MEDYADAN : Magazin alıntıları

10 Ekim tarihli Star’dan alıntı yapmıştım, Türk Kalp Vakfı yararına düzenlenen gecede (Allah razı olsun) para almadan sahneye çıkan Gülben Ergen’e ... niye 23 milyar liralık bir elmas taşlı bilezik hediye ettiniz, diye eleştirmiştim. (10 Ekim)

Bu sefer de, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı yararına (Bolluca Çocuk Köyü için) ‘bedava’ sahneye çıkan Emel Sayın’a, 10 milyarlık altın üzerine elmas işlemeli bir bilezik hediye edildiği haberi çıktı.

Bu vakıflarda neler dönüyor, Allah aşkına?

*

Ünlüler Çiftliği’nde, kirli makyaj pamuğunu ekmek torbasına attığı için eleştirilen Banu Alkan, tepki vermiş: “Kültür biyografisi düşükler bana ders vermeye kalkmasın...”

Takvim-Papatya, 19 Ekim

*

Şok gazetesinin cinsel hizmetlerinin sınırı yok...

Bir doktor (Alp Sirman) bugün ‘Ertesi sabah hapı’ hakkındaki soruları cevaplandırıyor. Kimi yan etkisini soruyor, kimi kısırlık yapar mı, düşüğe sebebiyet verir mi, diyor. Sonuncu soruya bittim:

“Hamileyken ertesi sabah hapı kullanırsam bebeğime zarar vermiş olur muyum?”

Yahu, zaten hamileysen, niye ‘hamile kalmamak için’ hap kullanıyorsun ki? Hamileyken tekrar hamile kalmaktan mı korkuyorsun?

Şok, 19 Ekim

*

“Ünlüler Çiftliği’nde hayvanlarla olan dilalogu geliştireceğim...” - Tuba Altıntop

“Küçükken beni tavuk kovaladı, o yüzden tavuklarla muhatap olmak istemiyorum.” - id

“Reyting, bir dizinin reklam alabilitesini gösterir.” - Emre Kınay

*

Kimin aklına geldiyse, helal olsun. (Hakkı Devrim yazdı galiba ilk...) Ünlüler Çiftliği için Kamer Genç’e teklif götürmüşler. Genç’in cevabı beni bitirdi:

- Ancak bizim hanım bu programa katılmamı istemiyor. (Çiçek sulamak gibi vukuatları vardır zatın malum, eşi pek güvenmiyor demek ki...) Söz verilirse, eğer ülke sorunlarını anlatabileceksem ve söylediklerim kesilmeyecekse çitliğe gideceğim.

Kamer Bey söz konusu programın formatını pek kavrayamamış galiba...

Hürriyet, 18 Ekim


*

Hıncal Uluç, alt tazılı TV reklamlarına çok kızmış demek ki:

“Hani benim çıldırdığım alt yazılı TV reklamları var ya... ‘Ananın örekesi yaz gönder, falanca ses, şarkı telefonuna gelsin...”

*

Tarkan sevgilisi Bilge Öztürk’le sinemaya gitmiş, ama eski sevgilisi Elif Dağdeviren’i görünce, 5 dakika sonra kaçmış. Haberin bir detayı gerçekten vurucuydu:

“Ancak dedikoduya göre Tarkan sinema salonunda 7,5 yıl önce ayrıldığı eski sevgilisi Elif Dağdeviren’i görünce...”

Bence 7,5 sene demek yetmez, ay ve gün olarak da vermeliydiler...

*

TANJU’YA SORARSAN, SÖYLER

Tan Sağtürk “Futbolcular eşcinsellikle baletleri geçer” gibi abuk sabuk bir laf etti, gazeteler bayıldı artık buna... Ne kadar futbolcu varsa, arayıp sordular, “Ne düşünüyorsunuz?” diye...

Tanju Çolak’ın tepkisi muhteşemdi: “Futbolcular arasında gay (baban da gay derdi!) çıkmaz, çünkü karda kışta, zor şartlarda çalışan insanlardır futbolcular.”

Hürriyet-Kelebek, 20 Ekim


*

GÖZÜMÜZE SOKUP GÖZE GELMEK

Ayak bileği burkulan Ceyla Şahnavaz “Bana nazar değdiğine inanıyorum, çünkü üzerimde göz var” demiş.

Söz konusu “sosyetik güzel” (Allah affetsin, bir insan hakkında bu kadar ağır bir laf edince vicdan azabı duyuyorum aslında) genelde, yandaki fotoğrafta görüldüğü gibi biraz “havadar” gezmekten hoşlanır. “Üzerinde göz olmasın” diye değil herhalde ! J

Posta, 21 Ekim

*

Manken Gizem Özdilli burun ameliyatı yaptırmış, Amerika’ya yerleşecekmiş de “Yeni Dünya’ya yeni burun gerek” diye düşünmüş zahir.

Gidişini şu kelimelerle ifade ediyor: “Buradaki hayattan çok sıkıldım. Mesleğimi de bıraktım. Çarşamba günü Amerika’ya gidip kendime yeni bir hayat kuracağım.”

Çarşambaya yetişmezse bile, perşembe günü yeni bir hayat kurar kendine...

*

Kubilay Keskin yazıyor: “Geçtiğimiz yaz aylarında adı Emre Altuğ ile anılan Tokuş, Amerikan Hastanesi doktorlarından jinekolog sevgilisi Alp Nuğoğlu’yla Beyoğlu Wanna’da baş başa yemek yedi geçen hafta... Yıllardır tanıdığı, aynı zamanda hastası olduğu Nuğoğlu ile Tokuş’un ilişkisi yaklaşık iki ay önce başlamış...

Jinekolog olsaydım, herhalde bir hastamla gönül ilişkisine girmezdim!

Sadece etik açıdan değil, est-etik açıdan! J

Hürriyet-Kelebek, 22 Ekim

*

Ailenizin gazetesinin seks rehberi, Altıncı His (Okşan Abla sizinle), Rüya Yorumları gibi köşelerinin yanısıra bir de Arkadaş Kafe köşesi vardır. En nazik tabiriyle “yalnız kadınlarla yalnız erkeklerin randevu yeri” olarak işler burası. Mesela bir duyuru:

SELAM ben 26 yaşında atletik yapılı bir gencim. İstanbul’da oturuyorum. Maddi durumu iyi 30 ve 45 yaş arası bayanların telefon ve mesajlarını bekliyorum. Çağrılar kesinlikle dikkate alınmayacaktır. RUMUZ : OLGUN SEVER

Şok, 22 Ekim

*

NAZAR VAR! diye başlık atmış gazete.

Gazetenin iddiasına göre “nazar gerçekten var” imiş. Haberden alıntılar:

Diyarbakırla Gökhan Hani demiş ki “ Geçmişi insanlık tarihi kadar eski olan nazar inanışını laboratuvar ortamında inciledim.”

“Nazar en çok kadınlarda var. Bunun nedeni kadınların kapris yapma özelliğinin olmasından kaynaklanıyor. Kapris göz akım dalga ışınlamalarında hızı erkeğin göz akım dalgasından daha fazla olmasından kaynaklanıyor.” (Çing çong)

“Hani nazarın istendiği zaman oluşmadığını belirterek, tek gözlü olanların bile nazar yapabileceğin söyledi.”

Şimdi siz bu Hani’nin eğitimini filan da merak edersiniz. O da mevcut bu haberde:

“Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Programları Büro Yöneticiliği” bölümünü üstelik de birincilikle bitirmiş Diyarbakırlı Gökhan Hani, ama bu ciddi eğitimle yetinmeyerek bilahare uzmanlaşmış: “... ve KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden Metafizik unvanını” almış.

Metafizik !

Şok, 22 Ekim

*

Gökkuşağı Kraliçesi Şebnem İyinam’ın köşesinde bir başlık: Gammazcılık üzerine...

Gammazcılık, gammazlığın felsefi doktrin haline gelmişi midir?

*

Hıncal Uluç’un “Bizim Duvar” kutucuğunda bugün şöyle bir vecize yer alıyor:

“Yeni ABD başkan adayları kedi ile köpek gibi... Bush ile Kerry: Tom ile Jerry”!

Hadi Bush’un da “yeni başkan adayı” olduğunu varsayalım...

Tom ile Jerry ne zamandan beri kedi ile köpek oldu?

*

Cem Yılmaz, G.O.R.A. filmini (ki bana yavaş yavaş öğürtü gelmeye başladı...) herkesten önce Tarkan ile sevgilisine izlettirmiş.

Bu haberden bir satır: “Megastar Tarkan’ın filmi izlerken sık sık kahkahalar attığı öğrenildi.”

Yapma ya!

*

Güneş’in Venüs ilavesinde (ki gazetenin ilavesi değil göbeğidir) Gönül Postası köşesi, hani yalnız kadınlarla erkekleri ‘buluşturma’ işini gazetecilik zannedenlerin yaptığı sayfalardan...

Huzur rumuzlu bir ilan: “40 yaşında minyon tipli yetişkin bir erkek çocuklu ev hanımıyım. 48-63 yaş arası kültürlü maddi durumu iyi bir beyle evlenmek istiyorum.”

Niye 48-63 acaba?

Niye 45-65 yahut 47-62 değil de 48-63?

Arayıp bu hanıma bir sorsam mı acaba, nasılsa yaşım tutmuyor, yanlış anlaşılmaz...

*

Kurtlar Vadisi’ni nadiren seyrettiğim (daha doğrusu ilk reklam kuşağında küfredip kapatana kadar bakabildiğim) için, takip edemiyorum, ucunu kaçırıyorum.

Bu son bölümde de, Babaların Babası Baron’un kadim dostu, Konsey üyesi Hüsrev Ağa’nın neden durup dururken dellendiğini, Baron’a kafa tuttuğunu hatta posta koyduğunu anlamadım. Zaten Baron’un sağ kolu - adını unuttum şimdi / yüzü çizik baba da (Kılıç galiba adı) herifi sorgusuz sualsiz şişledi.

Bu sahne biraz aceleye gelmiş gibiydi...

Meğer, Hüsrev Ağa’yı oynayan Baykal Saran ağır bir kalp ameliyatı geçirmeye hazırlanıyormuş, diziye devam edemeyecekmiş, onun için öldürmüşler arap topar...

Türkiye’nin en çok seyredilen dizisindeki (ben bile merak ettikten sonra) seyircinin merak ettiği bu gelişmeyi haber yapan Güneş’e bravo...