Makyajda son trend: Seksi kedicik

Siyah deri giysileri içinde genç kadın, hayaline doğru uzun yola çıkar. Motosikleti ile. Geride kocasını bırakmıştır. Eski sevgilisine giderken geri dönüşlerle yaşanan bu yolculuğu izleriz. Başrolde Marianne Faithfull ve motosikleti. Eski sevgili ise Alain Delon. Çekim yılı 1968, İngiliz-Fransız ortak yapımı: Motosikletli kız...

Jean Shrimpton, Julie Christie, Marianne Faithfull... Bir dönem. Üç kadın. Neydi özellikleri? Shrimpton, döneminin top modeli. Christie aktris, Faithfull ise şarkıcı ve aktris. Üçü de sarışın, düz uzun saçlı ve gözlerine kadar inen perçemleri var. Ve bakışlarda aynı ifade: Vahşilik.

Yaşları 40 civarında olanlar hatırlar. 60'lı ve 70'li yılların kült filmlerini: Motosikletli kız, Blow up, Şampuan... İngilizlerin ‘‘sex kitten’’, yani seks kediciği diye adlandırdıkları tipin üç örneği onlar. Ve makyajda stil ve renkler yarıştığında birinciliği işte bu sex kitten görünümü kazandı.

BELİRGİN GÖZLER

Uzun düz saçlar, yüze, gözlere düşen uzun perçemler, eyeliner ile çizgileri vurgulanmış; renkle çevrelenmiş belirgin gözler. Dudaklar genellikle pembe tonlarında. Genç kız denecek kadar genç bu seksi kadınlar, o dönemlerin ruhunu taşıyor. Asi, başına buyruk, özgür, denemeye ve yanılmaya açık, müzik ve modada trend izleyen, vahşi ve‘‘yaramaz’’ kızlar...

Ama yüzyılın sex kitten'ı kim diye sorarsanız ve tek isim gerekiyorsa, tabii ki Brigitte Bardot derim. Bu tamlamanın ne menem bir şeyi çağrıştırdığını bilmeyenler için kesin isim: Brigitte Bardot.

Modada bir şey kesinse, o da geri dönüşlerin yaşandığı. Dönem kostümü ve makyajı hep geri geliyor belli aralıklarla. Tabii güncelleştirilmiş bir şekilde. (İnşallah o 70'lerin kaşsızlık modası geri gelmez! Bana kalırsa estetikte ciddi bir hata idi.)

Modacılar bu yılın başında eyeliner'ın krallığını ilan etmişlerdi ya, işte bu tarzın makyajında başrol eyeliner'a ait. Tasarımcıların modernize 60 makyajı dedikleri makyajı yaparken eyeliner konusunda ‘‘modern’’ olmak şart. Nasıl mı?

ÇİZGİ YETMEZ

Eyeliner ile oyun oynamak sözkonusu. Öyle klasik çizgide kalmak yok. kalın, uzun, kuyruklu, hatta kirpik çizgileri çizebilirsiniz. Ve göz kapaklarında, altta ve üstte renkli far. Daha çok mavi. Parıltılı mavi. Ama istediğiniz renkle oyun oynayabilirsiniz.

Bazen düşünüyorum: Yalnızca çizgi, 60'ların makyajı için yeterli mi? 60'lar diye gönderme yapılan bütün örneklerde makyajla yaratılamayacak bir şey var: İfade. Dönem ne olursa olsun, 60'ların ifadesi hep var kimi gözlerde.

Yine Brigitte Bardot örneğine dönüyorum. Renk ve çizgi olarak ona benzetilen biri var çok iyi tanıdığımız: Claudia Schiffer. Bence vahim hata. Aradaki fark resim ile eskiz kadar büyük. Claudia, B.B gibi renk yansıtabilir, arkadan ışık aldığında onu hatırlatabilir. Saçlarıyla tutku fısıldayabilir. Bedeni kışkırtabilir. Ama asla onun gibi bakamaz. (Hiç baktığını görmedik ki öyle!). Yani gözlerinde, yüzünde o ‘‘vahşi’’ ifadeden eser yok. Onu, Bardot'ya benzetmek, bütün vahşileri evcil kategorisine sokmak kadar vahim bir hata olur.

Bu yüzden 60'lı yılların makyajı yapılırken öyle uslu uslu, munis bir ev kızı gibi görünümden vazgeçilmiyorsa yapılmasın derim. Ben eski kuşaktanım. Eski kuşağın bütün değerlerini zamanında yaşadım, ruhunu sindirdim. Bu nedenle modada kavramların fanatiğiyim. 60'lı yılların makyajı deniliyorsa, o gözler vahşi bakmalı. Aksi takdirde yumurtaya kaş göz çizmekten öte bir etkisi yok benim için.

Ya da şöyle söyleyeyim: Makyaj ciddi bir imaj işidir. 60'lı yıllar bir yüze taşınacaksa, o dönemin bütün sex kitten kadınları o yüzde göz kırpmalı.

Makyajda özgürlük devri yaşanıyor. Herşey serbest. Ama renk, çizgi ve stil yarıştığında birinciliği 60'lı yılların makyajı kazandı. ‘‘Seksi kedi kız’’ makyajı. Yani eyeliner ile dans. Ama çizgi yetmez...