Güncelleme Tarihi:
Kariyerinin zirvesinde... Bir yıla iki sinema filmi sığdırdı, hem “Gişe Memuru” hem de “Kurtlar Vadisi Filistin”de rol aldı. Ayrıca daha ilk bölümüyle ülke gündemini değiştiren “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin başrol oyuncularından biri olarak seyirci karşısına çıktı.
Kanal D’nin reyting rekortmeni dizisi “Aşk-ı Memnu” bittikten sonra neredeyse hiç boş vakit bulamayan Nur Aysan, bu hızlı yükselişe rağmen kendini henüz yolun başında hissediyor.
Mahidevran olmak! Bu, bir kadın için ne ifade ediyor?
- Mahidevran’ı, iktidar için savaşan Hürrem’in karşısında, aşkı için savaşan bir kadın olarak görüyoruz. Sakin olmayı başarsa belki kazanacak ama o paylaşamıyor; elbette ki kıskanıyor. Her kadın bunu anlar.
Siz o dönemde yaşamış olsaydınız; yine Mahidevran mı olmak isterdiniz?
- Mahidevran’ınki arzulanabilecek bir kader değil. Önce aşkını, sonra evladını kaybediyor. Bu, çağlar üstü bir dram. Çünkü, kadının toplumdaki yeri çok farklı. Mahidevran hükümdarın eşi, ancak bir kraliçe değil, kaybettiğinde tamamen kaybediyor. O dönemdeki kadınlar içerisinde yine Mahidevran olmayı ister miydim? Bilemiyorum. Yıllar boyu anlatılmak mı? Fark edilmeyip unutulmak mı? Sıradan, fakat daha mutlu bir yaşam sürmeyi tercih ederdim sanırım.
REDDEDEMEYECEĞİM BİR TEKLİF ALDIM
Sizce “Muhteşem Yüzyıl”ın kariyerinize nasıl bir etkisi olacak?
- “Aşk-ı Memnu”nun hemen ardından yine çok izlenen bir dizide oynamak, her hafta evlere konuk olmak güzel... Peyker olarak kalmamak için önemli bir adım. Bu dizideki çarpıcı ve zorlayıcı sahneleri kendim için bir fırsat olarak da görüyorum. Üstelik yorumlar gayet olumlu.
Bu arada “Kurtlar Vadisi Filistin” vizyona girdi. Bu projeye nasıl dâhil oldunuz?
- Reddedemeyeceğim bir teklif sundular diyelim (gülüyor). Benim için sürpriz oldu. “Gişe Memuru”nun çekimlerini bitirir bitirmez, dinlenmeye fırsatım bulamadan Tarsus’a gittim.
OYUNCULUK BANA AĞLAMAYI VE HAMİLELİĞİ ÖĞRETTİ
İsrail asıllı ABD’li Simone’u oynuyorsunuz. Siz de Almanya’da doğan Rizeli bir Türk kızısınız. Simone’la benzer yaşanmışlıklarınız var mı?
- Önyargıları şekillendiren çevredir; her yeni çevre, bunları yıkmak için bir fırsattır. Filistin, Simone’un fırsatıydı, bir travmaydı. Benim ailem için Almanya o kadar da yabancı bir yer sayılamaz. Entegre olmakta sorun yaşamamıştık.
Simone’un Filistin’e gitmesiyle fikirleri değişiyor. Peki Nur Aysan, dünden bugüne nasıl bir değişim geçirdi?
- Her yaşadığım olayla ve oynadığım her kadınla olgunlaştım. Peyker ile sessiz ve anaç, Simone ile güçlü ve öğrenen, Mahidevran ile kaybeden ama gururlu... Sanırım hepsinde içsel bir iyilik var. Hepsine bir şeyler kattım ve hepsinden bir şeyler kazandım. Sanırım en çok da ağlamayı ve hamilelik hallerini öğrendim (gülüyor).
FİLİSTİNLİLER'İN ANLATTIKLARI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Sinema kurgu işidir, peki buradaki ısrail hikâyesi çok mu iddialı? Kamuoyundan epey tepki geliyor...
- “Kurtlar Vadisi”, hep iddialı bir tavra sahip... Bu kez kamuoyunda çok yer aldı. Aslında bir yara olan “Mavi Marmara” konusu ile Filistin’de yaşananlar ve görmezden gelinen bazı gerçekler ele alınacak. Bu süreçte bizimle çalışan Filistinliler vardı. Orada yaşadıklarını anlattılar ve en çok da beni bu etkiledi. Umarım, biraz olsun bunu yansıtabilmişizdir.