MEDYADAN : Magazin

“Kaplan ve Ejderha” ve “Hulk” filmlerinin yönetmeni Ang Lee, “Ömrü at sırtında geçen ve birbirine aşık olan (eşcinsel) iki kovboyun aşkını” film yapmaya hazırlanıyormuş.

Demek ki biraz daha sabredersek çocukluğumuzun hayali, “Atını seven kovboy” efsanesi de film olacak...

*

Savaş Ay, Popstar’ın ve Popstarcılar’ın cıcığını çıkarmaya devam ediyor. Barış ile Abidin Kadıköy Cuma Pazarı’na gitmiş, Savaş Ay’ın attığı resimaltı: “Barış ve Abidin Kadıköy Cuma Pazarı’na gidince ortam şenlendi. Satıcılar elimden mikrofonu kapıp röportajları kendi kendilerine yaptılar. Popstar iyiydi hoştu ama ne patatesin ne domatesin fiyatına olumlu etkisi yoktu ne yazık. Kimbilir kendi adayına kontör tüketenlerin kaçı bir kilo patatesin 500 bin lira olduğunu biliyordu.”

Saksağanın kuyruğu, vur beline kazmayı...

*

Beğenin veya beğenmeyin (ben son gruptanım) Popstar, Kanal D’de, Biz Evleniyoruz da Show Tv’de çok iyi reyting yaptı, yapıyor. Şimdi atv de Akademi Türkiye diye, Popstar’ın taklidini yayına koyuyor ki, onlar da bu işten bir ekmek yiyecektir muhtemelen.

Paki Star ne yapıyor?

Her zaman yaptığını.

Diğerlerine bok atıyor...

Star’ın “uzmanlara” dayanarak yaptığı “haber” : “Biz evleniyoruz’da aileler çocuklarını pazarlıyorlar. Popstar’da insanlar kendilerine oy veriyorlar.”

Kedili ciğerle bir laf vardı, nasıldı o?

*

Milliyet, 19 Ocak

”Nicole Kidman, Lenny'yi terk etti” diyor başlık.

Haberin ilk cümlesi de diyor ki: “Hollywood'un Oscar'lı yıldızı Nicole Kidman kendisini aldattığını öğrenen sevgilisi Lenny Kravitz'ten ayrıldı.”

Bu cümleyi okuyunca ne anlıyorsunuz? Nicole Kidman sevgilisi Lenny Kravitz’i aldatmış. Sevgilisi gerçeği öğrenince, Nicole Kidman onu terk etmiş.

Siz de kendi kendinize, “Ulan kadına bak, hem aldatıyor hem terk ediyor” diyorsunuz.

Değil!

Halbuki haberin devamı diyor ki:

“Rock yıldızı Kravitz’le sekiz aydır birlikte olan ‘Cold Mountain/Soğuk Dağ’ın 36 yaşındaki güzel oyuncusu, sevgilisinin Brezilyalı oyuncu Isis Arruda ve Michelle Rodriguez ile birlikte çekilmiş fotoğraflarını gördükten sonra ilişkisini bitirme kararı aldı.”

Yani, Kidman “aldatan değil aldatılan” bu hikayede.

*

Birinci sayfadan haber: Türkiye’nin gayriresmi çöpçatanı!

Spot: Ebru Sulukahya, Radyo Klas’da tam (eksik de olabilir) 7 yıldır tabir yerindeyse gönüllü çöpçatanlık yapıyor.

“.. tabir yerindeyse çöpçatan” lafını okuyunca, yüreğim ağzıma geldi. Başka şey (!) söyleyecekler sandım!

*

İlavenin birinci sayfasındaki “haber” şöyle :

Bu ne biçim “haber” Allah aşkına?

Birileri Kurban Bayramı tatiline mi hazırlanıyor acaba?

*

Milliyet’in Magazin Şefi Ali (Eyüboğlu) Vitontele Tuuba ile ilgili yazmış. Filmde 12 Eylül sonrası anlatılıyor ya, Ali diyor ki “12 Eylül’ün apolitik gençliği 12 Eylül’ü anlatan filme karşı kayıtsız kalırsa Erdoğan’ın işi zor.”

Teşhis doğru, ama yazının başlığı tufah: 12 Eylül nostaljisi

12 Eylül’ün nostaljisini olsa olsa darbeci paşalarla işkenceci subaylar duyar, herhalde Yılmaz Erdoğan değil!



*

Üç manken, muhtelif yerlerini sigorta ettirmiş. Aysun Kayacı gözlerini (bence en müzelik kısmını, ağzını sigorta ettirmeliydi), Gizem Özdilli bacaklarını, Tuğba Özay da poposunu.

Ailenizin ve mahallenin namusundan sorumlu (sebebini hâlâ çözemediğim Pınar Altuğ düşmanlığını sürdüren) Şok gazetesi, gerekli bacak, popo vs fotoğrafını kullandıktan sonra, resim altına şöyle demiş:

“Poposunu 200 milyar liraya sigorta ettiren Tuğba Özay, kamuoyunda merak konusu oldu. Kamuoyu (bu kamuoyu kimdir, çok merak ederim hep...) sigorta poliçesinin kapsamını tartışmaya başladı.”

Neyi ima etmek istiyorlar dersiniz?

Erkekseniz açık açık yazsanıza....

*

“Renkli” gazetelerin adetidir, ben de ifrit olur yazarım hep, hani “görenler ... dediler”, “vatandaşlar ... demekten kendilerini alamadılar”, “uzmanlar ... diye açıkladılar” diye kendi görüşlerini milletin tepkisiymiş gibi kakalarlar...

Çorum’da iki kadın bir sürü hırsızlık yapıp yakalanmış, mahkemeye kucaklarında bebekle gelmişler.

Gazetenin haberi:

“Bazı vatandaşlar kim olduklarını bilmedikleri kadınlara ‘Vah vah... Kucaklarında çocuklarıyla adliyede sürünüyorlar’ deyip acırken, işi bilenler, ‘Şunlara bakın, gören bunları hırsız değil de evlerinin hanımı zanneder’ diye konuştular. Profesyonel polisler (bir de amatör polisler vardır malum!) ‘Çocuk numarası bu tip hırsızların klasik taktiğidir. Böylece hakimi etkilemek isterler’ dediler.”

Yalancının?

*

Müge Dağıstanlı’nın köşesinden:

Tarkan, Cem Yılmaz’ın Gora filmiyle ilgili olarak, “Merakla bekliyordum, ama izlemeye gerek kalmadı. İnternette senaryosu dolaşıyor. Resimleri de her yerde çıktı” demişmiş de, Cem Yılmaz çaktırmasa da fena bozulmuşmuş. Cem ilk fırsatta intikamını almış.

“Tarkan’ın parfümü çıktı, ne düşünüyorsunuz?” diye soran bir gazeteciye, “Size söylemiştim, yakında bu çocuğun kokusu çıkar diye. Nasıl da çıktı?” demiş.

*

Gazetenin manşeti “Bayhan’ın izinde” diyor. “Türkiye’de umuda yolculuğa yeni bir adres daha eklendi. İçinde bulundukları kötü durumdan kurtulmak isteyen vatandaşlar, soluğu özel televizyonların düzenlediği yarışmalarda arıyorlar.”

Umuda yolculuk... Hani malını mülkünü satıp, Avrupa’da bir ülkeye kapağı atmak için dağdan bayırdan ölümü göze alıp yola çıkan, insan tüccarlarına para kaptıran sonra Ege’de çürük bir teknede boğulan insanların çıktığı o ... umuda yolculuk gibi!

Görürsünüz bakın, eğer ben Türkiye’ye tanıyorsam, çok yakında fakir fukarayı “sizi bilmemne televizyonunda popstar yarışmasına sokacaaam” diye dolandıranlar çıkar, adına da biz “Bayhanzede” deriz bunların...

*

Seyirciler, ana babalar, “Okul” filminde çok küfür kullanıldığı için kızdılar ya, “Hababam Sınıfı” fırsatı kaçırmamış, pası değerlendirip golü çakmış...

“Hababam Sınıfı - Merhaba” filminin gazete ilanlarına şöyle bir not eklenmiş:

“Tamamı renkli - küfürsüz Türkçe”

*

Gala’nın haberine göre, yeni bir albüm çıkaran Kibariye imajını da değiştirmiş. Kibariye Sibel Can ile Hülya Avşar’a “gönderme” yaparak, demiş ki, “İlk meşhur olduğum günlerde bana Safiye Ayla muamelesi yaptılar. Fiziğimi beğenmeyip şarkılarımı perdenin arkasından söylettiler. Acaba beni o zaman perdenin arkasına atanlar bu halimi görseler ne hissederlerdi? Ayrıca fotoğraflarımda photospop da yok, kilom fotoğraftakilerle aynı. Benim fotoğraflarım onlarınkinden (Sibel Can ve Hülya Avşar) daha doğal ve güzel.”

Kibariye, doğrudur, “güzelliği” ile başarı sağlamış bir şarkıcı değil. Zaten öyle bir kural da yok. Yeni imajı, artık bilmiyorum ameliyat filan da geçirdi mi, daha iyi olabilir. Ama abartmamakta fayda var, Gala’nın haberi diyor ki, “Zeynel Abidin’in çektiği fotoğraflarda kendini Sharon Stone’a benzettiğini söyleyen sanatçı...”

*

Gala’nın DemirKulak Yazıyor sayfasında “Nerede görüldüler” diye bir sütun vardır ya, bugün şöyle bir haber:

“Sibel Tüzün: The Marmara teli’nin lobisinde elinde kostümüyle arabasını beklerken...”

İnşallah biri Sibel Tüzün’e “Araba lobiye kadar gelmemez, otelin kapısına çık” demiştir!

*

Aynı sayfadan insana dehşet veren bir haber.

Göbek dansçısı Asena, Ankara’da sahneye çıktığı gazinodan ayrılırken, “bodyguardlar” (koruma deseler batar) “olağanüstü güvenlik önlemleri” almışlar. Ankara’nın (Hürriyet’in de bulunduğu) koskoca Cinnah Caddesi’ni, sıkı durun ... “trafiğe kapamışlar” !

Orası dağbaşı mıdır? Beline tabancayı takan, Ankara’da bir caddeyi, bir dansöz gazinodan çıkacak diye, trafiğe kapayabilir mi?

Aslında bunda şaşacak bir şey yok. İstanbul’un göbeğinde, Levent’te, Nişantaşı’nda, Etiler’de caddeler, sokaklar gündüz değnekçi mafyasının, geceleri de lokantaların, barların koruma ve kahyalarının denetiminde değil mi?

*

Gala, 25 Ocak

Kubilay Keskin’in bir haberinden öğrendim...

Biliyorsunuz ben Eskidji’nin orijinallik olsun diye başlattığı ve cılkı çıkan, bakkal çakkalın bile kullanmaya başladığı, “Türkçe kelimeleri İngilizce yazarak ana dilimizin ırzına geçme” esprisine illet oluyorum.

Bu tepkim geçerli kalmak kaydıyla... Arnavutköy’deki “sosyetik” balıkçının adı da güzelmiş be birader!...

*

Cumartesi Vatan’da Yeşim Çobankent, Ahmet Özhan’la bir röportaj yapmış. Soruyor: “Yıllardır şarkı söylüyorsunuz, sesiniz aynı...” Ahmet Özhan cevap veriyor: “Son albümümde bazı şarkılarda 22 yaşımdaki sesimi duydum. Bu Allah’ın bir bahşişidir...”

Allah’ın şarkıcılara “bahşiş vereceğini” sanmam. Hele muhabirlere, asla...

Muhtemelen, teybi deşifre eden meslektaşım “Allah’ın bir bağışıdır” lafını anlayamamış...

*

Kadınların hepsi, Deniz Akkaya gibi ince ve güzel olmak istiyorlarmış, diye bir haber. Bunun yanında erkeklere de yer ayrılmış ve şöyle bir başlık atılmış:

“Erkeklerin yüzde 40’ı estetikli”

Türkçe’de bir laf vardır, ya dayak yememişsin, ya sayı saymasını bilmiyorsun, diye...