Güncelleme Tarihi:
Gazeteler, 27 Temmuz
Yılların tiyatrocusu, oyuncusu Kâmran Usluer genç bir yaşta, daha 67 yaşında kanserden öldü. Gazeteler ölüm haberini “Eşkıya filminin Berfo’su öldü” diye verdi.
Gazeteler haklı, geniş okur kitleleri Usluer’i bu rolle ‘daha iyi’ hatırlarlar...
Ama ne kadar yazık değil mi, 40 yıllık emeğe ne kadar vefasızlık!
*
O KADAR ÇOK MAGANDA VAR Kİ...
Hürriyet-Magazin, 27 Temmuz
Kubilay Keskin’in sayfasında bir fotoğraf ve bir minik haber.
Bodrum Club Flipper’in sahibi Ahmet Bayer, kendi indikten sonra, elini uzatıp karısının tekneden inmesine yardım etmiş.
Kubilay bu fotoğrafı “O bir centilmen” diye yorumlamış.
Aslında Ahmet Bey’in yaptığı çok tabii bir şey...
Ama Kubilay haklı, haberini yaptığı camiada magandalık o kadar yaygın ki...
*
RAHAT BİR NEFES ALMIŞLAR...
Hürriyet, 27 Temmuz
Bir matahmış gibi renkli gazetelerin hepsi bu fotoğrafı kullandı.
Şarkıcı Britney Spears, üzerindeki tişörtte İngilizce olarak “BEN BİR BAKİREYİM” yazıyor, altında ise belli belirsiz “AMA BU ESKİ BİR TİŞÖRT”.
Hürriyet’in haberi diyor ki:
Ben bakireyim ama tişört eski
Britney Spears, bakire oluşuyla uzunca bir dönem basının ilgisini çekti. Hatta bir milyarderden bekareti karşılığında ufak bir servet teklifi bile aldı. Bununla birlikte başından geçen ve rekor denebilecek kadar kısa süren evliliğinden sonra bekaret tartışması da son buldu.
Ancak Britney Spears’ü geçtiğimiz günlerde üzerinde ‘Ben bakireyim’ yazan bir tişörtle görüntüleyen basın mensupları, hayli şaşırdılar. Ama bu ifadenin altında küçük harflerle yazılı ‘Fakat bu eski bir tişört’ ifadesini okuyunca rahatladılar.
Bana bu haberi gönderen Zeynep soruyor: Serdar Bey, ben anlamadım, Britney Spears’i bu tişörtle görenler niye şaşırıp rahatsız olmuşlar, sonra niye rahatlamışlar?
Bana sorma Zeynep, ben de anlamadım...
*
GÖRENLER...
Şok, 28 Temmuz
Haftanın ‘görenler ... demekten kendilerini alamadılar’ asparagası.
Eliyeşiller’in kızı Melissa gencecik yaşına rağmen dudaklarını ve göğüslerini büyütmüşmüş, ama Şok’un yorumuna göre ‘biraz abartmış’ bu işi. Resme baktım, doğru, dudakları karnabahar gibi olmuş, göğüsleri de iki no büyük.
Ama ben Şok’un asparına bayıldım: Genç kızı sahilde görenler, “Memeleri vücuduna göre çok büyük. Keşke bir beden küçük yaptırsaydı. Doğal olmadığı çok belli” dediler.
Yalancının?
*
O NE TATİLMİŞ ÖYLE...
Hürriyet-Kelebek, 28 Temmuz
Avea’nın reklamında oynuyor popstar starı Armağan Çağlayan. Eğer ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz, potansiyel tüketicinin ilgisiz kalmasındansa illet olması daha iyidir’ diye düşünmüşlerse, diyeceğim yok. Ama son zamanlarda seyrettiğim en antipatik, en itici reklam olduğu kesin. Bu iş için 300 bin dolar yani 450 milyar aldığı söylenen Armağan Çağlayan da oyuncu olarak feci.
Neyse konu bu değil.
Hürriyet’in Kelebek ilavesinde yazan Çağlayan tatile giderken yanında götürdüğü kitapların listesini vermiş. Tam 12 tane kitap.
Ben bir hafta tatil yaptım, ikinci kitabı bitiremeden döndüm.
Çağlayan ya bu romanları Kennedy gibi çapraz okuyor, ya da üç aylık bir tatile çıkmış...
*
ASLINA UYGUN TRUVA ATI
Hürriyet, 28 Temmuz
Truva filmindeki tahta at, Truva’da sergilenmek üzere Türkiye’ye getirilecekmiş. Hürriyet’teki haberi kim yaptıysa (daha doğrusu İngilizce’den kim çevirdiyse) biraz işgüzarlık yapmış, diyor ki “Aslına uygun olarak inşa edilen Truva atı, 11,4 metre boyunda ve 11 ton ağırlığında.”
Aslına uygun olsun diye, orijinalini inşa eden Truvalı ustaya mı sormuşlar yoksa Truva Savaşı’ndan kalan fotoğraflara mı bakmışlar ?
Yahu Truva Savaşı olmuş mu, Truva Atı var mı, yoksa bu sadece bir efsane mi, daha onu bile bilen yok ki at ‘aslına uygun’ inşa edilsin...
*
MAGA-DİN
Milliyet, 27 Temmuz 2004
Özgür, magazinci Şenay Düdek’e fena kızmış, sebep aşağıdaki yazısında camiye gittiğini, Cuma namazı kıldığını magazin malzemesi yapması.
Pazaryeri Camii'nde namaz
Sabah namazını otelde kıldım. Cuma namazını Alaçatı'da bulunan Pazaryeri Camii'ne bıraktım. Ama sevgili Kemal ile birlikte önce Alaçatı Kemalpaşa Caddesi'ndeki Lavanta'ya gittik. Burası İzmir'in köklü ailelerinden olan, mücevhercilikte rakipsiz Çırpıcılar'ın kızı Fatma ve asıl mesleği sigortacılık olan popüler isimlerden sevgili Melda Durgunoğlu'nun ortaklığında yeni açıldı. İkisi de çok zevkli oldukları için sıcacık, keyifli bir yer yapmışlar. Melda, bu kafe & restoran fikrinin Alaçatı'nın starı olan sevgili Nur ve Delice'nin hem işletmecisi hem de sahibi olan Apo'dan çıktığını söyledi. Nur "Yeter senelerdir yediğiniz, içtiğiniz. Artık bir yer açın" demiş. Valla helal olsun, dost dediğin böyle olur. Çünkü Melda, Fatoş, Kemal ve grubunun en sık gittiği yer Delice'ydi. Ama Nur'un gözü parada, pulda olmadığı için dostuna bu aklı vermiş. Melda ve Fatoş bu sayede Lavanta'yı açmışlar. Tüm doğramalar lavanta renginde. Mimar Macit Ölçer önderliğinde Melda ve Fatoş çok çalışmış. Lavanta'da yemek olarak daha çok kafe tarzı, hafif şeyler var. Sabahları kruvasan, ev kahvaltısı, limonata, ev yapımı pastalar, tartlar, dipsiz filtre kahve var. Gün ortasında özel ekmek eşliğinde salamlı, mozzarellalı, dana jambonlu, hindi fümeli tostlar yapıyorlar. Akşam için şimdilik 3 çeşit makarnaları var. Ama özel kekleri yıkılıyor, bilesiniz. Ben sabah kahvaltısına gittim, yetmedi, akşam yemekten sonra da uğradım. Unutmadan; mönüde 25 çeşit şarap var. Fiyatlar herkesin kesesine uygun. Yerli, yabancı peynirler müthiş. Melda ve Fatoş zaten damak zevkine sahip oldukları için her şey hormonsuz, organik. Mekanın bir köşesinde lavanta bitkisel sabunları, çayları bulunuyor. Bir de Bükaş'ın ürünleri. Susamdan soyaya, çörekotundan keten tohumu yağına kadar bitkisel proteinler, çaylar şıklık vermiş mekana. Melda ve Nur "Bugüne kadar Alaçatı'da bu tür bir mekan açılmadığını düşünüyoruz. Daha çok restoran, pansiyon ya da butik oteller var. Oysa Avrupa'nın köylerinde böyle samimi, sıcak, gazetenizi ya da kitabınızı alıp bir köşede okuyabileceğiniz, aynı zamanda şarabınızı yudumlayacağınız mekanlar çoktur. Ayrıca burada ufak tefek hediyelik eşyalarımız, küçük bir resim sergimiz de var. Sabunlarımız İstanbul'da Leyla Çelikel'den. Naif resimleri Chermine Vidori yapıyor. Takılarımız Eda'nın. Başından beri bize kovalar, panolar, yemekler yapan Anita'nın da bu mekanda büyük emeği var" dediler. Lavanta'yı çok tuttum ben. Gidin, o sıcaklığı siz de yaşayın. Telefon numarası (0232) 716 68 92. Kahvaltı sonrası Kemal, Wabi-Sabi adlı köy kahvesinde çayını yudumlayıp nargilesini içerken ben de Pazaryeri Camii'nde cuma namazını kıldım. Alaçatı CHP'li aslında. Ama esnaf cuma namazı için dükkanını bırakıp camiye doluşmuştu. Kadınlara ait yer bile tıklım tıklımdı. Biraz da Şeref Filiz ve Yaşar Aslan hocaların sayesinde girebildim. Buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
*
ÖZEL UÇAK DEDİKLERİ...
Gazeteler, 28 Temmuz - Şok, 29 Temmuz
Beşiktaşlı futbolcu Sergen Yalçın, hafta sonunda Bodrum’a sevgilisinin yanına ‘özel uçak kiralayarak’ gitmiş.
Hacer de hafta sonunda Bodrum’a gitti, İnterair ile uçtu. “Bir yolcuyu bekliyoruz” diye iki saat geç kalkmış uçak. “Biz uçağa binerken aramızda Sergen yoktu, ama Bodrum’da uçaktan indi” diyor. Belli ki uçak çaktırmadan Sergen’i beklemiş...
Demek ki Sergen, İnterair uçağını “özel” zannediyormuş!
*
SÜRPRİİİZ!
Şok, 29 Temmuz
Şok erken saatlerde basıldığı için, Tamer Karadağlı’nın fahişelerle sevişirken çekilen kasetle şantaj girişimine maruz kalması haberini kullanamamıştı. Ama bir başka Tamer Karadağlı haberi vardı gazetede aynı gün.
Tamer Karadağlı, “Eşimin yaptığı spagettilere bayılıyorum. Ona sürpriz yapmak beni keyiflendiriyor. Özellikle de cebine, odasına küçük aşk notları koyuyorum” diye “sırrını paylaşmış.”
Karısı cebinde küçük bir aşk kasedi bulunca, bu sürprize ne sevinmiştir, kim bilir...
*
MAGA-MEVLUT
Hürriyet ve Posta, 29 Temmuz
Doktor Kaya Çilingiroğlu’nun ölüm yıldönümü imiş, Mevlut okunmuş. Hürriyet’in haberi diyor ki “Kaya Çilingiroğlu ve Helin Avşar, daha sonra Teşvikiye Camii’nde okunan mevlidi izlediler.”
Posta ileva ediyor: “Mevlütte Hülya Avşar’ı kardeşi Helin temsil etti.”
Lahavle!
*
SU SOĞUTMASIZ İLİŞKİ
Vatan, 29 Temmuz
Manken Cansu Dere’nin yeni aşkı Levent Yüksel’miş dedikoduya göre. Vatan diyor ki “Aralarından su sızmayan Cansu ile Levent’in sıcak bir ilişki yaşadığı konuşuluyor.”
Bayılıyorum bu magazin diline, bu kavurucu sıcaklarda ‘aralarından su sızmıyorsa’ elbette ‘sıcak bir ilişkidir’ yaşadıkları!
*
DEDİKODUNUN HASI
Takvim, 29 Temmuz
Bir dedikodu: Gülben Ergen, çok pinti olduğu için sevgilisi Yılmaz Erdoğan’ı terk etmişmiş. İddiaya göre, Erdoğan o kadar cimriymiş ki, kuruyemişi bile 20-30 gram alıyormuş, benzin gitmesin diye Ergen’in arabasına biniyormuş.
Allah dilinize düşürmesin...
*
DELİKANLILAR ARASI MUHABBET
Hürriyet, 30 Temmuz
Fatih Altaylı, Tamer Karadağlı’nın fahişelerle sevişme kasetlerinin çekildiği haberlerini yorumluyor:
“Ama evliyken para veya şöhretim ya da her ikisi birden var diye 18’lik yeniyetme damızlık bir aygır gibi oradan oraya koşmayı anlamam. Hele hele memleketteki herkesi halletmiş gibi bir de 100 dolarlık fahişelerle beraber olmayı hiç anlamam.”
Bitmedi, bir de şunu okuyun:
“Bir tarafının kılı ağarmış kelli felli saygın adamlar...”
Fatih’e katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
*
MİLLİYET BAYAĞI BİR TERS YÜZ OLMUŞ
Sabah, 31 Temmuz
Milliyetspor köşeye sıkıştı, diye yazmış Hıncal Uluç, hani GS Başkanı Canaydın Milliyet’i yalan haber yapmakla suçladı ya, konu bu.
Hıncal Abi diyor ki “Yukarıda sakal var, aşağıda bıyık...”
Milliyetspor bayağı bir “başaşağı” olmuş anlaşılan!
*
OKUR YAZARI SABAH’TA BULMUŞ!
Sabah-Box-Magazin-vesaire, 31 Temmuz
Oya Aydoğan okurlarının mektuplarına cevap veriyor köşesinde.
Gizlice evlenen sevgilisini bir türlü unutamayan 18 yaşındaki Çiğdem diyor ki:
“Daha fazla onsuzluğa dayanamadım, intihar ettim. Yaptığım şey çok saçma bir şeydi...”
Öbür taraftan yazan bu genç okuruna Oya Aydoğan cevap veriyor:
“... Sonra gerçekleri öğrendiğin zaman canına kıymışsın. Olacak iş değil!”
Okur yazarı Sabah’ta bulmuş!
*
EH TABİİ ...
Güneş, 31 Temmuz
Magazinci İdil Çeliker, Tamer Karadağlı’nın şantaj kasetleri konusunda diyor ki:
“Arzu Balkan da payına düşeni alıyor bu fasılda. ‘Derhal kocasını terk etsin!’ Neden peki? O kız bu evlilik için kaç yıl bekledi biliyor musunuz?”
*
GEL DE İNAN...
Hürriyet-Kelebek, 1 Ağustos
Kırk yılda bir okusam da, astrolojiyle aram yoktur. Bir kez hariç, bir Fransız kadın dergisinde çıkan bir Koç Burcu yazısı o kadar cuk oturmuştu ki, bir müddet bocaladım, inanır gibi oldum, Allah’tan aynı astrolog peşi sıra öyle palavralar attı ki, titreyip kendime geldim.
Kelebek’te, bizim file çoraplı jartiyerli “tatlı cadımız” Yasemin Boran, Koç Burcu için şöyle diyor: “Bugün (1 Ağustos Pazar) sevdiğiniz konularla ilgileneceksiniz, kendinizi geliştirecek aktivitelerde bulunacaksınız.”
Pazar günü, sabahın köründe ustalar geldi, terastaki boya kutularını filan topladılar, ardından (önceden haber verip izin istediğim) bir komşu ‘bizim bahçeye sıva döktünüz’ diye sabah kargaların kahvaltısını beklemeden kapıya dayandı, onu boğmam gerekti, sonra gazeteye geldim, 25 kadar gazeteye, üç tane haber ajansının bültenine göz atıp, alıntılarımı yapacak, sayfayı yayına koyacağım.
Gel de Yasemin’e inan birader!
*
DOĞRUCU DAVUT!
DB Tercüman, 1 Ağustos
“Eşini aldatmayan aktör veya şarkıcı varsa çıksın ortaya” başlıklı yazısında söyle diyor Aykut Işıklar:
“Ülkemizde eşini aldatmayan, üzerine kuma getirmeyen ünlü erkek varsa bana bildirin. Veya delikanlı gibi çıksın ortaya. Sanki o ünlüye 'erkek' denmez. Bu yüzdendir bazı yumuşak şarkıcılarımız yanlarında hep güzel kızlar dolaştırır. Vay be ne çapkın densin diye. Rahmetli Zeki Müren 'e iki yılda bir nişan yapılırdı. Hatta Hürriyet muhabiri Belgrat Ormanı' nda siyahi bir kızla yakalamıştı.”
*
EL İNSAF!
Takvim, 1 Ağustos
Renkli Dünyalar köşesinden bir alıntı:
“Nükhet Duru 60'lı yaşına merdiven dayamasına rağmen hala genç kız gibi davranmaya devam ediyor. Seksi kıyafetleriyle şarkılarından çok sahne şovuyla adından söz ettiren Nükhet Duru, yüzünü o kadar çok gerdikiyor ki, kırışıklıkları boynuna inmiş durumda.”