Magnet koleksiyonunu sığdıramayıp yeni buzdolabı kapağı alan bile var

Canan Aksu (Halka ilişkilerci - 39)Şimdi kime şımarıklık yapıp yeni kapak bulsam diye düşünüyorumMagnet toplama alışkanlığını annemden edindim. Buzdolabımız her zaman magnetlerle doluydu. 1996’da kendi evime taşınınca buzdolabının üzerini boş görmek garip geldi. İşe sıfırdan başladım. O yıl Malta’ya gitmiştim, ilk özel parçayı seçtim. Önceleri sadece şehir ve ülkeleri simgeleyenleri alıyordum. Sonra her konuda toplamaya başladım. Toplam 300’e yakın magnetim oldu. O kadar çok magnet birikmişti ki buzdolabımın üzerine sığmıyordu. Buzdolabını değiştirip en büyük modeli aldım. Ama bu da kesmedi. 2000’lerin başında Arçelik’te çalışıyordum. Biraz şımarıklık yapıp çıkma bir buzdolabı kapağı istedim. Çünkü magnet benim için buzdolabı kapağında durması gereken bir şeydir. Arkadaşlar da rahat asılsın diye arkası tıraşlanmış, işleme girmemiş bir kapak verdiler. Üzerinde Arçelik logosu yoktu ama kesinlikle olmalıydı, çünkü buzdolabı kapağı olduğu anlaşılmalıydı. Çıkartma bir logo gönderdiler. O kapağı duvara dayadım. Şimdi kime şımarıklık yapıp kapak bulsam diye düşünüyorum. Nilüfer Üçüncü (Bilgi işlemci - 31)Neredeyse trafik cezası yiyordumEşim Altan’la 10 yıldır 35 ülke 127 şehir dolaştım. Ama sadece 2003’ten beri magnet biriktiriyoruz. Başlangıcı Karayipler’deki renkli, cıvıl cıvıl dükkanı gördüğümüzde oldu. Magnetler "Bizi al" diye bağırıyorlardı. Şimdi 200’e yakın magnetimiz var. Bir gün kalacak olsam bile mutlaka her gittiğim yerden magnet alıyorum. Hatta bu yüzden bir keresinde polis ceza bile kesiyordu. Almanya’dan Bodensee gölüne giderken Avusturya Bregenz’e geçtik. Bir tur atıp çıkalım diye düşündük. Otobüs durağının yanında bir gazete bayii vardı. Oradan bir magnet almak istedim. Arabayla önünde durduk. Meğer oraya park etmek yasakmış, trafik polisi geldi. Neredeyse ceza kesiyordu. Zaten standartların üstünde para ödediğim magnet, bana daha da pahalıya patlayacaktı.Magnetler buzdolabına ya da başka yere sığmaz oldu. Bir de sürekli düşüp kırılıyorlardı. Marangoza 150x60 santim ebatlarında camekanlı bir pano yaptırdık. Artık bu pano bile az geliyor. Yeni evimize taşındığımızda daha büyüğünü almayı planlıyoruz. Çünkü magnetlerin bizim için önemi çok büyük. Mesela geçen sene aktarmalı uçuşla Almanya’dan dönerken bavullar kayboldu. İlk aklımıza gelen, eşyalar, kıyafetler değil, magnetler oldu. Üç gün sonra kavuşabildik hem bavullarımıza, hem de magnetlerimize.Berlin duvarından taş, Tayland’dan fil, Meksika Tijuana’dan şapka, Norveç’ten Viking gemisi, Tunus’tan kapı, Venedik’ten maske, Maldivler’den balık, İspanya’dan boğa, italya Sienna’dan Piazza del Campo Meydanı, Havana’dan 70’ler Amerikan arabası, Sanfrancisco’dan tramvay, Lasvegas’tan dolar, Curaçao’dan bitişik renkli Hollanda evlerini seviyorum. En pahalı olanı Cannes’dan aldığım Cannes Film Festivali’ni anlatan 10 Euro’luk magnet. Eksik kalanlar Mostar Köprüsü ve Avustralya’dan bir kanguru. Emre Abaylı (Turizmci - 30)Magnet alacağım diye gemiyi kaçırıyordumMagnet almaya 2000-2004 arasında Amerika’da yolcu gemilerinde çalışırken başladım. Gemiye ilk kez Porto Riko’dan binmiştim. Çalışanların çoğu bir şeylerin koleksiyonunu yapıyordu; mesela Meksika şapkası... Ama ben magneti seçtim. Çünkü hem taşıması kolay, hem de ucuz. İlkini Porto Riko’dan aldım. Ondan sonra her yerden topladım. Gemide çalışma saatleri farklıdır. Sabah 5’ten gece 2’ye kadar çalıştığınız için gündüz 3-5 arasında uyku saati vardır. Ama ben bu boşlukta eğer yeni bir yere gitmişsek, ki çoğunlukla böyle oluyordu, hemen magnet almak için dışarı çıkardım. Önceliğim her zaman magnetti, eğer vakit kalırsa biraz kestirir ya da şehri gezerdim. Bir keresinde Boston’da, az kalsın gemiyi kaçırıyordum. Amerika’dan döndükten sonra magnetler için bir pano yaptırdım. Odanın duvarına monte ettik. Buzdolabının üzerine sığacak gibi değillerdi. Artık Esenboğa Havalimanı’nda yiyecek-içecek birim müdürüyüm, Bodrum, antalya, kıbrıs, Safranbolu, Alanya gibi Türkiye içinde yaptığım turlardan topluyorum. Çünkü gitmediğim yerlere ait magnetlere sahip olmaktan hoşlanmam. Gemideyken çalışanlar Alaska’dan aldıklarını bana vermek istediler kabul etmedim. 2004’te panoya asarken saydığımda 220 tanelerdi. Ama pano o kadar ağırdı ki düştü. Bebeğimiz olunca benim odayı ona verdik, panoyu kaldırdık. Bir kısmını buzdolabına, bir kısmını davlumbaza, şofbene yapıştırdık. Şu sıralar 180 tane olması gerekiyor. St Diego’daki dünyanın en büyük hayvanat bahçesinden aldığım üzerinde hayvan figürleri olanlar favorim. En çok almak istediğim ve bir türlü gidemediğim Alaska, Brezilya ve Uzakdoğu magnetleri. Ahmet Güçlüer (Turizmci - 57) Havaalanına bir saat erken gider magnet bakarım1981’de bir yıl kalmak için gittiğim Amerika’da toplamaya başladım. Neredeyse her eyaletten en az bir tane aldım. Gidilen yeri tek bir cisimle özetlemenin en kolay yolu magnet saklamak. Şimdi 200 tane oldu. Hayvan, bitki ya da farklı cisimleri anlatanların olması benim için önemli değil, yani süs niyetine almıyorum. Üzerinde hangi ülke olduğu yazmalı ve orayı temsil etmeli. En sevdiğim Las Vegas’tan aldıklarım. Kumar ve eğlence şehri olduğundan zarlı, ruletli, kağıtlı, ışıklı pek çok çeşit var. Şekilleri de çok enteresan. Magnetlerin çoğunu fazla vaktim olmadığından havaalanından topladım. Bu yüzden artık alışkanlık olmuş, hálá havaalanına bir saat önce gidip magnet bakarım. Hálá Uzakdoğu ülkelerinden eksiklerim var. Bir de henüz magnet yapılmayan üçüncü dünya ülkelerinden. Meraklılarının anlattığına göre magnetlerin yurtdışındaki fiyatı 2-10 Euro ya da 3-8 dolar arasında değişiyor. En iyisi sokak satıcılarından pazarlık yaparak almak. Ama vakit yoksa havaalanlarında da bulunuyor.