MEDYADAN : Magazin

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN : Magazin
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2003 17:32

MALAKAN CURRİ yani Hülya Avşar – Cüneyt Arkın hamburgere karşı – Helin Avşar’ın prensip kararı – Ve icraatı... – O alet sakıncalıdır – İbo’dan Türkçe dersi – Ünlülerin kuzeni, dayısının oğlu – Bu yıldız yükselir, Türkiye bunları sever – Ve üç Türk büyüğünden üç vecize...

Haberin Devamı

Gazeteler, 2 Kasım

Pazar günü bütün renkli gazetelere ortak bir haber vardı, demek ki günün önemli haberi buydu: Hülya Avşar bir internet sitesi açmış, burada hayatını anlatmış.

Babası Adıyaman’ın Avşar aşiretine bağlı bir Kürt’müş. Medyamız Hülya Avşar’a, daha düne kadar, “Avşar Kızı” diye isim takmıştı, sanki Oğuzlar’ın Afşar boyundan geliyormuş gibi. Halbuki, dedesiyle babası aralarında hep Kürtçe konuşurmuş, Avşar Kızı’nın asıl lakabı Malakan Curri imiş, yani Kürtçe ‘sarışın’!

Ben Anadolu Türkleri’nin atası Oğuzlar’ın Kürt olduğunu bilmiyordum...

Aynı haberi verirken, Vatan şöyle bir ifadesini aktarmış Avşar’ın: “(ayakkabının şöylesini severim, dedikten sonra) Ayrıca uzun pardüseler giymeyi de çok severim.”

Abone olup şifre almamak için Hülya Avşar’ın ünlü editörlerden Helin Avşar’ın yönetiminde hazırlanan sitesine girip de kontrol edemedim. Acaba pardösü’ye pardüse diyen Avşar mı, yoksa benim Vatan’daki meslektaşım mı?

Haberin Devamı

Hani vardır ya, gardolap, şohben, Çiçek Paşazı, eşortman filan...

(Not: Güzel bir kadına atılabilecek en büyük kazık, ayağını böyle okurun burnuna soktuğu bir fotoğrafını kullanmaktır. Allah için, Hülya Avşar’ın televizyon kliplerinde fotoşoplanan mavi gözlerini ayağının küçük parmağına tercih ederim.)


*

DİLİNİZİ EŞEK ARISI SOKSUN

Şok, 30 Ekim

Hamburgere savaş açtı, diye bir haber. Şöyle diyor:

“Türk sinemasının Kara Murat’ı, ünlü aktör Cüneyt Arkın hamburgere savaş açtı. Arkın, Amerika’yı tehdit eden obezitenin Türk gençliğini de vurmaya başladığını söyledi. Ünlü aktör artık Bizanslılar’a değil, genç neslin obezite olmamasına karşı savaş veriyor.”

Bizanslılar espirisine mi, “obezite olmak” lafına mı, “genç neslin obezite olmamasına karşı savaşıyor” yani obez olsun diye uğraşıyor demeye getirmenize mi...

Hangi birine laf söylemeli bilmem ki. Dilinizi eşek arısı soksun!


*

HELİN AVŞAR’IN PRENSİP KARARI

Gözcü, 31 Ekim

Haber aynen şöyle: Hülya Avşar’ın kardeşi Helin, “Artık işi gücü olan, ekmeğini kendi kazanan olgun erkeklerle birlikte olacağım. (İlanen duyrulur!) Baba parası yiyen sevgili istemiyorum” demiş.

Haberin Devamı

Acaba abla parası yiyenler olabilir mi?


*

... VE İCRAATI

Posta, 31 Ekim

Aynı gün, Posta’da Bekir Saçar’ın haberi:

“Helin Avşar iki haftadır Süzer Plaza’nın sabihi Mustafa Süzer’in oğlu Baran ile flört ediyor.”


*

SAKINCALI ALET

Posta, 2 Kasım

Adı nedir bilmiyorum, hani bir alet vardır, bebek ağladığı zaman anası babası sesini başka odadan duysun diye...

Almanya’da bir kadın, çocuğunun odası giren hırsızların konuşmasını bu alet sayesinde işitmiş, daha doğrusu iki hırsızın bir barı soymak üzere yaptığı telsiz koruşması bu alete karışmış, kadın soyguncuları yakalatmış.

Bu alet çok faydalıdır ama çok da tehlikelidir. İşte size arkadaşlardan dinlediğim üç vaka, vahamet sırasına göre:

Haberin Devamı

(1) Evlerinde parti veren karı koca, aleti ters bağlamışlar. Bütün gece bebekleri çık çıkarmadan uyudu, diye sevinirken, bir ara yatak odası giren anne, salondaki bütün seslerin, müziğin, kahkahaların bebek odasından bangır bangır duyulduğunu fark etmiş.

(2) Yeni doğum yapan kadına eş dost hediye getirmiş, “Aaa, niye zahmet ettiniz? Aman yarabbi ne kadar güzel, bayıldım...” filan diye hediyeleri alıp, bebek odasına geçmiş genç anne. Derken, salondaki bebek hoparlöründen yeni anneyle kız kardeşinin yatak odasındaki konuşmaları duyulmuş: “Nasıl acıyorum biliyor musun, bu iğrenç şeye dünyanın parasını da vermiştir bunlar!” Bu konuşmaları salonda, hediyeyi getiren misafirlerle birlikte dinleyen kayınvaldenin düştüğü durumu tahmin edebiliyor musunuz?

Haberin Devamı

(3) En fecisi de bu. Kaynana, kayınpeder ve görümceleri televizyonda dizi seyrederken izin isteyip yatak odasına çekilmişler genç karı koca. Odada uyuyan bebek için taktıkları dinleme aletini kapamayı unutarak. On, on beş dakika sonra kayınvalde yatak odasının kapısını tıklatmış, en cilveli sesiyle seslenmiş: “Çocuklaaaar... bebek hoparlörünü açık unuttunuz galiba, salondaki çok cızırdıyor!” Canlı yayında öpüşüp oynaştıklarını anlayınca ertesi gün kahvaltı masasına oturamamışlar...


*

İBO’DAN TÜRKÇE DERSİ

Show, 31 Ekim

İbrahim Tatlıses, televizyon şovunda dinleyicilerine fırça atıyor (mealen) :

”Ben bu uzun havaları boşuna söylemiyorum, iyi dinleyin. ‘Allah halk etti’ (yarattı) diyorum, ‘Allah halt etti’ diye anlıyorlar. Yahu terbiyesizlik etmeyin, Allah halt etmez!...”

Haberin Devamı

İbo’nun da Türkçe’ye sahip çıkması, iki şekilde yorumlanabilir:

(1) İyi yoldayız!
(2) Çekiver kuyrugunu!


*

KUZEN / KUZİN

Yarın, 2 Kasım

Biliyorsunuz bizde “ünlü” veya “sosyetik” olmak için bir “ünlünün” dızdığının dızdığı olmak kâfidir. “Ünlü” modacı Esin Maraşlıoğlu’nun kızkardeşi Seza Maraşlıoğlu’nun kızı Şaron Maraşlıoğlu böylelerindenmiş. Avant Garde adlı “mekânın” çıkışında yanındaki delikanlı kim, diye sormuşlar “kuzenim” demiş.

Sosyetix köşesinde (Bu “x” Kürtler’e yasak ama magazincilere serbest! Aynı köşede resmen “ex” diye bir ibare var.) Ünal Demirkaya “Maraşlıoğlu ailesinin de ne çok kuzeni varmış” diye takılıyor.

Notre Dame de Sion Fransız Kız (o zaman öyleydi) Lisesi’nin bir efsane müdürü vardı, Mère Marie-Berthe. Bir gün velileri toplamış, “Türk ailelerinin birbirine olan bağlılığına hayranım.
Kızlarınızı okuldan almaya her gün kuzenleri geliyor...”


*

BU YILDIZ YÜKSELİR

HO Tercüman, 2 Kasım

Ekranın yeni yıldızları, diye bir toparlama yapmış gazete. Bir İstanbul Masalı adlı dizide oynayan Ahu Türkpençe (Esma), Kurşun Yarası’nda Eleni’yi ve Şarkılar Seni Söyler’de Fatoş’u oynayan Mesila Sözen ve Sultan Makamı’nın Gülsün’ü Dolunay Soysert.

Hangisi adam olacak, derseniz bu sonuncusuna yatırırdım ben parayı. Çünkü şöyle felsefî bir boyut getirmiş kendine: “Ben tamamen kariyerist bir tipim. Kimseye öykünmüyorum. İnşallah birileri birgün bana öykünür.”

Türkiye böylelerini sever!


*

VE ÜÇ TÜRK BÜYÜĞÜNDEN ÜÇ VECİZE

Gala, 2 Kasım

Selim’in (Akçin) başarıyla yönettiği Gala’dan üç vecizeyle “magazinden alıntılar” programına son verelim:

(1) Manken Esra Eron, futbolcu Serhat’ten ayrılınca, iki sene önce birlikte olduğu Mustafa Sirmen’e dönmüş. Diyor ki...:

“Başlamış bir ilişki yok. Şu anda görüşüyoruz.”

Ön görüşmeler yani, şartlarda anlaşırlarsa...

(2) Kerem Alışık, Komik Para adlı oyunda bir homoseksüel erkeği oynuyormuş, diyor ki:

”Homoseksüelliği kimseden öğrenmedim, etrafımdaki örnekleri izledim...”

(3) Genç oyuncu (adından da anlaşılmadığı gibi) kızımız Nehir Erdoğan silikon taktırdığı şeklindeki dedikodulara cevaben demiş ki, “Ameliyat oldum ama göğüslerinden değil, burnumdan et aldırdım.”

Sosyetemizde burnundan et, çenenin altından ben, karın nahiyesinden yahut basenlerden kist aldırmak bir salgına dönüştü bu aralar...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!