MEDYADAN : Magazin

Kaynama Noktası köşesinin başlığı “Bayram bitse de işe dönsek artık” idi. Spot ise “Bu Bayram’da İstanbul sokaklarını arşınladık. Karaköy, Beyoğlu, Aksaray’da halkın arasına karışıp bize bakan manzaraları yazdık” diyordu.

Güzel bir yazıydı da, bir husus kafama takıldı. Bu yazının yayımlandığı 2 Şubat Kurban Bayramı’nın ikinci günüydü. Eh, bu yazı da 1 Şubat akşamı saat 4’e kadar teslim edilmiş kabul etsek, köşeyi hazırlayanlar Bayram’ın birinci günü öğleye kadar nasıl vakit buldular da “Bu Bayram’da İstanbul sokaklarını arşınladılar, Karaköy, Beyoğlu, Aksaray’da halkın arasına karıştılar” anlamadım.

*

Hani derim ya hep, renkli gazeteler okurları, vatandaşları ‘konuşturur’ : ‘Görenler ... demekten kendilerini alamadılar’ yahut ‘Vatandaşlar tepkilerini ... diyerek dile getirdiler’ diye sallarlar.

Hülya Koçyiğit “Rolün samimiyetine inanırsam ve gerçekten yapmam gereken bir sahne ise, soyunurum” demiş.

Gözcü yine konuşmayan vatandaşın sesi olmuş, diyor ki “Koçyiğit’in bu sözlerini duyan bazı hayranları ise, ‘Hülya Koçyiğit’in bu saatten sonra soyunacağını sanmıyoruz” (...) diyerek görüşlerini dile getirdiler.” MİŞ !

Gözcü açık açık “Bu yaştan sonra soyunma” diyecek de, “Koçyiğit’in hayranlarını” dile getiriyor.

*

SANTİ-METRO SEKSÜEL

Takvim, 3 Şubat

- Alo Serdar? Ben Melih!
- Merhaba aga, ne haber?
- Vaktin yoktur, çabuk söyleyeyim: bugünkü Takvim’i gördün mü?
- Daha gazeteleri okumadım.
- “Olay itiraf” diye başlık atmış Takvim. “Seksi model Jordan bombayı patlattı: Beckham’la yattım!”
- Eeee?
- Abi bence bomba ne biliyor musun?
- Nedir?
- Beckham’ın bir kadınla yatmış olması!
- Yahu adam meşhur bir şarkıcıyla evli, neydi adı?
- Bırak şimdi sen onu, kandırmaca o oğlum...
- Kıskanıyorsun sen galiba bu Beckham’ı!
- Neymiş, metroseksüellerin sembolüymüş. O Beckham olsa olsa “santimetre-seksüel” olur oğlum...
- Ulan senin diline düşmektense...


*

BU TERBİYESİZLİĞE EYVALLAH DİYENLER...

Takvim, 4 Şubat

Eğer bu haber doğruysa, Serdar Bilgili’yi de, Şamata Bar’ı da, bu haberi eksik bırakan meslektaşımı da kınıyorum.

Neymiş? Serdar Bilgili, Şamata Bar’a iki kadınla eğlenmeye gitmiş de ... beni deli eden laf bu, “gazetecileri içeri aldırmamış.”

Böyle bir terbiyesizliğe muhatap olup da, hâlâ o barın kapısında bekleyen, hâlâ (tekrar ediyorum, bu haber doğruysa) Serdar Bilgili’nin haberini yapan gazeteciler, herhalde “rahmet yağıyor” diye yüzlerini yalıyorlardır şu anda...

*

Kibariye anlatıyor:

“16 yaşındayken Muğla’ya konsere gittim. Cacığımın içine hap atıp beni soymuşlar. Gömleğim filan üzerimden çıkartılmış. Memelerim zaten şu kadarcık. Selma Abla vardı, o kurtarmış beni. O olmasaydı yanmıştım.”

“43 yaşında bir kadınım ama okumayı bile bana o (genç kocası Ali) öğretti. Yoksa ben ot gibiydim. Okumayı sökmeden önce kendi yolumu bulamıyordum. Çocuğuma bile yanlış ilaç verip zehirlenmesine neden olacaktım.”

Ama asıl güzeli:

“Yaşım geçmeden bir çocuk daha düşünüyorum. Seyircilerim ‘Hemen yap’ diyor. Biz de çalışıyor, üzerimize düşeni yapıyoruz. Korunmuyoruz da. Ama Allah lütfetmedikten sonra, ben ne yapayım?”

*

SIKIYORSA M.A.ERBİL’E SORSANA...

Sabah’la Günaydın, 6 Şubat

Bülent Cankurt’un köşesinden: Okan Bayülgen’e densizin biri sormuş, “Boyunuzun kısalığına rağmen hep uzun boylu bayanlarla (!) flört ediyorsunuz. Peki bu yatak odasında sorun olmuyor mu?”

Bayülgen sivri dillidir, ama yine de mümkün olan en zarif cevabı vermiş: “Ben yatakta basket oynamıyorum ki!”

Aynı soruyu bir Cem Yılmaz’a, hatta hatta bir Mehmet Ali Erbil’e sorsaydı eğer...

*

BU KADARINI YAPARLAR MI ACABA?

Sabah, 7 Şubat

Vizontele Tuuba filminde birlikte oynayan Yılmaz Erdoğan ile Tuba Ünsal’ın arasında ilişki olduğu iddia edildi. İkisi de, hattı Tuba’nın iki senedir birlikte olduğu Aksel (Golderberg) de bu iddiaları reddettiler ama, dinleyen kim. Aksel yeğenim sayılır, ben de bu haberleri okuyup sinirleniyorum hanidir. Şengül Balıksırtı farklı bir iddia ortaya attı: Bu ilişki iddiası filmin reklamı olsun diye bilinçli yayılıyor ve sürdürülüyormuş. Hatta, geçenlerde gazetecilere birlikte yakalanmamak için Yılmaz Erdoğan’ın kırmızı ışıkta geçtiği, polis çevirince de “Peşimizde gazeteciler var” dediği yazıldı ya, Balıksırtı diyor ki, bu bile danışıklı dövüşmüş. Yılmaz Erdoğan’ın yanındaki Tuba değilmiş, ama Erdoğan polislere rica etmiş, “Gazeteciler sorarsa, yanımda Tuba’nın olduğunu söyleyin” demiş.


*

HANGİSİ DOĞRU? İKİSİ DE Mİ!

Posta, 7 Şubat

Posta’nın 2.sayfasında Bekir Saçar’ın iddiasına göre, Beşiktaşlı futbolcu Sergen, sevgilisi Aslı’yı yine aldatıyormuş, hem de Amerikalı ithal şeyimiz, mankenimiz Noella ile.

Aynı gazetenin 16.sayfasında, bu sefer Şenay Düdek’in yazdığına göre, podyumların yeni mankeni Noella genç pleyboy Murat Aslan ile birlikteymiş.

Şimdi size soruyorum:

(1) Bekir Saçar haklı
(2) Şenay Düdek haklı
(3) İkisi de haklı

*

KAVGADA BİLE SÖYLENMEZ

Posta’nın ilavesi Dolçe, 7 Şubat

Allah magazincilerin diline düşürmesin. Uğur Soysal, manken Esra Eron’un Kayahan’ın ‘Bir Aşk Hikayesi’ adlı şarkısını her dinlediğinde ağladığını yazıyor ve soruyor: Merak ettim acaba hangi eski sevgilisi için gözyaşı döktü. Öyle ya, İnterli Okan Buruk, Fenerbahçeli Serhat Akın, Beşiktaşlı Sergen Yalçın ve Sinan Kosif ile aşk yaşamıştı.

Kavgada bile söylenmez...

*

İHANET FİYAT ARTTIRMIŞ

Posta’nın ilavesi Dolçe, 7 Şubat

Ahmet Cumalı’nın haberine göre, Kenan Doğulu’dan ayrıldığı ayrılık sebebinin de mankenin ihaneti olduğu söylentileri... Tugçe Kazaz’ın fiyatını arttırmış. Firmalar Kazaz’ın peşine düşmüş, talep artınca da manken fiyatını 3 milyara çıkarmış.

Böyle midir bu piyasada, malı ihanet eden bir mankenin sunması daha mı iyidir?

İhanet edip başkalarıyla yatan daha mı makbuldür?

*

BU İKİ CÜMLEYİ ANLAMADIM

Posta’nın ilavesi Dolçe, 7 Şubat

Bu dedikodular kaçmaz, sayfasından iki alındı:

(1) Birisi bana lütfen şu cümleyi tercüme etsin: “Aşça Tekindor, Okan Bayülgen’in şov programında keman çalıyor, çığlık atıyordu. Ardından (bu cümleyi soruyorum) degajesini açtı, lolipop kızı oldu.”

(2) Bir tane daha “kavgada bile söylenmez” haberi: “Serdar Ortaç ne zamandır yalnızdı. Rahip hayatı yaşıyordu. Hani neredeyse o binbir zorlukla kazandığı çapkın imajını kaybediyordu.” Niye “binbir zorlukla” ? Ne demek istiyorlar?

*

ŞENAY AKAY’DAN İNCİLER

Posta’nın ilavesi Dolçe, 7 Şubat

Bir de muhteşem Şenay Akay röportajı, en azından iki cümle:

(1) Çoğu manken ya şarkıcı olmaya karar veriyor ya da oyuncu, senin hedefin ne? sorusuna cevap olarak: “Şarkıcı olmak gibi düşüncesinde değilim.”

Bu kadar güzel bir Türkçe ve bu ifade kabiliyetiyle, şarkıcı değilse bile söz yazarı olabilir halbuki.

(2) Mankenlikte istediğin yere geldiğini düşünüyor musun? sualine cevap: “Hayır, gerçi Türkiye’de zirvedeyim, gelebileceğim en yüksek nokta bu.”

Demek ki oradan bakınca yüksek görünüyor...

*

BİR KARAR VERSENİZ...

Gazeteler, 8 Şubat

Basketçi İbrahim Kutluay ile manken Demet Şener ayrılmışlar. Haberi birçok gazete veriyor.

Takvim diyor ki: Takvim Magazin farkını yine konuşturdu. 6 Şubat tarihli Papatya ilavemizde yayımlanan haberde, ikilinin beraberliklerinin üzerinde kara bulutlar dolaştığını ve Demet Şener’in evi terk ettiğini yazmıştık.

Yani Takvim diğer gazeteleri atlatıp, bu haberi herkesten önce vermiş.

Şok diyor ki: Ne diyorsak o! Sevgililerin ayrılık haberine kamuoyuna ilk duyuran gazete Şok olmuştu.

Sabah diyor ki: Demet ile İbo ayrılmadılar.

Posta diyor ki: Ayrılık yok mutluluk var

Bir karar verseniz...