Mavi’yle Çınar vuruluyor mu

Güncelleme Tarihi:

Mavi’yle Çınar vuruluyor mu
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2007 00:00

15 Mart Perşembe günü son bölümüyle ekrana gelecek olan "Hırsız-Polis"in final çekimlerini Kelebek takip etti. Haftalardır polisle köşe kapmaca oynayan Mavi ile Çınar, acaba özgürlüklerine kavuşabilecek mi? Nefes nefese izleyeceğiniz final bölümünden çok özel kareler ve başrol oyuncularından sizlere özel ipuçları sadece Kelebek’te...

"Hırsız-Polis"in bir türlü mutluluğu yakalayamayan iki aşığı Çınar’la (Timuçin Esen) Mavi’nin (Özlem Düvencioğlu) kaderi ne olacak? İşte bu soru, 50 bölümdür seyircinin nefesini tutarak izlediği Kanal D’nin reyting rekortmeni dizisinin 15 Mart akşamı yayınlanacak son bölümünde cevap buluyor. Haftalardır yurtdışına kaçabilmek için polisle köşe kapmaca oynayan, aşkları uğruna her şeyi göze alan ve her şeyden vazgeçen Mavi ile Çınar, acaba yurtdışına kaçıp özgürlüklerine kavuşacak mı? Yoksa Aksak’ın sürpriz planıyla hayallerine veda mı edecekler?

Finale birkaç gün kala Kelebek, dizinin setine girdi. Son karelerin çekildiği sette "stop" denildikten sonra, başta Uğur Yücel olmak üzere yönetmen Türkan Derya Güven ve tüm ekip gözyaşlarına boğuldu. Herkesin birbirlerine sarılarak vedalaştığı dakikalarda, dizinin başrol oyuncularıyla özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Aksak’ın hikayesi beni çok etkiledi
/images/100/0x0/55ead5aef018fbb8f899ba78


"Hırsız-Polis" bu perşembe ekrana veda ediyor. Bu iş sizi mutlu etti mi Uğur Bey?

- Ben sahne adamıyım. Sahneden bol alkışla inmek güzel bir duygudur. Bu dizi de bol alkışla bitiyor. Benim için iyi bir çalışma oldu. 

Aksak, unutulmayacak bir karakter. Rakı içmesi, aşkı yaşayışı, babasıyla diyalogları müthişti... Size en çok nesi benziyor Aksak’ın?

- Geçmişe baktığımda babamı hep iyi taraflarıyla hatırlarım. Babam beni gören, oyuncu olarak seçen adamdı. Konservatuvar sınavında bir tek veli vardı, o da benim babamdı. Bu adam 63 yaşında felç geçirdi. 4 gün hastenede yaşayabildi, sonra öldü. Hastanede babamın başında çok durdum. Gözünü açıp tekrar konuşmasını çok isterdim. Dizide ise kötü bir baba örneği var ama bunların hiçbiri önemli değil. Bu bize gerçek yaşamdan bir şeyi çağrıştırıyor. Eğer bana iki saat önce haber verilseydi, ben de babamı o amansız durumdan kurtarırdım. Kurtaramadım! Geç haber verdiler. Herhalde beni telaşlandırmak istemediler ama büyük hata yaptılar. Çünkü gittikleri hastaneden babamı başka bir yere taşıyamadım. Tıbben ve teknik olarak onu çok daha iyi bir yere götürebilecek hem maddi imkanım hem de kişisel arkadaşlıklarım vardı. O yüzden babamı kurtarırdım. Ama buna izin vermediler. Bu acıyı yaşıyorum ben... Mesela bu dizide bir sahne var, babamı kucaklayıp hastaneden götürdüğüm sahne. Keşke kendi babamı da götürebilseydim. O sahneyi kendi hayatımla özdeşleştirdim. Oyunculuk böyle bir şey, yürek işidir. Kendi kalbini koymak demektir...

Peki neden oyunculuk konusunda bir dönem kendinizi kastınız?

- Kendimi kastığımı zannetmiyorum. Ben huzursuz ve problemli bir insanım. Kendime hiç değer vermiyorum. Ne kadar büyük oyunculuklar, ne büyük sinemalar var. Bunları görürken, insan nasıl kendini önemseyebilir, değer verebilir ki?

Dizide oynamaktan rahatsız mı oluyorsunuz?

- Hayır. Sinema yapmam için dizide oynamaya ihtiyacım var. Ama ben de sevgili bir kulum herhalde, hiç talihsiz işlerin içinde olmuyorum. Bu dizide de Erol Avcı, Gaye Boralıoğlu, Neşe Şen var. Onlar bugün "Meçhule gidiyoruz" deseler, peşlerinden hemen giderim. Çok güvendiğim insanlar.

Peki... "Hırsız-Polis" nasıl bitiyor?

- Bir şey diyemem...

Yeni projeleriniz mutlaka vardır. Açıklayabilir misiniz?

- Haziran ayında Erol Avcı’nın yapımcılığında komedi filmi çekeceğiz. Eylül ayında da "İmparatorluk Yolu" diye bir diziye başlayacağım. Dizi, eski güreşçi ve kabadayı bir adamın, yine eski güreşçi ve mafyalaşmış bir aileyle çatışmasını, arada kalan kızın hikáyesini konu alıyor. Komedi filminde ise çılgınca aşık olduğu kızla evlenmek isteyen bir adam var.

Mavi ile Çınar kaçmalı
/images/100/0x0/55ead5aef018fbb8f899ba7a


Almanya’dan tatil için Türkiye’ye geldiniz ve tesadüfen oyuncu oldunuz. "Hırsız-Polis" de sizin ilk oyunculuk deneyiminiz. Neler söyleyeceksiniz?

- Oyunculuğu çok sevdim. Dolayısıyla bu işe devam etmek istiyorum. Bu arada İstanbul’u biliyordum ama Mavi karakteriyle birlikte Mavi’nin Türkiye’sini gördüm. Fakirliği, yoksulluğu... İstanbul’un arka sokaklarındaki yaşamları gördüm. Ben bunları bilmiyordum.

Şimdi ne yapacaksınız?

- Bir kere Türkiye’ye yerleştim. Artık turist değilim. Öncelikle tatil yapmak istiyorum, sonra da oyunculuk dersleri almaya başlayacağım. Yeni karakterleri canlandırabilmem için bir oyuncu koçunun yardımına ihtiyacım var. Çünkü eksikliklerimin farkındayım. Bu eksikliklerimi de eğitimle biraz olsun azaltmak istiyorum. Ancak şu dönem kendi projelerime yönelmek amacındayım.

Bu projeler hakkında biraz ipucu verebilir misiniz?

- Önce Almanya’ya ailemin yanına gidip biraz dinleneceğim. Sonra çocuklarla ilgili bir projem var. Bir de gelen dizi tekliflerini inceleyeceğim.

Peki biraz da dizinin finalinden bahsedelim... Aşk mı kazanıyor?

- Mavi ile Çınar zaten bir arada, dolayısıyla aşk kazanmış durumda. Hikayeleri mutlu mu bitmeli, onu bilmiyorum açıkçası...

Mavi, Aksak, Çınar, herkes hapse girmeli mi?

- Yok, Mavi hapse girmesin. Yani içeri girsin, birkaç ay yatıp çıksın, ama dokuz yıl çok. O yüzden Mavi kaçsın diyorum. Çınar da tabii...

Sonlar önemli değil
/images/100/0x0/55ead5aef018fbb8f899ba7c


Sizin dizi geçmişiniz yok. "Hırsız-Polis" ikinci diziniz. İş anlamında neyin farkına vardınız?

- Bir sürü şeyin... Mesela ileriye dönük işbirliğine girebileceğim, takım arkadaşlığı yapabileceğim kişileri tanıdım. Yanlışlarımın farkına vardım.

Çınar’la Timuçin benziyor mu?

- Çınar bir polis ve yazarların yarattığı bir karakter. Ben de bu karaktere elimden geldiğince katkıda bulundum. Ben olduğum için, vücudumu kullandığım için birtakım benzerlikler olabilir, ama büyük benzerlikler taşımıyoruz.

Final sahnesinin ardından sette duygusal anlar yaşandı. Siz de bayağı üzüldünüz...

- Her ne kadar yorulmuş da olsak, ekipten ayrılmak üzücü bir şey. İki yıldır hayatımızın çok büyük bir kısmını bir arada geçirdik. Bu sınıf ya da asker arkadaşlığı gibi bir şey. Ayrılırken üzülüyoruz tabii.

Bundan sonra ne yapacaksınız?

- Bir süre dinleneceğim. Tiyatro oyunum var, o devam edecek. Anneme, babama zaman ayıracağım... Görüşemediğim arkadaşlarımla görüşeceğim. Okuyamadığım kitapları okuyup, seyredemediğim filmleri seyredeceğim.

Peki Mavi ile Çınar’ın hikayesi nasıl bitecek?

- Aşk kazanır mı, kazanmaz mı bilmiyorum. Ortada suç var mı, dizide de biraz bunu tartıştık. Ne suçtur, neye göre suçtur, neye göre kim suçludur? Bu kavramlara değinmeye çalıştı dizi. Nasıl biteceği önemli değil. Sonların neden merak edildiğini bilmiyorum. Mutluluk, mutsuzluk olsun, ne fark eder?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!