Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2007 00:00
Partiyi kimin evinde yapacağımıza, "kısa çubuk çekme" yöntemiyle karar vermiyoruz elbette. Kimin aklına estiyse, kimin evinde makarna ve şarap stoku yeterliyse ve en önemlisi kimin evine ertesi gün temizlikçi gelecekse o kişi, o gecenin evsahibi oluyor.
Fakat neredeyse üç yıldır gerçekleştirdiğimiz bu partilerde ev sahibi kim olursa olsun, mutfakta sürekli ben oluyorum. Parti kızları, "Şahane makarna ve soslar yapıyorsun" coşkusunu verdikçe, kollarımı sıvamış kendimi mutfakta şefçilik oynarken buluyorum. Hatta makarna ve soslarla cebelleşirken, bir taraftan da hızımı alamayıp salataya girişiyorum. Bu arada kızlar ne yapıyor derseniz, insafa gelip en azından şarap servisini ihmal etmiyorlar. Bir de haklarını yemeyeyim, salata sosunu hazırlayacak kadar parmaklarını kımıltadıyorlar!
Her ne kadar bu durumdan şikayetçiymişim gibi görünse de, mutfakta olmaktan aslında çok memnunum. Hele hele yukarıda adı geçen ve şu an ismini vermek için can attığım, ama serde arkadaşlık olduğu için satışa getiremeyeceğim bir arkadaşın, yaptığı salatanın içinden lavabo tıkacı çıktığı günden beri, bu işe daha bir gönüllü sarılıyorum.
İşte bu gidişata dur demek isteyen bizim ekibin "ortak aklı" geçen hafta benim evdeki son partide olaya el koydu; "Bu seferki makarna partisine İtalyan bir şef çağıralım" deyip, kestirip attı. Bu Mission Impossible için sevgili Cahit Akyol, kolları sıvadı ve Spazio Restoran’ın şefi Thomas Angerer’i benim 6 metrekarelik mutfağımda bize makarna yapması için ikna etti.
YEDİ BUÇUK KADIN, İKİ ERKEK
Hiç erkek olmayan bir evde, yedi genç kadına ve 7 yaşında ama içine 35’lik bir kadın kaçmış olgun bir kız çocuğuna makarna pişireceğini öğrenen Angerer, haliyle korkmuş olacak ki, yanına bir de can simidi olarak yardımcısı Murat Kalkandelen (29) ile kapının zilini çaldı.
Ellerinde kocaman turuncu ve ağır olduğu iki büklüm olmalarından belli olan bir kutu ile karşımda durduklarında şaşırdım. Patavatsızca ama vallahi de şaşkınlıktan ilk tanışma cümlesi yerine "İçinde ceset mi var?" diye soruverdim.
Halbuki, ben ellerini kollarını sallaya sallaya gelip, benim evdeki tencere tavamla bize makarna yapacaklarını sanarken, onlar hamurlarından tutun, makarna yapma makinesine kadar tam ekipmanla minicik mutfağıma sığmaya çalıştılar.
Kızların gelmesine henüz 2 saat var. Yorgunluktan iki büklüm şeflere "Şarap içer misiniz" teklifinde bulundum. Gözlerindeki cevaplar yetti ve kadehlerimizi doldurduk. Angerer’in ailesi Venedik yakınlarında bir yörede yaşıyor. Angerer İtalya’da aşçılık eğitimi aldıktan ve bir süre İtalya’da çalıştıktan sonra Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde şeflik yapmış. Sohbetin iki saate yakın sürdüğünü kapının zili çalınca anladım. Ezgi geldi. Ama çalan sadece kapı zili değilmiş, "Nerde makarnalaaar" nidalarıyla zil çalan karnıyla atom karınca gibi mutfağa dalıverdi ama şefleri mutfakta görünce ani frene basıp, "Nice to meet you" diyen cici bir kıza dönüştü.
SIRAYLA DEDİKODU SEANSI
Şarabını kapıp gelen kızlar sırasıyla dökülmeye başladılar. Söylemiştim ya, bu partilerin en büyük amaçlarından biri dedikodu. Dedikodu lafını sevmediyseniz enformasyon alışverişi diyelim. İlk bombayı Evrim patlattı. "Kızlar toplanın, haberim var." Ama öyle hemen baklayı ağzından çıkarmak yok tabii, şeytan azapta gerek, hepimiz haberin ne olduğu konusunda tahminler yürüttük. "Hamilesin, evleniyorsun, ayrılıyorsun" gibi sadece manital mevzuularda takılı kaldığımız için çuvalladık.
Evrim, "Hayır, Hürriyet’in Kurumsal İletişim Müdürü oluyorum" deyince hepimiz önce şaşırdık, sonra bu güzel habere kadeh kaldırdık. Kadehler hazır kalkmışken sırasıyla Sibel’in evlilik kararına ve Ebru’nun yeni taşındığı eve de içildi. Hatta Ebru’dan her fırsatta homurdandığı eski eviyle ilgili beklenmedik bir itiraf bile geldi; "Ulan ben eski evimle bayağı duygusal bağ kurmuşum meğer, taşınınca anladım".
Ezgi’nin karnı hálá zil çaldığı ve makarna yemeden zırnık dedikodu vermeyeceği için o sırasını savdı. Nişantaşı’nın ünlü kafelerinden birinin işletme müdürü olan ve Nişantaşı muhtarı olacak kadar dedikoduyu biriktiren Reya başladı konuşmaya bu kez. Sosyolojik tahliller yapılacak şeyler anlattı ama, tahlil kısmına girmeyip anlattıklarıyla eğlendik. Sıra ev sahibi olarak bendeydi. İstanbul dışından gelip, bir konser sırasında karşıma dikilen bir sürprizi anlatıyordum ki, grup sürpriz sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye bölündü. Reya ve Ebru, hararetle sürprizlerden nefret ettiklerini ve bu hareketi yapan birinin yanından anında basıp gideceklerini savunurken, Sibel ve ben "Ama böyle düşünürseniz hayat çekilmez olur" laflarıyla Pollyannacılık oynuyorduk.
ŞEFİN ÇOCUĞUNA İSİM
Sıcak dedikoduları tam bitirmek üzereydik ki, Thomas ve Murat ellerinde tagliatelle, ravioli, sedanini ve birbirinden nefis soslu makarnalarla bizi susturdular. Onlar da bize katıldılar ve hep beraber makarnalarımızı yiyip şaraplarımızı içmeye koyulduk. Bir ara muhabbet öyle ilerledi ki, Murat’ın 5 ay sonra doğacak, cinsiyeti bile belli olmayan çocuğuna isimler bulmaya başladık. Bulduğumuz isimler nedense hep erkek isimleriydi ve herkes eski sevgili portföyünden isimler sıralıyordu.
Altı şişe şaraptan sonra, normal isimleri bir yana bırakıp, Murat’ın da hoşgörüsüne sığınarak oyster, pesto gibi soslara kadar vardırdık isim bulma işini. Gecenin sonlarına doğru, son şişe şarabı paylaştık. Ebru, kadehinin içindeki mantar kırıntılarıyla savaşmak için, mutfağa süzgeç almaya gittiğinde gece de çoktan bitmişti!
Istakoz ravioli, ıstakoz sos ile
Malzemeler: Istakoz kemikleri, domates, kereviz, soğan, domates salçası, buz ve su.
Istakoz kemikleri 195 derecelik fırında pembeleşinceye kadar pişirilir. Ayrı bir tencerede kerevizler ve soğanlar gelişi güzel doğranarak sote edilir. Pişmiş olan ıstakoz kemikleri tencerenin içine boşaltılıp iyice kavurmaya başlanır. Son olarak domatesler ilave edilir. Suyunu bırakan sotelenmiş malzemelere salça ilave edilir. 5 veya 10 dakika kadar daha kavrulur. Buz ilave edilir ve 1,5 litre kadar su ilave edilerek kaynamaya bırakılır. Yaklaşık 45 ile 90 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür ve tekrar ateşe konarak, 2 ya da 2,5 saat kaynatılır. Istakozlu raviolinin sosu hazırdır.