Güncelleme Tarihi:
◊ “Tatlı İntikam” ilk günden büyük ilgi gördü, hiç kan kaybetmeden de yoluna devam ediyor. Siz nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Şahane tepkiler geliyor. İyi bir iş kendini hemen belli ediyor zaten. Yapımcı, kanal, oyuncular hepsi bir bütün olarak iyi olunca meyvelerini de alıyorsun. Seyirciler artık diziler hakkında öyle yorumlar yapıyorlar ki şaşırıp kalıyorum. Devamlılıktan konuların seçimine kadar fikirleri var. Bir de tabii en hoşuma giden arkadaşlarımın seyredip yorum yapması. Benim bile dikkat etmediğim şeylere takılıyorlar, çok gülüyorum.
AÇIK SÖYLEYEYİM, BU GENÇLERE BAYILDIM
◊ Dizide kızına çok düşkün, onu sürekli kontrol altında tutmaya çalışan bir anneyi canlandırıyorsunuz. Biraz Süheyla’dan bahseder misiniz bize?
- Süheyla kızını sevgi dolu ama bir o kadar da planlı programlı ve prensesler gibi büyütmüş. O yüzden üstünde beyhude bir çabayla hakimiyet kurmaya çalışıyor. Hayat insana öyle oyunlar oynar ki, sen tamamen planlarının dışında hareket etmek zorunda kalırsın.
Süheyla da bu yanılsama içinde kızının sesini duymamakta ısrarcı bir kadın. Kızı “Anne aşığım” diyor, Süheyla “Hâlâ o aşçıyla ne işin var?” diye tepki gösteriyor, bu tepkilerle kızının hayatını yöneteceğini zannediyor. Tabii aşkın önünde kim durabilmiş ki! Aşk her zaman kazanır...
◊ Siz senelerin tecrübeli oyuncususunuz. Öte yandan genel olarak dizinin çok genç bir kadrosu var. Sette bir usta-çırak durumu yaşanıyor mu?
- Bu ekipteki herkesle ilk defa çalışıyorum. Açık söyleyeyim, gençlerin hepsine bayıldım. Usta-çıraktan çok abla-arkadaş ilişkimiz var.
Beraber neşeli zamanlar geçiriyoruz. Sette müziğimiz eksik olmuyor. Çok geç saatlere kadar çalıştığımız zamanlarda, enerji depolamak için müziği son ses açıp dans ediyoruz.
◊ Ya eşinizi canlandıran Kerem Atabeyoğlu, onunla da mı daha önce hiç çalışmamıştınız?
- Hayır, ilk defa birlikte çalışıyoruz ve hayatıma girdiği için de çok mesudum. Sahneler akıp gidiyor onunla... Bir de set arası sohbetler sayesinde tadına doyulmaz oluyor arkadaşlığı.
◊ Siz “Tatlı İntikam”da en çok kimin hikayesini sevdiniz? Sadece bir izleyici gözüyle baksanız, bu diziyi neden izlerdiniz?
- Herkesin ayrı, enteresan bir hikayesi var. Bende merak uyandırdığı için de “Titiz bir iş, güzel insanlar ve ilginç hikayeler var” deyip izlerdim.
Radyo sevgim bitince o işi bıraktım
◊ Sizin radyoculuk deneyiminiz de var. Bundan bahseder misiniz biraz da...
- Evet radyoyu çok severek 10 sene yaptım. Sevgim bitince de ayrıldım. Hepsi bu...
◊ Oyunculuk yapmaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?
- Oyunculuk, farkındalığımın artmasına yardımcı oldu. 22 yaşında konservatuvarı bitirip Devlet Tiyatroları’na girdiğim için hemen profesyonel hayatım başladı. Bu da benim daha çabuk büyümeme yol açtı galiba. Zaten benim dizi hayatım çok geç başladı. Çok sevilen dizi “Çocuklar Duymasın”da rol almamla da bütün Türkiye tanıdı. İşte en büyük değişiklik o oldu. Bir anda herkesin evine misafir oldum. Olmaya da devam ediyorum. Onun dışında bir değişiklik yok.
Hayatım boyunca hep risk aldım
◊ En güçlü ve en zayıf yönleriniz neler?
- Bugüne kadar hep riskler aldım hayatımda ve onlar da beni ve hayatımı şekillendirdi. Risk işte... Doğru-yanlış gözetmeksizin hareket ettiğin için sonuçları zaman zaman acılı olabiliyor. O yüzden galiba hem en güçlü hem de en zayıf tarafım bu.
◊ Başarıyı nasıl tanımlar ve ölçersiniz?
- Başarı çok sevdiğim bir kelime mi bilemiyorum... Benim için asıl olan hayattır, sevmektir ve bol bol kahkaha atmaktır, coşkuyla hayata sarılmaktır. İstemediğin ortamlarda, istemediğin insanlarla olmamayı yapabiliyorsan esas başarı odur...
MÜŞFİK KENTER HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
◊ Çocukken nasıl bir Zeyno Günenç vardı?
- Feci yaramaz, girişken ve bolca sorularla insanları perişan eden bir çocukmuşum. Annemin arkadaşları yaka silkermiş benden.
◊ Hayatınızın dönüm noktası nedir?
- En yakın arkadaşım Simay’ın konservatuvarda okurken beni okul oyunu provasına çağırması... Hayatım rahmetli hocam Müşfik Kenter’i Rumeli Hisarı’nda öğrencileri çalıştırırken görünce değişti. “Ben tiyatrocu olacağım” demem sadece 5 dakikamı aldı.