Büşra BOZOK AYTEK Fotoğraflar: Muhsin AKGÜN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2015 01:19
Volkan Konak, yeni albümü “Manolya”yı geçtiğimiz ay sevenlerinin beğenisine sundu. Single furyasına inat albüm çıkarmaya devam edeceğini söyleyen sanatçı, “Manolya”nın gördüğü ilgiden de memnun:
Volkan Bey, yeni albümünüz “Manolya” geçen ay çıktı. Nasıl gidiyor satışlar, ilgiden memnun musunuz?
- Çok memnunuz. Bizim dinleyicimiz çok vefalıdır zaten. Aramızda büyük bir sevgi bağı var. Hepsine buradan teşekkür ediyorum.
Ne kadar süre çalıştınız bu albüm üzerinde?
- Notaları yazma, müziği toparlama, sözleri yazma derken 8 aylık bir ön çalışma yaptım. 2 ay da stüdyoya kapandık, kayıtları yaptık. Bizim stüdyo çalışmalarımız çok keyifli oluyor.
Albümde kaç eser var?
- 10 eserimiz, bir tane de şiirimiz var. O da artık bizim olmazsa olmazımız.
Sektördeki çoğu isim albüm yerine single’a yöneldi artık. Siz ise albüm çıkarmaya devam ediyorsunuz...
- Ben single olayına çok sıcak bakmıyorum. Eski kafayım o konuda. Albüm yapmakta ısrarcıyım.
Sanatçıların single’a yönelmesini nasıl yorumluyorsunuz peki?
- Sektör çöküş içinde olduğundan single’a yöneldiler. Sadece bu sektörde değil, genel olarak sanat dünyasında büyük bir çöküş var. Ülke mutsuz, keyifsiz olunca sanat da bitmiş olur. Mesela birçok festival düzenleniyor. Siyasetçilerimiz ne bir tiyatro, ne bir müzikal, ne de bir bale görüyor. Sanatçı arkadaşlar, “Şu kapıdan bir tane bile siyasetçi girmedi” diyor. Umarım güneşli günlere döneriz...
ÜMİTSİZLİK BİZE YAKIŞMAZ
Bu durum sizi huzursuz ediyor sanırım...- Tabii ki ediyor. İnsanlar mutsuzken ben mutlu olamam. Ama belli etmiyoruz tabii, moral vermeye çalışıyoruz. Ümitsizlik bize yakışmaz. Biz moral, sevgi pompalamaya devam ediyoruz.
Hiç bırakmayı düşündüğünüz oldu mu?- Zaman zaman gelgitlerimiz oluyor. Ama öyle zamanlarda şunu yapıyorum; daha prestijli, daha olgun düşüncelere geçiyorum. Bırakıp gitmeyi değil ama konser sayılarımı azaltmayı düşünüyorum. Mesleğim müzik ve ben mesleğimi icra etmeye devam edeceğim.
Sizin bırakmanızı kimse istemez sanırım. Karadeniz müziği yapan kaç kişi var ki...- Ben, ilk çıktığım zaman Orhan Gencebay’dan büyük destek gördüm. Konservatuvar düşünüyordum. Hoca “Bestelerini değerlendir” dedi. “Kuzey’in Oğlu” diyorlar ya bana, isim babası da odur. O günlerde tarzımızla müthiş bir çığır açmıştık. Peşimizden çok güzel
örnekler geldi. “
Volkan Konak müziği” yapmaktan gurur duyuyorum. Karadeniz rengini taşımaktan da bahtiyarım.
Peki “Kuzeyin Oğlu” olarak lanse edilmekten hiç sıkılmadınız mı? Zaman zaman tarzınızın dışına çıkmayı istemiyor musunuz?
- Hayır, sıkılmadım. “Kuzeyin Oğlu” çok yakıştı bana, metabolizmama uydu. Hatta karavanımın önünde bile “Kuzeyin Oğlu” yazar.
ŞARKILARIMI YİNE VOLKANCA YAZDIM
Albüme dönelim. “Manolya”nın daha önceki albümlerinizden farkı ne?- Yine Volkanca yazdım şarkılarımı. Ama daha önceki, nefeslilerin önde olduğu bir albüm olmuştu. Ondan önceki albüm de daha flamingo tarzıydı. Bu ise biraz daha Anadolu, biraz daha sahne performanslarıma uygun bir albüm oldu.
“Volkan Konak hiç Karadeniz türkülerinden oluşan bir albüm yapmıyor” deniyor. Bu eleştiriler için ne diyorsunuz?- Ben beste müziği yapmayı seviyorum. Yeni eserler seni kalıcı yapıyor. Barış Manço, Orhan Gencebay gibi isimler yeni eserler yaptıkları için kalıcılar. Yoksa “Çarşambayı Sel Aldı”yı okuyarak kalıcı olmazsın. Ben bu durumumdan memnunum.
ABARTILMIŞ ŞEKİLDE DUYGUSALIM
Konserlerinizde duygusal bir adam görüyoruz. Gerçekten orada göründüğünüz kadar duygusal biri misiniz?
- Haddinden fazla, abartılmış şekilde duygusalım. Gözyaşını seviyorum. Nemli gözlü olmaktan gurur duyuyorum. Uzun yolda ve geceleri çok ağlarım. Ağlamak, ruhumu terbiye eder. Kötü insanın gözyaşı yoktur, iyi insanın gözyaşı vardır. Kötü insan kurumuş ağaç gibidir. Gölgesi bile olmaz. Ben hep böyle yeşil, nemli olmayı seviyorum.
Aynı zamanda neşenizi de kaybetmiyorsunuz...- Hayatın o tarafını da ıskalamıyorum tabii. Ağır ağlar, ağız dolusu gülerim. Öteki türlüsü melankoli olur, kafayı yeriz.
Bu duygusal adamın çevresine sert tarafını da gösterdiği oluyor mu?- Mesleğimi icra ederken kimseye torpil yapmam. Eğer bir saygısızlık veya suiistimal görürsem, son derece sertleşirim. Çünkü ben mesleğimi çok önemsiyorum. Dünyanın en saygın işini yapıyorum. Laubali olunduğu zaman karşımdakiler o sertlikten nasiplenir.
Hak ettiğiniz değeri gördüğünüze inanıyor musunuz?
- Çok. Nankör olamam. İdeolojisi farklı olan insanlar bile dinliyor beni. Ben mesleğime çok emek verdim ve karşılığını saygıyla, sevgiyle alıyorum. Hangi şehre gidersem gideyim, müthiş bir sevgi seliyle karşılaşıyorum. Ben de onların yüzünü kızartmadım. Gerek aile yaşantımla, gerek ideolojimle, dürüstlüğümle kimseyi mahcup etmedim. Mesela insanları yanıltmayayım diye reklam filmleri, dizi tekliflerini kabul etmedim. Başka projelerde yer almadım. İnandırıcılıktan uzaklaşırım diye sadece şarkılarda kaldım. Bu da karşı tarafa
güzel geçti.
5 SENEDİR TELEFON KULLANMIYORUM
Cep telefonu kullanmadığınız doğru mu?
- Evet, son beş senedir kullanmıyorum. Telefon beni çok yordu. Yeniden o olaya girersem, duygudan uzaklaşırmışım gibi geliyor. Bir de telefona gerek yok, arayan seni öyle bir buluyor ki... Mutlaka yanımda biri oluyor zaten.
HOCALARIMA SÖZ VERDİM MÜZİK DIŞINDA BİR ŞEY YAPMAM
Reklam ve dizi tekliflerini kabul etmediğinizi söylediniz. Peki hayatınızı anlatacak bir sinema filmi çekmek isteseler, yine de oyunculuğa sıcak bakmaz mısınız?
- Böyle bir teklif geldi zaten. Ama ben müziğin dışında bir şey yapmak istemiyorum. Yola çıkarken de hocalarıma söz verdim. Müzik benim için kutsal bir alandır. Sinema filminin sadece müziklerini yaparım.