Güncelleme Tarihi:
Posta, 16 şubat
Müge Dağıstanlı’nın haberine göre Sevda Demirel (benim üzerinde durduğum bir kaç “sanatçıdan” biridir biliyorsunuz) bir jip almış kendine, ama zaten bir Mercedes’i varmış. İki araç masraflı gelince jipi satmak istemiş de, alıcı, araba yerine Sevda Demirel’e talip olmuş, filan.
Haberin giriş bölümü dikkatimi çekti asıl:
“Sevda Demirel savaş çıkacak korkusuyla, bankadaki parasını çekip jip satın almış.”
*
KÜLTÜR FARKI
Posta, 11 Şubat
Birinci sayfadan verilmiş haber: Büyük aşk bitti
Manken Asuman Krause ile arabeskçi Emrah’ın aşkı başladığı gibi sürpriz bir şekilde bitti, diyor. Krause’nin açıklaması : “Son bir aydır sorun yaşıyoruz. Birbirimizi zorladık ama aradaki kültür ve anlayış farkı büyük olunca ayrılmaya karar verdik.”
*
KIRK YIL DÜŞÜNSEM...
Posta, 11 Şubat
Seren Serengil dört yıl önce ölen babasının sesini cep telefonuna kaydettirmiş. Film replikleri montajla birleştirilmiş ve telefona kaydedilmiş. Arayanlar, şöyle bir mesajla karşılaşıyormuş, Öztürk Serengil’in sesinden : “Abidik, gubidik, babacım... Aradığın numaraya ulaşamıyorsan no problem. Sinyal sesi var. Tamam işte şimdi masaj bırak. Ay, mesaj bırak diyecektim dilim sürçtü.”
Pek bir severdi babacığını...
*
TİKO PARA !
Şok, 11 Şubat
İngiltere’de bir araştırma yapılmış, bir erkek yeni tanıştığı bir kadına ne şekilde hitap etmeli ki, ne demeli ki kadını etkilesin?
İddiaya göre, lafı kıvırmadan, langadanak söylemek daha etkiliymiş.
Kadınların en çok etkilendiği 5 giriş cümlesi şunlarmış:
- Size bir içecek alabilir miyim? (Amenna...)
- Bir görüşte aşka inanır mısın, yoksa yanından geçer misin? (BBG)
- Düşünce bir yerin acıdı mı? (Herhalde bu “düşmüş” kadınlara.)
- Sizinle ilgili dün gece ne rüya gördüm, biliyor musunuz? (Bu da “düşecek” kadınlara.)
Ve en “doğrudan” giriş cümlesi:
- Sana bir içecek mi ısmarlayayım yoksa para mı istersin?
Bence (karşınızdaki faturasını ödettiren "ünlülerden" biri değilse) bu sonuncuyu denemeyin!
*
JÖ KARAKTERİZ, TÜ KARAKTERİZ...
Güneş-Venüs, 11 Şubat
Hande Ataizi “Estağfurullah Yokuşu” adlı yeni bir dizide oynayacakmış. Venüs’ün haberi:
"Dizide Hande Ataizi manikürcüde çalışan ve annesiyle Balat’ta yaşayan genç bir kızı karakterize ediyor.”
Pardon Monsieur, parlez-vous français?
*
MIKNATIS BİLE DEĞİLMİŞİM İYİ Mİ
Milliyet, 11 şubat
Milliyet “birbirinden ilginç” dizi yazılara devam ediyor. Son harikası “Mıknatıs insanlar.”
Spotta denmiş ki “Bazı insanlar için ‘Şeytan tüyü var bu hınzırın’ dersiniz. Herkes onları sever, enerjik, sevimli, esprili ve adaletlidirler.”
İlk gün, örnek olarak, çok orijinal iki isim bulmuş Pınar Aktaş : Tarkan ve Hülya Avşar;
Ayrıca “siz ne kadar mıknatızsınız” diye bir test; bir iki “uzman” görüşü ve bir “anı” ...
32 yaşındaki SM bir erkekle tanışmış, o kadar iyi bir “elektriklenme” olmuş aralarında ki, erkeğin kendisinden hoşlandığını zannetmiş. Derken bir gün, hoşlandığı bu erkek, kız arkadaşıyla çıkıp gelmez mi... SM’nin kafasına o an dank etmiş: Meğer kendisine özel ilgi gösteriyor zannettiği genç erkek “Bir mıknatısmış!”
İkinci günün ana başlıkları da anons edilmişti, 11 şubat tarihli Milliyet’te:
- Hangi burç daha mıknatıs?
- Mıknatıszede anlatıyor: Onu kıskandım
- Diğer mıknatıs ünlüler kim?
- Mıknatıs-Karizmatik farkı
Allah sizi jeneratör yapsın inşallah!
*
ROMANTİK ÇOCUK
Milliyet, 11 şubat
Petek Dinçöz, yapılan bir “araştırmada” Türkiye’nin en seksî kadını seçilmiş. Tabii bu da Türk erkeğinin geldiği noktayı göstermek açısından başlı başına bir konu, ama benim alıntım bu değil.
Dinçöz, sevgilisi Can Tanrıyar’dan Sevgililer Günü’nde sadece gül bekliyormuş. Demiş ki “Can geçen yıl, Sevgililer Günü’nde bana hisse senedi, yılbaşında da sigara bıraktırıcı almıştı.”
*
İNANIR’A HAKSIZLIK EDİYORLAR
Vatan, 14 şubat
Richard Gere de Kadir İnanır’ın kaderini paylaştı, diyor gazete.
Chicago filmi 13 dalga Oscar’a aday gösterilmiş, başrol oyuncusu Richard Gere hariç.
Kadir İnanır da “Başrol oynadığım 4 film ortalama 4’er ödül aldı...Ve bana yine ödül vermiyorlar... Birilerinin etkisiyle intikam için bana ödül vermediler.”
Haklı, bence Kadir İnanır, sadece Sinan Çetin’in Komser Şekspir filminde, Atatürk büstüne sarılıp ağladığı o muhteşem sahne için bile Oscar’ı hak etmişti!
*
DESTUR, EĞİTİMLİ SANATÇI VAR!
Sabah’la Günaydın, 14 şubat
Şenol Baştakar’ın Nadide Sultan’la yaptığı röportajdan
Nadide Hanım diyor ki:
“(Neden gazetelerde, televizyonlarda son zamanlarda görülmediği sorusu üzerine) ... son ekonomik krizden dolayı bütçeler oldukça kısıtlandı. Bu yüzden gittiğim yerlere basından arkadaşları götüremiyoruz. Bazı sanatçılar çok para kazanıyor ve basın mensuplarına bu imkanı sunuyorlar. Ancak ben o kadar para kazanamıyorum.”
Bir gazeteci olarak bu sözler benim çok ağırıma gitti doğrusu. Bu söylediğim şaka değil, bilesiniz!
Ama Nadine Sultan devam ediyor:
“Her şeyden önce eğitimli bir sanatçıyım. Eğitimin getirdiği bir mütevazılık var. O da destur verir insana...”
*
ANJİNSOŞ
Habertürk, 8 şubat
Türk televizyon seyircisinin Shogun adlı diziden tanıdığı aktör Richard Chamberlain homoseksüel olduğunu açıklamış.
Başlık: Efendi Toronaga yasta – Anjinsan gay çıktı
(Bunu başlıklar bölümüne almalıymışım, unuttum...)
*
ALLAH KORUSUN, YA REYTİNG DÜŞERSE
Star Magazin Box vs, 8 şubat
Star televizyonunda yayımlanan, Özlem Savaş ile şarkıcı Aydın’ın sunduğu Sabah Starları programının neden çok sevildiğini gazete açıklıyor:
“... programın bu kadar reyting almasının nedeni de, Aydın ile Özlem’in renkli kişilikleri. Özellikle Özlem’in samimi ve içten diyaloglarıyla, programa konuk ettikleri erkek sanatçılarla ekranda flörtü, Sabah Starları’na ilgiyi arttırıyor.”
Özlem Savaş ekranda önce Yavuz Bingöl’le “flört etmiş”, sonra Berdan Mardinli ve ardından Hakan Peker ile...
Reyting düşmeye başlarsa ne yapacaklarını tahmin edebiliyorum!
*
BOĞAYA ÇEKER GİBİ...
Posta, 8 Şubat
Feministlerin gıkı çıkmıyor, sen niye kadınlık onurunu savunuyorsun a Serdar?
Daha önce de yazdım bir çok kere... bu laf benim (erkek halimle) ağırıma gidiyor.
“Tanıştırılma” fiili...
Bir manken kızımız (Galiba Ayşe Hatun Önal’dı) Ramazotti’ye “tanıştırılmıştı, şarlamıştım o zaman. Bu sefer de Bekir Saçar yazıyor: “Flamenko’nun asi prensi İspanyol Joaquin Cortes 2001’de İstanbul’a geldiğinde Deniz Akkaya ile tanıştırılmıştı.”
Hani inekleri “boğaya çekmek” diye bir tabir vardır ya... Bu tanıştırma işi bizi bozar!
*
BUNLARIN BİR ADI DAHA VARDIR AMA...
Posta, 9 şubat
Ba ba ba ba... beni sinirlendirmek için yapıyorlar sanki...
Hem bu sefer yazan bir kadın, Müge Dağistanlı...
“İtalya’nın Milano kentinde yaşayan Brezilyalı manken Juliana Martins, İnter’de oynayan futbolcumuz Emre Belözoğlu ile bir partide tanıştırılmış...”
Bu “tanıştırıcıların” daha bildik bir adı var mı acaba?
*
YAĞIN DOZU KAÇMIŞ
Damga, 9 şubat
Allah rahmet eylesin, rallici Renç Koçibey çok sevilen bir insanmış. Trafik kazasında öleli on sene olmuş. Bir anma töreni yapıldı, sevenleri bir araya geldi.
Koçibey, Uzan Grubu’nun patronu Cem Uzan’ın kayınbabası, yani eşi Alara Uzan’ın babası.
Tabii Uzan Grubu gazeteleri ve televizyonları töreni önceden anons ettiler, haberler, yazılar yaptılar... Ne de olsa patroniçenin babası. Batı ülkelerinde büyük ayıp sayılır, ama bizde adettendir.
Ama grup yayınlarından Damga “hoş görünme gayretini” biraz abartmıştı.
9 şubat tarihli Damga’nın üç sayfasının manşeti:
13.sayfanın manşeti : Efsane yarışçıyı anıyoruz
15.sayfanın manşeti : Seni Unutmayacağız
16.sayfanın manşeti : Koçibey’i anıyoruz
Gazetenin tamamı zaten 16 sayfa.
*
ŞOKTAN YENİ HİZMET : LEZBİYENLER, TELEKIZLAR
Şok, 16 şubat
Şok gazetesi “Şok’tan yeni hizmet” diye sürmanşet atmış.
Anons : Telekızlar - Travestiler - Gay’ler (Gay kovalasın sizi, eşcinsel deseniz ne olur?... Bu benim ilavem) - Lezbiyenler - Muhabbet Tellalları...
Hoppalaaaa! “Şok’tan yeni hizmet – Telekızlar, Travestiler...” ne demek diye ayağa fırladım...
Meğer Şok’un yeni bir promosyonu değilmiş. Bir yazı dizisiymiş anons edilen.
“Yaşamın acımasız tokatını yiyen ve bunları paylaşıp ‘Ben yandım başkaları yanmasın’ diyenler... Kadere boyun eğenler... Yazın, yayınlayalım!” diyor anonsun devamı.
Şok, Savaş Ay’lığa soyunmuş yani...
Ödüm koptu vallahi...
*
GÖRENLER ... DEDİLER
Şok, 16 şubat
Nez adlı dansçı kızın bir fotoğrafında, bacağındaki selülitler ortaya çıkmış.
Gazetenin “dediler” yorumu : Genç kadının bacağındaki yağları görenler “Nez çok acil bu problemine çare bulmalı. Bu yaşta, üstelik de böylesine hareketli olmasına rağmen selülit problemi yaşamasına anlam veremedik” DEDİLER. Miş...
*
DAHA REKLAM ANLAŞMASI BİLE İMZALANMADI
Vatan / Güneş, 16 şubat
Vatan : Sevgililer Günü’nde “sahne alan” Hülya Avşar “Hamile değilim, fazla kilolarımdan olsa gerek...” demiş.
Güneş : Kaya Çilingiroğlu “Bebek henüz iki aylık ve cinsiyetini de bilmiyoruz. Ama her durumda bebeğin adı belli” dedi. (Demek ki çocuğa biseksüel bir isim verecekler.)
Kaya Bey hata etmiş, erken açıklamış. Hülya Avşar hamileliğini paraya tahvil etmedi ki henüz...
*
HAFTANIN SAĞLIK HABERİ
Güneş-Venüs, 16 şubat
Böyle önemli bir haber minik bir kutuya sıkışıp kalmış. Gözünüzden kaçmış olabilir.
Başlık : Çağla tuzu kesti
“Manken Çağla Kubat en büyük korkusunun şişmanlık olduğunu belirterek ‘Tuzu hayatımdan çıkardım’ dedi. Tuzun selülite neden olduğunu öğrenir öğrenmez, tuzu hayatından çıkardığını söyledi.”
*
GİZLİ REKLAM
ATV, 10 şubat
Asmalı Konak dizisinde Murathan Mungan’ın kitabının gizli/alenî reklamı yapıldı, gördünüz mü?
Küçük kız çocuğu Zeliha, “büyük kitabı” okuyor diye arkadaşları tarafından ispiyonlandı. Kovalayıp elinden aldılar. Sonra kamera, iki farklı açıdan, küçük kızın gizli gizli okuduğu “ayıp” kitabın ne olduğunu gösterdi: Yüksek Topuklar
Olsun olsun, kitap için ne yapılsa azdır...
*
KARIMIN RESMİNİ GÖSTERSEM...
Şok, 8 şubat
FÖ, kocasının kendini bir Rus kadınla aldattığını iddia ederek boşanma, tazminat ve nafaka davası açmış. Ancak koca “Size bir delil sunacağı Hâkim Bey” diyerek cebinden çıkardığı, sarışın ve güzel Rus sevgilisinin fotoğrafını uzatmış.
Haber-i rivayete göre “Şimdi elinizi vicdanınıza koyun sayın mahkeme başkanı. Bir yanda bu karım, bir yanda bu afeti devran. Siz yerimde olsanız hangisini tercih ederdiniz? Ben kendimi genç hissediyorum oysa karım yatakta tüm heyecanını kaybetmiş vaziyette...” demişmiş de hâkimden fırça yemişmiş.
(Rus sevgilinin resmini de ben daha önce ya bir gazetenin sağ üst köşesinde, ya da bir moda dergisinde gördüm ya... neyse!)
Aklıma iki fıkra geldi :
Adam biraz mahçup, Viagra istemiş eczacıdan.
- Reçetesiz olmaz!
Elini cebine atmış mahçup adam:
- Karımın resmini göstersem olmaz mı?
Bu birincisi. İkincisi de şu:
Adam barda oturmuş, tek başına içiyor. Duble viskiyi fondip yapıyor, sonra ceket cebindeki bir resme göz ucuyla bakıyor, bir duble daha sipariş ediyormuş.
Üçüncü dubleden sonra, barmen dayanamamış sormuş:
- Ayıptır sorması, cebinizde ne var? Bakıp bakıp içki söylüyorsunuz?
- Karımın fotoğrafı var, demiş adam. Gözüme güzel görünmeye başlar başlamaz, eve koşacağım...