Güncelleme Tarihi:
Zeki Demirkubuz’dan bahsediyorum.
Son filmi “Bulantı” vesilesiyle Çınar Oskay onunla bir röportaj yapmış.
Çınar gibi ben de Demirkubuz’un “Kader”ini hâlâ unutamayanlardanım.
Hikaye nefisti, anlatımı da, şusu busu da...
Hançer gibi saplanan bir şeydi işte.
Hani adam gibi adam derler ya, film gibi filmdi “Kader”. Tam öyleydi.
Aslında yönetmenlerin röportajlarını okumamak lazım.
Ya da yönetmenler röportaj vermemeli.
Çünkü yaptıkları filmin tüm gizemini üç-beş kelimeyle öldürüyorlar.
Kendilerini, krallıklarını -ister istemez- fazla ön plana çıkarıyorlar.
Mesela “Bulantı”da neden kendisinin oynamak zorunda kaldığını anlatmış Demirkubuz.
Rol için görüştüğü aktörlerin -açıkça söylemeseler bile- sevişme sahnelerinden kaçındıkları için kıvırdıklarını anlatmış.
Öncesinde şunu eklemeyi unutmadan:
“Benimle çalışmak için geberdiğini söyleyen oyuncular...”
Şimdi bu hoş bir şey mi?
Rol için kıvırdığı söylenilen aktörlerin belki başka gerekçeleri vardı, onları bu şekilde yaftalamak doğru mu?
Keza bu, apaçık dedikodu değil mi?
Bir de üstüne, “Onlar cesaret edemedi sonunda kalktım ben oynadım” demek...
Her şeye rağmen “Kader”i, Zeki Demirkubuz’un sinemada yarattığı dünyayı sevmeye devam edeceğim, ama yok, bir daha röportajını okumam.
İçindeki kibir canavarını farkında olmadan (öyle olduğunu varsayıyorum) üzerimize üzerimize saldığı ve bunu normalleştirdiği için...