Deniz İNCEOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2007 00:00
Son yıllarda heykeltıraşların yeni uzmanlık alanı efemera (kısa ömürlü) çalışmalar. Kuzey ülkelerde buzla, İngiltere ve Amerika’nın güneyinde bitkilerle, Akdeniz ülkeleri ve Avusturalya’da da kumla yapılan bu çalışmalar farklı bir görüntü ortaya çıkarıyor. Türkiye’de zaman zaman açılan kumdan heykel sergilerine bu hafta bir yenisi daha ekleniyor.
Organizatör Yufus Bahadır ve Cem Soydemir tarafından hazırlanan Uluslararası Kumdan Heykeller Festivali, Hollandalı heykeltıraş Marjon Katerberg’in danışmanlığında farklı ülkelerden toplam 20 heykeltıraşla hazırlandı. Bizans dönemi, Fatih’in İstanbul’u fethi ya da altı metrelik cin heykeli gibi yaklaşık 100 figür, 2 Temmuz’dan itibaren İstanbul Kozyatağı Carrefour’da sergilenecek.
Kısa ömürlü sanatlar arasında yer alan kum heykeller, Eski Mısırlılar’a kadar dayanan bir geçmişe sahip. O dönemde piramitlerin inşasından önce kumdan modellerin yapıldığı biliniyor. Bu durum kum ve su kullanılarak yapılan ve sanatçıların fantezileriyle birleşen özgün bir sanat olarak günümüzde de devam ediyor. 2 Temmuz’dan itibaren İstanbul Kozyatağı Carrefour’un bahçesinde kumdan heykellerin 100 örneği görülebilecek. Uluslararası Kumdan Heykeller Festivali projesi için Hollandalı heykeltıraş Marjon Katerberg’in İngiltere, Hindistan, Kanada ve Portekiz gibi birçok ülkeden seçtiği 20 heykeltıraş, haziran başında İstanbul’da toplandı. Ana kompozisyon İstanbul olduğundan tüm sanatçılara şehir gezdirildi. Sonucunda İngiliz ve Kanadalılar Kapalıçarşı’yı, Ukraynalılar Galata Kulesi ve Hazerfan’ı,
İspanyollar da Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul’un Fethi’ni kendilerine malzeme olarak seçtiler.
DEV CİNLE KARŞILAMA
Daha çok bir sergi niteliğindeki Uluslararası Kumdan Heykeller Festivali, heykellerin görünümüne göre üç farklı bölümden oluşuyor. Girişte mistik bir hoşgeldiniz için altı metre yüksekliğindeki Cin, ziyaretçileri karşılıyor. Devamında Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethi leventlerle birlikte canlandırılıyor. Karşısında Bizans döneminini anlatan figürler var. Üçüncü bölümde ise Hazerfan ve Galata Kulesi yer alıyor. Burada özellikle saray ahalisinin Hazerfan’ı havada görüp nasıl şaşırdıkları anlatılıyor. Bunun dışında Kız Kulesi, Megaralı Göçmenlerin Yolculuğu, halıcıları, kuyumcuları ve antikacılarıyla Kapalıçarşı hazırlanan 100’e yakın figür arasında.
6500 TON KUM TAŞINDI
Kumdan heykellerin hazırlanabilmesi için öncelikle uygun mineralleri içeren kum gerekiyor. Bunun için etraflıca araştırılan İstanbul çevresinde en uygun mekan Şile olarak görüldü. Beş bin metrekarelik alanda hazırlanacak heykeller için 6500 ton kum getirildi. Elekten geçirmek ya da yıkamak gibi hiçbir işlem uygulanmayan kum, su kullanılan özel bir sıkıştırma yöntemiyle bloklar haline getiriliyor. Daha sonra da kompozisyona göre heykeltraşlar tarafından yontuluyor. Tüm işlem bitince de tutkal suyla karıştırılarak heykelin üzerine serpiliyor. Bu son aşama eseri yağacak ilk yağmurdan korumak için. Ömrü doğa şartlarına göre değişen bu heykeller hiçbir darbe almadıkları sürece bir buçuk sene dayanıyor.
HEYKELTIRAŞ OLUN
Türkiye’de kısa ömürlü sanatlar her ne kadar çok yaygın olmasa da yurtdışında bunun üzerine ayrı ve kapsamlı bir sektör var. Tabii bunun içinde kumdan heykellerin özel olarak ışıklandırılması da yer alıyor. İstanbul’daki sergi için yurtdışından bu işin uzmanlarından Nono isimli teknisyen geldi. Yaklaşık 50 bin dolara mal olan ışıklandırma için renkli LED’ler ve 6.5 kilometrelik ana kablo kullanıldı.
Serginin 2 Temmuz’daki açılışından sonra bazı sanatçılar çalışmalarına 10 Temmuz’a kadar devam edecek. Böylece ilk hafta gelen ziyaretçiler yapım aşamasına da tanık olabilecek. Daha sonra gidenler için de workshoplar, yarışmalar ve çeşitli gösteriler düzenlenecek. Eylül ayının ortalarına kadar sürecek festivalin son günü, herkese küçük kürekler dağıtılacak ve tüm heykeller yıkılacak.