Masum kız hayat kadını seksi kız erkeksi oldu

Bazı karelerde gerçekten Jessica Alba’a benziyorum
EKİN TÜRKMEN

Sizin için her şey Best Model’le mi başladı?
- İzmir’de mankenlik yapıyordum. Sahnenin üzerinde olmak keyif veriyordu. Ama bunu kariyer olarak düşünmüyordum. Bir yandan da bir dans grubuyla dans ediyorduk. Bu arada İstanbul’a gelip gidiyordum ve Best Model’a katıldım. Cat Walk diye bir derece aldım.
Oyunculuk devreye nasıl girdi?
- Osman Sınav, Kenan İmirzalıoğlu’nun yarışmaya katıldığı dönemden beri yarışmaya katılanlarla görüşüyormuş. Biz de tanıştık. Ekmek Teknesi dizisi için görüşmeye çağırdılar. Çok şaşırdım. Osman Sınav “Ben sana inanıyorum bunu yapabilirsin” dedi. Eğitimini de almak istedim. Eylül’de bir yandan konservartuara bir yandan diziye başladım. Bu arada çok beğendiğim bir yönetmen olan Zeki Demirkubuz’dan da film teklifi aldım ama işte çok yeni olduğum için kabul edemedim. Şimdi anlıyorum ki zaten oyunculuk dışında bir iş yapamazdım.
Sizi bu kadar iyi isimler tarafından tercih nedeni kılan neydi?
- Bunu kendim için söylemem zor ama Osman Sınav “Masum ve çekici olmayı birarada bulundurmak zordur” derdi.. Ben kendimi analiz ettiğimde bir sürü farklı karakterde insanların beni yadırgamadığını görüyorum.
Dizilerden aklımızda kalan hep sert ve dominant kadınları canlandırdığınız...
- Ben aslında manik depresifim. Değişken bir ruh halim var. Tıpkı hava durumu gibi. Bazen sosyalim bazen evden çıkmam. Bunun bir nedeni de çok duygusal ve duyarlı olmam olabilir. Örneğin bir haberde bir şey izleyip günlerce ağlarım.
Gerçekten haberler insanı ağlatır mı?
- Evet. Ben bu yüzden televizyon izlemiyorum. İnternet üzerinden fotoğrafları olmayan haberleri okuyorum. Bunun sebebi melek olmam değil empati kurmam.
Karakol’u tanıtımlarından Behzat Ç.’ye benzettiler. Sizce ne kadar benzerlik var?
- İlk bakışta öyle gelebilir ama çok daha farklı bir iş yapıyoruz.
Nasıl bir karakter canlandırıyorsunuz?
- Songül bir hayat kadını. Ama sokakta çalışmıyor, daha özel bir müşteri kitlesi var. Karakteri klişeye düşürmemeye çalıştık. Aynı zamanda başroldeki Reşat’a aşık. Çok söz dinlemeyen asi bir kadın. Pretty Woman gibi bu işi seven ve umursamaz bir kadın.
Role hazırlanmak için hayat kadınlarıyla vakit geçirdiniz mi?
- Çok araştırılacak bir rol değildi. Zaten Tarlabaşı’nda görüyoruz.
Diğer rollerinizden en büyük farkı ne?
- Hiç güzelliği ve seksiliğini ön plana çıkaran bir karakteri canlandırmamıştım. Hatta hep güzelliğimi kapatmaya çalışırlardı. Bu sefer seksilik üzerinden ilerleyen bir rol oldu.
Siz kendinizi seksi bulur musunuz?
- Bence bu saçtığın ışıkla alakalı. İçindeki pırıltı seni güzel yapıyor. Bu konulara da çok takıntılı değilim.
Sizi Jessica Alba’ya benzetiyorlar...
- Lisede Julia Roberts’a benzetirlerdi. Şimdi Jessica Alba’ya benzetiyorlar. Bence de bazı fotoğraf karalerinde gerçekten benziyoruz.

TEOMAN’DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUM

10-15 kişilik bir arkadaş drubumuz var. Teoman da o grupta. Yakın arkadaşımla ilişkisi oldu. Bizim aramızda bir şey olmadı ve olamaz. Ama onu arkadaş olarak seviyorum. Entelektüel bir adam ondan çok şey öğreniyorum.

GENLERİMDE TASARIM VAR

Babam Mimar ve İnşaat Mühendisi. Benim de genetik olarak tasarıma yeteneğim ve merakım var. Bir tasarım şirketimiz vardı. Ortağımla ayrıldık. Obje ve mobilya tasarlıyorum. Örneğin evimdeki bütün eşyaları ikinci el aldım hepsini kendi tasarımlarımla yeniledim.

Benim tepkim striptiz olmaz
MÜGE BOZ

Nasıl bir aileniz vardı?
- Ailem İzmir’li. Babam ticaretle uğraşıyor. Annem felsefe öğretmeniydi. Çok aktif bir kadın, korolara gider, spor yapar... Ben üniversitede sinema televizyon okumaya karar verdim. En iyi olduğunu düşündüğüm için Eskişehir’e gittim. Bir yandan da Halkla İlişkiler okudum. Fakülteye birincilikle girdim. Sonrasında okulun anlaşmalı olduğu bir programın sınavına girdim ve birinci oldum. Norveç’i seçip oraya gittim.
Neden İtalya, İspanya değil de Norveç?
- Entresan ve alışık olmadığımız bir yer. İskandinav kültürünü merak ettim. Bir sene kaldım. Reklam ve dijital fotoğrafçılık eğitimi aldım.
Bütün bunlar sonunda oyunculuk nasıl geldi?
- Büyük bir keşfedilme hikayem yok. Medya alanında bir sürü şey okuduğum için halkla ilişkiler, kamera arkası, reji yaptım. Reklam sektöründe çalışıp fotoğraf asistanlığı işine girdim. Bir GSM şirketinin reklamında oynadım. Orada şimdiki basın danışmanım Önem Günay beni keşfetti ve aradı. Ve ardından Şüphe dizisi geldi.
Ve Oradaki striptiz sahnesiyle ipler koptu...
- Aslında öyle bir sahne yoktu. O sahneye sonradan karar verdiler. Ben de iyi olması için koreograftan eğitim aldım. Dakika bir gol bir... Meltem karakterinin tepkisini yansıttım.
Siz de bir şeylere kızarsanız öyle striptizle mi tepki verirsiniz?
- Hayır hiç öyle bir tepki vermedim. Benimki farklı olur. Örneğin uzaklaşır, birkaç gün kaybolurum. Telefonumu kaparım 10 gün yok olurum. Ailem de bu tavırlarıma alışkın. Annem de benim gibidir.
Biraz arızalı mısınız?
- Eğer bunları öyle nitelendiriyorsan öyleyim. Bu herkese göre değişir.
Ekranda hep seksi bir kız var... Özelinizde nasılsınız?
- Ben birtakım kodlanmışlıklara uymaya çalışmıyorum. Nasıl hissersem öyleyim. Makyaj yapmayı sevmiyorum. Takı takmam kulaklarım bile delik değil.

POLİS MESLEĞİNİ ARAŞTIRDIM

Karakolda Ada isimli annesini küçük yaşta kaybetmiş üç abisi olan bir kızı canlandırıyorum. Biraz daha erkeksi hayata onların gözünden bakan biri. Motorsiklet kullanmaya meraklı ve hırslı. Rolü çok sevdim. Polislikle ilgili birçok çizgi roman okudum, polis filmleri izledim. Onlarla ilgili çalışmaları araştırıp okudum.