Güncelleme Tarihi:
Sabah, 14 Kasım
Yiğidi öldür, hakkını yeme. Mehmet Barlas’ın 14 Kasım tarihli Şaka’sı güzeldi.
“Diyanet Vakfı’nın İlmihal’ine göre, tavla oynamak haram olmasa bile ‘mekruh’muş, yani ‘iğrenç’miş... Ayrıca, estetik ameliyat, saç ektirmek ve peruk da, insanları aldatmak amaçlı oldukları için, caiz şeyler değilmiş... Bu Diyanet Vakfı’na Ajda Pekkan’ın tavla oynayan bir fotoğrafını göndersek, acaba ne yaparlardı?”
*
FUTBOL MAÇI GİBİ İLİŞKİ
Şok, 12 Kasım
Oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile Zeynep Beşerler’in (Tarkan’ın ‘Dudu’ klibinde oynayan kızmış), ilişkileri varmış.
Şok’un haberi diyor ki : “... şu sıralar temposu hayli yüksek bir aşk yaşıyorlar!”
*
BİLMİYORSAN OKUMA HABERİMİ...
Hürriyet, 14 Kasım
New York’tan döndü ziyarete koştu, diye bir haber.
“Kaya Çilingiroğlu’nun vurulmasının nedeni olarak gösterilen Ahmet Ağaoğlu” diyor haber...
Vurulmasının nedeni ne demek? Ahmet Ağaoğlu yüzünden mi vurmuşlar Çilingiroğlu’nu? “Azmettirici” diyecek de hukuk bilgisi mi yetersiz?
Haberin sonuna kadar başka bilgi yok... Kimdir, necidir bu Ahmet Ağaoğlu? Niye, “Kaya Çilingiroğlu’nun vurulmasının nedeni olarak” gösteriliyor?
Bu ne biçim haber?
*
ESKİ GAZETELERİ ATMAYIN
Milliyet ve Sabah 14 Kasım
Yukarıdaki haberi Milliyet’te ve Sabah’ta da merak edip okuyorum. Hani onlar daha mı iyi vermiş haberi? Bu iki gazete de “Ahmet Ağaoğlu Türkiye’ye döndü, bilmem ne dedi...” diye haber yapıyor, ama bu adam kimdir, necidir, Kaya Çilingiroğlu’nun vurulmasıyla ilgisi nedir, niye gazetelere haber oluyor? Tek satır yok.
Soruyorum. “Dünkü gazetelerde vardı ya” diyorlar.
Bugün gazetelerde yazanları anlamak istiyorsanız, eski gazetelerinizi atmayın, saklayın!
*
DAVETLERDE PİŞTİ OLMAK NE DEMEK?
Sabah’la Günaydın, 14 Kasım
Bülent Cankurt’un Life+ köşesinde kullandığı bir “deyim” dikkatimi çekti.
Bilin bakalım “Davetlerde pişti olmak” ne demek?
Bu yazının sonunda cevabını bulacaksınız...
*
ORUCU SUŞİYLE AÇAN ...LER
Milliyet, 10 Kasım
Olacağı buydu...
“Japon mutfağının ünlü yemeği ‘sushi’ artık pek çok kişi tarafından iftar sofralarında da tercih ediliyor” ... muş.
Bir defa bu yemeğin adı neden “sh” ile “sushi” diye yazılıyor da, Türkçe dilbilgisi kuralının emrettiği gibi “suşi” yazılmıyor?
Japonca bir kelimeyi İngilizce yazılışıyla kullanınca daha mı bir “şey” oluyoruz acaba?
Efendim, Bayram Kaygusuz’un haberine göre, “son yıllarda Mehmet Ali Erbil ve Nefise Karatay’ın rağbet gösterdiği” (artık bize örnek olarak gösterilen Türk büyükleri bunlar) “sushi ile oruç açmaya başlayan insanların sayısı gün geçtikçe artarken, önceki gün Akmerkez’deki Sushi Home Store restoranı iftar saatinde oldukça kalabalıktı.” ... mış.
“Serdar Ortaç da orucunu sushi yiyerek açtı.” ... mış.
“Orucunu sushi ile açma modası” dedikleri soysuzluğa, sonradan görmeliğe küfredecektim, vazgeçtim.
Anadilinin ırzına geçecek kadar soysuz olan bir toplumun, dedesinin yemeğine, kültürüne, iftar örfüne sahip çıkmasını beklemek aptallık olur...
Size “sushi” yakışır...
*
KADIN SİYASET YAPMIYORUM DEMİŞ YA...
Gala, 16 Kasım
Başlık: Siyasetin yeni starı
Spot: Cemiyetin (sosyete’nin Türkçesi) en güzel kadınları arasında yer alan Ceyla Şahnavaz’a belediye başkanlığı teklif edildi. İşleri açısından şimdilik siyasete atılmayı doğru bulmadığını, o yüzden teklifi geri çevirdiğini belirten Şahnavaz...
Yahu kadın siyasete atılmayı kabul etmemişse, nasıl siyasetin yeni starı oluyor?
*
GÜVENEBİLİRSİNİZ
Gala, 16 Kasım
Türkan Şoray ile Cihan Ünal’ın kızları (1970’li yıllırda, radyoda, aranan “anarşistlerin” ismi okunurdu. Cihan Ünal kızı, Türkan’dan olma Yağmur Ünal şeklinde, birden aklıma geldi...) Yağmur Ünal, Barış Yaman adlı bir gençle berabermiş. Ama teyzesi bu ilişkinin bir an önce bitmesini istiyormuş. Sebep? Delikanlının parasız oluşu ve Yağmur’un ailesine bir numara küçük gelmesi. Gençlerin ilişkilerinin maddî ve manevî ölçüsünü belirleyen “teyze” kim? Nazan Şoray...
*
YAĞLI BÖREK
Gala, 16 Kasım
Hande Demir ile “işadamı” Erdinç Acar’in ilişkisine nazar değmiş. Birlikte Akmerkez’de alışverişe çıkmışlar, (bilin bakalım hangisi almış, hangisi ödemiş?) ama Erdinç Acar’ın bir “başka güzele” baktığını fark eden Hande Demir “olay çıkarmış.”
Bunların hâlâ birbirini kıskanacak hali yok herhalde.
Birbirini “kaptırmama” derdindeler...
*
SEVİYELİ BİRLİKTELİK - 1
Gala, 16 Kasım
“Manken” Selin Tokay ile Athena grubunun solisti Gökhan birlikteymiş. Arkadaşlarıyla bir barda otururlarken, Tokay birden parlamış ve Gökhan’ın kafasına bardak fırlatmış, o da kalkıp iki tane tokat patlatmış. Arkadaşları “ikiliyi” zor ayırmış.
Magazincilerin “seviyeli birliktelik” dedikleri şeyi merak ederdim hep.
*
SEVİYELİ BİRLİKTELİK - 2
Gala, 16 Kasım
Bülent Ersoy’u sahnede izlemeye “kendinden bir hayli genç sevgilisi” Çağlar Mutaf da gitmiş. Bülent Hanım bir ara mikrofondan sevgilisine cilve yapmış:
“Uyuma! Bu herif karılarla kulüplerde sabahlarken uykusu gelmiyor. Kameralar, çekin bunu!..”
*
RUHLAR NECE KONUŞUR?
Pazar Postası, 16 Kasım
Pelin Batu ruh çağırmaya merak sarmış. BÜ Tarih Bölümü mezunu olduğu için “tarihî kahramanların ruhlarını çağırıp, onlarla sohbet ediyormuş.”
(Pek tarihî kahraman sayılmaz, ama) Mozart’tan sonra, şimdi Napolyon’la takılıyormuş.
Hep merak ederim, Pelin Batu bu ruhlarla nece konuşuyor?
*
ORAL SEKSİN AYRINTISI NE OLA Kİ?
Hürriyet, 10 Kasım
Prens Charles’ın eşcinsel ilişkileri olduğu, biseksüelliği tartışılıyor. Mail on Sunday gazetesi “erkek uşağı, Prens’e oral seks yaptı” diye yazmış. Hürriyet’in haberi diyor ki, “Mahkeme kararı nedeniyle uşak Smith’in anlattıklarını ayrıntılarıyla yayımlayamayan Mail on Sunday gazetesi...”
Oral seksin daha ne ayrıntısını vereceklerdi acaba?
*
YUKARIDAKİ SORUNUN CEVAPI
Bülent Cankurt bir davette “sosyetik güzel” (!) Siren Ertan ile Hülya Kalyoncu’nun aynı ayakkabıyı giydiğini görmüş. “400 dolar verip ayakkabı alıyorsunuz, bari özgün bir model seçin” diye nasihatte bulunurken, “Ünlü moda evlerinin yeni sezon tasarımlarıyla gösteriş yapmak uğruna davetlerde pişti olmayı bile göze alıyorlar” diyor.
Yani “iki kişinin bir örnek giyinmesi” demekmiş “pişti olmak.”