Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin önde gelen matbaalarından Duran Ofset'in sahibi Okan Duran, tam bir akvaryum tutkunu. Türkiye'de bu işin kompedanı olarak anılan Okan Bey, 35 yıl önce 80 santimlik akvaryumunda yetiştirdiği japon balıklarından çıktığı yolda, 80 akvaryumla dünyanın en nadide balıklarını besleyen bir kolleksiyoncu oldu. Türkiye'de akvaryumculuğu ne alan nede satanın bilmediğini belirten Duran, ‘‘Ben bu işi bileni bulamadım. Kendim yurt dışından kitaplar getirtim, tercüme ettim, gittim yetiştiği ülkelerde ortamlarını inceledim ve öğrendim. Bu işe yıllarımı verdim. Yetiştirdiğim pekçok kişi bugün bu konuda otorite oldular. Bu bana gurur veriyor’’ dedi. Akvaryum'un, meraklısına kişiye özel minik bir canlı dünya sunduğunu belirten Okan Duran ‘‘Balığımı ülke ülke gezerek kendim seçiyorum. İlk yıllar Türk meraklılar öğrensin ve tanısın diye Singapur'dan ithalat yapıp, zararına piyasaya sattım. Ancak işlerim nedeniyle artık zamanım yetmiyor’’ diyor. ‘‘Aklı olan her kadın evine akkvaryum koydurur’’ diyen Okan Duran, akvaryuma merak salan bir erkeğin artık maç, kahve, içki ile ilgilenmeyeceğini iddia ediyor. Ve ekliyor, ‘‘Dinlenmek için 15 dakika akvaryum seyredin yeter. Bundan güzel terapi yoktur. ABD'de aileler doktor tavsiyesine uyarak sınavlardan bir gün önce çocuklarına ders çalıştırmaz sadece akvaryum seyrettirerek dinlendirirler. Bu iş huzur iksiridir, herkese tavsiye ediyorum. ’’
ALTIN KURALLAR...
Okan Duran, akvaryum meraklıları için, basit ancak çok önemli tavsiyelerde bulundu. Uzmanın tavsiyelerine uyarsanız, akvaryum merakınız kısa sürede hayal kırıklığına dönüşmez.
Her 2 litre suya 1 balık konulacağı için akvaryumunuzun boyuna göre balık adedinizi seçin. Aksi halda akvaryumdaki trafikte aynı İstanbul trafiğine döner ve balıklarınız huzursuz olur.
Tabana sereceğiniz kum, çakıl ve aksesuarları sıçak suyla iyice yıkayınız. Sabun ve deterjanları kesinlikle hiçbiryerde kullanmayınız.
Akvaryumunuz 1 metrenin üzerinde ise berrak bir su elde etmek için mutlaka dıştan takma taban filitre kullanın.
Akvaryumunuzu dolduracağınız suyu ağzı açık kova veya kaplarda 4-5 gün bekletin. Bu sularınız'ın yarısı musluk suyu diğer yarısı ise damacana suyu olsun. Çünkü iki suyun sertlik oranları birbirini dengeler.
Kumunuzu dibe yayın. Bitkilerinizi yerleştirin. Ardından kumun üzerine bir maşrapa kuyun. Suyu bu maşrapaya ağır ağır boşaltarak taşırma yöntemiyle dip görüntüsünü bozmadan akvaryumunuzu suyla doldurun. Su yarıya gelince ısıtıcı ve filitreyi takın.
Su 1-2 gün dinlendikten sonra akvaryuma sadece 2 çöpçü balığı ve 1 vatoz balığı salın. Bu balıklar 1 hafta içinde ortamı diğer balıklara hazırlarlar.
Su ısıtıcınız ve cama yapıştıracağınız bir dereceyle 25 derece ile 28 derece arasında bir noktaya sabitleyin.
Akvaryumunuzu evinizdeki camı direk gören bir noktaya koymayın, güneş ışınları yosunlaşmaya neden olur.
Bir akvaryumcuyla dost olun ve sürekli aynı yerlerden alışveriş yapın. Balık pırıl pırıl olmalı, düzgün yüzmeli. Gövdede nokta, benek veya sivilce olmamalı. Satın alacağınız balıkları seçin ve tanıştığınız satıcıya bunları satın aldığınızı belirterek 1 hafta takip edin. Balık bu 1 hafta sonunda sağlıklı ise eve getirin. Evde kurabileceğiniz küçük bir karantina akvaryumunda 2-3 gün bekletin ve akvaryumunuza güvenle salın. Aksi halde gelebilecek bir hastalık yüzünden tüm balıklarınız ölebilir.
Akvaryumun florasanı hergün en az 10 saat yanmalı. Fazlası yosunlanma yapar, azı ise bitkileri öldürür. Gündüz fırsat buldukça akvaryumun üzerini örtüyle örterek güneş ışınlarından koruyun.
Sabah, akşam 1 çay kaşığı 4 menülü kuru yem verin. Fazla kesinlikle verilmemeli. Birbaşka yem tavsiyesi ise tetratips denilen tablet yem. Bunuda sabah 1 akşam 2 tablet olarak verin. Canlı yem kesinlikle kullanmayın. Zira balık çabuk irileşiyor ve renkleri matlaşıyor. Ayrıca suda pisleniyor.
AKVARYUM SUYU
Balık meraklılarına, akvaryumda kullanmaları için genellikle doğal kaynak suları tavsiye edilir. Şehir ortamında, temiz kalmış doğal kaynak bulmak, bulunsa da buradan su taşımak ne kolaydır ne de ekonomik.
Büyük akvaryumları yağmur suyuyla doldurmak da kolay değildir. Ayrıca, yağmur suyunun endüstriyel atıklarla kirlenmiş olma ihtimali de son derece kuvvetli. Yağmur suyu, ancak küçük akvaryumların suyuna ilave yapmak için kullanılabilir. Sert suları da yağmur suyuyla yumuşatabilirsiniz.
Mümkünse ilk düşen yağmur suyunu toplamayın. Su biriktirmeye, yağış bir sürdükten sonra başlamakta yarar var. Kirlenmemiş, zehirli atıklardan etkilenmemiş çatılardan, metalik etki bırakan borulardan süzülen yağmur suyunu kullanmamakta büyük fayda var.
Şehir suyunu, bazı işlemlerden geçirdikten sonra akvaryumda kullanabilirsiniz. Musluktan su almadan önce, borularda bekleyen suyu birkaç dakika akıtıp, zararlı metal etkisini azaltabilirsiniz. Klor etkisini azaltmak için, suyu asgari 12 saat dinlendirmenizde fayda var. Bakır, çinko gibi metallerin sudaki etkisini gidermek için, akvaryumcularda satılan tabletlerden kullanabilirsiniz.
EĞİTMEN GÖZÜYLE
Kedilerde tırmalama
Kedilerin tırmalama davranışı anlamsız değildir. Bu davranışın pek çok fonksiyonu vardır ve en önemlisi bölgeyi belirlemesidir.Diğer olası fonksiyonları, tırnak bakımı, adaleleri ve tandonları germek, oynamaktır. Tırmalama, özellikle yavrular için vazgeçilmez bir oyundur. Tırmalama, bu denli öneli bir davranış olunca, bir yavrunun tırmalamasını önlemek, önlemeye çalışmak gerçekçi değildir. Onun yerine yavru kediler, onlara ait nesneleri tırmalayıp, evin eşyalarını rahat bırakmayı öğrenmelidir. Kediler genellikle tırmalama yerlerini kendileri tespit edip, buraya sürekli olarak geri dönerler. Bu yüzden ilk günden itibaren 'Tırmalama alanı' olma özelliğini taşıyan tehlikeli bölgeleri siz belirleyin.Koltukların kolları ve arkası naylonla örtülebilir. Perdelere limon veya başka keskin kokular sürülüp itici yapılabilir. Yavru kedi, kısa süre yalnız bırakıldığında, cazip tırmalama noktalarından uzak kalması için bir odaya konulabilir.
Yavru kediler, nasıl ki erken yaştaki deneyimlerine dayanarak tuvalet ihtiyaçları ile yer ve madde tercihleri geliştirebiliyorsa, aynı şekilde nerede ve neyi tırmalamayı sevdiklerine dair tercih geliştirirler. Yavrunun neyi sevdiğini belirleyebilmek için birkaç nesne sunabilirsiniz. En azından bir tane dikay, bir de yatay nesne deneyin. Örneğin yatağın yanı, kapının önü ya da arkası gibi. Yavrunuz, düzenli olarak birden fazla nesneyi kullanabilir. Tırmalama nesnelerini kedi nanesi ile kokulandırmak ya da üzerine bir oyuncak bağlamak, çoğu kediyi bu tırmalama nesnesine itecektir. Bazı kediler, sizin o tırmalama nesnesini tırmalayarak çıkarttığınız sesle harekete geçer. Ben, yavru kediyi o tırmalama nesnesine götürüp, bacaklarını ileri geri hareket ettirmenizi tavsiye etmiyorum. Unutmayın, kedi hep kendi karar verir. Siz yönlendirin ama asla zorlamayın.
Cihan ÖZYAĞMUR
Köpek Eğitmeni
Tatsız bir hikaye
Bülent OVACIK
Hayvansever Levent Akson, üç arkadaşıyla birlikte, Bostancı Deniz Otobüsleri İskelesi'ni mekan tutan dört köpeğin bakımını üstlenmişti. Köpeklerin üçünü kendi imkanlarıyla kısırlaştırdılar. Dişi olan, henüz kendisine sıra gelmeden hamile kaldı. 6 tane yavru dünyaya getirdi. Akson ve arkadaşları, yeni doğum yapan köpeği daha iyi besleyebilmek için, yemek taşıma nöbetlerini arttırdılar. Doğumun üzerinden birkaç gün geçmişti ki, yavrular ortadan kayboldu.
Dedektif gibi olayın peşine düştüler. İskele çevresinde herkesle konuştular. Sonunda korkunç gerçeği öğrendiler. Altı yavruyu, oralarda Balıkçı Nazım olarak tanına kişi denize atmıştı. Hepsi de boğulmuştu. Dehşete düştüler. Balıkçı Nazım'ı aradılar ama o kayıplara karışmıştı.
Levent Akson, şikayet için karakolun yolunu tuttu. Derdini anlattığı komiser de, bir hayvanseverdi. Hikayeyi dinleyince öfkelendi. İşini gücünü bırakıp Bostancı İskelesi'ne gitti. Ancak Balıkçı Nazım sır olmuştu.
Şu sıralar Bostancı Deniz Otobüsleri İskelesi'ne yolunuz düşerse, kayalıkların üzerinde denize bakıp havlayan köpekle karşılaşacaksınız.
Balıkçı Nazım'a gelince. Bir süre sonra ortaya çıktı. Peşini bırakmayan komiserden sıkı bir azar işitti. Hepsi o kadar.
Ne yazık ki, kanunlar hayvan düşmanlarını seviyor.
ADALARDA SEFERBERLİK
Geçtiğimiz hafta, Adalar'da yazlıkçıların terkettiği kedi ve köpeklerin halini yazmış, sayılarını yüzlerle ifade etmiştim. Bir grup Büyükadalı, geçtikleri faksta, terkedilen kedi ve köpeklerin sayılarının iki bini çoktan aştığına değiniyorlar. Adalarda kedi ve köpek ordusunun bakımı için seferberlik başlatılmış. Kara kışı karşılamaya hazırlanan bu hayvancağızlara, Ciğerci Altan'ın yanısıra Müteahhit Ergün Akpınar, Antikacı Ferhat Yüksel, Manav Şinasi Delice, Nimet Hanım, İnci Hanım, Avustralyalı Helen Hanım, İngiliz Sandy Hanım, Prenses Otelde kalan Hımuşcu Hanım, Sakarya Sokak'taki Güler Hanım, Madam Efi, Panjur Sokak'tan Güler Hanım, Çınar Meydanı'ndan Meral Hanım, Altınordu Caddesi'nden Balıkçı Yusuf'un da yardım elini uzattığını öğrenmek biraz olsun içimi rahatlattı. Ferhat Yüksel faksında, Adalar'daki ve İstanbul'daki diğer hayvanseverleri de yardıma çağırıyor. Para istemiyorlar. Onların sıkıntısı iki binin üzerindeki kedi ve köpeği doyuracak yiyecek bulmak.
Hayvanseverler İzmir’de buluştu
Efor Ege Fuarcılık Organizasyon Limited Şirketi tarafından 8-11 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Pet ve Flora'98 Uluslararası Evcil Hayvan Ev ve Bahçe Bitkileri Fuarı hayvanseverleri İzmir'de buluşturdu.
İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat Etkinlikleri A.Ş. (İZFAŞ) ve Efor yetkilileri, Kültürpark içindeki Hayvanat Bahçesi'nde düzenlenen fuarı geçen yıl 25 bin doğaseverin ziyaret ettiğini, ikinci kez bu yıl düzenlenen fuara 30 bin ziyaretçi beklediklerini dile getirdi. Pet ürünlerinin sergilendiği fuarda bugün Witte Molen firmasının sponsorluğunu üstlendiği en güzel kanarya, muhabbet kuşu ve papağan yarışması düzenlenecek. Yarın ise 11 farklı ırk kanarya yarışacak. 11 Ekim'de sona erecek fuar, 13 ve 14 no'lu pavyonlarda saat 11.00-20.00 arasında gezilebilecek.