MANYAK BÄ°R SÜRÜCÜNÜN Ä°TÄ°RAFLARI Ben bir trafik canavarıyım. Siz caddede sakin sakin yol alırken sağınızdan hızla geçip önünüze giren ve fren yapan ÅŸoför

Güncelleme Tarihi:

MANYAK BİR SÜRÜCÜNÜN İTİRAFLARI Ben bir trafik canavarıyım. Siz caddede sakin sakin yol alırken sağınızdan hızla geçip önünüze giren ve fren yapan şoför
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 14, 2000 00:00

MANYAK BÄ°R SÃœRÃœCÃœNÃœN Ä°TÄ°RAFLARI Ben bir trafik canavarıyım. Siz caddede sakin sakin yol alırken sağınızdan hızla geçip önünüze giren ve fren yapan ÅŸoför benim. Sokaklarda daha hızlı gitmeniz için arkanızdan sürekli far yakan, eÄŸer yol vermekte geciktiyseniz, sollarken mümkün olan en yakın noktaya kadar otomobilinize yaklaşıp, size pis pis bakan, ve sonra vites küçülterek gaza basan benim. Ben, sizi heyecanlandıran, istemeseniz de küfür etmenize neden olan, hatta bir "kapışma" için sizi kışkırtan sürücüyüm. Ben sizin trafikteki kabusunuzum. Ben bir trafik ejderhasıyım!18 yaşıma girdikten çok kısa bir süre sonra ehliyetimi aldığımda, otomobil kullanmayı zaten biliyordum. Ä°lk yıllarda acemilikten olsa gerek, biraz daha çekinceli ve yavaÅŸ bir sürücüydüm. Trafikte tecrübem arttıkça da, karayollarının amacının bizi bir yerlere ulaÅŸtırmak olmadığını fark ettim. Karayolları bir "cangıl"dı aslında, ve amaç bir yerlere ulaÅŸmak deÄŸil; hayatta kalmaktı.Bu gözlemi önce reddetmek istedim. Ne de olsa, ben sürekli okuyan, sanatın çeÅŸitli dallarında hem amatör hem profesyonel faaliyetlerde bulunan çaÄŸdaÅŸ bir üniversite öğrencisiydim. Medeni bir insan olarak trafikte yavaÅŸ olmam beklenirdi. Ancak trafikte yavaÅŸ gitmenin hayatımı daha çok tehlikeye soktuÄŸunu görüp, gerçeÄŸi kabullenmek zorunda kaldım. Madem bu bir hayatta kalma savaşı; o zaman ben, hayatı tehlikede olan deÄŸil, baÅŸkasının hayatını tehlikeye atan olacaktım.Bu sert sözlerime bakmayın. Aslında benim agresif sürüşüm yüzünden benimki dışında hayatı tehlikeye girmiÅŸ bir sürücü bulunduÄŸunu sanmıyorum. Genel kanının aksine, bir trafik canavarı için beceri, diÄŸer sürücüleri rahatsız etmek deÄŸil; onları normal gidiÅŸlerinden alakoymadan "aralarından" dolaÅŸarak, "en hızlı" rekoru için çaba sarfetmektir.Ancak bu sanıldığı kadar kolay bir ÅŸey deÄŸil. EÄŸer risk alma seviyeniz diÄŸer sürücülerden yüksekse, çoÄŸu zaman hak etmediÄŸiniz tacizlere maruz kalırsınız. Makas atarken önüne kırdığınız bir sol-ÅŸerit-kaplumbaÄŸası, fren yapmasına sebep olmadan hızla yolunuza devam etseniz bile, arkanızdan çılgınca far yakmaya baÅŸlar. Amacı sizi uyarmak deÄŸildir, "aman dikkat çok hızlı gidiyorsun, başına bir ÅŸey gelecek!". Burada amaç, küfretmektir. Çünkü siz ondan hızlısınızdır.Çok önemli bir noktadan söz etmenin tam zamanı. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, yazımın başından beri, yavaÅŸ ve hızlı gitmekten bahsediyorum. Özellikle deÄŸinmediÄŸim nokta: Dikkat. Hep yavaÅŸ sürücülerin daha dikkatli olduÄŸu zannedilir. Oysa yavaÅŸ otomobil kullanmak, reflekslerinizi zayıflatır, uykunuzu getirir, ve dikkatinizin kolayca dağılmasına sebep olabilir. Hele uzun yolda otomobil kullanırken yavaÅŸ bir tempoda gitmeyi tercih ederseniz, uykunuzun gelme ihtimali tehlikeli derecede artar.Öte yandan, süratli bir sürücünün kalp atışları daha hızlıdır, çünkü sürat adrenalin salgılanmasına sebep olur, ve bu da dikkatin çoÄŸalmasına ve tüm bedenin her türlü reflekse hazır hale gelmesine neden olur. Siz yavaÅŸ yavaÅŸ yol alırken, sağınızdan ya da solunuzdan ok gibi geçen bir aracın sürücüsü -usta trafik canavarlarına özenen bir amatör olmadığı müddetçe- sizden çok daha uyanık ve dikkatlidir.Tabi belirtmemiz gereken baÅŸka bir konu da alkollü otomobil kullanmak hakkında. Yine çoÄŸunuzun zannettiÄŸi gibi, bir trafik canavarı olarak ben, alkollü otomobil kullanmam ve kullanılmasına da ÅŸiddetle karşı çıkarım. Burada dikkati çekmemiz gereken bir konu çıkıyor karşımıza yeniden: İçip içip etrafta terör estiren yeniyetmeler ya da sorumsuzlarla profesyonel trafik canavarları arasında çok net bir ayrım var. Bir trafik canavarı -çok önemli bir kapışma söz konusu olmadığı taktirde- asla baÅŸka sürücülerin hayatını sorumsuzca tehlikeye atmaz.Çok önemli bir kapışma söz konusu olmadığı müddetçe!.. Açık sözlü olmalıyım, bizlerin de bazı kusurlu tarafları, zayıf noktaları var. EÄŸer otomobilinizi diÄŸer sürücülerden daha iyi kullanıyor, ve bundan keyif alıyorsanız, sizin gibi baÅŸka birinin gelip sizin keyfinizi bozması pek hoÅŸ olmuyor, ve yarış ya da kapışma baÅŸlamış oluyor.Hepiniz trafikte arka arkaya giden süratli otomobilleri görmüşsünüzdür, bu konuda fazla bir ÅŸey söylemeye gerek yok. Kolayca tahmin edilebileceÄŸi gibi, iki trafik canavarı yarışmaya kalkarlarsa, hele bir de sürücülük deneyimleri birbirlerine yakınsa, ortada gerçekten büyük bir tehlike var demektir. Birinin mutlaka yenilgiyi kabul etmesi gerekir. Yenilen sürücü kendini şöyle kandırır: "Yarışan olmazsa, kazanan da olmaz".Bir de altlarında 150 HP'a sahip motoru olan otomobillerle kaÄŸnı gibi giderken, küçücük bir alt sınıf otomobilin kendilerini geçmesini gururlarına yediremeyip, bilinçsizce tehlikeye atılanlar var. Ãœzülerek söylüyorum, bu kiÅŸiler daha çok andropoz dönemindeki sürücüler. Kaybedecek ÅŸeyi az olan insanlarla yarışmaya kalkmanın baÅŸka mantıklı açıklaması olamaz.Peki bir trafik canavarı olarak ben çok mu güvende hissediyorum kendimi? Aslında hayır. Başıma o kadar ilginç olaylar geldi ki, hayatta kalma serüvenimin aslında çok baÅŸarılı olmadığını, gerçekten uzun yaÅŸamak istiyorsam bunun sürücülük tekniÄŸimle hiç alakası olmadığını anladım. Uzun yaÅŸamak istiyorsanız, trafiÄŸe çıkmayın; yaya olarak bile! Evde oturanlar, yolda gidenlerden daha çok yaÅŸar.Son olarak başıma gelen hazin bir olayı aktarmak isterim. Geçen sonbahar çok tatlı bir kızla tanışmıştım. Ä°lk görüşmemizden sonra birkaç kez telefonla konuÅŸtuk. Uzun zamandır hiçbir kızla konuÅŸmak beni bu kadar heyecanlandırmamıştı. Sonunda buluÅŸmaya karar verdik. GüneÅŸli bir Pazar günü beraber sinemaya gittik. Ancak kaderin bir oyunu sinema çıkışında bizi ÅŸakır ÅŸakır yaÄŸan bir yaÄŸmurla karşılaÅŸtırdı. Benim zayıf noktam yaÄŸmurdur. YaÄŸmurda süratli otomobil kullanmayı deli gibi severim. Kızcağızı kaldığı öğrenci yurduna bırakırken de -bir yandan onunla sohbet etmeye devam etmeye çalışıp, ki böylece sakinleÅŸirim zannediyordum- oldukça hızlı ve "atraksiyon"lu bir ÅŸekilde sürüp, canım arkadaşımın koltuÄŸuna mıhlanıp kalmasına sebep oldum.Bir iki defa daha telefonla konuÅŸtuk. Sonra bir daha görüşmedik.Birkaç kez de ölümün soÄŸuk nefesi denilen ÅŸeyi gerçekten ensemde hissettim. Fakat her ÅŸeyin bir bedeli var… Ben bir manyağım. Bunun tüm avantajlarını sömürüyorsam, olumsuzluklarına da katlanmalıyım.Belki bir gün ben de uslu uslu otomobil sürmeyi öğreneceÄŸim. O zaman gelecek olursa, bildiÄŸim tek ÅŸey, sakin bir sürücü olarak, benden hızlı gidenleri eleÅŸtirmeden önce iki kez düşüneceÄŸim. Yine de beni gerçekten kızdırırsa, o zaman aÄŸzının payını alır!Yalçın PEMBECÄ°OÄžLU - 14 Nisan 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!