MEDYADAN : Magazin geyiği

HÜLYA AVŞAR KULAĞINI KAŞIDI... AMAN HABER YAPALIM !

Güneş birinci sayfadan verdi, Takvim-Papatya da koskocaman haber yaptı. (30 aralık)

Birincisi “Hülya’dan kestane şov” diyor, ikincisi “Kestane ikram etti!”

Konu neydi, biliyor musunuz?

Marka, “Bir arkadaşının daveti üzerine, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda Merakî adlı oyunu seyretmeye gitmiş. Çıkarken de kendisi için aldığı kestaneleri hayranlarına ve gazetecilere dağıtmış.”

Böyle haber mi olur, bunun neresi haber Allah aşkına?

Bu işte, Hülya Avşar’ın da kabahati yok artık. Bütün suç, işin b..unu çıkaran biz gazetecilerde. 


*


BEKİR BİLİR

Posta’da Bekir Saçar Görünen Adam köşesinde yazıyor:

Başlık : “Korkma zararsız!”

“Cansu’yu (Cansu Dere, manken galiba) geçen gece Nişantaşı’nda gördüm. Yanında modacı Hakan Yıldırım vardı. Flaşlar patlayınca panik yapıp Hakan Bey’in yanından ayrıldı. Oysaki telaşı boşuna. Yakından tanıyanlar modacı Hakan Yıldırım’ın zararsız olduğunu bilir.”


*


BU KÖPEK BİR “MEKANDA SAHNE ALIRSA” ŞAŞMAM

Habertürk'ün 30 aralık'ta birinci sayfadan verilen, içeride de, Kenan Erçetingöz’ün köşesinde yarım sayfa işgal eden haberi : Nez’in köpeği eşcinsel

İster misiniz bu köpek, bir "mekanda" şarkıcı olarak "sahne alsın!"


*


BEN BU SEFER AYŞE HATUN’DAN YANAYIM

Şok’ta bir başlık : Marifetli Hatun

Spot : Kısa sürede 14 erkekle aşk yaşadı - Manken Ayşe Hatun Önal’ın gardrobunda belki de bir düzine çorap yok, ama aşk gardrobunda bu sayıyı aşan sevgilileri var.

Bir liste 14 isim...

Yarım sayfalık “haber”den alıntılar, hepsi de “-dediler, -söylediler” şeklinde dandik yorumlar:

Hepsi birbirinden iğrenç!

“İsmini vermekten kaçınan (Bak sen!) gece hayatının müdavimleri ‘Playboyların en iyileri çıtır kızlarla gezer. Oysa Ayşe Hatun Önal artık piyasanın çok bildiği bir isim oldu. Aynen gece hayatının sık kullanılan bir malzemesi gibi...’ diyorlar." MIŞ

Yahut :

“Ünlü çapkınlar (!!!) ‘Piyasada birlikte olmadığı kalmayan kadınlara artık dönüp bakmıyoruz bile. Böyle kadınlarla gezenlere ise, demode eşya kullanan arkadaşlarıa gösterdiğimiz muameleyi yapıyoruz’ diye konuşuyorlar.” MIŞ

Gayet tabii bu “araştırma haberi” yapanın adı madı yok altında.

Kızcağız Şok’un bir yöneticisine yahut gazetecinin bir hatırlı “abisine” HAYIR dedi galiba...


*


VE EBRU ŞALLI’DAN YANA...

Benzer bir b..çuluk da Güneş’in göbek eki Venüs’ten.

Bu kızcağızdan bir şey istediler de “hayır” mı dedi, yahut kocası gazetecileri mi kızdırdı, sebebini bilmiyorum... şöyle bir haber yapmışlar, koskocaman:

Akmerkez’de tuvalet kavgası

Özetle : İki üç sene önce (!) herkes Akmerkez’in tulavetinde efendi gibi sırada beklerken “hiç takmadan, insanları iterek bir genç hanım girdi. Hacetini gördükten sonra da çıktı. Üstelik içeriyi hayatımızda görebileceğimiz en pis şekilde bırakarak.” diyor anlatan.

Bu “genç hanımı” tarif de etmiş Venüs’ün kaynağı: “Geçenlerde evlenen, silikonlarını bir taktırıp bir çıkaran, Diyarbakırlılar için de ‘iğrenç kokuyorlar’ diyen manken...”

Kaynak yorum da yapmış: “Umarım birileri ona alafranga tuvaletlere nasıl oturulur, diye bir kitap hediye etmiştir. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, ellerini bile yıkamamıştı.”

Venüs de ekliyor : “Bizim aklımıza Ebru Şallı geldi, sizce de uyuyor mu?”

Peki Venüs’teki meslektaşlarım bu “haberi” kime dayanarak yapmışlar biliyor musunuz, kaynak kim?

ZHONGGUO !

Evet, yanlış duymadınız. 

İtiraf.com adlı siteye bu yazıyı gönderen, isimsiz itirafçı ZHONGGUO!

Venüsçüler’e daha titiz olmalarını tavsiye ederim. Yarın bir başka ZHONGGUO çıkar, sizi de bir umumî tuvalette görüverir...


*


VE DE İLHAN MANSIZ’DAN YANA

Asabî 1 Ocak, koskoca bir başlık: İlhan Mansız yaralı parmağa bile işemez!

Ne anlıyorsunuz? Bir dostunun ciddî bir sorunu var, Mansız yardım etmemiş, yahut bir arkadaşı ondan destek istemiş, vermemiş... değil mi?

Yoo, ilgisi yok.

Fındık ihracatçıları, Mansız’a “Japonya’da ve Kore’de Türk fındığının reklamını yap, 100 milyar verelim” demişler, o da 300 bin dolar istemiş.

Bitmedi. Asabî diyor ki “Bu ilk değil” çünkü daha önce de, bir Japon televizyonu Mansız’ı ekrana çıkarmak istemiş, o da çok para istemişti.

Size ne yahu! Adam profesyonel değil mi? Parasını ister, işinize gelirse... Bunun “yaralı parmakla” filan ne ilgisi var? Hayır işi değil ki bu...


*


HANDE ATAİZİ’NİN SİLİKON VADİSİ

Star Box Magazin vs ilâvesinde (24 aralık) manşet konusu Hande Ataizi, başlık “Bal gibi teşhir.”

Hande Ataizi sırtını, göğsünü filan açıkta bırakan bir elbise giyince, Starcılar “teşhirci” olduğunu fark etmişler birden.

Diyor ki haber: “Seksî oyuncu Hande Ataizi sırtını tüm çıplaklığıyla ortada bırakan derin göğüs dekolteli elbisesiyle güzelliğini cömertçe sergilemekle kalmayıp (!!!) verdiği frikiklerle teşhircilik sınırlarını zorladı.”

Sırtı açık kıyafetle nasıl “frikik” vermiş, göğüs dekoltesinden içeri bakıp, bacaklarını ve külodunu nasıl görmüşler anlamadım ama, sorun o değil. Kullandıkları bir lafa, yemin ediyorum, bayıldım. 

“Derin göğüs dekoltesiyle, SİLİKON VADİSİNİ tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren Hande...”


*


BU NE PERHİZ...

24 aralık tarihli Star Box Magazin vs’de minik bir haberi kesip saklamışım. 

Başlık : Gözlükten kurtuldu

Şöyle : “Pop müziğinin sevilen seslerinden Harun Kolçak da 20 yıl boyunca kullandığı gözlükten kurtuldu. Dünya Göz Hastanesi’nde gerçekleştirilen bir operasyonla 4,5 numara miyop gözlüklerden kurtulan Kolçak’a babası Eşref Kolçak ve Mine Çayıroğlu destek oldular.”

Benim üzerime vazife değil. Ama aynı günlerde, kredi kartı borcunu ödeyemeyen Harun Kolçak’ın imdadına dünyalar güzeli Sezen yetişmişti.

Herhalde borcunu dostları öderken, Kolçak milyarlarca lira verip miyop ameliyatı olmamıştır.

Haberi yapanlar bundan bahsetmemiş de...


*

BİLİN BAKALIM BU SÖZLERİ KİM SÖYLEDİ

Cümle şöyle : “Ben size bir şey söyleyeyim mi, Türkiye’de fazla terbiyeli, beyefendi olmayacaksın. Küstah, terbiyesiz, ahlâksız, külhanbeyi olursan, işini 10 numara götürürsün. Ve mutlak başarılı olursun.”

Evet, bilin bakalım bu sözler kime ait?

Cevabı, sayfanın sonunda vereceğim...


*

SERMAYEYİ KORUMA VE KOLLAMA

Jennifer Lopez, Beverly Hills’de alışveriş yaparken tuvalete girmiş. Ama tuvalet kağıtlarının zımpara gibi olduğunu görünce, dışarıda bekleyen nişanlısı Ben Affleck’i cep telefonundan arayarak pamuk gibi bir rulo getirmesini istemiş. Lopez’in sevdiği kapitoneli tuvalet kağıdını satın alıp getiren Affleck, “Bebeğim ne isterse yaparım. 1 milyon sterline sigortalı olan poposu, bu paranın her kuruşunu hak ediyor” demiş. (31 Aralık, Milliyet) 

Haklı. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez!


*

İYİ Kİ TÜRKAN ŞORAY BAŞKA ŞEY İSTEMEMİŞ

Bir köşe yazısından :

“Çok istediğim halde söyleşi yapamadığım Türkan Şoray’la bir gün Atatürk Kültür Merkezi’nin tuvaletinde karşılaştım. Kalakaldım. Bir mutlu oldum ki. Sonra pudramı ödünç verdim. Pudrayı kullandı! Hâlâ bana verdiği şekilde saklıyorum. O artık bir koleksiyon parçası bence. Çünkü pudranın ponponu Türkan Şoray’ın yüzüne değdi bir kere.” (İclal Aydın - Vatan, 30 aralık)


*


FEDAKARLIK MI? AMAN KALSIN!

Sabah-Günaydın (31 aralık) "Fedakârlık yaptı!" diye başlık atmış.

Çapa ailesinin hızlı yaşayan oğlu Emre “geçtiğimiz gece ehliyetsiz olduğu halde (!) direksiyon başında objektiflere yakalandı” diyor haber. Devamı : “Emre’nin bu hareketinin sebebi çok geçmeden anlaşıldı. Birlikte eğlendiği arkadaşı alkolü fazla kaçırınca, Emre fedakârlık yaptı ve direksiyona geçti.”

Günaydıncılar’ın fedakârlık anlayışı biraz garip. Sokaktaki iki yayayı da “feda” edebilirmiş ehliyetsiz delikanlı... Ama tabii bu konu polisleri ilgilendirmez.


*


BUNLARIN İLİŞKİSİ Mİ BİR TUHAF, BEN Mİ ESKİDİM?

29 aralık tarihli Gala’da, Demirkulak yazıyor köşesinde bir haber:

Başlık : Ceylan’a boşanma şoku

Spot şöyle : “İbrahim Tatlıses’in oğlu Ahmet Tatlı ile Ceylan sessiz sedasız resmen boşandı. Şiddetli bir kavga sonrası mahkemeye müracaat eden çift, karşılıklı olarak davadan vaz geçeceklerini beklerken ilk şoku yaşayan Ceylan olmuş. Avukatının boşandığını belirtmesinden sonra gözyaşlarını tutamayan Ceylan, Ahmet Tatlı’nın telefonuyla sakinleşebilmiş. Ve çift, birlikte yaşamaya karar vermiş.”

Doğru mu anladım? İkisi de ayrılmak istemiyormuş ama ikisi de avukat tutup boşanma davası açmışlar. İkisi de “diğeri davadan vaz geçer” diye beklemiş, ama beklerken boşanıvermişler. Boşanma davası açan Ceylan, boşandığını duyunca sinir krizleri geçirmiş. Neyse ki karşılıklı boşanma davası açarak boşandığı eski kocası arayıp gönlünü almış da... “İkili birlikte yaşamaya karar vermiş!”

Ben mi anormalim, bu ilişkilerde mi bir gariplik var?


*


YA TERK ET, YA DEFTERDEN SİL

Geçenlerde Erbu Gündeş’le ilgili de benzer bir haber vardı. Sevgilisi, Gündeş’e hediye ettiği mücevherleri geri isteyince, “ünlü şarkıcı” yıkılmış ve adamı defterinden silip başkasıyla evlenmiş. Demek ki elinin altında “Acil durumda evlenilecek” yedek birisi varmış, bu bir. İkincisi ... hediyelerini geri istedi diye yıkıldığı sevgilisini zaten ... iki hafta önce kendisi terk etmiş. Eee, o zaman “defterden silmek” ne demek?

Bir de Kubilay Keskin’in tam sayfa eli cebinde resminin yanında bir spot haber: Seçkin ve Yavuz’un flörtleri henüz yeni. Aşka dönüşür mü, yoksa kısa sürede biter mi bilinmez...

Allah Allah! Tövbe estağfurullah!


*

BİLİN BAKALIM BU SÖZLERİ KİM SÖYLEDİ ? sualinin cevabı:

Erman TOROĞLU, Hürriyet 1 Ocak 2003