Zombi dünyası

Güncelleme Tarihi:

Zombi dünyası
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2015 16:29

Dünyanın en popüler dizisinin altıncı sezonu çoktan başladı. Beşinci bölüm, 9 Kasım akşamı 21.34’te FX’te yayınlanacak. Kıyamet ortamına son katılan isimlerden biri, önceki sezonda Aaron rolüyle karşımıza çıkan Ross Marquand. Geçen hafta Londra Comic Con’da gerçekleşen panel öncesinde Marquand ve dizinin yapımcı, yönetmen ve makyaj/ özel efektler koltuğunda oturan Greg Nicotero ile bir araya geldik.

Haberin Devamı

Dünyanın en popüler dizilerinden birine geçen sezon dahil oldunuz. “sonradan gelen” olmak nasıl hissettiriyor? Adapte olmak zor oldu mu?

Daha başladığı ilk günden, 2010’daki Halloween bölümünden beri büyük bir The Walking Dead hayranıyım. Tabii böyle bir işe başlarken dizinin ne kadar büyük bir fenomen olduğunu düşünmemek gerekiyor, çünkü bunları sürekli göz önünde bulundurmak performansınızı etkiler, hem kendinize zarar verirsiniz, hem de bu işten alacağınız zevkten kendinizi mahrum bırakırsınız. Önemli olan bu işi en iyi biçimde yapmak, karaktere hayat vermek...

Zombi dünyası

Geçen sezona dönelim... İlk gününüzü hatırlıyor musunuz?

Haberin Devamı

Nasıl hatırlamam... Şoka girmiş haldeydim. İki hafta öncesinde evde koltuğunda dördüncü sezonu izleyen biriyken, kendini kısa bir süre sonra sette, yeni oyunculardan biri olarak bulmanın ne hissettirdiğini anlatmam olanaksız! Bir buçuk sene oldu ama hala tam olarak başıma gelen şeyi tam olarak idrak edebildiğimi söyleyemeyeceğim. The Walking Dead için birkaç kez seçmelere katıldım. Daha önce Gareth için, fakat olmadı. Gareth de olsa, Aaron da olsa, bu dizide sadece bir bölüm de yer alsam benim için bunların hepsi harika, hele dizide hikayenin daimi bir parçası olmak... Buna hala inanamıyorum.

The Walking Dead, Robert Kirkman’ın çizgi romanından uyarlandığı için aşağı yukarı karakterlere ne olacağını görmek mümkün fakat bazıları da çizgi romanla paralel gitmiyor. Yine de siz Aaron’ın kaderi en azından çizgi romanda neymiş, hiç baktınız mı? Yaşadığını biliyoruz mesela...

Birebir gidiyor olmasa da, yine de ne olacağını çok önceden bilmek istemiyorum. Daha önce biraz okudum ama diziden öndeydim, en sevdiğim karakterlerden bazılarının öldüğünü görünce “Burada duracağım ve çizgi romanı artık okumayacağım” dedim çünkü izlerken veya karakteri canlandırırken şaşırmak istiyorum. Evet, Aaron yaşıyor ama ne olacağını bilemeyiz... Daryl Dixon çizgi romanda yoktu mesela ama dizide var... Bilemeyiz.

Haberin Devamı

Peki Aaron ölecek farz edelim. Siz bunu ne zaman öğreneceksiniz? O bölümün senaryosu elinize geldiğinde mi?

Prensip olarak hemen öldüğünüz bölümde değil ancak bir süre öncesinde bunu size söylüyorlar. Bu dizide çalışmak kolay değil, tüm hayatınızı evinizden uzakta, Amerika’da bambaşka bir şehre taşıyorsunuz ve yapım ekibi de bu fedakarlığın farkında, o yüzden aşağı yukarı “öleceğiniz” bölümden bir süre önce bunun bilgisini verecek kadar nazikler.

Çekim esnasında senaryonda değişiklikler söz konusu oluyor mu? Mesela aklınıza gelen bir fikri dahil etmek gibi bir durum mümkün mü?

Sette yazarlarla sürekli paslaşır haldeyiz. Benim için ilk zamanlar en büyük bilmece Aaron’ın karakterini kafamda canlandırmaktı, dolayısıyla her şeyden önce bu paslaşmaların, karakteri anlamama büyük yardımı oldu. Aaron, önceki hayatında bir sivil toplum kuruluşu ile birlikte Afrika’da çalışmış, uyuşturucu ticareti ve savaşın tam ortasında, baskı altında... Dolayısıyla Aaron’un zombi kıyametinin içinde olması, onun için Afrika koşullarına dönmesi demek. İşte bunu bildiğim zaman Aaron’ın karakterini anlayabildim. O yüzden bu kadar cesaretli, o yüzden ona silah doğrultulduğu zaman korkmuyor, o yüzden kendini en tehlikeli durumlarda bile ortaya atabiliyor... Aramızda yeni ve taze fikirlerle ilgili de konuşuruz veya o andaki hikayenin geçmişteki bağlantısını ve sebeplerini sorarız. Tüm bunların, karakterlere hayat verirken çok yardımı oluyor.

Haberin Devamı

Zombi dünyası

Biraz yeni bölümlerden bahsedelim mi?

Herkes ölecek! Şaka elbette... Aaron dahil herkes teste tabi tutulacak. Bu defa kime bağlanacakları, kimin peşinden gidecekleri konusunda zorluk yaşayacaklar, sonuçta bugüne dek ya Rick’ti ya da Deanna; Şimdi Rick mi en iyi lider, yoksa Morgan mı en iyi lider veya Carol’un yaklaşımı mı en iyisi... Bunları düşünecekler. Carol grubun komandosu gibi, “yolumuza çıkan herkesi öldüreceğiz” diyor, noktayı koyuyor! Bu, “Ricktatörlük” rejiminden bile fena! Bu sezon konu, daha ziyade liderliğin değişimiyle ilgili. Daha doğrusu, daha önceki sezonlardan farklı bir biçimde liderliğin sorgulanması diyelim. Zaten tek tehdit sadece aylaklardan gelmiyor, bunu da biliyoruz... Kısacası, kesintisiz olarak her yönden gelen tehditlerle mücadele halindeler.

Haberin Devamı

Sette ilk bölümlerden beri olan Rick, Carl veya Daryl gibi “eski oyuncular” ile “yeni katılanlar” arasında bir ayrım, ayrılık oluyor mu?

Hayır, hepsi müthiş insanlar. Elbette en baştan beri birlikte çalıştıkları için birbirlerini sonradan gelenlere nazaran daha iyi tanıyorlar ve zamanlarını sık sık birlikte geçiriyorlar ama herkes çok nazik ve iyi. Fenomen haline gelmiş ve dünya çapında milyonlarca fan’i olan bir dizinin oyuncularının belki daha farklı olmalarını bekleyebilirsiniz, kimi setlerde çekim aralarında “Divalar geçidi” söz konusudur ama burada öyle değil. Herkes son derece mütevazı.

Bir bölüm kaç günde çekiliyor?

Bir bölüm için bol bol harcayacak zamanımız olmuyor, averaj 8 gün. Game of Thrones’da bir bölüm için bir ay harcandığını biliyorum, bizim o kadar geniş vaktimiz olmuyor. Bir sahne çekildiğinde karakterinizi doğru ve olması gerektiği biçimde canlandırmalısınız, aksi takdirde istenenin verilmediği bir sahne hızlıca atılabilir. Sanırım bu kadar sınırlı koşullarda “diva”lığa” vakit yok, herkes sadece işini iyi yapmaya çalışıyor.

Haberin Devamı

Favori karakteriniz kim?

Kesinlikle Carol. Sezon 1’den itibaren nereden nereye geldiğini görmek, hırpalanmış bir ev kadınından bugünkü olduğu insana dönüşmesini izlemek... Kıyametten önce yaşadığı hayat, kıyamet, kocasının ölümü karşısında hissettiği rahatlama ama bir yandan üzüntü... Kızını kaybedişi... Kısacası, ürkek bir karakterden bir “Rambo”ya dönüşümünü izledik.

Zombi dünyası

Dizinin fenomen oluşunu neye bağlıyorsunuz?

Bu dizi ve konusu, belirli bir janra ait olduğu için tek boyutlu olarak algılamak mümkün ancak dizide insana dair hikayeler var. Karakterlerde, hikayenin anlatılış biçiminde insana dokunan yönler bunlar. Aylaklar her zaman var olan bir tehdit fakat bana kalırsa dizinin en önemli kısmını oluşturmuyorlar. Dizinin en önemli kısımları ilişkiler, karakterlerin öyküleri ve mücadeleleri... İşte duygusal olarak izleyicinin bağlanmasının sebebi bence bu.
Dahası, ister ortada zombiler dolaşsın, ister vampirler, kim modern hayatın çöktüğü, ümitsiz görünen, gidecek başka bir yer bulamadığınız, üzüntü hissinin her tarafı kapladığı bir dünyayla bağlantı kurmaz ki... Neticede bu zor koşullarda yaşam savaşı veren insanların hikayesi ve o koşullarda dahi inançlarını korumalarını, her şey onların aleyhineyken bile yürümeye devam etmelerini görmek insanların bu diziye bağlanmalarının en önemli sebeplerinden biri.

The Walking Dead ile birlikte eşzamanlı olarak uğraştığınız başka bir meşguliyetiniz var mı?

Evet, senaryo yazıyorum. The Walking Dead’den çok zaman kalmıyor, şimdi önümüzde çekim zamanı olarak bir aylık süre daha var, ondan sonra ne olur bilmiyorum fakat yazmak şimdiki en büyük tutkum haline geldi. Bir suç-drama senaryosu yazıyorum, diğeri ise futuristik bir romantik komedi.

Zombi dünyası

Greg Nicotero
“Zombiler inandırıcı, çünkü anatomi biliyorum!”

* Babam bir fizyolog idi, hem onun çalışma ortamında, hem de benim staj dönemlerimde gerçek cesetlerle pek çok kez karşılaştım, bu alanda bilgi sahibiyim. Babam böbrekler konusunda uzman bir fizyologdu, ilerleyen yıllarda ben de onun yolunda ilerledim ama eğitimimi tamamlamadım. Okuldayken yazları hastanede staj yapardım ve farklı uzmanlarla çalışırdım, bir seferinde bir kardiyolog, bir seferinde bir iç hastalıkları uzmanı... Ameliyatlara girip izlerdim. Şöyle anlar hatırlıyorum: Kolunun altında tümör olan bir hasta... Derisini kesmeleri, derinin ameliyat bıçağını gördüğü anda derhal açılması, duyduğum o koku, kan... Bunları görmüş biri olarak, zombilerin makyajı, anatomileri ve bütün olarak görünümleri konusunda gerçeklik duygusu sağlamam gerektiğini düşündüm.
* Özellikle anatomi çok önemli, gerçekçi bir resim çizmek, izleyicinin kuşkularını uzaklaştırır. İzleyici “Bir zombi iki kamyon arasında sıkışsa ne olurdu” diye düşündüğünde dizide gördükleri ona “Evet tam olarak böyle olurdu herhalde” dedirtmeli.
* Gerçekçi bir zombi yaratmanın sırrı, dudakları dişlerin üzerinden söküp atmak. İnsanlar öldüğünde, önce deri, dişlerden geriye doğru çekilir. Dolayısıyla zombilerde de ne kadar çok diş görürseniz, o kadar inandırıcı olur. Biz de hep bu görüntüyü korumaya çalıştık. Bu tür detaylar dizinin gerçekçilik düzeyini artırıyor.
* Zombiler dizinin büyük bir bölümünü oluşturuyor şüphesiz fakat her zaman insanları en fazla çeken konu, hangi formda karşınıza çıkarsa çıksın ve nasıl işlenirse işlensin, kıyamet olmuştur. Kıyameti izlemek onlara fani olduklarını hatırlatır. İnsanlar aynı sebepten ötürü korku filmleri izlerler. Çünkü bu, kendi yöntemleriyle “fanilikle başa çıkmak” demektir. İnsanlar neden rollercoaster’a biner? Korkmak isterler. Ama sonunda bir ödülü vardır: “Başardım” dersiniz. “Korktum ama başardım!” Adrenalinin verdiği coşkuyu hissetmek istersiniz, bunların hepsi yaşadığınızı hissetmekle ilgilidir. Korktuklarında ve bu korkuya rağmen başardıklarında, fani olma halini daha iyi kavrıyorlar.
* Tne Walking Dead’deki kıyametten öncesini anlatan Fear the Walking Dead dizisi tamamen ayrı bir iş. Biz, CSI serisi gibi aynı dizinin çok sayıda farklı versiyonlarını yapmayı düşünmüyoruz, çünkü bu markayı öldürür.
* 6. Sezon bana kalırsa bugüne kadar yaptığımız en iyi sezon oldu. Henüz kaçıncı sezonda bitireceğimize ve hikayeyi nasıl bağlayacağımıza karar vermedik.
* Son yıllarda dizilerin başarısının temel sebebi şu: Bir filmde sınırlı zamanınız varken dizide karakterleri ve hikayeyi derinlemesine anlatmak için yeterli zamanınız oluyor. Bana “Neden Walking Dead’in filmini çekmiyorsunuz?” diye soruyorlar. Biz her hafta Walking Dead filmi çekiyor sayılırız zaten!

Zombi dünyası

1000 kişiye zombi makyajı!
“Sezonun ilk bölümünde makyaj yaparak zombiye dönüştürdüğümüz insan sayısı 1000. Bir gün meşhur Los Angeles trafiğinde sıkışmış beklerken, “Makyaj sürecini nasıl hızlandırabiliriz?” diye düşünüyordum. Zombi makyajı bir buçuk saat sürüyor. 10 makyaj sanatçısı olsa, onlar size 4,5 saatin sonunda size 30 zombi hazırlarlar ve bunlar yakın plan çekebileceğiniz düzeyde makyaja sahip zombiler olur. Fakat 30’dan fazla zombiden fazlasına ihtiyaç duyduğunuz kalabalık 200-300 kişilik bir sahnede ne yapacaksınız? İşte bunları düşünürken aklıma spray tanning makineleri geldi. İçine bronz renk yerine “zombi rengi” koyarız, bu şekilde çalışırsak zamandan kazanırız diye düşündüm ve bunu bu sezon uyguladık. Bu elbette arka plan çekimleri için yeterli görsel sağlıyor, yakın çekimler için uygun değil. Neticede diziyi gerçekçi kılan yönlerden biri makyaj, arkadaki zombi kalabalığı arasında uygunsuz birini görmemelisiniz. 6. Sezonun 1. Bölümünü 11 günde çektik. Öyle anlar oldu ki, 4 kamera kayıtta, 300 zombi size doğru yürüyor ve eninde sonunda daha az makyajlı veya daha detaysız olanlar kadraja girecekti. Biz de lensli olmayan insanların aşağıya bakmalarını söyledik, bu ve benzeri önlemler büyük sahneleri çekmemizi kolaylaştırdı. Neticede bu bir film değil ama sezonun ilk bölümünü alıp, geniş sinema ekranında izleyecek olsanız bile, gördükleriniz size makyaj konusunda yeterli tatmini sağlayacaktır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!