Güncelleme Tarihi:
Melike Karakartal:
Sezen Aksu’nun iyi gelmeyeceği bir dönem, iyi gelmeyeceği bir insan olabileceğini düşünemiyorum bile. Oksijen gibi. Belki artık dönem “atar gider” dönemi ama hem Sezen Aksu’nun pop müzikteki yeri çok ayrı hem de Aksu’nun işlerini dönem dönem değişen ve tüketim ürününe dönüşen müzik anlayışının dışında değerlendirmek gerekiyor. Tekrar hoş geldi, iyi ki geldi.
Peki Sezen Aksu’nun en sevdiğiniz ilk 5 şarkısı hangileri?
Melike Karakartal: “Bile Bile”, “Her Şeyi Yak”, “Sen Ağlama”, “Vazgeçtim” ve “Masum Değiliz”.
Onur Baştürk: “Vazgeçtim”, “Sorma”, “Bırak Beni”, “El Gibi” ve “Beni Unutma”.
Ömür Gedik: “Yalnızlık Senfonisi”, “Adem Olan Anlar”, “Onu Alma Beni Al”, “Seni Yerler” ve “İstanbul İstanbul Olalı”.
Cengiz Semercioğlu: “Her Şeyi Yak”, “Sen Ağlama”, “Yalnızlık Senfonisi”, “Vazgeçtim” ve “Masum Değiliz”.
Recep ivedik ‘hassasiyet duvarına’ tosladı
“Recep İvedik 5” daha vizyona girmeden Azerilerin ve güreşçilerin hedefi oldu. Konsey hem bu protestoları tartıştı, hem de fragmandan yola çıkarak “Bizi nasıl bir Recep İvedik bekliyor?” sorusuna yanıt aradı.
Ömür Gedik:
Protestolar dünyasında yaşıyoruz. Herkes bir şeylere bozuluyor. Ve bu da sinema, müzik, heykel gibi sanatın her dalında özgürlükleri kısıtlıyor.
Özellikle komedi yapmak iyice zorlaşıyor. Bununla yaşamaya alışmamız gerekecek gibi.
Duyarlılık işini abartmamak gerektiğini düşünsem de Şahan’ın hassasiyetlere kulak vermesi kaçınılmaz oldu. Fragmandan gördüğüm kadarıyla tüm bu sınırlamalara rağmen “Recep İvedik” tadında ama daha da olgunlaşmış bir filmle geliyor Şahan.
Cengiz Semercioğlu:
Şahan’ın bu kadar kısa sürede geri adım atıp Azeri boksör sahnesini çıkaracağını tahmin etmiyordum. Çıkan tartışmanın ikinci gününde sahneyi çıkardığını açıkladı.
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini korumak adına siyaset dünyasından ‘sahneyi çıkar’ telkini geldiğini düşünüyorum Şahan’a, yoksa bu kadar kısa sürede mizahından çark edecek biri değil. Güreşçilere de aynı hızla yanıt vermesi lazım o zaman, ki göreceksiniz yapmayacak...
Melike Karakartal:
Şahan Gökbakar geçmişte kendine yöneltilen eleştirilere yanıt verirken, yaptığının durum komedisi olduğunu söylemiş ve Peter Sellers örneğini vermişti. Bu tespit doğru, bir toplumda genel geçer mizah anlayışı ne ise, ortalama iletişim nerelerde seyrediyorsa durum komedisi de oradan çıkıyor.
Şahan Gökbakar şimdiki zamanın ruhunun hırtlığını, sığlığını kullanarak film yapıyor. Bugünün mesafesiz, ayarsız, derinliksiz iletişim dilini rahatsız edici bulanlar “Recep İvedik”e yine gülmeyecektir ama bu tür durum komedisinin de alıcısı var, gişe yapacaktır.
Onur Baştürk:
Sokaktaki kabalığın komedisi “Recep İvedik”. Yüzüncü kez çekilse yine izlenir, yine gişe yapar. Ama son filmdeki bazı sahnelerin hassasiyet duvarlarına toslaması “Recep İvedik” mizahının dahi özgür olmadığını gösterdi. Oysa mizah özgürdür, kişilerin/grupların/kesimlerin hassasiyetine aldırmaz. O yüzden Gökbakar’ın attığı geri adımları pek olumlu bulamıyorum.
Cem Yılmaz her zaman doğru yerde
Cem Yılmaz, üzerinde Atatürk resmi bulunan, tablo haline getirilmiş bir pulun önünde verdiği pozu Twitter’da paylaştı ve altına şunu yazdı: “Ben buradayım.” Konsey, çok paylaşılan ve konuşulan o mesajı değerlendirdi.
Ömür Gedik: Cem her zaman orada zaten, en doğru yerde.
Melike Karakartal:
Toplumun birbirinden farklı düşünen kesimleri, birbirlerinin değerleri ile oynayacak, hafife alacak, alay edecek vaziyette. Kimileri bunu artık hiç rahatsızlık duymadan yapıyor, Yılmaz’ın buna tepki gösterdiğini düşünüyorum.
İmkansız koşullardan bağımsız bir ülke çıkarmış, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına, anlayışına ve mirasına sahip çıktığının altını çiziyor Yılmaz.
Cengiz Semercioğlu:
Meclis’teki tartışmalar, anayasa değişikliği oylamaları, müfredatta Atatürk’le ilgili konuların azaltıldığı bir döneme denk geldi Cem Yılmaz’ın paylaşımı. “Atatürk’ün yolundan ayrılmayalım” diyor Cem. Alkışlar...
Onur Baştürk: Doğru zamanda yapılmış, güzel bir hareket. Yanlış anlamıyorsak eğer Yılmaz, Meclis’te yaşananları eleştiriyor.
THY’nin Morgan Freeman tercihi ne kadar doğru?
Cengiz Semercioğlu:
Geçen yıl “Batman v Superman” filminin sponsoru olmuştu THY ve pahalı, etkili bir reklam kampanyası yürütmüştü.
Erdoğan’ın o dönem bu reklamla ilgili “Ben tanıtıma değil, kârlılığa bakarım” demesi belki de bu yıl daha düşük bir kampanyanın yapılmasında etkili oldu.
Morgan Freeman kampanyası geçen yıla göre daha düşük bütçeli kalacak elbette, bu yıl biraz daha ayağını yorganına göre uzatıyor THY...
Melike Karakartal:
Morgan Freeman dünyanın pek çok yerinde olduğu kadar Türkiye izleyicisinin de güvenilir bulduğu sıcak bir isim. Freeman, National Geographic ile beraber “İnancın Hikayesi” isimli bir belgesel yaptı.
Nisan ayında izleyeceğimiz belgeselin ilk fikrinin oluştuğu yer, İstanbul’a yaptığı bir gezi. Hatta tam yeri de Ayasofya.
Kısa süre önce gerçekleştirdiğimiz özel röportajımızda söyledi bunları.
Hem Türkiye ile olan bağı açısından hem de uluslararası izleyici tarafındaki pozitif algısından ötürü son derece isabetli bir seçim olmuş.
Ömür Gedik:
Morgan Freeman, Oscar’lı büyük bir oyuncu.
Ve sadece Amerika değil, dünyanın her yerinde sevilen, hayran olunan bir aktör. THY’nin dünyanın en fazla noktasına uçan havayolu olduğunu göz önüne alırsak; reklam filmi için gayet doğru bir seçim.
Karşılaştırma yaptığımızda ise Morgan Freeman, Kevin Costner’dan çok daha kuvvetli ve etkili bir reklam yüzü diyebilirim.
Onur Baştürk:
Evet, Morgan Freeman güvenilir, etkili, tartışmasız iyi ve saygın bir oyuncu.
Kevin Costner tercihinden bin kat daha iyi.
Ama yine de THY daha iyi ve genç bir isim bulabilirdi diye düşünüyorum.
Kapak benzerliği
Simge ve Derya Uluğ’un son single’larının kapakları birbirine benziyor. Konsey hem bu çakışmayı hem de hangisinin daha iyi olduğunu masaya yatırdı.
Ömür Gedik:
Yüzün ön planda olduğu single kapaklarının sayısı çok fazla aslında. Bence ikisi de güzel olmuş.
Melike Karakartal:
Simge’nin albüm kapaklarını genel olarak daha estetik buluyorum.
Bu albüm özelinde konuşacak olursak, nadir rastlanan ve zor bulunan bir fikir değil siyah fon üzerine portre fotoğrafı, bir tesadüf olsa gerek bu çakışma.
Onur Baştürk:
Her ikisi de Adele’in son albümün kapağı gibi olmuş, ona özenilmiş gibi.
Benim oyum Simge’den yana. Onunki daha iyi.
Cengiz Semercioğlu:
Demek ki ikisi de yüzlerinin iki tarafının simetrik ve en iyi cepheden göründüğünü düşünüyor.
Yoksa bu fotoğrafı çektiremezler. Benim oyum Derya Uluğ’dan yana.
Demet o lafı
kötü niyetle
söylememiştir
Demet Akalın, Hülya Avşar için bir single yapacağını ve o single’la “Hülya’yı patlatıp yeniden yaratacağını” söyledi. Bu iddialı açıklama karşısında Avşar sessiz kaldı. Konsey de Avşar’ın ‘yeniden yaratılmaya’ ihtiyacı olup olmadığını masaya yatırdı!
Cengiz Semercioğlu:
Hülya Avşar için “Onu yeniden yaratacağım, onu tekrar patlatacağım” diyen Demet Akalın bunu nasıl yapacak? Hülya’ya uygun sağdan soldan bir şarkı bularak...
Şarkı bulmak için bile bunu söylüyorsa, hafazanallah Demet bir de şarkı sözü yazıp beste yapsa kim bilir neler söylerdi!
Allah hepimizi korumuş, başta da Hülya Avşar’ı...
Ömür Gedik:
Ben bu açıklamadan hiçbir şey anlamadım.
Hülya, bu “yeniden yaratacağım” muhabbetine ne cevap verecek merakla bekliyorum.
Melike Karakartal:
Demet Akalın’ın art niyetle söylediğini düşünmüyorum bu sözleri.
Akalın, bugüne kadar Avşar’ın var olmayı tercih ettiği dünyanın biraz dışında bir iş yapacak, fikrine güveniyor ve onu ikna etmek istiyor muhtemelen...
Demet Akalın bugünün pop müzik kodlarını iyi çözmüş bir kadın, bu yönüne güvendiği için böyle söylemiştir.
Onur Baştürk:
Demet’in “yeniden yaratacağım” cümlesi ilk bakışta Hülya Avşar’ı “bitmiş, yok olmuş bir star” gibi gösteriyor, orası doğru.
Ama kastettiği şey aslında iyi niyetli.
Kötü bir şey söylemiyor. Sadece yanlış kelime seçmiş. Hülya onun ne demek istediğini anlamıştır diye düşünüyorum.
‘Çıtır’ filmler için
geç bile kalındı
23 yaşındaki yazar Büşra Küçük’ün “Kötü Çocuk” kitabından uyarlanan film, genç kız fanlarının çığlıkları eşliğinde galasını yaptı. Konsey, filmi şu açıdan değerlendirdi: Yerli sinema genç kızlara yönelik ‘çıtır’ filmleri mi keşfediyor? Bundan sonra ne olur?
Melike Karakartal:
80’ler ve 90’larda V.C. Andrews’un “Çatı” serisi vardı, 2000’lerden sonra “Dedikoducu Kız” rüzgarı esti, bugün “Twilight” serisi ve benzeri hikaye örgüsüne sahip işler ergenlik çağındaki gençlerin gözdesi. Kitaplardan uyarlanan gençlik filmleri açısından Türkiye’de bir boşluk var elbette, bu alanda iş yapan kazanır. “Kötü Çocuk” bir başlangıç oldu, arkası gelecektir.
Cengiz Semercioğlu:
Genç kuşak edebiyatı etkisi altına alan wattpad yazarlarının sinemada da etkisini göstermesi kaçınılmazdı. Büşra Yılmaz’ın “4N1K”sı kadar, Büşra Küçük’ün “Kötü Çocuk” kitabı da fenomen olmuştu. Büşra Yılmaz’a “4N1K’yı film yap” diye 2 yıl önce söylemiştim, elini hızlı tutan diğer Büşra oldu. Wattpad’in gişe karşılığı olup olmadığını göreceğiz.
Ömür Gedik:
Genç kitlenin yüksek yüzdesini göz önüne alırsak, bu tür filmler için geç bile kalındı. Aynı türden yabancı filmlere akın akın giden genç kitle, yapımcıları bu yerli versiyonlara yönelten en büyük etken olsa gerek. Bu tip filmlerin sayıları artar bundan sonra.
Onur Baştürk: Ömür’e katılıyorum, geç bile kalındı bu hamle için. Genç nüfus çok yüksek ve “Alacakaranlık” serisinin tüm dünyada ve bizde nasıl iş yaptığını gördük. Bence bu filmlerin devamı hızla gelecek ve birkaç yıldır maruz kaldığımız komedi filmi akını belki de bu sayede sona erecek.
İKİ KADININ KAVGASINDAN
UZAK DURULMALI
Eylem-İbrahim Toraman çiftinin boşanma davasında sular durulmuyor. Eylem Toraman’ın “Kocama göz koydu” dediği arkadaşı Ayşe, ikilinin boşanma davasında tanıklık yapmak için teklif almış. Ayşe Hanım tanık olmayı kabul etmeyince de Eylem Toraman bu iddiayı ortaya atmış!
Ömür Gedik:
Geçenlerde İbrahim Toraman’la sohbet ettiğimde bu konuyla ilgili hayli dert yanmıştı bana. Kendisine iftira atıldığını söylemişti. Ayşe Hanım’ın açıklamaları da bunu doğruluyor gibi.
Melike Karakartal:
Söze karşı diğer kişinin sözü var. Elimizde çok az bilgi varken kıskançlık, yalan, entrika, aldatma gibi kelimelerin yan yana geldiği bir olayda gerçekten haklı olan tarafı tespit edip isabetli bir yorum yapabilmek olanaksız.
Bu konuyu pas geçiyorum müsaadenizle sevgili Konsey.
Onur Baştürk:
Şu yaşıma kadar öğrendiğim en önemli şey; iki kadının kavgasından uzak durmak! Çünkü ortalık toz duman olur. Karışamazsın, araya da giremezsin.
Kadınların karşılıklı laf kavgası en tehlikeli şeydir... Kısacası:
Hangisi doğruyu söylüyor bilmiyorum ama olan gördüğüm kadarıyla İbrahim Toraman’a oluyor.
Cengiz Semercioğlu:
İbrahim Toraman’a bir şey olduğu yok Onur. Karısını döven, şiddet uygulayan, karısını bırakan o.
Dava dosyasına girdi bu dayak olayı.
Dolayısıyla burada olumsuz olmayan tek bir şey varsa o da İbrahim Toraman’ın durumu. Herkes hak ettiğini yaşar!