Güncelleme Tarihi:
KALP KIRMA PAHASINA 'HAYIR'
Onların anlattığına göre Elizabeth, tahtta tam 70 yıl boyunca oturmayı başarmasını biraz da sert mizacına borçlu. Yani en zor durumlarda, en yakınlarına bile doğrusunun bu olduğunu düşündüğü için "hayır" demesine. Bu, karşısındakinin kalbini kıracak olsa bile!
SAYESİNDE KRALİÇE OLDUĞU AMCASININ SON ARZUSUNU GERİ ÇEVİRMİŞ
Belli ki gençlik yıllarında, belki de mensubu olduğu aile ve yetiştirilme tarzından kaynaklanan sebeplerle çok daha önceden sahip olmuş bu özelliğe. Yani hayattayken zaman zaman gündeme gelen "acımasızlık" özelliği bir tür şehir efsanesi değil tamamen gerçekmiş.
Söz konusu belgeselde ileri sürüldüğüne göre; Kraliçe 2. Elizabeth, babasının ve kendisinin hükümdar olma şansını borçlu olduğu amcasına, üstelik ölüm döşeğindeyken bile "Hayır" demiş.
ESKİ KRALIN HEMŞİRESİ ANLATTI
Gelin o olayı tanık olan kişinin anlattığına bakarak hatırlayalım. The Real Crown: Inside the House of Windsor, adlı belgeselde yaşadıklarını anlatanlardan biri, Elizabeth'in amcası olan, Wallis Simpson aşkı yüzünden tahtını, tacını elinin tersiyle iten eski Kral 8. Edward'ın hemşiresi Julie Alexander.
AMCASI HAYATININ SON GÜNLERİNE YAKLAŞMIŞTI
Onun anlattığına göre eski kral Edward, 1972 yılında, yakalandığı ölümcül hastalığın pençesinde son günlerini geçiriyordu. Tedavi gördüğü Fransa'da bir gün yeğeni ve o sırada 20 yıldır İngiltere Kraliçesi olan 2. Elizabeth onu ziyarete gitti.
Aslında eski kralın yatağından kalkacak hali bile yoktu. Ama yeğenine öyle görünmek istemedi. Tedavi gereği vücudunun çeşitli yerlerine takılı olan tüplerin ve kabloların görünmemesi için kıyafetlerini giydi. Tekerlekli sandalyede oturmayı istedi.
Hemşire Julie Alexander'ın anlattığına göre Edward, doğru dürüst yemek bile yiyemiyordu ve aşırı şekilde zayıflamıştı. Yani artık hayatının sonlarına çok yaklaşmıştı.
ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ SON ARZUSUNU REDDETTİ
İşte o sırada Edward, kendisini ziyaret eden yeğeni Elizabeth'ten bir istekte bulundu. Uğruna tacını ve tahtını bile elinin tersiyle ittiği karısı Wallis Simpson'a "Her Royal Highness (HRH-Majesteleri) unvanının verilmesini istedi. Bu arada bu unvanın, kraliyet ailelerinde genel olarak prens ve prenseslere verildiğini ve onlara hiyerarşik olarak bir üstünlük sağladığını hatırlatalım.
Fakat hemşire Alexander'ın anlattığına göre Elizabeth, amcasının bu son arzusunu yerine getirmeyi çok fazla düşünmeden reddetti. Ona kısaca "hayır" diyerek bu isteğinin gerçeğe dönüşmeyeceğini açıkladı.
Hemşirenin söylediğine göre yeğeninden gelen bu yanıt eski kral Edward'ın kalbini kırdı. Sanki yüzüne tokat yemek gibi bir durumdu bu özetle.
ÇOK GEÇMEDEN EDWARD HAYATA VEDA ETTİ
Eski kral Edward, Elizabeth'in onu ziyaretinin üzerinden bir yıl bile geçmeden, 78 yaşında hayata veda etti. Elizabeth'in, amcasının son isteğini gerçekleştirmediği için bu kaybın ardından gerçekten neler hissettiğini ise artık kimse bilemeyecek. Çünkü Kraliçe 2. Elizabeth, birçok sırrı ve duygusu gibi bunu da yanına alarak sonsuz uykusuna daldı.
AŞKI UĞRUNA TAHTINI BIRAKMIŞTI
Elizabeth'in amcası Edward, ülkenin tahtında bulunduğu sırada Amerikalı Wallis Simpson'a aşık oldu. Bu durum o dönem için büyük bir skandaldı. Çünkü Simpson, bir İngiliz değildi, üstelik daha önce evlenip boşanmıştı.
Kral 8.Edward, o dönemde kritik bir karar verdi. Wallis Simspon uğruna tahtını bıraktı ve ülkeden ayrıldı. Simpson ile evlendi ve Fransa'ya yerleşti.
Onun aşk uğruna tacını bırakmasından sonra aslında böyle olağanüstü bir durum olmasaydı tahta geçmesi uzak ihtimal olan kardeşi George yani Elizabeth'in babası kral oldu. Özetle Elizabeth başta olmak üzere Kral 3. Charles ve ardından gelecek olan oğluyla torunu da bugünkü durumlarını Edward'ın, aşkı uğruna tahtını feda etmesine borçlu.
MEGHAN WALLIS SIMPSON'A BENZETİLMİŞTİ
Prens Harry'nin, Meghan Markle ile evleneceği duyulduğunda akıllara hemen yıllar önce yaşanan bu öykü geldi. Çünkü Markle da tıpkı Simpson gibi Amerikalıydı ve daha önce bir değil iki kez evlenip boşanmıştı.
Hatta, Harry'nin Meghan ile birlikte ülkesini terk edip ABD'ye taşınması da akıllara hep yıllar önce yaşananları getirdi. Tabii ki bir farkla: Harry kral değildi, kral olma ihtimali de çok düşüktü.
O ZAMANLAR İSTEDİKLERİNE AŞIK OLMALARI BİLE YASAKTI
İngiliz kraliyet ailesinin üyeleri, modern çağlarda soylu bir aileden gelmeyen kadın ya da erkeklerle evlenebiliyor. Hatta boşanmış gelinleri, evlilik dışı çocukları olan damatları bile var. Soylu aileden gelmeyen gelinlerden biri geleceğin kraliçesi Kate Middleton, Günü geldiğinde yani kocası William tahta çıktığında o da konsort kraliçe olacak. Hatta belmki William, Charles'ın yaptığı gibi yapıp unvandaki "konsort" kısmını kaldıracak.
Az önce örnek verdiğimiz Meghan Markle, eğer söz gelimi 100 yıl önce yaşasaydı ve Harry'e aşık olsaydı büyük ihtimalle onunla evlenmesi bir tür skandal yaratırdı. Çünkü Markle daha önce evlenip boşanmıştı.
Her ne kadar William ile Harry kadar üst düzeyde olmasa da Prenses Beatrice'in evlendiği Edoardo Mapelli Mozzi'nin evlilik dışı ilişkisinden bir tane oğlu var. Yani bütün bunlar şimdi kabullenilen durumlar. Ama İngiliz kraliyet ailesinde sırf bu katı kurallara uymadığı için büyük aşkını içi sızlayarak gözden çıkaran hatta son nefesini onun özlemiyle veren başka biri daha var: Kraliçe'nin tek kardeşi Prenses Margaret. O büyük amcası gibi yapmayıp ailesinin kurallarına boyun eğdi ve statüsünün izin verdiği biriyle evlendi.
KARDEŞİNE AŞK YASAĞI
Kraliçe'nin tek kardeşi Prenses Margaret'in, döneminin anlayışına göre skandallarla dolu bir hayatı vardı. Günümüzde kraliyet ailesi üyelerinin daha önce evlenip boşanmış kişilerle hayatlarını birleştirmesi artık sıradan bir olay olarak karşılanıyor. Ama hareketli hayatıyla bilinen Prenses Margaret'in gençlik yıllarında durum öyle değildi. Gelin o dönemi bir hatırlayalım.
Prenses Margaret ile kendisinden yaşça büyük olan Albay Peter Townsend birbirlerine aşık oldular. Hem fiziksel olarak hem de mesleki açıdan dikkat çeken bir pilot olan Albay Peter Townsend ile o dönemde prenses olan Elizabeth'in kız kardeşi Margaret'in aşkı ise aile tarafından hoş karşılanacak bir durum değildi.
Prenses Margaret'in yaşadığı aşkın bunca skandal yaratmasının nedeni ise Townsend'in boşanmış olmasıydı. Üstelik de Townsend, Margaret'ten 16 yaş büyüktü.
DİKKATLİ GAZETECİLER 'SKANDALI' ORTAYA ÇIKARDI
O dönemde İngiliz kraliyet ailesinin bir üyesi, boşanmış da olsa eski eşi hayatta olan biriyle evlenemez hatta romantik ilişki de yaşayamazdı. Bu duruma izin verilmezdi. Prenses Margaret ile Peter Townsend'ın romantik ilişkisinin ortaya çıkması ise Kraliçe'nin 1953 yılında gerçekleşen taç giyme törenini izleyen dikkatli gazeteciler sayesinde oldu. Margaret'in, Townsend'ın ceketindeki bir tüy parçasını aldığını fark eden gazeteciler olayın üstüne gitti ve bu ilişki de ortaya döküldü.
Bundan sonrası ise kelimenin tam anlamıyla "bir kırık aşk hikayesi". Peter Townsend ile Prenses Margaret evlenmeye karar verdiler ama bu durum bir türlü gerçekleşmedi. İlişkileri ortaya çıkan Margaret ile Peter için işler daha da zorlaştı. Peter Townsend, hükümet tarafından Brüksel'deki İngiliz Büyükelçiliği'ne hava ataşesi olarak gönderildi. 31 Ekim 1955'te de Prenses Margaret, Townsend ile ilişkilerinin bittiğine dair bir bildiri yayınladı.
GÖREV BİLİNCİ AŞKIN ÖNÜN GEÇTİ: Margaret bildirisinde şu satırlara yer verdi: "Miras hakkımdan vazgeçmeme bağlı olarak, resmi bir evlilik sözleşmesi yapmanın mümkün olabileceğinin farkındaydım. Ancak, kilisenin, Hıristiyan evliliğinin çözülemeyeceğine dair öğretilerini dikkate alarak ve Milletler Topluluğu'na karşı görevimin bilincinde olarak, bu düşünceleri diğerlerinin önüne koymaya karar verdim." Yeri gelmişken o gün BBC'nin bu açıklamayı duyurmak için radyo programının yayın akışını kestiğini de hatırlatalım.