Güncelleme Tarihi:
* Yeni tiyatro oyununuz hayırlı olsun diyelim öncelikle Bülent Bey. “Hoşgeldin Melek” oyunuyla yollarınız nasıl kesişti?
- Teşekkür ederim. Ali Poyrazoğlu’yla uzun yıllardır arkadaşız. Bir süredir yeni bir oyun yapmayı düşünüyorduk. Amacımız hem İstanbul’u dolaşmak hem de Anadolu’da sevilecek bir oyun yapmaktı. Özdemir Çiftçioğlu bu oyunu yazdı, Ali Poyrazoğlu da yönetmen koltuğuna oturdu...
* Oyunun konusu ne, neyi anlatıyor?
- Hikâye huzurevinde geçiyor. Bu huzurevinde yaşayan iki arkadaş var. Neredeyse 40 yıldır arkadaşlar. Birisi hayata pozitif bakıyor, diğeri ise çok negatif. Hemen her gün bir bankta oturup laflıyorlar. Bir gün eski sinema yıldızı Melek Mutlu huzurevine geliyor. Ve iki arkadaş, ona aşık oluyor. Sonrasında olaylar çok başka yerlere gidiyor. Yaşlı insanların da sevmeye ve sevilmeye hakkı olduğunu, küçük şeyleri dert etmemeyi, sevginin ne kadar önemli olduğunu anlatan cici bir oyun bu.
* Ders çıkarılacak bir oyun yani...
- Kesinlikle. Çok güzel bir sloganımız var; “Bugün, geri kalan hayatımızın ilk günüdür.” Bugünün keyfini çıkarın. Kötü şeyler düşünmeyin. Dertleri bir kenara koymaya bakın. Sevginin ve sevilmenin ne kadar önemli olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Bu mesajları veren bir oyun “Hoşgeldin Melek”.
PESİMİSTLİĞİN KALIN ÇİZGİLERİ VAR BENDE
* Siz kendinize pay çıkarıyor musunuz oyunun verdiği bu mesajlardan?
- Büyük pay çıkarıyorum hem de. Mesela oyundaki bu karakterlerin çocukları var ama hiçbiri ziyaretlerine gelmiyor. Oynarken kendi ailem aklıma geliyor benim de, gençliğimde ihmal ettiklerim aklıma geliyor... Sevginin ne kadar güçlü olduğunu her seferinde bir kez daha anlıyorum...
* Sevgi sizin için ne ifade ediyor?
- Her şeyi... Onsuz hiçbir şey olmayacağına inanıyorum.
* Oyunda canlandırdığınız karakterden de bahseder misiniz biraz?
- Ben hayata çok pozitif bakan, elinden geldiği kadar güzel giyinen bir adamı oynuyorum. Geçmişte çok kazık yemiş, evliliği bitmiş, arkadaşlarından ayrı kalmış. Artık hayatının sonuna geldiğine inanıyor ve her dakikasını kârlı geçirmek istiyor. Aynaya bakıyor mesela, “Ne kadar yakışıklıyım” diyor, kendine moral veriyor.
* Siz de onun gibi iyimser misinizdir?
- Ben aslında pesimist bir insanım. İkizler burcu olduğum için pesimistliğin biraz daha kalın çizgileri var bende...
EROTİK FİLMLERİN HER ZAMAN OLMASI LAZIM
* Yılların oyuncusu olarak, yeni jenerasyonu nasıl buluyorsunuz?
- Gerçekten çok iyi genç oyuncular var. İsim vermek, ayrım yapmak istemiyorum ama...
* Yeni dönem Türk sinemasını nasıl buluyorsunuz peki?
- İyi gidiyor. Çok film çekiliyor. Arkadaşlar denemeler yapıyorlar. Yapsınlar, ne kadar çok film çekilirse sinemanın o kadar yararına olur.
* Sizin döneminizde bir erotik film furyası vardı, artık o tarz filmler çekilmiyor...
- Erotik filmler her zaman olması gereken bir şey aslında. Hakikaten şimdi hiç beceremiyoruz. Dizilerde de yok artık. İnanılır gibi değil, her şey kısıtlanıyor. Sanatta sansür olur mu?
* Siz sinema filmlerinden teklif alıyor musunuz?
- Evet, geçen temmuzda “İnşaat 2” filmini çekmiştik. Uzun zamandır film çekmemiştim, çok iyi geldi bana o.
HUZUREVİNDE KALAN ÇOK ÖNEMLİ İSİMLER VAR
* Oyun, huzurevinde geçiyor. Sizin jenerasyonunuzdan da huzurevinde yaşayan çok sayıda Yeşilçam oyuncusu var...
- Evet, huzurevinde kalan çok önemli isimler var. Ama bazıları, orada kalmayı kendileri tercih ediyor. Bu çok önemli bir şey, yaşlandıktan sonra anlıyorsunuz. İnsanlara yük olmak istemiyorsunuz...
* Sizin maddi durumunuz nasıl, geçinebiliyor musunuz?
- Allah’a şükür. Tiyatrom var, dizi yapıyorum...
* Bu oyunu huzurevinde kalanlara da oynamayı düşünüyor musunuz?
- Evet, İstanbul’daki bütün huzurevlerinde kalanlara oynamak istiyoruz. Ama hüzünlü bir oyun, dayanırlar mı bilmiyorum.