Güncelleme Tarihi:
Milliyet, 22 Mart
Dedim ya, Haber Merkezi bu gazetenin en eğlenceli köşelerindendir. Burada herkes, başını bilgisayara gömüp sabahtan akşama kadar haber okur, haber kısaltır, haber düzeltir... Çok hırpalayıcıdır, yorucudur, bezdiricidir. Bu arada biri, hiç beklenmedik bir anda bir espri patlatır, herkes makaraları koyuverir...
Sabah kıraati sırasında Milliyet’te bir haber okuyorum.
Tayfun Seyrekbasan bir işadamı, İstanbul’da üç seks malzemesi satan dükkanı varmış. (Erotik şop yahut seks şop dedikleri.) Bu dükkanlarda yaşadığı abuk sabuk olayları, Milliyet’ten Aslı Öktener’e anlatmış.
İşte şişme kadının yaşını soranlar, vibratörle hamile kalamadı diye sinirlenen kadınlar... vs.
Bu anekdotlardan birine çok güldüm, servistekilere de anlattım kısaca:40-45 yaşlarında bir erkek gelip geciktirici sprey almış dükkandan. Birkaç gün sonra, malı geri getirmiş, “işe yaramıyor bu” diye. “Nasıl kullandınız?” diye sormuş satıcı. Anlaşılmış ki adam geciktirici spreyi ... ağzına sıkıyor!
Ben bunu anlatıyorum, herkes gülüşüyor. Oradan “genç bir arkadaşımız” soruyor:
- Serdar Abi, müşteri normal mi konuşuyormuş, yoksa kekeliyor muymuş?
Eğlenceli bir servistir bizimki...
*
CAN ÇIKMADIKÇA...
Şok, 22 Mart
Maksim Gazinosu tekrar açıldı. Gazetelerin haberine göre, ilk gece İzzet Yıldızhan ve Mehmet Ali Erbil sahnedeyken, gazino tıklım tıklım doluymuş, ama sahneye Demet Akalın ve Petek Dinçöz çıkınca, masalar boşalmış.
Demek ki memlekette hâlâ ümit var...
*
ÇORBANIN SUYUNUN SUYU
Hürriyet, 25 Mart
Bu önemli haberi kaçırmamışsınızdır gerçi...
Avşar'ın akrabası ödül aldı
Peki Avşar’ın nesiymiş ve ne ödülü almış?
Arz edeyim efendim...
“Hülya Avşar'ın amcasının torunu 17 yaşında Emek Yılmaz, kick boks bayanlar kategorisinde Avrupa şampiyonu oldu. Büyükçekmece Lisesi son sınıf öğrencisi olan Yılmaz, önceki gün Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ü makamında ziyaret etti. Akgün, Emek Yılmaz'la birlikte şampiyonada derece alan Kübra Özkiriş ve antrenörü Cihan Çoban'ı kutladıktan sonra birer şilt verdi.”
Bir Avrupa Şampiyonu çıkarıyoruz, onun da suyunu sıkıyoruz... “Hülya Avşar’ın amcasının torunu...” imiş!
*
RANDEVU İSTEMEK BİLE HABER
Hürriyet, 26 Mart
Haber diyor ki:
Hülya Avşar kurucularından olduğu Türkiye İş Kadınları Derneği adına Başbakan’dan randevu istedi.
Hani, Başbakan tarafından kabul edildi, reddedildi olsa, haberdir.
“Randevu istedi...”
Demek ki bugün Hülya Avşar haberi yapmak için daha iyi bir bahane bulamamışız...
Halbuki aynı gün Hülya Hanım serçe parmağıyla iki kere sağ kulağını kaşıdı, öğlen ezo gelin çorba içti hem de içine pide doğrayarak, sonra dün cem’an 6 kere küçük hacetini yaptı...
*
UYDUR GİTSİN, ÖLEN KADIN TEKZİP EDECEK DEĞİL YA
Şok, 26 Mart
Amerika’da porno filmlerde oynayan, pozlar veren bir kadın öldürüldü, cesedi “sado-mazo kıyafetli”cesedi bir ormanda bulundu. Katilin kadının porno pozlarını çeken fotoğrafçı olduğu anlaşıldı. Bütün gazetelerde katille kadıncağızın fotoğrafları yayımlandı.
“Ailenizin namusundan sorumlu” Şok gazetesi “araştırmacı gazetecilik” yaparak kadının porno sitelerinden bir sado-mazo fotoğrafını bulmuş (çıplak tabii ki, üstünde kan man), sallıyor: Ölmeden önceki an! Sumers bu pozu verdikten sonra onlarca kez bıçaklanıp öldürüldü.
Salla!
*
BİR DAHA MASUM YAYA EZMEYİN, SABIKALI OLSUN!
Takvim-Papatya, 27 Mart
“Önceki akşam Tophane’de aracıyla aşırı sürat yapan ‘alkollü’ Ozan Doğulu, direksiyon hakimiyetini kaybedince kaza yaptı” diyor spot.
Manşet: Durdurun şu magandayı
Sürmanşet: Alkollüyken gazeteci dövmüştü, şimdi de suçsuz bir yayayı ezdi
Takvim’in Ozan Doğulu’ya kafayı takmasını anlıyorum da, bu sürmanşeti çözemedim.
“Suçlu bir yaya” ezse, haber olmayacak mıydı? Yahut “Oh olsun!” mu diyeceklerdi?
*
GALA’DAN HAFTANIN ALINTILARI
Gala, 28 Mart
Başyazısında, Gala’nın yazı işleri müdürü bizim Selim (Akçin), Hülya Avşar’ın Hürriyet’in eski-yeni eki Kelebek’teki yazılarını övüyor, diyor ki: “Kelebek kadrosunda bulunan Avşar... bir yazı dizisi hazırladı ki, yılların gazetecilerini bile kıskandıracak bir işti.”
Çok doğru, haklısın Selim...
Kırk yıldır gazeteciliğe emek vermiş, bu meslekte çekmediği çile kalmamış gazeteciler minicik imzalı bir haberi bile gazeteye güçlükle sokarken, bir oyuncu-şarkıcının Hürriyet gibi bir gazetede her hafta tam sayfa yazması, yılların gazetecilerini bile kıskandıracak bir işti.
Ama burası Türkiye Selim, bu iş bu kadar ucuzdur işte...
*
AYAK HİZASINDA BİR SEVİYELİ BİRLİKTELİK
Gala, 28 Mart
“Varan Turizm’in sahibi Enis Pekuysal’dan ayrılan Özlem Yıldız kendini tamamen işine verdi” diyor haber, ama genç kadının keyfi çok kaçıkmış. Birlikte bir terlik reklamında görev aldıkları şarkıcı Aydın, Yıldız’ı “Üzülme sen çok daha iyilerine layıksın” diye “zââârif” bir şekilde teselli ederken, Özlem Hanım da iki gün öncesine kadar “büyük aşk yaşadığı” Enis Bey hakkında “Ben onu adam zannetmiştim” kabilinden bir şeyler söylemiş.
Bu “seviyeli birliktelikler” genelde böyledir, biliyorsunuz. Yorgan bitti mi, seviyesi meydana çıkar...
Ama ben Gala’nın haberindeki bir detaya takıldım: “Aydın ‘Üzülme sen çok daha iyilerine layıksın’ diye Özlem Yıldız’a terlik giydirdi, sonra da ‘Cennet kadınların ayağı altındadır’ diyerek ayaklarını öptü.”
*
O LÜX NE OLUYOR?
Gala, 28 Mart
Kubilay Keskin bir dedikodu aktarıyor: “Gülsen Işık yedi yıldır Anadolu Bank’ın sahibi Mehmet Başaran’la aşk yaşıyor. Başaran geçtiğimiz yıl Mercedes’in ultra lüx modelini sipariş etmişti...”
O “lüx” ne oluyor?
Kürtler yazınca “bölücülük ve vatana ihanet” oluyor da, biz yazınca “sosyetiklik” mi oluyor?
*
BU KADAR AÇIK SÖZLÜ OLUNUR ANCAK
Gala, 28 Mart
Ve bu hafta ‘Yavrunuzun Köşesi’nde (Tekin Abi’yi de anmış olduk böylece, Nur içinde yatsın!) Fadıl Akgündüz’ün eski sevgilisi Filiz Karataş.
Röportajdan bir iki alıntı...
“Yeteri kadar param var, kendimi idare edebilirim... Ama şu an Türkiye’de sanat dünyasına giriş yapıyorum.” (Giriş yapıyormuş!)
“Hülya Avşar’dan sonra benim adım anılsın istiyorum. Önce Hülya Hanım sonra ben...”
”Her türlü teklife açığım. Sanat için ne gerekirse, özellikle oyunculuk alanında yapmak niyetindeyim. Bende Türkân Şoray kanunları yok, öyle kanunlar bilerlemedim.” (Mesaj alınmıştır herhalde!)
(Herhangi bir şarkınızdan bir dörtlük alabilir miyiz? - alabilir miyiz!!! - suali üzerine...)
“Giden gider özlemem / Huyum böyle gizlemem / Yavrum ben aynı filmi / İki kere izlemem”
“İnsanlar kendilerini kandırmasın, para yoksa hiçbir zaman aşk yoktur.”
(Fadıl Akgündüz’e aşık oldunuz mu? sorusuna cevap - Bu hatun Jet Fadıl’la Paris’e gitmiş, dönüşte ‘Fadıl benim için 500 bin dolar harcadı - demişti/miş, daha doğrusu.)
”Büyük bir aşk değildi. Mantık beraberliği yaptık...” (Mantık beraberliği’ne bittim.)
“İyi bir insandı, mert bir insandı. Kadına değer verirdi. (500 bin dolar iyi bir değer gerçekten de...) Ben parasını ve insanlığını sevdim.” (Muhteşem diyorum ya size...)
(Fadıl Akgündüz’den çocuğunuzun olmasını ister miydiniz? deyince...)
“Açıkçası evet isterdim. Hayatım garantide olsun isterdim çünkü... Çok iyi yaşıyor... Ondan çocuğum olsaydı bu garanti olurdu.”