Güncelleme Tarihi:
FOBİLERİNİN ORTAK NOKTASINI BULUN
Posta, 29 Haziran
Hangi gazetede olduğunu unuttum, manken Tülin Şahin, bir defile sırasında sahneye birlikte çıkması için getirilen yılanı görünce fenalık geçirmiş, meğer yılan fobisi varmış kızcağızın.
Posta’da bir haber: “Manken Tülin Şahin’in ip, kablo, hortum, havuç ve salatalığa karşı fobisi var. Bunlardan birini görünce fenalaşıyor” diye.
Tülin Şahin’in fobilerini toparlayalım: İp, kablo, hortum, yılan, havuç ve salatalık...
Bu fobilerin bir ortak noktası var, ama ben çıkaramadım!!!
*
KALDI 3 NALLA BİR AT
Hürriyet, 23 Haziran
Ekonomi sayfasında bir haber: Robot Çelik satışta 2,5 trilyona koşuyor
“Arçelik’in reklamda kullandığı ve istek üzerine üretip satışına başladığı robot Çelik”... 2,5 trilyonluk satışa koşuyormuş.
Yani, sizce kaç paralık satış yapılmış bugüne kadar?
2,5 trilyona koştuğuna göre?
2,2 trilyon, yahut 2,4 trilyon herhalde değil mi?
Ama spot şöyle:
“..Çelik kısa sürede 10 bin adet satışla 500 milyar liralık ciroya ulaştı. Arçelik hemen 15 bin adet daha sipariş verdi. Böylece Çelik 2,5 trilyon ciroya ulaşacak.”
Yani bir nal tamam, iş kaldı 3 nalla bir ata...
*
ŞİMDİ REKLAMLAR
Posta, 24 Haziran
İşte Hayat sayfasında üç resimli bir “haber” :
Yıldızların şöminesi
Catherine Zeta-Jones, Demi Moore gibi starlara özel şömine üreten Aquisitions, Jennifer Lopez-Ben Affleck çiftine de 50 bin dolarlık (71 milyar lira) şömine sattı.”
Eee, bize ne? demeyin, devamı var:
”Victorian tarzı şöminenin bir eşi, firmanın Türkiye distribütörü ... tarafından Şişli’deki .... Alışveriş Merkezi’nde sergileniyor.”
Evet, bu bir “haber”, siz gizli reklam mı sandınız yoksa?
*
KOVALASIN-1
Sabah’la Günaydın, 23 Haziran
“Bu hayattan ne öğrendim” başlıklı küçük bir haber, şöyle başlıyor:
“İlk bebeğinin doğumunu gerçekleştirdikten sonra...”
Gerçekleştirmek kovalasın sizi inşallah!
*
KOVALASIN-2
Şok, 23 Haziran
Stresi yürüyerek yenmeye çalışın, diye bir başlık.
Şöyle başlıyor haber:
“Uzmanlar, stresi yenmek için en güçlü argümanlardan birinin yürümek olduğunu belirtiyor.”
Seni de argümanlar öpsün inşallah!
*
BEYAZ’DAN BÜYÜK JEST
Sabah’la Günaydın, 23 Haziran
“Beyaz’dan büyük jest” başlığını okuyunca merak ettim doğrusu, haberi okudum.
Türk Böbrek Vakfı Balosu’nda şovmen Beyaz ... böbreklerini bağışladığını açıklamış.
Beyaz “Böbreğime kavuşacaklar dört gözle ölmemi bekliyorlar” deyince, misafirler hem alkışlamış, hem de “Allah korusun!” diye bağırmış.
*
SOYSUZLUK İŞARETİ MİDİR?
Star Box Magazine vs, 23 Haziran
Yeni açılan barlara, lokantalara, gece kulüplerine, hatta berber dükkanlarına Türkçe isim vermek büyük bir ayıp hatta günah artık, biliyorsunuz.
Sabah’ın ilavesinde böyle bir “mekanın” gizli reklamı yapılıyor yine, Casbah Restoran’mış adı.
Demek ki, Türkçe olmasın da... Arapça’ya bile razılar!
*
YOK DEVENİN NALI !
Şok, 23 Haziran
“Savunma Sanayii Müsteşarlığı, kamuoyunda Awacs olarak bilinen “Havadan Erken İhbar Uçağı” (HİK) ismini “Barış Kartalı” olarak değiştirdi. Bundan böyle HİK ismine ilave olarak Türkçe dokümanlarda “Barış Kartalı”, İngilizce dokümanlarda ise “Peace Eagle” olarak kullanılacak.”
Buraya kadar güzel, biliyorsunuz bizimkiler F-16’ların adını da “Savaşan Şahin” takmışlardı, bu havacılıkta bir örf demek ki.
Haberin bundan sonraki yorum kısmı beni çok güldürdü:
“Böyle bir değişikliğe gidilmesi ‘100. yılını kutlayan şampiyon Beşiktaş’a jest yapıldı’ şeklinde yorumlandı.
Zaten başlık da “Şampiyon Beşiktaş’a jest”
Yok devenin nalı...
*
REFERANSI HAYDARABAT NİZAMI OLANIN...
Star Box Magazin vs, 24 Haziran
Sosyetik güzeller şaşırttı, diye bir haber.
Giriş cümlesi şöyle:
“Haydarabat Nizamı Bereket Jah’ın eski eşlerinden Manolya Onur ve kızkardeşi...”
Allah’ın Yarabbim, bana sabır ihsan eyle!
*
YOLU BOŞUNA UZATMIŞ
Sabah’la Günaydın, 24 Haziran
Yıldırım hızıyla evlendiler, diye bir haber.
“Geçtiğimiz yıl işletmeci Emre Ergani’den boşanan Elif Dağdeviren’in arayı çok açmadan (!) çocukluk aşkı Ali Güner ile nikah masasına oturacağını yazmıştım. Aşıklar yaz sonu evleneceklerdi, ama dayanamamışlar anlaşılan...”
Yani “Elif Dağdeviren çocukluk aşkı Ali Güner’le evlendi” diyor resimaltı.
Sonunda çocukluk aşkıyla evlenecekti de, yolu niye bu kadar uzattı Elif Hanım?
*
BEKARLIĞA (YENİDEN) MERHABA GECESİ
Sabah’la Günaydın, 25 Haziran
Bülent Cankut, Life+ köşesinde “Bekârlığın şerefine” diye bir haber yapmış. “Geçen ay 13 yıllık eşi Ali Üstay’dan anlaşmalı olarak boşanan Nesligül Üstay, bekârlığın şerefine dün Hammam’da yüz kişilik bir davet verdi” diyor.
Aklıma hemen bir soru geldi:
Nesligül Hanım 13 yıl evli kalmış, boşanmış. Kilometre sıfırlanmış sayılır mı?
Yani kutlaması gereken bekârlık mı dulluk mu?
Açık Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktım.
Bekâr : (1) Evlenmemiş kimse (2) Evli olduğu halde ailesinden ayrı, yalnız yaşayan kimse
Yani bu anlamda Nesligül Hanım bekâr değil, dul.
Ama aynı sözlükte şöyle denmiş:
Bekâr kalmak, bekâr yaşamak : (1) Evlenmemek, evlenmemiş olmak (2) Ölüm veya boşanma dolayısıyla eşini yitirmek
Hayır, Türk Dil Kurumu bu maddeyi iyi hazırlamamış...
*
KİMBİLİR ADI NEDİR GARİP AZİZİN
Posta, 25 Haziran
Bir resimaltı haber. Şöyle başlıyor: “İspanya’daki Geleneksel Saint John Festivali yine ilginç şovlara sahne oluyor...”
Posta’da İspanyollar’ın anadilinin İngilizce değil, İspanyolca olduğunu bilen bir kişi de mi çıkmadı?
*
SEVERİZ MAYDONOZU, BAYILIRIZ HATTA...
Posta, 25 Haziran
Yılmayacağız, demiş manken Gizem Özdilli.
Haber şöyle: “Manken Gizem Özdilli, Doğa Bekleriz ve Nigar Talibova ile kurduğu Adrenalin adlı gruba (ne grubu olduğu belli değil) yönelik eleştirilere cevap verdi. Gruba, Hülya Avşar ‘Dans edemiyorsunuz’ demiş, basında da maxi single tanıtımının fos çıktığı haberleri yer almıştı. Gizem Özdilli ‘Mankenler olarak her işe el attığımız düşünüldüğü için sevilmiyoruz, ama yılmayacağız çünkü hırslıyız’ dedi.”
Özdilli meseleyi yanlış yorumluyor.
Aksine, Türkiye’de her b.ka maydonoz olanlar revaçta. Baksanıza etrafınıza...
*
TAKİYE’NİN İNGİLİZCESİ
Gazeteler, 25 Haziran
IMF karşı çıkıyordu, ama AKP Hükümeti “velinimeti” ile papaz olmayı bile göze alarak, Bakanlar Kurulu’ndan 1.600 olarak çıkan Diyanet kadrosunu, komisyonda 16 bine çıkardı.
Çünkü AKP kadrolarının yarısı imam...
Bazı gazeteler bu haberi “AKP’den IMF’e çalım” diye verdiler.
Redhouse’un Türkçe-İngilizce sözlüğüne baktım, hayır İngilizce’de TAKİYE’nin karşılığını bulamadım.
Tezkere için verilen sözlerin tutulmaması, 1.600 diye söz verip 16 bine çıkarma... Amerikalılar “takiye”ye bir karşılık bulacaklardır artık, “acil ihtiyaçtan!”
*
FAHİŞEDİR, TECAVÜZÜ VACİPTİR
Şok, 28 Haziran
“Hayat kadınını bir depoya kapatıp, 5 gün boyunca tecavüz ettiler” diye bir haber.
Kayseri’de 5 sapık, hayatını fuhuş yaparak kazanan 31 yaşındaki bir garip kadını bir depoya kitleyip, beş gün boyunca sırayla tecavüz etmişler. Sanıkların üçü tutukluymuş.
Takip edeceğiz bakalım, bu davada da “Fahişedir, tecavüzü vaciptir” diyen Ortaçağ kafası devreye girecek mi?
*
KALECİ RÜŞTÜ : HART DEDİKODU
Sabah, 28 Şubat
Hıncal Uluç “Şenol Güneş teknik direktörse (ben Michael Schumacher’im)” başlıklı yazısında, bir iddia atıyor ortaya:
“Rüştü sakatlandı mı gerçekten, yoksa Barcelona öncesi yarım düzine yemekten çekindiği için mi çıktı, çok konuşulur...” diyor.
Rahmetli Oğuz Amcam (Toktamış) babama takılırdı: “Olimpiyatlar’da okçuluktan başka bir de b.kçuluk yarışması yapılsa, altın madalyayı kimseye kaptırmazsın abi...”
Hıncal Abi de aynı ekoldendir.
*
BEĞENMEZSEN GERİ GÖTÜR, DEĞİŞTİR
Posta, 29 Haziran
Bekir Saçar’ın köşesinde “Sevgili adayıyla gece turu” diye bir haber.
“Sosyetenin renkli simalarından Necmettin-Maria Eliyeşil’in kızı Melissa, güzelliği ve hanımefendiliğiyle evlilik çağındaki erkek annelerinin bir numaralı gelin adayı” diye başlıyor. Bekir bu genç kızı bir gece kulübünde görmüş, “Yanında adının Sinan Bozkurt olduğunu öğrendiğim bir delikanlı vardı. Bu genç Melissa’nın yeni sevgili adayıymış. Hayırlısı!” diyor.
Ben bu işlerden pek anlamam, “yeni sevgili adayı” ne demek Allah aşkına?
Bir müddet deneyeyim, beğenirsem sevgilim olur, yoksa dükkana gidip değiştiririm mi diyorlar, nasıl bir ilişki bu?
*
DEMEK Kİ NEYMİŞ...
Posta, 25 Haziran
Spot : “TBMM’den 9 kişilik bir parlamento heyeti Amerikan yönetimi ve Kongre’siyle temaslarda bulunmak üzere Washington’da görüşmelere başladı.” Heyet Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi, Ticaret Bakanlığı, Pentagon, Hazine Bakanlığı, IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle görüşüyormuş.
Tecrübeli bir Türk vatandaşı üstelik bir gazeteci olarak, 15-20 satırlık bu haberi görünce aklıma gelen ilk şey ne oldu? Sizin ilk tepkiniz nedir?
Şüphecilik, değil mi? Daha doğrusu tam aksi, kalıbımı-basarım-ki’cilik:
“Kalıbımı basarım, TBMM heyeti diye ABD’ye görüşmeye gidenler, yabancı dili bile olmayan, ekonomiden, hukuktan, uluslararası ilişkilerden anlamak ne kelime, doğru dürüst okuması yazması bile olmayan milletvekilleridir.”
Hani devlet kasasından, karılarını kocalarını da alıp “Bir daa böle fırsat ele geçmez hanım, fırsat çıkmışkene şu Amerikha’yı bi görek” diyenler...
Açıp TBMM sitesinden tek tek isimlere baktım (Meslekî tecrübelerini geçiyorum) :
Reha Denemeç (AKP, Ankara) : ODTÜ Ekonomi Bölümü, A.B.D. University of Delaware Ekonomi Master – İngilizce - İktisatçı
Erol Aslan Cebeci (AKP, Sakarya) : İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, Pennsylvania State Üniversity Master – İngilizce – Öğretim Üyesi
Arif Demirkıran (AKP, Batman) : İTÜ Maden Fakültesi, İngiltere Leeds Üniversitesi Yüksek Lisans, Master - İngilizce - Maden Yüksek Mühendisi
Nazım Ekren (AKP, İstanbul) : Bursa İTİA İktisat Fakültesi, Uludağ Üniversitesi Doktora - İngilizce - Prof.Dr., Öğretim Üyesi
Fatma Hotar Göksel (AKP, İzmir) : Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Aynı Fakültede Doktora - İngilizce - Prof.Dr., Öğretim Üyesi
İbrahim Reyhan Özal (AKP, İstanbul) : Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü - İngilizce, Almanca - Elektrik Mühendisi (Londra doğumlu)
Memduh Hacıoğlu (CHP, İstanbul) : İşletme İktisadı, ABD Harvard Üniversitesi Makro Ekonomi Dalında İhtisas - İngilizce – Sanayici
Ali Dinçer (CHP, Bursa) : ODTÜ Mühendislik Fakültesi- İngilizce - Endüstri Mühendisi
Zeynep Damla Gürel (CHP, İstanbul) : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü - Almanca, İngilizce - İş Kadını
Sonuç-1 : Önyargılı davranmamak lazım demek ki.
Sonuç-2 : Heyetteki AKP’lilerin, CHP’lilerden daha “donanımlı” olduğu da gözden kaçmasın lütfen.