verişi yanlı bulunabilir... bunların hepsi bir gazete için olağan eleştirilerdir. Ama Le Monde’u “dünyanın en seviyeli ve en iyi gazetelerinden biri” haline getiren ve bu çizgiyi yarım yüzyıldır korumasını sağlayan değişmez bazı özellikler vardır.
Bunlardan biri de Le Monde’da kullanılan Fransızca ve haber dilidir.
Sanki tek elden çıkmış gibi standart ve hemen hatasız bir Fransızca ve bizim gibi gazetecileri kıskançlıktan çatlatacak kadar güzel bir yazı üslubu.
Dışarıdan yazanlar yahut Le Monde’a yeni katılanlar da, daha ilk yazılarında – nasıl yapıyorlar da beceriyorlarsa – bu kaliteyi tuttururlar.
Mesela Le Monde’un ikinci sayfasında, şöyle cümlelere asla rastlayamazsınız (gerçi böyle bir habere de rastlayamazsınız ya...) :
Popstar’ın bu haftaki elemelerine yine Elena ve Beyhan damgasını vurdu.... Elena, Ercan Saatçi dışındaki jüri üyelerinin eleştiri oklarına hedef oldu. Zerrin Özer de Deniz Seki’yi aratmadı ve Bayhan’a verdi veriştirdi...
Hürriyet’in ikinci sayfasındaki bu “haberde” insanın gözü şöyle :
- Yeni aşklara yelken açmak
- Adı birlikte anılmak
- Ağzını açıp gözünü yummak
- Aşk tazelemek
- Gündeme bomba gibi düşmek
- Dobra dobra konuşmak ... gibi bir iki cümle daha arıyor. Tam olsun diye!
*
O PARAYA KATLANIRIZ ARTIK...
Gazeteler, 26 Aralık
Hangi “mekanda” hangi “ünlü” şarkıcı “sahne alıyor” ve kişi başı “hav maç”?
Gazeteler boy boy verdi bu bilgileri.
Bu arada öğrendik ki, Petek Dinçöz adlı şarkıcımız, bir “nayt klab”da Yılbaşı programı yapıyormuş, kişi başı 250 milyon kağıda.
Düşündüm taşındım, eşimle de tartıştım, bize adam başı 100’er milyon versinler, Yılbaşı gecesi iki saatimi Petek Dinçöz’ün şarkı söylediği kulüpte geçirebilirim. Ben ki gözümü yumup 50 dakika MR’a girebildim, buna da dayanırım...
* * *
Resimaltı:
OPEN OPEN !
Hani bizim dansçı Nazlı Tanrıkulu “Mehmetçik’e moral vermek istiyorum” demiş ya. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz de “Coni’ye moral desteği” imiş. Kadın güreşçi (!) Dawn Marie, Amerikan askerinin önünde bir “kadın kadına güreş” seansından sonra (Bizde buna “Open open!” derler...) Coniler’e Noel Ana kılığında imza dağıtmış. Şimdi, askerliğini yapmış olan erkek okurlarıma soruyorum, bu tür gösteriler askerin moralini yükseltir mi, bozar mı?