Güncelleme Tarihi:
◊ “Hızlı ve Öfkeli 8”i (The Fate of the Furious 8) basın gösteriminde soluksuz izledim. Serinin 8 filmi içerisinde en sevdiğim ilk üçe koydum bile, tebrikler. Çekimler Küba’da gerçekleşmiş. Neden Küba?
- Küba’nın bendeki yeri ayrı, Dom rolüne hazırlanmak için 2000 yılında daha ilk filmi çekmeden Küba’ya gittim. Bana nelerin ilham olabileceğini gözlemledim. Hâlâ aklıma geldikçe gülerim, gümrük memurlarına “Ben ünlü bir oyuncuyum, bir gün sizin ülkenizde çok büyük bir film çekeceğim” demiştim. Hepsi garip garip yüzüme baktı. Beni tanımıyorlardı bile ama tam 16 yıl sonra, geçen yıl “Furious 8”in çekimlerine orada başladık. Hayalimi gerçekleştirdiğim için hem mutlu hem de gururluyum. Küba’da filmi çekmemin başka bir sebebi de var tabii...
KARDEŞİM İSTANBUL’U ÇOK SEVDİ
◊ Böylelikle Paul Walker’ın da dileğini yerine getirmiş oldunuz, öyle mi?
- Evet ve ilk sahnede dikkat ettiysen kullandığım aracı hızlandırmak için ufak bir hile yapıyorum. O da Paul’ün canlandırdığı Brian’ın yaptığı numaralardan biriydi. Onun yarışlarda kullandığı eski bir hilesi ile yarışı kazanıp ona mesaj yolladım. Sahneye Brian’ın ruhunu kattım son filmdeki Küba yarışına.
◊ Tokyo, Rio de Janeiro, Londra, New York, Abu Dabi, Moskova... Seride ne zaman İstanbul’u göreceğiz?
- Kız kardeşim eşiyle birlikte İstanbul’a gitmişti. Şehri ve insanlarını çok sevmişler. Dolu dolu bir tatil yaptılar. Bana trafiğin felaket olduğunu, oradaki taksi şoförlerinin zaten “hızlı ve öfkeli” araç kullandıklarını söyledi. (Gülüyor) Benim de aklımın köşesinde kaldı kardeşimin anlattıkları, İstanbul fikri harika olabilir aslında. Asya’dan Avrupa’ya... Düşünüyorum da İstanbul kesinlikle iyi bir seçenek.
Charlize ile tanıştık fırtınalar koptu
◊ Charlize Theron da seriye dahil oldu. Onunla çalışmak nasıldı?
- Aramızda güçlü bir sihir var. Çekimlerde birbirimizin üzerine aklına gelebilecek en kötü şekilde gittik, öyle merhametsiz laflar ettik ki eğer gizlice bizi kameraya çekseydi biri, ikimizden de nefret ederdin. (Gülüyor) Küba’da Charlize ile ilk buluşmamızı anlatmam lazım. Ben önceden gittim, orada kalıyordum zaten. Hava muhteşemdi, ta ki Charlize gelene kadar...O geldi, buluştuk, bir fırtına koptu... Şimşekler çakmaya başladı.
Daha ilk buluşmamızda o fırtınayla ikimiz de enerjimizin çekimlerde çarpışacağını hissetmiştik zaten.
◊ Helen Mirren da filmde yer alıyor. Neden bilmiyorum ama onu görünce çok şaşırdım. Merak ediyorum, nasıl karar verdiniz Helen’ı kadroya dahil etmeye?
- Helen, Golden Globe partisinde basın ile konuşurken “Vin Diesel’i çok seviyorum, The Fate of the Furious’ta oynamayı ben de isterim” dedi.
Bu kulaktan kulağa yayıldı.
O partide ben de vardım, sonra yanıma geldi, sarıldı. “Duydun mu benim nasıl The Fate of the Furious hayranı olduğumu” dedi. Benim de çok hoşuma gitti Helen Mirren gibi usta bir oyuncunun benimle oynamak istemesi. Sonra stüdyo ekibine “Helen’a sekizinci filmde rol yaratmalıyız” dedim, bir şekilde olmadı. Ben de inatla filmin yönetmeni ve senaryo yazarını Dominik’teki evime davet ettim.
“Helen’a bir şey yazmalıyız” dedim. Orada o karakteri yazdık. Ardından kabul ettiler ve o da ekibe katıldı.
DWAYNE BENİM KARDEŞİM
◊ Dwayne Johnson ile aranızda anlaşmazlık olduğuna dair haberler okuyoruz son zamanlarda, doğru mu?
- Dwayne benim küçük kardeşim. (Gülüyor) O benim önem verdiğim bir kişi. Seriye katkısı göz ardı edilemez. Filmde çok zor sahnelerimiz var. Stresli bir süreçti ama insanlar aramızda kavga olduğunu nereden çıkardı anlamıyorum.
ARTIK ESKİ ÇILGIN VİN YOK
◊ 8 film yaptınız. Her filmde son model otomobiller var. Otomobil firmaları ile sağlam ilişkileriniz var. Ürün yerleştirme için daha iyi bir fırsat olamaz değil mi?
- Çok doğru. Dodge’un 11 Nisan’da piyasaya sunacağı, şimdiye kadar yaptığı en hızlı araba bu filmde kullanıldı.
◊ Filmden sonra sizin araba kullanış tarzınız değişti mi?
- Değişmişti, filmdeki gibi hızlı kullanırdım ama çocuklarım olduktan sonra çok daha dikkatli kullanıyorum. Eski çılgın Vin yok artık.