Medyadan – Magazin alıntıları

Güncelleme Tarihi:

Medyadan – Magazin alıntıları
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2005 23:14

İyi ki Hürriyet var dedik yine – Bu hafta nedense Aysun Kayacı – Emre aşık ayrılıktalığından (birliktelik olur da bu niye olmasın) pek çok alıntı yapmışım ben – Rumuz: Acaba ben gerçek bir Koç muyum ablacığım – Genç kızı şöhret yapmaya çalışanlar bir adım öne çıksın – Asker kışlaları geçen hafta bu haberle dalgalandı – Enrica Macias Ajda ile aşk hayatımız oldu deyince, Türk sanat dünyasının bir muamması daha çözüldü – Türk medyasındaki bilimsel tartışmalara bir örnek – Allah insanı Aykut Abi’nin eline ve diline düşürmesin...vs


Türk kamuoyunun merakla beklediği bir haberdi. Bu kadar önemli bir konu olunca da, Hürriyet sürmanşetten verdi haliyle:

Yeni aşkını itiraf etti - Güzel manken Aysun Kayacı, MED Yapım’ın sahibi Fatih Aksoy’la birlikteliğini İLK KEZ HÜRRİYET’E İTİRAF ETTİ!

İyi ki Hürriyet var! Yoksa yine ot gibiydik bu hafta...

Hürriyet, 27 nisan

*

SADECE DUYGUSAL

Aysun Kayacı tam da topçu Emre Aşık’tan ayrılırken... Med Yapım’ın sahibi Fatih Aksoy’a aşık olmaz mı... Diyor ki “Bu başıma gelene bakın, ama insan duygularına söz geçiremiyor, ne yapabilirim, Fatih’e aşık oldum. İhanet yakıştırmalarını da kesinlikle kabul etmiyorum çünkü Emre ile aramızdaki aşk bitmişti...”

Vatan, 28 nisan

*

RUMUZ : BU NE BİÇİM KOÇ

Yıldız Günlüğü köşesinde astrolog (bir kere, bir astrologdan bahsederken yanlışlıkla ‘attırolog’ diye yazmışım, mahsus yaptığımı zannetti, zor ikna ettim vallahi...) Ayda Ersen 28 nisan Perşembe günü Koçlar’ın başına gelecekleri şöyle öngörüyordu:

Sabahtan eğitim yaşamınızdaki sınavlar, devlet dairelerinde ise evraklarla ilgili işlerinizde zaman yavaş geçse de başarı onarınız yüksek olabilir. Yaşananlardan büyük tecrübe elde edebilirsiniz. Öğlen saatlerinden itibaren sözlerinizin değerini daha net bir şekilde hissedeceksiniz.”

Ben de bir Koç’um. 28 nisan Perşembe günü, aylardır ilk kez, sabah bir resmi dairede işim olmadan, spora, doktora, çocukların okuluna filan uğramadan gazeteye geldim. Bugün ilk defa akşama kadar gazetede kaldım, iş gördüm. Öğleden sonra iki kere çay ocağını aradım, ‘4.katta toplantı var, çay gönderecek adamım yok’ diye beni sallamadılar. Akşam normal saatte çıkıp, ilk defa bir törene, bir açılışa, bir seminere filan takılmadan eve geldim.

Şimdi içime bir şüphe düştü, Ayda Abla... acaba ben gerçek bir Koç değil miyim?

Vatan-34, 28 nisan

*

SERİN DURUŞ’tan

Esra Ceyhan: Bebeği eğitme evresi, doğumdan önce, hamilelik evresinde, hatta hamilelikten önce başlıyor...

Serap Ezgü: Evliyken başka bir kadınla yaşamaya başlamış, karınızı terk etmişsiniz, bu nasıl bir duygu?

Konuk adam: Çok güzel bir duygu!

İkbal Gürpınar konuk doktora soruyor: Bu liposuction’la alınan yağlarla köfte mi yapıyorsunuz yoksa kavurma mı?

Orhan Ayhan soruyor: Evet Sanlı, anlat bakalım nerede doğdun, kaç yaşında doğdun?

Milliyet, 28 ve 30 nisan

*

MİNİ ETEKLİ ŞAKİR ASKERE GÖNDERİLDİ, diyordu haber.

Merter’de yol kenarında fuhuş yaptığı için gözaltına alınan Şakir C. asker kaçağı çıkınca şubeye sevk edilmiş.

Gazeteler ‘Mini etekli Şakir askere gönderildi’ diye verdi bu haberi. Çünkü Hülya takma adlı Şakir, siyah mini etekli, siyah uzun çizmeli gayet seksi bir travesti.

Adım gibi eminim, bugün Türkiye’nin bütün asker kışlalarında günün en çok konuşulan haberi buydu. Eratk, ‘İnşallah bizim birliğe gelir’ diye dualar etmiştir.

Hürriyet, 28 nisan

*

ARKADAN İTİYORLAR

Number One TV’nin haber spikeriymiş, ‘güzelliğiyle dikkat çekiyor’muş. Adı Berrak Tüzünataç, güzel bir genç kız, Allah için. Diyor ki ‘Galiba şöhret yapılmaya çalışılıyorum!’

Haklıdır, genç güzel kızların uyanık olması lazım, adamı bu piyasada bir şöhret yaparlar, vallahi ne oldu, nasıl oldu, anlamazsın!

Hürriyet-Kelebek, 28 nisan

*

ŞOZ MESELESİ ANLAŞILDI

Cezayir asıllı Fransız şarkıcı Enrico Macias, 1976 yılında Paris’in en büyük sahnesi Olympia’da ‘birlikte sahne aldığı’ (aslında Enrico Macias konseriydi, Ajda da bir iki şarkı söyledi ama neyse) Ajda Pekkan’ı unutamamış. ‘Artık yaşlandım ve açık açık herşeyi anlatıyorum. Ajda’yla aramızda gerçek bir aşk hikayesi yaşanmıştı’ diyor.

30 senedir bunu bizden gizlemeyi başarmış namızsızlar!

Biz de, 30 senedir, ‘Ajda nasıl oldu da Olympia’da sahneye çıktı?’ diye merak edip dururduk! J

Hürriyet-Kelebek, 29 nisan

*

TÜRK MEDYASINDA BİLİMSEL TARTIŞMALAR

Geçen hafta Batı dünyasında insanın uyku ihtiyacının gecede 3 saate kadar indirilebileceği yahut doku implantasyonu yapılan gözün kendini yenileyerek tekrar görmeye başlaması gibi tıbbî, bilimsel konular tartışılıyordu.

Biz de geri kalmadık. Türk basını geçen hafta ‘O Şimdi Mahkûm’ filminde Numan Kolsuz tipinin kebap yüzünden sertleşme sorunu yaşaması konusunu tartıştı.

Filmdeki diyalog şöyle:

Numan Kolsuz: Gelince parçalayacağım seni...

(Eve gelir, nefes nefese sevgilisini yatağa atar ama ereksiyon vâki olmaz)

Numan Kolsuz: Kusura bakma... Kafamda çok kurdum herhalde...

Sevgilisi Katerina: Önemli değil! Sorun sende değil, kebaptandır...

Böyle bir diyalog üzerine Türkiye’de ne olur?

Medyanın ‘vur vur vur!’ sesleri arasında, tabii ki KEBAPÇILAR AYAKLANIR!

Kebapçıların itirazları da muhteşem:

Yüzevler Kebap’tan Selahattin Bey: ... tam tersine ben (kebabın) faydası olacağını düşünüyorum!

Köşebaşı Kebap’tan Ali Bey: Kebap erkekliğe kötü gelseydi, Doğu’da ağaların 3-4 hanımı olur muydu?

Develi’den Erhan Bey: Saçma kardeşim bu sahne. Bizim müşterilerimiz arasında doktorlar var, profesörler var...

Nezih Kebap’tan Galip Bey: Bizim Hacettepe Üniversitesi’nde de kebapçımız var. Kebap böyle bir sorun yaratsa, doktorlar bize hastanede mekan açtırırlar mıydı?

Memleketimi ve insanlarımı çok seviyorum!

Sabah’la Günaydın, 29 nisan

*

E GÜZEL!

Hıncal Abi’nin Sevdiğim Laflar kutusundan bir Amerikan atasözü:

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.

Sabah, 29 nisan

*

ZAMAN İZAFİDİR DEMİŞ İBNİ BİLMEMNE

Uyku ihtiyacını günde 3 saate indiren bir gen bulunmuş. Ancak bu genin bir yan etkisi varmış : ömrü kısaltıyormuş.

Tabii şimdilik sineklerde ... 6-12 saatlik günlük uyku ihtiyacını 3 saate düşürmüşler, ama sineğin ömrü kısalmış.

Zaman izafîdir demiş İbni Bilmemne! (Hayır, Einstein’dan önce mutlaka bir İslâm âlimi söylemiştir bu lafı, o gâvur nereden bilecek!)

Ortalama günde 8 saat uyuyan bir insan 75 sene yaşasa mesela, ömrünün üçte birini uykuda geçirmiş, aslında 50 sene yaşamış demektir.

Günde 3 saat uyuyarak mesela 60 sene yaşasanız, 52,5 sene uyanık kalmış olursunuz.

Yani ömrünüz fiilen 2,5 sene UZAMIŞ olur, kısalmış değil.

Düşünmeye değmez mi!

Gazeteler, 29 nisan

*

HAYATINI METRESLİKLE KAZANMAK

Cahillik devam ediyor. Daha önce de yazdı gazeteler bunu, birçok gazete aynı hatayı yaptı. Yani ‘lafın’ bir basın bülteninden filan kaynaklanması ihtimali yüksek.

İki Genç Kız filmiyle ilgili bir haberin resimaltı:

Metres anne - Hülya Avşar filmde metreslikle hayatını kazanan Leman’ı canlandırıyor

Metreslikle hayatını kazanmak, metreslik yapmak ne demek?

Biz buna eskiden başka bir isim verirdik, bu o mu?

Birgün, 29 nisan

*

EŞEK Mİ ZEBRA MI, ORTAYA KARIŞIK MI?

Barbados adasında anası zebra, babası eşek olan bir yavru meydana gelmiş. Ya ‘zebra-donkey’den ZONKEY ya da nedense DEEBRA demeyi düşünülorlarmış.

Posta Türkçe isim öneriyor başlığınra: ZEŞEK Mİ, EŞEBRA MI?

Bu arada, Takvim’de bu haberin giriş cümlesi de muhteşemdi: ‘Sadece dişi olduğu anlaşılan bu sevimli hayvanın cinsine ne denilecek, henüz bilinmiyor!’ Yani eşek mi zebra mı? Bu cümleyi kuranın ‘cinsine’ ne deniyor, onu biliyoruz en azından!J

Posta ve Takvim 30 nisan

*

DERİM YA, ALLAH İNSANIN AYKUT ABİNİN (IŞIKLAR) DİLİNE DÜŞÜRMESİN.

Aysun Kayacı - Emre Aşık aşkının bitişi konusunda yorumu:

Aysun 'harç bitti, yapı paydos' demekte haklı değil mi?

Ermeniler'in, Yunanlılar'ın, bölücü Kürtler'in sanki birlik olup üzerimize saldırdığı şu günlerde... Bir de manken 'Aysun Kayacı' ile futbolcu 'Emre Aşık'ın ayrılması milli dert oldu. Günlerdir gazete ve TV'lerde neden ayrıldılar, nasıl ayrıldılar haberleri çıkıyor. Halka böyle gaz verilince de... Kimisi evinde boş tencereyi, aç çocuğunu unuttu '7 yıllık büyük aşk böyle biter mi? diye ağlıyor. Ya 'Aysun ihanet etti mi, yoksa o TV'ciyi ayrıldıktan sonra mı buldu' diye kavga edenler de var...

Allah bu tiplere akıl-fikir verirken, biraz da düşünmeyi öğretse... Aysun, 7 yıl evleneceğim diye bekledi. Emre ise hep yan çizdi. Eee artık mankenlik günleri de bitiyor, yaş kaç oldu. Oyuncu değil, şarkıcı değil, mankenlik bitti-bitecek, koca yok... Peki ne yapacak bu kız? Şöhret olunca balıkçı babasına mı sığınacak? 'Babacığım senin Üsküdar çarşısında balıkçı olman benim mankenlik kariyerimi çiziyordu. Bu yüzden seni hayatımdan çıkarmak zorunda kalmıştım' diyerek özür mü dileyecek? Tabii ki hayır. Hazır peşinden koşan güçlü bir TV yapımcısı varken, fırsatı değerlendirdi. Ancak o kişi de bu konuda sabıkalı... Geçmişte eski ortağının Bandırmalı arkadaşları çok şey anlatmıştı. Yani Aysun işi fazla sürmeyebilir. Neyse Aysun güzel kız. Beş on yıl daha manken ve oyunculuk! yapar canım... Bu durumda olan Bağdat caddesi kızlarına oldu. Futbolsuz ve Aysun'suz kalan Emre'yi bakalım caddede kim kontrol altına alacak. Kızlar akşamları Suadiye-Caddebostan-Şaşkınbakkal'da tek başınıza araç kullanmayın. Trafik canavarı çıkabilir!..

DB Tercüman, 30 nisan

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!