Martıları bilmeden olur ama Semra Hanım’ı bilmeden yaşayamazsın

Güncelleme Tarihi:

Martıları bilmeden olur ama Semra Hanım’ı bilmeden yaşayamazsın
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2004 00:00

Türkiye’nin kitle iletiÅŸimi üzerine doktora yapan ilk bilim adamı Prof. Dr. Haluk Åžahin, üniversitede ders vermek isterken kendini TRT’de dönemin Genel Müdürü Ä°smail Cem’in program danışmanı olarak buldu.O günden bugüne haber dergisi yönetti, köşe yazdı, haber merkezlerinde çalıştı. Åžimdi Bilgi Ãœniversitesi’nde ders veriyor. ‘İletiÅŸimde Karavanadan Kafeteryaya’ adlı son kitabında gözlemlerini aktarıyor.Eskiden iletiÅŸimin yavaÅŸlığından ÅŸikayet edilirdi. Åžimdi iletiÅŸimin hızına yetiÅŸebiliyor musunuz?- Geride mi kaldık acaba, emin deÄŸilim. Analiz edebildik mi, sanmıyorum. Anı anlamak zordur.GeçmiÅŸe bakarsak o zaman, kırılma noktası neresiydi?- Ä°letiÅŸimde, ilk dönüşümü büyük çapta Turgut Özal’a borçluyuz. Türkiye’de iletiÅŸim araçlarının üretim araçları olduÄŸunu ilk o gördü. Yani telefonun gevezelik aracı yerine ülkedeki mesaj dolaşımını hızlandırarak, mal ve sermaye dönüşümüne ivme katacağını fark etti. Bazı iletiÅŸimbilimciler, SSCB’nin bunu göremediÄŸi için çöktüğünü söyler.Gelelim, bugün kafeteryada ne gördüğümüze...- ÇeÅŸitlilik açısından geçmiÅŸle karşılaÅŸtırılamayacak zenginlik var. Çoklukla çoÄŸulculuÄŸu birbirine karıştırmamak lazım. 28 televizyonun aynı yayında olması program çeÅŸitliliÄŸinin çarpı 28 olduÄŸu anlamına gelmiyor. Görsel kültür ÅŸarlatanlığına lanet ediyordunuz, ya ÅŸimdi?- Türkiye görsel kültürün yaydığı ÅŸarlatanlığa maÄŸlup oldu. Ne oldu Türkiye maÄŸlup olunca?- Ä°nsanlar boÅŸ vakitlerinin büyük kısmını televizyon başında geçirir hale geldiler. Beyinlerindeki imajlar, leÄŸendeki su gibi çalkalanmaya baÅŸladı. 1995’e kadar durum o kadar vahim deÄŸildi: Tartışma kültürü açısından Siyaset Meydanı’nı, soruÅŸturmacı gazeteciler açısından Arena’yı, Türkiye dışına yönelim açısından 32. Gün’ü görmezden gelemeyiz. Ama birden reyting tek ölçüt oldu, eÄŸlence patladı. Önce haberler bozuldu. Bozulmanın ÅŸahikası Reha Muhtar haberciliÄŸi Türkiye’ye damgasını vurdu.Peki 21. yüzyılda nereye gidiyoruz?- Büyük eÄŸlence imparatorlukları ortaya çıkıyor. 20. yüzyılın tüketicisi 21. yüzyılda ‘eÄŸlendirilen tüketici’ye dönüştü. Sabahın kör karanlığından gece yarısına kadar radyoların, televizyonların, okudukları gazetelerin, hatta üniversitede girdikleri derslerin kendilerini hep eÄŸlendirmesini bekliyor. EÄŸlence imparatorlukları hayatın gerçek hakimine dönüşüyor. Artık, ilkokuldan baÅŸlayarak eÄŸitim programlarına eleÅŸtirel medya bilinci dersi konulmalı.Sizce iletiÅŸim mezunları medyaya eleÅŸtirel gözle bakabiliyor mu?- Ãœniversitede bu bilinci vermeye çalışıyoruz. Ayrıca, ders programlarına felsefe ve tartışma dersleri koyulmalı. Bize çocukluÄŸumuzda kentimizi, mevsimleri öğretiyorlardı. Bugün sanal bilgilerle yükleniyoruz. Martıları bilmeden yaÅŸamak mümkün. Ama Semra Hanım’ı bilmeden ve duymadan mümkün deÄŸil.Semra Hanım’ın reytinginin, AB Zirvesi sonrası BaÅŸbakan’ın yaptığı basın toplantısının reytingini neredeyse ikiye katlamasını nasıl analiz edersiniz?- Hiç ÅŸaşırmadım. Dünyada günlük siyasetle ilgilenenlerin oranı yüzde 20’yi geçmiyor. ErdoÄŸan’ın basın toplantısını yarım saat sonra seyretseniz deÄŸerini yitirmez. Oysa Semra Hanım’ın sözü, jesti orijinal olarak sadece o anda yaÅŸanıyor, sonra aynı hazzı vermeyecek. Ä°tiraf edeyim çevremdeki çoÄŸu kiÅŸi de Semra Hanım’ı izlemeyi tercih etti. Bana ‘BaÅŸbakan ne dedi’ diye sordular. Ama ben de onlara sessizce ‘Semra Hanım ne oldu’ diye sordum.Siz izlediniz mi?(Kahkahalar)Ä°zlemediniz mi?- Onu ille Türkiye’nin aleyhine bir veri olarak deÄŸerlendirmemek lazım.Ä°zlediniz mi izlemediniz mi?- Hayır izlemedim.Semra Hanım’ı televizyonda hiç izlemediniz mi?- Çok az izledim. Bir kere 15 dakika falan izledim. AÅŸağı yukarı nasıl bir kadın olduÄŸunu gördüm. Perihan MaÄŸden’den takip ettim. Ben haber izlerim, maç izlerim, çok çok ender de film izlerim.Sevgilinin elinin mesajın neresinde titrediÄŸini göremiyorsun ve üzerine lavanta dökülmeden geliyor. Ä°letiÅŸimde bir kalite düşmesi, tek boyutluluk var. Karşılığında hız geldi. Gençler, kaybolan romantizmi gülen insan suratı, bir minik kalp gibi sembollerle kısmen gidermenin yolunu arıyor. GeliÅŸen iletiÅŸim araçları hem özgürleÅŸtiriyor hem de kontrol aracına dönüşebiliyor. Daha özgür, daha demokratik toplumların yaratılmasına hizmet edebilecekleri gibi ‘büyük birader’in egemen olduÄŸu faÅŸist toplumların ortaya çıkması için de vazgeçilmez aletler haline gelebilirler. Hitler’le Mussolini’nin rüyalarına bile giremeyecek diktatörlük rejimleri kurulabilir. Belki insanlık tarihinin en büyük özgürlük savaşı 21. yüzyılda yaÅŸanacak. Maçın ortasındayız.Özellikle kadın programlarında öyle ÅŸeyler itiraf ediliyor ki bir taraftan kendi toplumumuzu çok az tanıdığımızı fark ediyoruz. Öbür taraftan da ‘Böyle ÅŸeyler konuÅŸulur mu, bunlar mahremiyet’ diyoruz. Demek ki mahremiyet alanımız fevkalade geniÅŸlemiÅŸ, namahrem alanımız fevkalade daralmış. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!