Güncelleme Tarihi:
Gazeteler, 8 Mart
Yani, bu kadar sağa sola sataştıktan sonra utanmasam “Mucizenin adı Beren” diye bir başlık atardım bu nota. Allah sesimi işitti şükürler olsun, “Yeni Karamürsel Mağazaları’nın veliahtı” Harun Tan ile “eski manken” Ebru Şallı’nın ... nihayet çocukları doğdu.
Hatırlarsanız, 15 gün kadar evvel :
YETEEEEEEEEEEEEEEEEER!
DB Tercüman, 29 Şubat
İkinci sayfa haberine göre, kocası Harun Tan ile her gece başka bir bara, lokantaya giden manken Ebru Şallı neredeyse “Barda doğuracak” mış...
Artık bu kız doğuracaksa doğursun, gına geldi!
... diye yazmıştım. Bazı meslektaşlarım olsa, şimdi çıkar “Geçen hafta biz ‘artık doğursun’ diye yazınca, Ebru Şallı 7 Mart Pazar günü doğum yaptı” diye kendilerine pay çıkarırlardı.
Dedim ya, Allah mı sesimi işitti, anasının karnındaki bebecik mi... Ebru Şallı’nın sancısı tutmuş ve beklenenden bir ay kadar önce doğurmuş.
O da kurtuldu, biz de!..
Ayrıca adı, iddia edildiği gibi Harun Jr. değil, Beren olmuş. Türkçe’de böyle bir isim, hatta böyle bir kelime bile yok, ama olsun. Berem var, “üzüm çubuklarını ayakta tutmak için altına koyulan çatal dal” anlamında. Berend var “Kılıç, hançer gibi kesici alet” yahut “kılıcın suyu” anlamına. Berencen var, bir çeşit bilezik. Berendâz var “yok eden” demek... Ama ben Beren diye bir isim duymadım. Neyse bize ne, uysa da koymuşlar, uymasa da... (Ertesi gün bir gazetede okudum, “zeki ve kuvvetli” demekmiş bu kelime. Herhalde Yakut Türkçesi’nde filan...)
Şaka bir yana, Allah ömür versin!
*
ALLAH BİRİ KAPIYI AÇARKEN BİR KAPIYI KAPATTI
Gazeteler, 11 Mart
Tam yukarıdaki gibi, “Ebru Şallı doğurdu, elhamdülillah, kurtulduk!” diye sevinirken, başıma büyük bir felaket geldi:
Gazetelerde bir haber: Seda Sayan hamileymiş!
Desenize 8-9 ay daha b..u yedik!
*
ACABA?
Sabah, 12 Mart
Eskiden gazetelerde kitap eleştirisi veya yeni bir kitabın haberini yapanlardan asgarî bir kültür ve dilbilgisi isterlerdi. Magazin dedikodusu olsa bile...
“Ünlülerin” çocukluk ve gençlik dedikodularını anlatan bir kitap çıkmış. Sabah ikinci sayfada alıntılar yapıyor:
“Hannah Warner’ın kitabında, sinema, müzik, politika dünyasının ünlülerinin pek çok özel ve bilinmeyen sırları yer alıyor.”
“Tüzel ve herkesin bildiği sır olur mu a cahil?” desem, acaba anlar mı?
*
TARTAKLAMAYA ÖVGÜ
Milliyet, 7 Mart
Hande Ataizi bir arkadaşıyla Beyoğlu’ndaki Buz Markiz’e gitmiş. Burada adamın biri önce bakışlarıyla, sonra sözlü olarak taciz edince, Ataizi güvenlik görevlilerini ve sevgilisinin korumalarını çağırmış, haberin gerisi diyor ki: “Korumaların uyarısına rağmen Buz Markiz’i terk etmeyen kişi (?) tartaklanarak dışarı atıldı. Ardından eğlencesini gönül rahatlığıyla sürdüren Ataizi...”
Adam tartaklanarak dışarı atılınca, Hande Hanım da gönül rahatlığıyla eğlencesini sürdürmüş...
Alkışlasaydınız bari!
*
İMZASIZ BİR E-POSTA
Hürriyet, 1 Mart
"Şişli Günay Restaurant'da sahneye çıkan Nükhet Duru, programı kadar dekolte
kıyafetleriyle büyük hayranlık kazanıyor. Önceki akşamki programında beyaz
renkli mini kıyafetiyle dikkat çeken 53 yaşındaki sanatçı, ''Belediye başkan
adayları mal beyanında bulunuyorlar, ben de beyanda bulunuyorum. İşte benim
mal ortada'' diye konuştu."
”Bu konuda yorum yapacaktım ama ne söylesem çok kaba olacak, o yüzden size
gönderiyorum lisan-ı münasip ile ifade yolu varsa buyrun” diyor gelen e-posta.
Bence sizin tepkiniz yeterli!
*
DIIIIIIIT
Barkin Kurt, 7 Mart tarihli Hürriyetim’den bir alıntı göndermiş. Erman Toroğlu’nun köşesinden bir alıntı.
Köşeyi döndüler, diyor Hürriyet yazarı Erman Toroğlu ve ekliyor:
“İki teknik adamın taktik savaşından Christoph Daum galip ... G.Birliği'nin bir dezavantajı var. Üç gün evvel İtalya'nın üst düzey takımlarından Parma'yı 3-0 yenmiş. Hem de kanırta kanırta.”
Barkin benim yorumumu istiyor.
Dııııııııııııııııt!
*
ARTIK O KADARINI SORMAYALIM
Star, 10 Mart
Beşiktaş’ın jön başkanı Serdar Bilgili, “Beşiktaş ile evlendim” demiş.
“Erkek tarafı kim?” diye sormuyoruz artık.
*
ŞEFFAF MİT
Milliyet, 14 Mart
Melih Aşık’ın Açık Pencere köşesinde, Haldun Ertem soruyor:
“Manken Ayşe Hatun Önal, "En büyük hayalim MİT'te çalışmaktı" demiş. Açık pozlar veren birinin gizli serviste çalışma isteği garip değil mi? Bence çok iyi olurdu. MİT de “şeffaf” hale gelirdi... SİZ BUNA LAYIKSINIZ DEMEK Kİ... Hürriyet, 14 Mart Sıfırdan, elcazımızla meşhur ve dolayısıyla zengin ettiğimiz insanların hakaretine uğruyor, suratımıza tükürülüyor, yalayıp yutuyoruz. Nurgül Yeşilçay ile Cem Özer bir gece kulübünde biraz fazla samimi yakalanmış basın mensuplarına, birincisi gazetecilere dönerek “Şimdi ne yapacaksınız geri zekalılar” diye “çıkışmış” (bu terbiyesizliğe “çıkışma” diyor benim gazetem), ikincisi ise muhabirler için “timsahlar geldi” demiş. Bu magazin gazetecilerinin mazoşist olduğuna inanmaya başlıyorum ağır ağır... ALLAH’TAN ÜMİT KESİLMEZ... Yüzüm yeniden güldü, çünkü... Gala, 14 Mart Pazar * 3.sayfada bir haber. “Seda (Sayan) iki yıl daha çocuk özlemi çekecek... Sayan’dan bomba gibi bir açıklama geldi: ‘Yaptığım anlaşma gereği 2005 sonuna kadar anne olmam yasak!” * “Manken” Ayşe Hatun Önal “Türkiye güzeli seçildikten bir yıl sonra mankenliğe başladım. Pek de ayıla bayıla yapmadım bu işi. Mesleğime aşık değilim. İlk defa hayatımda bir şeyler üretiyorum” demiş. Hayatında ilk defa ürettiği neymiş? Ayı şarkısı! Kadınlığı bizi ilgilendirmez de, İbrahim “Demet Şener’in varoluş nedenini” iki kelime bize de fısıldasa, vallahi çok merak ettim.
*
*
Tam yukarıdaki alıntıları toparlamıştım ki, Gala’yı okumayı unuttuğumu fark ettim.
* Demet Şener, İbrahim Kutluay için “İbrahim, kadınlığımı ve varoluş nedenimi bana çok iyi hissettiyor” demiş.