MEDYADAN : Genel konular
Güncelleme Tarihi:
TCK Yasası - Çalışanı aç olan işveren - O zaman ben Avrupalı olmaktan vazgeçtim - Temel fıkrası gibi trafik kazası demiş gazete - “Bir imam, üç insan haberi” ne demek Allah aşkına - Bize ‘zinacı medya’ diyor, sana ne demeli - Bilin bakalım BDT ‘AB raporunu nasıl buldunuz’ diye kime sormuş - Muhteşem bir memlekette yaşıyoruz 1 ve 2 - Ona Rus nezaketi değil, Putin uyanıklığı derler - Ben o kombinin adını beğenmedim abi... ve sair alıntılar.
CNN-Türk’te spikerler sürekli “TCK Yasası” diyor, bilmem fark ettiniz mi?
“Türk Ceza Kanunu” Yasası yani...
Hani, HIV virüsü yahut International Hospital Hastanesi, diyenler gibi...
CNN-Türk, habire...
*
ÇALIŞANI AÇ OLAN İŞVEREN
Diyanet İşleri, bir kere daha, “Fitre ve zekâtınızı memurlara verebilirsiniz” dedi.
Ben bir patron olsam, “Serdar Devrim’in yanında çalışan insanlar fukara, aç, fitre ve zekâtınızı Serdar’ın işçilerine verebilirsiniz” dense, herhalde utancımdan yerin dibine girerdim.
Devleti yöneten arsızların rahatsız olduğunu gördünüz mü?
Hz.Muhammed, “komşusunun karnı açken yatıp uyuyan, bizden değildir” buyurmuş. Çalışanının karnı açken, Başbakan nasıl rahat uyuyor acaba? (Haksızlık etmeyelim, bu başbakan ve bundan öncekilerin hepsi tabii ki... de Hz.Muhammed’in sözüne en çok riayet etmesi gereken de bu sonuncusu yani...)
Gazeteler, 4 Ekim
*
BEN AVRUPALI OLMAKTAN VAZGEÇTİM.
Çünkü baksanıza, bizim Başbakan 2004 YILININ AVRUPALISI seçilmiş.
Demek ki AB’li olmak için bir tarafımızı yırtmaya gerek yok, Kasımpaşalı olmak yeterli. J
Gazeteler, 4 Ekim
*
TEMEL GİBİ TRAFİK KAZASI, demiş gazete.
Gerçekten de öyle...
Oflu Abdullah İçerler, kamyonetiyle Trabzon’dan İstanbul’a gelmek üzere yola çıkmış. Çaytepe’de dereye uçmuş. Bu bir...
Yoldan geçen bir başka Oflu, Turan Çaklak, kazayı görünce yardım için durmuş. Bu iki...
Bir üçüncü Oflu, Cemil Fettahoğlu, yardım için yol kenarında duran araca çarpmış.
Ve üç kazazede, üçü de Oflu, çoktandır görüşemeyen üç akraba, birbirlerine sarılıp “Şükür kavuşturana, uşak, na n’aaabersin, eyi misun?” demişler.
Star, 4 Ekim
*
HERHALDE BÖYLE DEMEMİŞTİR
Ben, şu haberin mealini anlayamadım:
Çelik’ten İmam Hatiplilere müjde
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “İmam Hatip mezunlarının düz liselere geçişi kolaylaştırılacaktır.”
Yani, adam İmam Hatip’ten mezun olduktan sonra, düz liseye geçip, bir diploma da oradan mı alacak?
İmam Hatipliler’e yapılan torpil yetmedi mi?
DB Tercüman, 4 Ekim
*
DEMEDİM Mİ NAZLI YARİM BEN SANA...
Yaşayan insanların adı, okullara verilmesin diye boşuna yırtınmıyoruz.
İşte son örnek: Batman’da bir lise varmış, adı Salih Şarman Lisesi.
Şimdi sendikacılar ve veliler “Okulumuzun adı değiştirilsin” diye gösteri düzenliyorlar.
Niye?
Çünkü adı yalakalık olsun diye okula verilen eski Batman Valisi Salih Şarman ... şu sıralar rüşvet olarak Mercedes aldığı için hapiste..
DB Tercüman, 4 Ekim
*
YA BİZİ KİM TESELLİ EDECEK
Cahillik benimkilere has değil diye, sevineyim mi, üzüleyim mi, bilmiyorum...
Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nin açılışını KKK Org. Yaşar Büyükanıt yapmış. Aktulga Paşa’nın dul eşi törende heyecandan fenalaşınca, Büyükanıt ilgilenmiş.
Star’ın başlığı: Büyükanıt teselli etti
Niye teselli? Çünkü editör tesellinin anlamını bilmiyor.
Yo yo, yanlışlık olmuş demeyin, spotta da aynı laf kullanılmış:
... Büyükanıt törende duygulanan Aktulga’nın eşi Tülay Aktulga’yı teselli etti.
Star, 5 Ekim
*
DBT’nin manşeti. Yorumsuz aktarıyorum...
UYANIK REKTÖR
Eski rektör Alemdaroğlu, mahkûmiyetlerinin faturasını bile devletin sırtına yükledi İstanbul Üniversitesi, eski rektörün kaybettiği davalar için 141 milyar ceza ödedi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görevden aldığı İstanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, İstanbul Üniversitesi'ne pahalıya patladı.
Allah sevenlerine bağışlasın!
DB Tercüman, 6 Ekim
*
O NE DEMEK ÖYLE?
Genç bir imam, adı Arslan Şen. Camide imamlık, fakir bölge okulunda öğretmenlik, hafta sonları da şortunu giyip öğrencileri için voleybol koçluğu yapıyor. Şimdi de Diyarbakır’da İngilizce kursu açmaya çalışıyor...
Bu güzel haberi, Sabah şu spotla veriyor: İşte “bir imam, üç insan” haberi...
Türkçe’de böyle bir atasözü mü var?
Sabah, 5 Ekim
*
“PARTİME OY VERME, BEN DE VERMİYORUM” DEMİŞ
Hani sizi yönetenleri tanıyasınız diye, onun için burada siyasi alıntılar yapıyorum zaman zaman. Bu seferki kahramanımız da Hüsamettin Özkan. Vahap Munyar’ın köşesinden aktarıyorum:
Oyunu ziyan etme, ben de bizim partiye oy vermem
3 KASIM seçimlerinden kısa bir süre önce...
Kemal Derviş, yola birlikte çıktığı İsmail Cem’le Hüsamettin Özkan’ı yarıyolda bırakıp, CHP’ye katılmış...
İsmail Cem’in Genel Başkanlığını yürüttüğü Yeni Türkiye Partisi (YTP) ise ‘sandıktan dönenin kaşığı kırılsın’ dercesine gözünü karartıp, seçime girme kararından vazgeçmemiş...
Tam bu ortamda yakınlarından biri, izin almak istercesine dönemin YTP Genel Başkanvekili Hüsamettin Özkan’a sıkıntısını açıyor:
‘Efendim, eğer kızmazsanız 3 Kasım’da oyumuzu sizin partiye vermeyeceğiz...’
Özkan’ın yanıtı onları hem şaşırtıyor, hem de rahatlatıyor:
‘Oyunuzu ziyan etmeyin... Ben de oyumu kendi partime vermeyeceğim...’
Böyle diyormuş...
Efendi gibi, açık açık “Hayır, ben sizin partinizde, sizin yanınızda yapamayacağım” diye Hüsamettin Özkan’ı ve İsmail Cem’i bırakıp CHP’ye giden Kemal Derviş “dönek”, ama İsmail Cem’le birlikte kurduğu kendi partisine oy vermeyen, başkalarına da “benim partime oy vermeyin” diyen Hüsamettin Özkan “dürüstlük abidesi” öyle mi!
Bir garip memlekette yaşıyoruz ya...
Hürriyet, 8 Ekim
*
SANA NE DEMELİ?
Köşebaşı adlı köşesinde, Ergun Göze “Zinacı medya” diye yazıyor.
Yani bizim gibi “zina karı koca arasında bir meseledir, devleti ve ceza hukukunu ilgilendirmez” diye düşünenleri “zinacı” olmakla suçluyor. Yani biz sanki karı kocalar birbirini serbestçe aldatsın, diyormuşuz gibi...
Çocuk yaşta kızların imam nikahıyla evlendirilmesine göz yuman gazetecilere bizim ne dememiz gerekir peki?
HO Tercüman, 8 Ekim
*
BİR BİLMECEM VAR ÇOCUKLAR
Size bir bilmece. Bilin bakalım DB Tercüman “AB raporunu beğendiniz mi?” diye açıp kime sormuş?
Söyleyeyim mi?
Türkan Şoray, Kadir İnanır, Müslüm Gürses, Hülya Koçyiğit ve Kayahan...
Diyeceksiniz ki, haline şükret, yine ciddi, tecrübeli sanatçılara sormuşlar, mankenlere, popçulara filan da akıl danışabilirlerdi.
Doğru, buna da şükür!..
Ama nasıl akıllarına geliyor böyle bir iş?
DB Tercüman, 7 Ekim
*
MUHTEŞEM BİR MEMLEKETTE YAŞIYORUZ - 1
Zonguldak-Ereğli’de bir düğün yapılmış. Erkek tarafı Karslı, kız tarafı Ereğlili’ymiş. Erkek tarafı orkestradan hep Kars yöresinden oyun havaları isteyip göbek atıyormuş. Kız tarafı “Biraz da bizim taraftan çal” deyince, damadın ailesi kabul etmemiş. Hır çıkmış. Karakolluk olmuşlar. Sonunda gelinle damat ayrılma kararı almış.
Gazeteler, 8 Ekim
*
MUHTEŞEM BİR MEMLEKETTE YAŞIYORUZ - 2
Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen, bakanlığına bağlı Arsa Ofisi’nin bahçesinde 20 tane keklik besliyormuş. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bu bahçeyi park haline getirmiş, çardak mardak yapmış. Ergezen, yaz aylarında Ankara’da olduğu günlerde, ayakkabılarını çıkarıp kekliklerin arasında geziyormuş, hatta bürokratlarıyla bu bahçede toplanıyormuş.
Posta, 8 Ekim
*
YESİNLER !
UNICEF araştırmış, Diyanet İşleri Başkanlığı açıklıyor.
Efendim Türkiye’de 1.350.045 (resmi nikahı olmayan) imam nikahlı çift yaşıyormuş. Bir milyon değil, bir milyon üç yüz elli bin de değil, 45 de var...
Hangi ilde kaç çift olduğunu da biliyorlarmış. Mesela:
İstanbul’da 69.541
Tokat’ta 101.253
Erzurum’da 144.993
Yesinler!
Sanki Türkiye’nin nüfusunu sayabildiler de, Tokat’ta 101.253 imam nikahlı çift olduğunu belirleyebilecekler...
Posta, 8 Ekim
*
ONA PUTİN UYANIKLIĞI DERLER ASIL...
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ankara ziyaretini Beslan katliamı sebebiyle ertelemişti, yakında gelecek. Geçenlerde Başbakan Erdoğan’ı aramış “Yapacağımız görüşme önemli. Ramazan’da siz oruçlu olacaksınız, programınızı bozmamak için siz de uygun bulursanız Ramazan sonrası yapmak istiyorum” demiş.
Posta bu haberi “Rus nezaketi” diye veriyor.
Ruslar, hele hele Putin, “nezaketi” ile meşhur değildir biliyorsunuz.
Bence Putin, tam tersine, Ramazan’da oruç tutarsın, asabî olursun, Bayram’dan sonra geleyim... demek istemiştir. J Posta, 10 Eylül AAAH, AH! Hacette Üniversitesi bir anket yapmış, yaşları 15 ila 49 arasında değişen 8.074 evli kadınla görüşmüş. Konu, koca dayağı ve şiddet. Kadınların (üstelik bunlar genç kadınlar, kimbilir anneleri ne derdi) kırsal kesimde % 57’si, kentte ise % 32’si ... haklı gerekçelerle kocalarının kendilerini dövme hakkı olduğunu düşünüyormuş. “Haklı gerekçe” ne olabilirmiş? Yemek yakmak, kocaya karşılık vermek, cinsel ilişki isteğini geri çevirmek, çocukları ihmal etmek, gereksiz para harcamak... Aaah, ah, babam söylerdi de dinlemedim, “Türk kadını al, kırsal kesimden olsun” diye... Şaka bir yana, yolumuz uzun, çoook uzun, ben boşuna “kız çocuklarını okutmalıyız” diye bir tarafımı yırtmıyorum! Posta, 10 Ekim SİYASETİN PUŞTLUĞUNU BİLECEKSİN CHP muhalefet yapmayı bilmiyor, diyenlerin yüzüne tokat gibi çarpılır... CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, Kültür Bakanı Erkan Mumcu’nun cevaplaması için bir soru önergesi vermiş: “Zeki Müren’i unutturmamak, yeni nesle tanıtmak için ne yapıldı?” Güneş, 10 Ekim AYIN 1, 5, 9, 13..ÜNCÜ GÜNLERİNDE KADIN ÖLDÜRÜLÜR Zülfü Livaneli “Bu Avrupa raporuna inanamayacaksınız” başlığıyla, Avrupa Konseyi’nin bir raporundan alıntılar yapmış. Konu, kadınların maruz kaldığı şiddet. Sonuçlar gerçekten korkunç... Ama ben bir satıra takıldım: “İspanya’da her 4 günde bir, 4 kadın kocası tarafından öldürülüyor.” Az buçuk istatistikçiyimdir ama, ben bu lafı anlayamadım. 4 günde bir 4 kadın öldürülüyorsa, istatistikte buna “ortalama günde 1 kadın” derler... Yok eğer katil kocalar üç gün bekleyip, dördüncü gün, 4’ü birden cinayet işliyorsa, bak ona bir diyeceğim yok! Vatan, 10 Ekim AMAN HOCAM PATLAR MATLAR! Gazetede bir “kombi” reklamını takıldı gözüm. “Az yer kaplar, az yakıt harcar” diyor. “Üstelik 96 milyon TL taksitle” Güzel de, kombinin adı bir garip: Hani pek güven verici bir isim gibi gelmedi bana da... Sabah, 10 Ekim
*
*
*
*