Güncelleme Tarihi:
Birinci sayfadan bir sürmanşet: Zerrin Özer’e kim tecavüz etti - Yarın açıklıyoruz
Şok, 25 Ekim
*
HAYDAAAA!
“Rüya Yorumları - Okşan Abla rüyalarınızı yorumluyor” köşesinden.
Rumuz ‘Sevgi Meleği’ soruyor: Ben rüyamda erkek kardeşimi toprağın altında ölü buluyorum. Sabah oluyor kardeşimin patronu telefon ediyor ve kardeşimin işe gelmediğin söylüyor. Acaba bu rüyamın yorumu nedir?
Okşan Abla’nın cvabı: Kardeşinin ömrü uzatı
Şok, 25 Ekim
*
BORNOZ
Erkek Atlası / Bakımlı Erkek köşesinden.
Bornoz : Kapının arkasında asılı duran ve kadını çağırıştıran siluet banyodan sonra yumuşak kurular sizi. Siz onun gerçek bir kadın olmasını tercih edersiniz tabii. E o günler de olar abisi, o yüzden bir tane de o gibi misafirler için asın, mümkünse yavruağzı olsun. ‘Muhtemel misafirler’ o renkten hoşlanır. Onu da düşündüğünüz için daha bir kıymetli olursunuz gözünde.
Şok, 25 Ekim
*
SERİN DURUŞ’TAN
“Oğlum sen aşık olmadın, aşık olduğunda ben sana söylerim...” (Gelinim Olur Musun? adlı programda bir potansiyel kaynana, oğluna ders verirken...)
Milliyet, 26 Ekim
*
SERDAR’IN S’Sİ
Takvim’in Papatya ekinde bir papatya falı var, “isminizin ilk harfine göre aşk hayatınız” ...
Bugün S harfindeydi sıra, Serdar’ın S’si...
“Gevezesiniz. En büyük zevkiniz, konuşmak. Eşiniz dinlemekten hoşlanmıyorsa, yandınız. Eş değiştirmek zorundasınız. Çünkü konuşmak sizin için bir ihtiyaç. Hayatınızdaki her şey derli toplu olmalı. Uyumsuzluk ve karmaşadan nefret ediyorsunuz. Siz her şeyi kontrol etmek istiyorsunuz. Çok flört ediyorsunuz. Sizin için flört, seksten önemli. Ama bir kere kalbinizi kaptırmaya görün, dünyanın en sadık insanı oluverirsiniz. Size uygun sevgili bulamazsanız, iyi bir kitapla da idare edebilirsiniz.”
Ne dersiniz?
Takvim-Papatya, 26 Ekim
*
PULİTZER’LİK ATLATMA HABER
Hürriyet yine büyük bir gazetecilik olayına imza attı! (Böyle derler değil mi?)
İŞTE O AN! diye yazıyordu Kelebek’in sürmanşeti. Heyecanlandım haliylen...
İŞTE O AN
Haber: Yavuz Bingöl’ün kulaklarını deldirirken ne hissettiğini merak ediyor musunuz? O anı fotoğraflayan Kelebek, türkücünün yüzünün nasıl acıyla buruştuğunu ortaya çıkardı.
Eşek değillerse, bu atlatma habere bir Pulitzer verirler artık...
Hürriyet-Kelebek, 27 Ekim
*
YOK YOK BU DAHA Bİ’ PULİTZER’LİKMİŞ
Ama durun, haksızlık etmeyelim, Ilıcaklar’ın Tercüman’ı daha da iyisini başardı...
İŞTE O KUAFÖR, diyor koca bir başlık.
Hangi kuaför? İŞTE O KUAFÖR...
“Gelinim Olur Musun? evindeki kaynana adaylarından Semra Hanım’ın gelin adayı Sinem ile aralarında yakınlaşma olduğunu iddia ettiği kuaför Sezin ilk kez (Tercüman’a) konuştu...”
Pulizter jürisinin işi de amma zor!
DB Tercüman, 27 Ekim
*
REKLAM İHTİYACI
Başlık: “Tan boşuna konuşmaz, bir bildiği vardır”
Spot: Lig TV’de Sportif adlı bir spor programı sunan Nelsihan Yavuzcan, arkadaşı olan balet Tan Satürk’ün ‘Homoseksüellikte futbolcular bizi geçer’ sözü için reklama ihtiyacı yok, durduk yere söylememiştir” dedi.
Tan’ın reklama ihtiyacı yok, ama Neslihan Hanım’ın var demek ki!
Star, 27 Ekim
*
ELİ VARMAMIŞ
Hakkı Devrim’in Cihannüma’sından bir alıntı:
Bakındı hele, Reha Muhtar'ın şu sorduğuna!
Reha Muhtar soruyor: “Siz hiç Le Monde ile Le Figaro'nun kavga ettiğini gördünüz mü?” (Sabah, 28 ekim).
Elhak yerinde bir sual! Hele haşin ve aman nedir bilmez siyaset kavgalarının tarihe karışmakta olduğu bu dönemde, iki gazete veya basın-yayın grubu arasında kavga pek rastlanır hal değildir.
Le Monde bugünlerde altmışıncı yaşını kutladı. Elli yıldan çok oldu benim de Le Monde okurları kafilesine katıldığım; bunu imtiyazlı bir durum saydığımı da itiraf edeyim. Hayır, Le Monde'un Le Figaro'yla değil kavga, dediğim türden herhangi bir tartışmaya girdiğini bile hatırlamıyorum.
Henüz o hizaya gelememiş olmamızdan duyduğum ezikliği de söyledikten sonra devam edeyim.
Reha Muhtar'ınki adeta meslekî bir deklarasyon. “Artık, yalaka olma hobisinden mustarip kıt beyinli kurnazların okuyucuyu aptal yerine koymalarına dur deme zamanı geldi” diye kükredikten sonra, soruyor:
“En güvenilmez meslekler grubu listesinin başlarında kimler var? Gazeteciler var... Niye gazeteciler var?”
Darılma ama Reha Bey arkadaşım, bunu sormak şimdi nereden geldi aklına?
Benden çok daha zarif bir insan olan Hakkı Bey, “İnsanların aptal yerine koyulmasından, gazeteciliğin en güvenilmez meslek haline gelmesinden şikayet edecek en son insan sensin...” demeye kıyamamış belli ki...
Radikal, 29 Ekim
*
AŞK YOK MU AŞK?
Nurgül Yeşilçay, dünya sevimlisi Cem Özer ile niye evlendiğini şu 4 gerekçeyle açıklamış:
1- Ayrılık dedikodularını yanıtlamak için
2- Gençlere örnek olmak için
3- Yeni filminde evli bir kadını canlandıracağı için
4- ‘Ne zaman evleneceksiniz’ sorularından sıkıldığı için
Takvim haklı olarak diyor ki “Bu nasıl evlilik? Gerekçeler arasında sevgi ve aşk yok!”
Sizin hoşunuza gidecek diye yalan söyleyecek değil ya kız...
Takvim-Papatya, 29 Ekim
*
PİSLİKSE PİSLİK...
Ailenizin gazetesi Şok’un okuyucuya hizmetleri devam ediyor.
Önce Erkek Atlası sütunundan bir iki örnek...
“Pis bir şakaya mı maruz kaldınız? Öcünüzü almak için yanıp tutuşuyor musunuz? İşte kimsenin aklına gelmeyecek hainlikte intikam şakaları...”
Öneriler içinde en çok “şakazedenin banyosundaki şampuanı boşaltıp yerine saç boyası koyma şakasını” sevdim, kesin gebertirim ben olsam!
Bakımlı Erkek köşesinde de sağlıkla ilgili şöyle bilgiler yer alıyor:
“Pamuk : Pamuğun kullanım alanı çok geniş. Kulak pamuğu kalmadığında kibrit çöpünün ucuna pamuğu dolayıp fazla zorlamadan kulağınızı temizleyebilirisiniz. Aslında bu bir ayılıktır, her an duyma organınıza zarar verebilirsiniz.”
Var bir ayılık...
Şok, 29 Ekim
*
BİR DE ‘PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMEK’ ÇIKTI
Manken Tuğba Özay, İzmir havalimanında polislere hakaret ettiği için 3 ay hapis cezasına çarptırıldı, ceza paraya çevrildi. Bu sefer de polisler tazminat davası açmışlar, herhalde uyanık bir tanıdıkları “para koparırsınız” dedi, eh haklarıDIR. Ama gerekçelerine çok güldüm: “Ağıza alınmayacak hakaretler yağdırdı. Toplum içinde bizi küçük düşürdü. Psikolojik tedavi gördük.”
Eğer polisler iki küfür işittiler diye “psikolojik tedavi” görüyorsa, önüne gelene sövüp coplamalarına şaşmamak gerek...
Vatan, 30 Ekim
*
TÜRK BÜYÜĞÜ
Boynundaki Osmanlı tuğrasıyla “dikkati çeken” (?) Davut Güloğlu “Toprak bütünlüğünü bozmamak için milliyetçi olmalıyız” demiş.
Kimmiş gazetenin manşet yaptığı bu tarihi açıklamanın sahibi?
Bir türkücü...
Star-Box-Magazin, 30 Ekim
*
REKLAMVERENİN KISMETSİZİNİ....
Adamın talihsizini çölde kutup ayısı kovalar diye bir laf vardır.
Önce Savaş Ay yazdı, ardından uzman sıfatıyla Ali Atıf Bir...
Eti Remix’in başına gelenlerden bahsediyorum. Adamlar, nereden akıllarına gelmişse, ‘kel alaka’ bir reklam düşünmüşler: Hayvanat bahçesinde genç bir görevli yanlışlıkla aslan kafesine giriyor, canını kurtarmak için aslana Remix ikram ediyor, aslan önce Remix’i sonra da görevliyi yiyor
...Eti’nin kısmetine bak... Sen tam bu reklamın yayında olduğu günlerde Gaziantep’teki bir görevli kaplan tarafından parçalan... Eti hızlı davranıp reklamı kaldırmadığı için, malımı satayım derken, önce seyirciden tepki aldı, sonra gazete köşelerine yazı oldu...
Sabah 30 Ekim - Hürriyet, 31 Ekim
*
BRAVO MAZHAR’A
MFÖ Beşiktaş Belediyesi’nin Cumhuriyet etkinlikleri çerçevesinde bedava bir konser vermiş. Konser başlarken, Mazhar, önde özel protokol kolkutlarına kurulmuş Beşiktaş Belediye Başkanı ve davetlilerine laf atmış, “Protokolde oturanlar konseri barikatın arkasındakiler için organize ettiler. Demek ki barikatı ikinci yarıda göremeyeceğiz...”
Protokol koltukları ve barikat alelacele kaldırılmış.
Mazhar’a da bravo; bu kadar çabuk ‘uyanıp’ hatadan dönen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’a da...
Posta, 31 Ekim
*
YUVASINI YAPMAK
Yardımsever program, diyor başlık.
Spot: Bugün ATV’de saat 13.30’da ekrana gelecek olan ‘Deko Dizayn’da Vahe, Seher Hanım’ın yuvasını yaptı.
Yuvasını yapmak (Ömer Asım Aksoy, Deyimler Sözlüğü) : Birini hak ettiği sert işlemle cezalandırmak
Şok, 31 Ekim
*
OKUSFORT YOKTU AMA...
Bizim “Asena’nın kâbusu” yazısının arkası geldi, Hakkı Devrim’den Ertuğrul Özkök’e, Türk basını “nihayet” İbrahim Tatlıses’e tepki verdi. İstanbul Valiliği İnsan Hakları Masası da, türkücü hakkında “tehdit suçundan” dava açılacağını duyurdu.
Tatlıses’in cevabı: “Önce hukuku öğrensinler, ondan sonra dava açmaya kalksınlar...”
Bir de “Urfa’da Okusfort vardı da okumadık mı!” diyordu, baksanıza hukuk okumuş demek ki...
DB Tercüman, 31 Ekim
*
TAMAM, TAMAAAM!..
Gülay Göktürk “Evet mahçup oldum” diye yazıyordu, “Kaç gündür kölelikten kurtulmaya çalışan bir kadına el uzatacak birkaç satır yazmadığım için...”
Bir aydın gazeteci üstelik bir kadın gazeteci olarak Asena’ya omuz vermediği için böyle ifade ediyordu utancını Göktürk.
Aynı gün Ruhat Mengi de aynı konuda yazıyordu. Ama şöyle:
“Önceki gün yazdığım ama yerim yetmediği için yayımlanamayan Tatlıses vakası' başlıklı yazımda bizim, basın olarak İbrahim Tatlıses'in zorba tavrına yeterli tepkiyi gösterdiğimizi (benim de bu konuda en az 3-4 yazı yazdığımı) ama bizden önce yargının, Asena'nın şikayetlerini açık ihbar kabul ederek gerekeni yapmasının şart olduğunu anlatmıştım. Onu okuyamadınız ama neyse ki aynı gün Valilik önerimin uygulamasını yaptı ve dava açtı. Bugün, Ağustos'un 22'sinde onun hakkında yazdığım sondan bir önceki yazımı tekrar veriyorum...”
Tamam tamam, inandık, Ruhat Hanım herkesten önce yazmıştır bu konuyu, en azından yazmış da yayımlayamamıştır!..
DB Tercüman - Vatan, 31 Ekim
*
DİPNOT: Şok, Zerrin Özer’e kim tecavüz etti - Yarın açıklıyoruz dedi, ama açıklamadan okurlar bir halt anlamadı! Zerrin’e ayıp etmekle kaldılar...