Güncelleme Tarihi:
Şok, 14 Haziran
Galatasaraylı futbolcu Ümit Karan, Reina’da masasına gelip merhaba diyen eski sevgilisi Ebru Destan’ı “Masadan git!” diye kovmuş, kızcağız ağlayarak kaçmış oradan. Şok diyor ki “Karan’ın bu işi kıskançlıktan mı, yoksa sezon öncesi çıkacak dedikodulardan dolayı mı yaptığı anlaşılamadı.”
Üçüncü bir ihtimal yok mu, magandalığından yaptığı?
*
SEN MANASIN BİLMEYİNCE...
Şok, 14 Haziran
Haber aynen şöyle: “Geçtiğimiz hafta sezonu açan Reina, sosyetenin en uğrak (???) mekanı olma özelliğini kazandı. Özgürce eğlenen gençlerin görüntülerine sık sık sahne olan mekanın işletmecisi Ali Ünal, ‘Müşterilerimizin kendilerini en rahat hissetmeleri için tüm personelimizle birlikte görev başındayız’ dedi.”
Böyle bir habere (haberse eğer) siz olsanız, nasıl bir başlık atardınız?
Şok “Reina’da kim kime dum duma” diye atmış.
Niye, diye sormayın abisi, onlar da bilmiyordur, çünkü “kim kime dum duma” ne manaya gelir, en küçük bir fikirleri yok belli ki!
*
KIVAMINDA ELLERDEN ÇIKMIŞ SEKS
Şok, 14 Haziran
Makale güzel Allah için: “Güzel yemek yapan güzel sevişir” diyor başlığı. Spotu da çok iyi anlatıyor haberi: “Mükemmel bir seks, tıpkı kusursuz yapılmış bir yemek gibidir. Midesi ve duyguları doyan erkeğe önce bir ağırlık çöker, sonra bir yere kımıldamaz.”
Buraya kadar çok güzel.
Bundan sonra, haberin giriş cümlesi muhteşem: “Yemek ve seks, her ikisi de kıvamında ellerden çıkmışsa eğer, mımmm, sonuç son derece iştah açıcı.”
“... kıvamında ellerden çıkmış seks” ne demektir, bilen var mı?
*
İKİ MANKENDEN ONURLU ÇIKIŞ
Gözcü, 14 Haziran
ABD’de yaşanan halı rezaleti konusunda çoğu siyasetçi sessiz kalırken, diyor millîci gazetemiz Gözcü, (hani Başbakan’ı kırmızı halısız ağırladılar ya, yedi düvele rezil olduk!!!) Tuğba Özay ile Ebru Güzel ‘Türkiye bu hakarete layık değil’ dediler. Ebru Güzel, ‘Bunları bilerek yapıp ‘Gözümüzde bu kadar değerlisiniz’ deyip aşağılıyorlar. Biz bunları yapanları ülkemizde başımızın tacı yapıyoruz’ dedi. Tuğba Özay da ‘Bizi Arap ve Afrika ülkeleriyle bir tutup (Araplar ve Afrikalılar adına teşekkür ederiz!) çağdaşlık ve modernlik yönünde attığımız dev adımları görmemezlikten (?) geliyorlar” diye konuştu.
Başlık: İki mankenden onurlu çıkış!
Hastir artık!..
*
ÜSTE PARA DA VERİYORLAR BUNLARA
Star-Box-Magazin vs..., 15 Haziran
Sır Dünyası köşesinde, Medyum Memiş’in yazısının anonsu:
“1974 Kıbrıs Harekatı’nda bombardımana katılan uçaklarımızdan birinin yakıtı biter ve dönmek üzere harekete geçer. Tam bu sırada yanında beliren iki yeşil sarıklı zat dönüşü engeller ve uçağı bombardımana devam ettirirler. Uçağın benzini de bitmez. Harekattan yıllar önce ölen bu iki zatın kabri Doğubeyazıt’tadır...”
*
KIÇAL MESAJ
Vatan, 15 Haziran
Şifrelerini çözdük, diyor magazin sayfası, Nükhet Duru’nun neden elbisesinin arkasına ‘Game Over’ (Oyun bitti) diye yazdığını anlamış Vatan: “Artık oyun oynayacak yaşı geçtim, benimle olmak isteyenler ciddi bir ilişkiyi göze alsın” demek istiyormuş.
İyi de, Nükhet Duru bunu niye ... kıçına yazmak ihtiyacı duymuş acaba?
*
GACIRT!
Posta, 21 Haziran
Rahmetli Oğuz (Toktamış) Amcam dolaylı olarak arkadaşına takılırdı, ‘Olimpiyatlar’da okçuluk gibi, bokçuluk dalı olsa, altın madalyayı kimseye kaptırmazsın abi!” diye. Ama kimi magazinciler var ki, bokçuluk konusunda kimse eline su dökemez.
Mesela, Posta’nın İşte Hayat köşesinden bir alıntı.
Tamamen Duygusal - Manken Begüm Kütük’ün uzun süredir kalbi boştu. (Bir ara bu boş kalpler hakkında da iki kelime yazacağım) Ama duydum ki, Begüm Kütük ‘Kurtlar Vadisi’nin senaristi Raci Şaşmaz ile aşk yaşamaya (!) başlamış. Not: Begüm dizinin kadrosuna da girdi. Tamamen duygusal yani!!!”
*
PALAVRACI ÜSTELİK CAHİL
Gözcü-Asabi 21 Haziran
Masa başında, ‘Vatandaşlar ... dediler’ diye, ‘Görenler ... demekten kendini alamadılar’ diye sallama haber yaparsan, böyle çuvallarsın işte!
Çanakkaleliler bu konuda böyle cahil olamazlar!
Bu ne savurganlık, diyor başlık.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Truva filmindeki ‘Truva Atı’nı Türkiye’ye getirteceğini duyanlar (KİM BUNLAR?) “Gerçeği dururken maketine ne gerek var? Masrafa yazık” dediler. Miş!
Resimaltı: “Truva filminin sembolik atının Türkiye’de Çanakkale civarında bir yere (ORASI TRUVA’DIR) yerleştirileceği belirtildi. Çanakkaleliler ise ‘Turistler gerçeği varken maketini ne yapsın?” diyor.
Demezler, Çanakkaleliler, Truva’daki (sizin gerçeği zannettiğiniz) Tahta At’ın tıpkı filmdeki gibi bir temsili bir maket olduğunu bilirler!
*
ÜNLÜLERİN ALİ GÖRÜŞÜ
Star-Box-Magazin ... vs, 21 Haziran
Hülya Avşar şarkı sözleri konusunda âlî fikirlerini beyan ederken ‘Artık herkes motor olmuş’ deyince, millet kızmız da, Star-Box-Magazin... vs ‘ünlüler’in görüşünü almış.
Ben ikisinin lafına takıldım:
(1) Tuğba Özay “Toplumun gözünün önündeki bir sanatçının bu tür açıklamalardan kaçınması gerekiyor. Kullandığı kelime çok çirkin. Hülya gündeme gelebilmek için ne yapacağını şaşırmış durumda’ diye ahlakî ders verdikten sonra ekliyor: ‘Dediği doğru olabilir ama kelime güzel değil!”
(2) Yeliz Yeşilmen ise hiç alınmamış, “Ben üzerime hiç alınmıyorum, çünkü Hülya Avşar’ın ekibiyle çalışıyorum!”
*
SIKINTILI YÜKSELİŞ VE PLAKALI SEVGİLİ
Milliyet, 22 Haziran
Serin Duruş’tan bir iki alıntı.
İkinci Bahar Gündoğan başka bir yarışkacıya laf atıyor: “Bu, aşağılık kompleksinden yükseklik kompleksine çıkışın sıkıntısı...”
Hakan Altun (?) aracının plakası hakkında : “Tabii ki de sevgilimin plakasını arabama koymak isterim...”
*
MUH-TE-ŞEM !
Şok, 22 Haziran
Demet Akalın’la ilgili bir sürmanşet.
“Unutkanlık hastalığına yakalandığını söyleyen ünlü popçu Demet Akalın’ın ‘Kafam çok çalışıyor, çok zekiyim, o yüzden bazı şeyleri UNUTMAK ZORUNDA KALIYORUM’ DEMESİ kafalarda soru işareti bıraktı. Akalın’ı yakından tanıyanlan (başladı palavra) ‘Demet işine gelmeyen şeyleri de duymaz. Şimdi de kendisinde kötü iz bırakan şeyleri unuttuğunu söylüyor. Bu onun yaşamı kolaylaştırmak için seçtiği bir yol’ diyerek, ‘Çok akıllıyım, çok unutuyorum’ sözüne açıklık getirdiler.”
*
BAHANEYE BAK !
Şok, 22 Haziran
Şok’un haberine göre - doğruysa eğer - Gülben Ergen ile Hülya Avşar’ın kocası Kaya Çilingiroğlu, bir lokantada başbaşa yemek yerken görünmüş. Haberin devamı:
“Ancak bu mini zirvenin nedeni daha sonra ortaya çıktı ve herkes derin bir nefes aldı. (!) Söylenenlere göre, uzun süredir diz ağrısı çeken Ergen, bu konuda uzman doktor arkadaşları olan Çilingiroğlu’yla hastalığını konuşmak için buluştu.”
Benim de bir iki uzman doktor arkadaşım var, yani...
*
YARDIM YERİNE FIRÇA
Şok, 22 Haziran
Şok’un Güzin Ablası’nın adı Okşan. Okurlarının dertlerini dinliyor, deva oluyor... zannediyorsunuz siz.
Çanakkale’den FS özetle diyor ki, bir kız arkadaşımın boşandığı kocasına aşık oldum, iki senedir birlikteyiz, ama tepkisinden korkup arkadaşıma itiraf edemiyoruz. “Ne olur akıl verin, yardım edin!”
Okşan Abla’nın cevabı: “Size Allah yardım etsin! Benim ahlak anlayışıma sığmıyor. Arkadaş eşi kardeş gibidir. Nasıl sevgili olarak görüyorsun ki. Kusura bakmayın ama bu ikinizin de karaktersizliği. Belki de ayrılma sebebi sizin ilişkiniz. Arkadaşın adına çok sevindim, karaktersiz bir adamdan ayrılmış...”
Dövseydin bari...
*
OYA AYDOĞAN’DAN SONRA SIRA KİMDE
Star-Box-Magazin vesaire, 22 Haziran
Star-Box-Magazin vs yılın transfer bombasını patlattı.
“Şimdiden faks, telefon ve e-mail yağmaya başladı” diyor gazetenin sürmanşeti, Star okurları müneccimdir ya...
Oya Aydoğan Box’ta sizler için yazıyor.
Gerçekten de Türk basını için tarihi bir andır. Hülya Avşar (Hürriyet), Selda Sayan (Posta) derken şimdi de Oya Aydoğan (Star)...
Bunlardan daha başka var mı sırada?
(Not: Bu arada, bir dedikoduya göre, personel maaşlarını ödeyemeyen Star Gazetesi, Oya Aydoğan'a ayda 10 milyar, televizyon da dizi başına 7,5 yani ayda 150 milyar TL ödüyormuş.)
*
GARİP KABALA
Posta, 22 Haziran
‘Ünlüler’ nazara karşı bileklerinde kırmızı bir ip taşıyormuş, diye bir haber de, asıl giriş cümlesi canımı yaktı:
”Dünya çapındaki ünlüler (!) mutluluğu Yahudi felsefesi Kabala’da arıyor. İsrail, ABD ve İngiltere’deki merkezler Kabala’yı öğretiyor. Kabala’ya göre mutluluk, paylaşmakta ve negatif duyguları kontrol altına almakta yatıyor. Merkezler milyon dolarlar kazanırken Kabala’ya ‘Tarikat’ diyenler de var. Kabala’yı izleyenler nazara karşı sol kol bileklerine (kol bileği!) kırmızı pamuk iplik takıyor.”
Vah zavallı Kabala!
Vah zavallı Kabalistler!..
*
DIŞ KAPININ TOKMAĞI
Gözcü, 22 Haziran
Linda ve eşi Tim Shiver İstanbul’daymış, Boğaz’a hayran kalmışlar, bizi büyüledi demişler filan malum haber.
Peki kimmiş bu iki ‘ünlü’ ?
“Terminatör serisiyle tanınan aktör Arnold Schwarzenegger’in baldızı ile kocasıymış...
Hizmetçisini de haber yapın artık!
*
EN NEFRET EDİLEN ÜNLÜLER...
Takvim-Papatya, 23 Haziran
Güya, gençler arasında bir anket yapılmış (kim yaptı, nerede yaptı, ne zaman yaptı, tabii ki tek satır yok, çünkü böyle bir anket yok) “gençlerin en nefret ettiği ünlüler” seçilmiş.
Spot: Bakmayın şöhretin getirisine. Yüreklerde sevgi ve saygıya yer edinemeyenler, sonunda nefret ağacının dallarına asılıyor. (Allah Allaaaah!) Ardından yaprak yaprak düşüyorlar... Seçilen isimlere bakıldığı zaman, ekilenlerin biçildiği ortaya çıkıyor...
Kimmiş bu ‘en nefret’ listesindeki ‘ünlüler’ ?
Leydistförsler (parantez içinde de ‘niye’ nefret uyandırdıkları yazılı) :
(1) Hülya Avşar (Şımarıklığın hazin sonu)
(2) Seray Sever (Şehvetin getirisi bitti)
(3) Gamze Özçelik (Uyanık köylü güzeli)
(4) Pınar Altuğ (İhanetin sahte gururu???)
Erkekler :
(1) Mehmet Ali Erbil (Alemin en kötü örneği)
(2) Tamer Karadağlı (Görmemişin rolü olmuş)
(3) Oktay kaynarca (Bitirimler sessiz biter)
(4) Cem Özer (O ne tafra öyle?)
Gördüğünüz gibi, ‘gençlerin’ anketinde en nefret edilen diye çıkanlar, aslında gazetecilerin en çok kızdığı sanatçılar. Gazeteci değil, meslektaşlarım, ‘yargısız infaz’ timi mubarek!
*
HÜLYA AVŞAR VE KARDEŞİNİN FUTBOLCU AŞKI
Posta, 23 Haziran
Hülya Avşar çok kızmış, çook! Kızkardeşi Helin, Mısır’da tanıştığı Napolili bir futbolcuyla oracıkta işi pişirdi, daha da kötüsü gazetecilere yakalandı ya... Ablası çok kızmış, Helin’in suratına tokadı indirmiş...
Hülya Avşar’ın en kızdığı şey, böyle futbolcularla, sırf meşhur diye, gazetetelere haber olacağım diye, paralarını yemek için filan birlikte olmaktır. Hele hele söz konusu futbolcu evli, çocuklu filansa, hayatta affetmez Hülya Avşar !
Kendisi asla yapmamıştır böyle şeyler!!!
*
PARA VERMEZSEN ŞARKI SÖYLETİRİM
Posta, 23 Haziran
‘Manken’ Ayşe Hatun Önal sahneye çıkıyor, gecede 5 bin dolar alıyor, 5 şarkı söylüyormuş. Yani beher şarkı için 1000 dolar, yahi 1,5 milyar alıyormuş.
Hacer “Bu parayı bu kadına niye veriyorlar, sesi bir şeye benzemiyor ki...” diye hayret ediyor. Ben de takılıyorum, “İlahi Haçer, gece kulübünün sahibi Ayşe Hatun Önal’ı şantaj için kullanıyordur. Müşterilere diyordur ki, ya 100’er milyon sökülürsünüz, ya bir şartı daha söylettiririm!”
Şöyle “Çeksene elini ayı” kabilinden zâârif bir şarkı...
*
ÇAYA MI SIKIYOR?
Gazeteler, 25 Haziran
Türk erkeği limon aromalı prezervatifi tercih ediyormuş.
Türk erkeği bu prezervatifleri ne yapıyor acaba, ben anlamadım.
*
BOŞUNA ŞENER ŞEN OLUNMUYOR
Sabah’la Günaydın, 25 Haziran
Sekiz yıl sonra setlere dönen Şener Şen, Yürek Yarası adlı filmi çekiyor şu sıralarda. ‘Sette köfte-ekmek’ diye manşet yapmış Günaydın. Şener Şen, Yavuz Turgul, Tümer Yalmaç, Meltem Cumbul, öğlen sıraya girip karavanadan tepsiyle yemek alıyor, bir kenarda atıştırıyorlarmış.
Şener Şen diyor ki “Ben öyle sette rüzgar estiren yıldızlardan filan değilim. Filmde görev yapan herhangi bir çalışanım sadece...”
Dünya çapında bir oyuncu, böyle mütevazı bir insan... bir araya gelmesi nadirdir gerçekten!
*
ÇILGIN EĞLENCE
Posta, 26 Haziran
Lüleburgaz’da bir fabrika çalışanları bir piknik düzenlemiş. Böyle ‘sosyal etkinlikler’de mendil kapmaca, yoğurt yemece, halat çekmece, çuval yarışı gibi ‘birbirinden sevimli’ yarışmalar düzenlenir ya, bu sefer daha orijinal bir yarışma yapmışlar: Mandal yarışması!
Şöyle tarif ediyor gazete: Onar kişilik iki grup, 10 metrelik bir koşudan sonra, sandalyede oturan kendi takımlarından bir arkadaşlarının yüzüne mandal takıyormuş, sonra da bir 10 metre daha koşup, ızdırap içinde bekleyen ebenin dudağına, kaşına, burnuna takılı mandalları topluyormuş. Önce kim bütün mandalları takar ve çıkarırsa, o kazanıyormuş.
Bir eğlenmişler, bir eğlenmişler...
*
BULAMADIK ŞÖYLE BİR KADIN
Star-Box-Magazin-Vesaire, 27 Haziran
Nasıl, niye, neden bilmem... Ama magazin gazetecileri manken Tuğba Özay’ı o kadar seviyorlar (!) ki, gazetelerin ikinci sayfasında, magazin ilavelerinde görünmediği gün yok.
Bu sefer de bu hanım kızımız “Erkek olsaydım Şenay Akay’ı kaçırmazdım” demiş, çünkü “... bir erkeğin kadında aradığı herşey Şenay’da var”miş...
Merak ediyor musunuz, bu mankene göre, bir erkek kadında ne ararmış, Özay, Akay’ı ‘her erkeğin aradığı kadın’ yapan özellikleri tek tek sayıyor:
1.Vücudu
2.Seksiliği
3.Popülaritesi
4.Sadakati
5.İyi yürekli oluşu
Ben erkek değilim anlaşılan!..