Maldivler’e niyet Çeşme’ye kısmet

Güncelleme Tarihi:

Maldivler’e niyet Çeşme’ye kısmet
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2011 03:00

Bengü, yazı yeni albümü “Dört Dörtlük” ile karşıladı. Albümün ilk klibi “Aşkım” şarkısına geldi. Klibini Maldivler’de çekmek isteyen ve tüm hazırlıkları tamamlayan Bengü’nün planlarına Muson yağmurları engel oldu: “Maldivler olmayınca Çeşme’yi tercih ettik. Zaten bizim ülkemiz Maldivler’den daha güzel!”

Haberin Devamı

BENGÜ KLİBİNDE BU POZLARI VERDİ - FOTO GALERİ 

* “Dört Dörtlük” piyasaya çıktı ve kısa zamanda çok beğenildi, nasıl hissediyorsunuz bugünlerde kendinizi? 

- Telaşlı, heyecanlı ve sevinçliyim. Birçok duygu bir arada. Çok mutluyum, çünkü kısa sürede büyük bir başarı elde ettik.

* Yeni albüm için yenilediğiniz imaj da beğenildi. Saç rengini açtırmak biraz cesaret ister, siz nasıl karar verdiniz buna?

- Saçlarım üç senedir siyah ve kısaydı. Artık sıkılmıştım. Etrafımdaki kişiler de “Bu renk yüzünü sert gösteriyor, biraz yumuşatsan mı acaba?” demeye başlayınca, yıllardır birlikte çalıştığım Yıldırım Özdemir’le saçlarımın rengini yavaş yavaş açtık. Bunu ben de yakıştırdım kendime, bir de yaza uygun oldu. Hatta dün biraz daha açtırdım rengini. Hastalık gibi bir şey galiba bu sarışınlık!

* Albüme ismini veren, Şehrazat’ın “Dört Dörtlük” şarkısı olmuş. Son dönemde “On Numara”, “Dört Dörtlük” gibi tamlamalar albümlere isim olmaya başladı... 

- Albümdeki diğer şarkıların isimlerine bakınca, en uygununun bu olduğunu düşündüm. Zaten albümün dört dörtlük olduğunu düşünüyoruz. Öyle olmasaydı, üstüne bu kadar konuşmazdım. “Şahaneyiz biz” gibi büyük konuşmak için değil, gerçekten büyük emek sarf ettiğimiz için bu ismi verdik albüme.

SİNAN AKÇIL BANA HAYALİMDEKİLERİ SUNDU

* Bu albüm için çalışmaya, geçen yıl çıkardığınız single’dan hemen sonra mı başladınız?

- Evet, single geçen sene temmuz ayında çıkmıştı. O benim ilk single’ımdı. Hatta onu albümden saymayıp, “Dört Dörtlük”e “6’ncı albümüm” diyorum, aslında 7’nci albümüm. Single çalışması devam ederken, albümün repertuvarını düşünüyorduk. Sonrasında Şehrazat’a gittik. İlk önce “Dört Dörtlük” ve “Kadar” şarkılarını dinletti, tabii biz mest olduk. Sonrasında Sinan Akçıl’a gittik. Biz Sinan’la birbirimize ‘çocukluk arkadaşım’ diyoruz. Ona nasıl şarkılar istediğimi anlattım ve beş şarkı aldım.

* Tam hayalinizdekileri mi sundu size?

- Sinan’ın şöyle bir güzelliği var; kişiye göre şarkılar yapıyor. Ebru Gündeş için Ebru Gündeş şarkısı yapıyor mesela. Benim için de öyle yaptı. Hatta buluştuğumuzun ertesi günü “Cesaret’i yaptım” diye aradı. Hayalimdeki şarkıları yaptı diyebilirim.

MUSON YAĞMURLARINA DENK GELİNCE GİDEMEDİK

* Hakikaten “Aşkım”ı dinleyince de tam sizlik bir şarkı olduğu görülüyor...

- “Aşkım”, çok pozitif bir şarkı, eğlenceli. Benim de içimi açıyor. Çok doğru bir çıkış parçası oldu. Onun klibini de Murat Ertaş çekti, benim memleketim Ege kıyılarında, Çeşme’de. Aslında aklımızda Maldivler’e gitmek vardı, uçak biletlerimizi bile ayırtmıştık ama Muson yağmurlarına denk geldik. Biz de Çeşme’yi tercih ettik. Zaten bizim ülkemiz Maldivler’den daha güzel.

* İkinci klip hangi şarkıya gelecek?

- “Saat Üç” olacak gibi. Hafta sonu çok gezmedim ama arkadaşlarımdan “Aşkım” ve “Saat Üç”ün birçok gece kulübünde, radyolarda çaldığını duydum. “Son Nokta”ya da çekebiliriz. Yaz bitmeden ikinci klibi çekmek istiyoruz.

BENİM EN MUTLU OLDUĞUM YER SAHNE

* İzmirli bir besteciden de şarkı almışsınız bu albümde...

- Evet, “Çetele” şarkısını Oytun Karacanak’tan aldım. Yüz yüze görüşemedim kendisiyle ama İzmir’e gittiğimde mutlaka bir araya geleceğiz. Bir gün Volga (Sorgu) ile stüdyodaydık, o dönem Murat Dalkılıç’la bir projeleri vardı. Murat da oradaydı, “İzmirli genç bir arkadaşımız var” dedi. Sonra da bir şarkı yolladı bana, “Tam senlik olduğunu düşünüyorum” diye. Murat sayesinde oldu yani. Bu şarkının albümde iki versiyonu var, çok beğeniliyor.

* “Yazı kıpır kıpır geçireceğim, hep sahnede olacağım” demişsiniz. Nerelere gideceksiniz?

- Evet, az önce de iki konser haberim geldi. 18 Haziran’dan temmuzun sonuna kadar sahneden inmeyeceğim. Antalya, Bodrum gibi yazlık yerlerde sahneye çıkacağım. Bir de mesela Uşak’a hiç gitmemiştim, oraya da gideceğim. Türkiye’nin birçok yerini gezeceğim. Benim en mutlu olduğum yer sahne zaten, sahnede olmak büyük bir keyif.

BENDEN SİNAN’A TAM DESTEK

* “Sinan Akçıl’la birbirimize çocukluk arkadaşı diyoruz” dediniz, neden?

- Benim ilk albümüm çıktığında 20 yaşındaydım. O dönem aynı ortamdayken tanıştık, sahnede de birlikte çalıştık. Çok genç yaşta tanıştık, o yüzden.

* Sinan Akçıl’ın albümünü nasıl buldunuz?

- Sinan, çok yetenekli ve özel bir müzisyen. Dolayısıyla kendi şarkılarını söylemesi kadar da güzel bir şey yok. Ben, işin arka planında olan müzisyenlerin ön plana gelmesinin hepimiz için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü seçenek çoğalıyor, piyasa hareketleniyor. Ki “Atma” çok büyük bir başarı sağladı, severek ve beğenerek dinliyorum şarkılarını. Tam destek!

SLOW ŞARKILARIMIN BENDEKİ YERİ AYRI

* “Evlat ayırmak” gibi olacak ama yine de sormak istiyorum; albümde sizin için yeri özel olan bir şarkı var mı?

- Hakikaten evlat ayırmak gibi... Slow şarkılarımın tabii ki yeri ayrı ama Şehrazat’ın “Kadar”ı, “Ne mutlu ki böyle bir şarkı söyledim” diyebileceğim kadar büyük bir şarkı. “Kadar” albüme giren ilk şarkı olduğu için belki de, onun gönlümdeki yeri ayrı. Tabii Şehrazat’ın da.

* “Veda”nın sözlerini Deniz Erten’le birlikte yazmışsınız...

- Benim her albümde böyle bir şarkım oluyor, keşke daha fazla yapabilsem. “Veda”nın söz ve müziğini ilk etapta ben yazdım ama kendimi hiçbir zaman söz yazarı gibi görmedim. Ben bir yorumcuyum. Sonra şarkıyı Deniz Erten’e dinlettim. O da bazı eksiklikler buldu ve sözleri birlikte yeniden toparladık. İkimizin adı yazıyor ama çoğunu o yazdı, müziğini ben yaptım. O şarkı da özel. “Veda”yı okurken belki de kendi duygularım olduğu için daha farklı hissettim.

Haberin Devamı

KİMSE KUSURSUZ OLAMAZ AMA BENİM ÇOK AZ HATAM VAR   

* 15 yaşındayken kendinize bir mektup yazmışsınız. O mektuptakileri tam olarak gerçekleştirebildiğinize inanıyor musunuz?

- Birçok şeyi başardığımı düşünüyorum. “Hak ettiğiniz yerde misiniz?” dediklerinde, “Evet, hak ettiğim yerdeyim” diyorum. Bugüne kadar çok çalışıp emek verdim, vermeye de devam edeceğim. Dolayısıyla her gün bir, iki, üç basamak daha tırmanmaya devam edeceğim. O mektupta da doğruları görmüşüm. Kimse kusuruz olamaz ama baktığımda çok az hatam olduğunu görüyorum. Hep işimle ilgilendim, tam da mektubuma dediğim gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!