'Yok Artık' için geri sayım başladı: Bu film Caner’in bebeği bizim yeğenimiz

Güncelleme Tarihi:

Yok Artık için geri sayım başladı: Bu film Caner’in bebeği bizim yeğenimiz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2016 15:52

Caner Özyurtlu, Şebnem Bozoklu ve Kaan Yıldırım, hem yapımcı, hem yönetmen hem de oyuncu olarak imza attıkları “Yok Artık!”ın gişesinden memnun kalınca devam filmini çekti. “Yok Artık! 2”, dün vizyona girdi. Serinin üçüncü halkası için de fikirler üretmeye başlayan ekiple “İlkinden daha iyi” dedikleri “Yok Artık! 2”yi konuştuk.

Haberin Devamı

◊ “Yok Artık!”ın ardından “Yok Artık! 2” ile seyirci karşısındasınız. Devam filmi çekmek, yapımcı açısından nasıl bir motivasyon gerektiriyor?
- Caner Özyurtlu: Ben, ilk filmi çekerken de devamını çekeceğimizi biliyordum aslında. “Yok Artık!”ta birden fazla hikaye anlatma olanağımız vardı. “Bu iş izlenir, ikinciyi yaparız” diyordum. İzlendi ve yaptık.

◊ Siz ikinciyi çekeriz diyordunuz ama ortak bir karar gerektirmiyor mu bu durum? Sonuçta üçünüz de filmin yapımcısısınız...
- Kaan Yıldırım: Bizde Caner söylüyor, biz yapıyoruz.
- Caner Özyurtlu: Ben biraz kontrol delisi bir adamım. Konu hakkında her detaya hakim olmam gerekiyor. Durum bende biraz böyle işliyor. Bir de bu bizim ekibin üçüncü filmi. İlk filmimiz, bir korku filmiydi; “Ev”...
- Şebnem Bozoklu: “Yok Artık!”ı denedik ve yaptığımız şeyi sevdik. Birbiriyle anlaşan, aynı mizahtan keyif alan üç kişiyiz. Her şeyi kendimiz yaptık.
Caner’in şirketi AC Yapım, küçük bir yapım şirketi. Arkamızda büyük bir şirket yok. İlk filmimiz çok fazla kopyayla vizyona girmemesine rağmen gişeden geri dönüş güzel oldu. Zaten “İnşallah gişe güzel olur da bizi ikinci filme götürür” diye dua ediyorduk.
Çünkü hep birlikte bir filmin içinde olmayı, senaryoyu Serkan Altuniğne’nin yazmış olmasını, Caner’in yönetmesini, diğer arkadaşlarımızla çalışmayı... Tüm bunları çok sevdik.

DEVAM FİLMİ DAHA GÜZEL

◊ Devam filminin ilkinden daha iyi olduğunu söyleyebilir misiniz?
- Şebnem Bozoklu: İlk filmde neyi daha iyi yapabileceğini, nereden kısabileceğini görüyorsun, o yüzden ikinci film daha sağlıklı oluyor.
- Kaan Yıldırım: Bir işi mükemmel yapmanız mümkün değil zaten. Hatalarınız da oluyor, yaptığınız işin zayıf noktaları da. İkinci filmi bunlara dikkat ederek yaptık. Ayrıca seyirci yorumlarını da dikkate aldık. Böylece ikinci filmin hikâyeleri daha güzel oldu, daha iyi çekildi.
Caner de yönetmen olarak üstüne çok şey kattı. Hem arkadaşı hem de oyuncu gözüyle değerlendirdiğim zaman Caner’de gelişme görüyorum. Bir de film yaratmak çok keyifli. Bunu üçümüz yapıyoruz ve bu süreçte öğreniyoruz.
- Şebnem Bozoklu: Amerika’da örneği var bunun mesela. Judd Apatow ve tayfası, küçük bütçeli şahane işler yapıyor. James Franco’nun da yakın arkadaşları Seth Rogen ve Jonah Hill’le yaptığı işler var. Öyle büyük bütçeleri de yok ama keyifli işler yapıyorlar.
Hayata aynı yerden bakan adamlar bir araya geldiklerinde ortaya güzel işler çıkıyor. Biz de böyle bir şeyi başarabildiğimiz için çok mutluyum. İlk filmi yapabilip, ikinciyi çekip, üçüncüsünü konuşabildiğimiz için de...

◊ Üçünüz de yapımcısınız, peki filmlerin hazırlanma sürecinde yapımcı olarak ne kadar aktifsiniz?
- Caner Özyurtlu: Önemli kararları birlikte veriyoruz. Bir afiş geliyor mesela, beraber oturup oylama yapıyoruz.
- Şebnem Bozoklu: Türkçe’de nasıl bir karşılığı var bilmem ama; Caner ‘executive producer’, Kaan’la ben de ‘co-producer’ız.
- Caner Özyurtlu: Evet, işleyişi ben yönetiyorum. Tek kişinin karar vermesi, işi hızlandıran bir durum çünkü. Ama yaratıcı kararları ortak alıyoruz.
- Kaan Yıldırım: Bir işin yönetiminde karar mercii üç kişi olursa, bu kişiler kardeş de olsa sıkıntı çıkar. Süreç sağlıklı ilerlemez. Caner, bizim güvendiğimiz isim. Fikir istediğinde yardımcı oluyoruz ama işi yöneten esas kişi o. Bu film de Caner’in bebeği, bizim yeğenimiz. (Gülüyor)

◊ Yönetmen Caner Özyurtlu’yla çalışmak kolay mı peki?
- Şebnem Bozoklu: Çalışırken panter biraz...

◊ Sette çektiriyor mu size?
- Şebnem Bozoklu: Yok, çektirmiyor. Oyuncu olarak “Bana neden böyle dedi ki şimdi” diye düşündürmüyor mesela. Bir de aynı zamanda oyunculuk yaptığı için halden anlıyor. Yapamayınca “Bir ara verelim” diyor mesela. Karar verirken de ne yapacağını biliyor.

Haberin Devamı

Yok Artık için geri sayım başladı: Bu film Caner’in bebeği bizim yeğenimiz

Haberin Devamı

PARASINI SEYİRCİDEN ÇIKARACAK BİR FİLM

◊ “Yok Artık” filmleri, gişeye yönelik işler diyebilir miyiz?
- Caner Özyurtlu: Ben filmleri ikiye ayırıyorum; parasını seyirciden çıkaran filmler ve fonlarla jürilerden çıkaran filmler. “Yok Artık! 2”, parasını seyircisinden çıkaracak bir film. Başka filmler yaptığımda, eleştirmenlerin ve gurme sinema seyircisinin fikirlerini dikkate alıyor, kendimden daha çok şey katmaya çalışıyorum. “Nergis Hanım” ve “Ev” gibi. Ama “Yok Artık!”, seyirci filmi. O yüzden seyirci ne istiyor, ona bakıyorum. İlk filmi 300 bin kişi izledi. Bu benim için ciddi bir rakam. 300 bin kişiyi yan yana görsen korkarsın. Bu kadar kişi senin filmini izliyor ve sen onları güldürmek zorundasın.
- Kaan Yıldırım: Gülmezlerse korkman lazım!
(Gülüyor)
- Caner Özyurtlu: Cuma-cumartesi günü için plan yapıyor, sinemaya gidiyorlar ve memnun kalmazlarsa kötü davranıyorlar filme. Haksız değiller. O yüzden ben filmimi 40 salonda seyirciyle izlemişimdir. Ayrıca bir sürü ülkede seyirciyi gözlemleyerek aldığım notlar var.
“Burası sarkmış, burada seyirci salondan çıkıyor” gibi notlarım vardı. Bu filmi çekerken onları da dikkate aldık.
Ama salt seyirciyi göz önünde tutmadık tabii, ortak noktada buluştuğumuz bir yere varmaya çalıştık.
Yoksa bu 10 milyon kişiyi hedefleyen bir film değil. Zaten skeç filmi yapıyoruz. Farklı hikâyelerden oluşuyor. Bir yıl boyunca yanlış analiz yapmadıysak, daha iyi bir seyirciye ulaşacağımızı tahmin ediyorum.

◊ ‘Skeç filmi’ çekmekten vazgeçmiyorsunuz. Neden?
- Caner Özyurtlu: Gerçekten eğlenceli çünkü. Şebnem’in oynadığı plaza insanı Merve karakterini ele alalım. Şehir hayatından sıkılmış ve köye yerleşiyor. Bunu 90 dakika yapmanın bir anlamı yok. Sıkıcı olabilir. Ama 15 dakikada çok fazla espri yapabileceğin bir alan. Ya da Zafer Algöz’ün oynadığı emekli alıngan aile babası İzzet...
Hiçbir hikayeden 90 dakikalık bir film çıkmaz.
- Kaan Yıldırım: Yavaşlık, dizilerin ipini çeken bir durum haline geldi. O yüzden insanlar sinemaya gittikleri zaman farklı bir şey izlemek istiyorlar.
- Caner Özyurtlu: Ben dürüst davrandığımızı da düşünüyorum. Türk filmlerinin çoğu dramatik yapıya aldırmaksızın komik sahneleri art arda koyuyor, sözde film oluyor.
Onlar da ‘skeç filmi’ ama film boyunca hep aynı adam var. Bizimki öyle değil.

Haberin Devamı

GERÇEK HAYATTAN ÇIKAN MiZAH

◊ “Yok Artık! 2”nin ilk filmden ayrılan temel noktası nedir?
- Kaan Yıldırım: Gerçekçi bir yerden çıkan mizahı. Zafer Algöz emekli bir adamı oynuyor mesela ve hakikaten onu izlerken amcamı, dayımı, eşimi dostumu görebiliyorum ben. Şebnem de büyük bir buhran yaşayıp köye yerleşen bir kadını canlandırıyor, gerçek hayatta da onun gibi insanlar tanıyoruz. Bu güzel bir nokta. Film, gerçek hayattan mizaha ulaştığı için herkese hitap ediyor.

◊ Filmdeki favori karakteriniz hangisi?
- Caner Özyurtlu: Ben bazen bir karaktere çok bağlanıyorum, ertesi gün “Bu ne ya!” diyorum. O yüzden bu soruya benim cevap vermem doğru değil.
- Şebnem Bozoklu: Zafer Algöz’ün oynadığı karakter İzzet şahane bence.
- Kaan Yıldırım: Evet ben de Zafer Abi’nin oynadığı bölüme çok güldüm ama hepsi de ayrı güzel karakterlerin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!