Savaş ÖZBEY hiperaktif@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2008 00:00
Geçen hafta Büyük Kulüp’te yapılan Medeniyetler Güzeli yarışması, filme çekilecek kadar komik bir olaylar silsilesiydi.
"Kızlar sürekli değişiyor. Her gelen daha da kalitesiz. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Türkçe konuşabiliyorlar, nasıl yabancı bunlar?" diyen Türk güzeli
Başak Emre ve modacısı, daha kamp aşamasında yarışmadan çekildi.
Yarışmanın adı Miss Civilizations. Yani Medeniyetler Güzeli.
Aslında bir ay önce yapılacaktı. Terör saldırıları nedeniyle ertelendiği açıklamıştı.
Fakat bu bir ayın içinde yarışmacıların çoğu değişti.
İddia, güzellerin çakma olduğu ve kast ajanslarından toplandığı.
Yer Caddebostan, Büyük Kulüp.
Yarışma gecesine 27 bilet satılabilmişti ama ziyanı yok. Zaten jürinin de bir kısmı gelmemişti. Sadece iki kamera vardı, hiçbir kanal geceyi canlı yayınlamıyordu. Yarışma, ses ve ışık tesisatı olmadan 2 saat gecikmeli olarak başladığında iki sponsor firma da salonu çoktan terk etmişti.
Sabredip bekleyen son seyirciler muratlarına erdi. Aksaklıklara rağmen yarışma nihayet başladı. İsminden bekleneceği üzere, çeşitli medeniyetlerden güzeller arz-ı endam etti. Ama ne güzeller! Hele o Miss Moldavia ile Miss Uzbekistan’ı görmelisiniz. Girin kendiniz bir bakın. Yarışmanın sitesinde resimleri duruyor: medeniyetlerkralicesi.com. Japon güzelinin yaşı belli değil, 35 diyen var. Kazak Güzeli’nin İsrail’den geldiği iddia ediliyor. Söylendiğine göre bir yarışmacının kısa boylu menajeri son anda Miss Tataristan olmuş.
Ne yarışmaymış ama...
Birincilik Hollandalı Eva Van Binsbergen’e gitti. Kampı terkeden Türk güzel Başak Emre’nin yerine giren Ece Ekren de üçüncü oldu fakat bu kez de dereceye giremeyenler jüriyi protestoya başladı.
Sordukları soruya bak: Vay efendim, önlerinde not, puan, kağıt, kalem bile olmadan jüri üyeleri kazananları neye göre kararlaştırmışmış?
Milletin ağzı torba değil ki büzesin. İstanbul’un en meşhur otellerinden birinden, yüz kızartıcı suçtan dolayı atıldığı söylenen yarışmacı bile var. Yok filanca sevgilisini şart koşmuş, beriki bilmem ne yapmış. Doğru, yalan, daha bir sürü lakırdı.
Bu çakma yarışma daha önce Adıyaman Kahta’da da yapılmış. İsim sahibi Süha Özgermi.
Hadi onu anlamak mümkün. Diyelim ki bu 80 yaşında kendine hálá böyle temaşalar tertip ediyor. Peki onun yanında Enis Onat, Alp Yalman gibi imzaların ne işi var?
Polis bir mekanı basınca niye herkes suspus olurTelevizyonlardan, gazete manşetlerinden İstanbul’da polis kılığına giren şehir eşkıyalarının nasıl mekan bastığını takip etmişsinizdir. Müşterileri tekmeliyor, kadın sanatçıyı saçından sürükleyerek götürüyorlar, mekandaki onca kalabalığın içinden bir babayiğit çıkıp da, durun ya, siz ne yapıyorsunuz diyemiyor.
Sokakta, alışveriş merkezinde ya da kütüphanede buna ses çıkaracak insanlar, iş bir eğlence mekanında yakalanmaya gelince suspus oluyor.
Bunun birkaç nedeni var. İlki hepimizin bildiği insani gerekçeler: Adam o gece oraya eşinden habersiz gitmiştir, ortaya çıkmasından korkuyordur. Ya da genç kızdır, ailesinin kendisini karakoldan toplamasından çekiniyordur.
İkinci neden, Evliya Çelebi sendromu. Ünlü gezgin de, İstanbul meyhanelerini ballandıra ballandıra anlatıp, sonra da birden kendine gelerek, aman ha, ben öyle içiyorum zannetmeyin sakın, diyerek tedbirini alır... Evet, yasak olmamasına rağmen, içkili bir eğlence yerine gittiğimizde bilinçaltımızda bir tür suçluluk duygusuna kapılıyoruz.
Madem ki felekten bir gece çalmak istedik, o zaman her muameleye müstahakmışız gibi.
İşin tuhaf tarafı şu: Kimse adamların polis olduklarından şüphelenmiyor. O kişilerin gerçekten polis olabileceği düşünülüyor, çünkü polisin bu tür şiddete başvurması normal karşılanıyor.
Daha geçen ramazanda Beyoğlu’nun göbeğinde, Otto’da, Babylon’da insanlara neredeyse aynı üslupla davranılmadı mı? Otto’da genç bir hanım müşteri erkek polisler tarafından onca insanın içinde tokatlanmadı mı?
Salomanje’nin taş plak partileriGeçen hafta Issız Adam’ın 45’liği diye yazdığım yazıya çok sayıda dönüş aldım. Meğer millet ne açmış bu tür eğlenceye. Madem öyle alın size bir adres daha: Nişantaşı Salomanje. Perşembe günleri Taş Plak partilerine başladı. O gece çalıştığım için ben gidemiyorum ama çok eğlenceli geçiyormuş. 60’lardan itibaren eski taş plakları çalıyorlar. Millet masaların tepesinde. Önce 18.30-20.30 arası akşamüstü partisi olarak başladılar ama o kadar talep gelmiş ki bütün geceye uzattılar. (212) 327 35 77.
NE YESEK?
Sushico’da Pad Thai
14. şubesini açan Uzakdoğu lokantası Sushico’da Uzakdoğulu aşçılar sürekli yeni lezzetler çıkarıyor. İşte bunlardan biri: Pad Thai. Pirinç eriştesi ile, tavuk veya karidesli yapıyorlar. Fiyatı 20 lira. Bir diğer alternatif de cashew fıstıklı mantarlı tavuk. Çıtır kurabiyelerden de alın, içinden niyet çıkıyor. 444 78 74.
Bistro’da istiridyeli tavukBeyoğlu Tünel’de çok şirin yeni bir mekan açıldı. Meydana bakıyor, üç katlı, en üstünde kendi terası var: Tünel Bistro. Ben iki kere gittim, buluşup bir şeyler atıştırmak için ideal. Yemekler de fena değil. Orta halli bir kafe için, istiridye soslu tavuk gibi gayet iddialı yemekler denemişler ve hiç de fena olmamış. Tavuğun altına da cips karemelize var, isterseniz yanına elma ya da beykın koyduruyorsunuz. Fiyatı 18 lira. (212) 245 70 25.
NE VAR NE YOK?
Saturday Fever Ghetto’daHollanda’dan caz birinciliği olan Timuçin Şahin yeni projesi "4" ile yarın akşam 22.30’da Ghetto’da. Biletler 18-28 lira. (212) 251 75 01.
Amon Amarth Parkorman’da
İsveç metalinden dev grup. Amon Amarth grubunun konseri yarın saat 17.00’de. Biletler Biletix’te 39-67 lira. www.biletix.com. (216) 556 98 00.
Mirkelam, Hayal’de
Müzik hayatında 10 yılı geride bırakan Mirkelam bu akşam 23.00’te Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde çıkıyor. Biletler 34 lira. (212) 244 25 58.