Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2019 12:54
Moda Konseyi, Venedik Film Festivali’nin kırmızı halısını mercek altına aldı. Scarlett Johansson’ın saçlarından Candice Swanepoel’in gömleğine kimler sınıfta kaldı?
Aslı Barış: Venedik Film Festivali başladı. Kırmızı halıda beğendiğiniz bir tarz var mı?
Başak Dizer Tatlıtuğ:
Top model Martha Hunt’ın seçimi Alberta Ferretti elbise çok güzel. Kırmızı halıda çok şaşırdığım bir seçim de var; Candice Swanepoel’in gömleği... Tabii ki herkes seçiminde özgür.
Ceylan Atınç: Şu ana kadar daha çok modeller poz verdi. Hiç beğenmedim. Çok ucuz görünümlü elbiselerin, sırf zayıf ve güzel vücutlu diye göklere çıkarıldığını gördüm sosyal medyada. Etro sanırım sponsor olup modelleri giydirmiş ama keşke hazır giyimdeki klasik tarzını ve İtalyan genlerini yansıtsaydı biraz.
Aslı Barış: Modeller çok sıkıcı giyiniyor gerçekten. Kötü nişan kıyafetinden halliceydi gördüğüm her şey. Gerçi oyuncular da bu sene kolaya kaçmış. Scarlett Johansson’ın kırmızı Celine elbisesi çok sıradan, o garip makyajıyla dünyalar güzeli kadın yorgun görünüyor.
Juliette Binoche, ıslak saçlarıyla banyodan apar topar çıkmış gibi.
Liv Tyler’ın çöp poşeti havasındaki elbisesinin kolları aşırı teatral. Sevdiğim bir şey göremedim. Thomas Mann’ın “Venedik’te Ölüm”ünü düşündüm.
Bu da Venedik’te modanın ölümü...
Heidi de Nedo dediHeidi Klum, Nedret Taciroğlu’nun bir tasarımıyla MTV VMA’de yürüdü. Nasıl buldunuz tarzını?
Başak Dizer Tatlıtuğ: Nedret Taciroğlu’nu bu sezon yurtdışında ünlülerin kırmızı halı seçimlerinde ne çok gördük, mutluluk verdi. Tebrikler. Çok zor bir şeyi başarıyorlar ve doğru ilerliyorlar. Heidi Klum’un kendi stilinden, her zaman seçtiği tasarımlardan bir elbise.
Ceylan Atınç: Stili demişken... Heidi Klum’un yaş aldıkça biraz rüküşe kaçan bir tarzı oldu. Project Runway’de daha cool giyindiğini hatırlıyorum. Nedret Taciroğlu tasarımlarını genelde çok beğenirim, bu sefer Heidi Klum’un üzerinde beğenemedim. Parlak bu kumaş çok çok ince olmayı gerektiriyor bence, özellikle göğsü daha küçük birinin üzerinde daha iyi durabilirdi.
Aslı Barış: Ben sevdim. Onun tarzına gitmiş. Jennifer Lopez’in giydiği Nedo tasarımını daha bir beğenmiştim ama bu da güzel. Türk markaları yurtdışında ne kadar rağbet görürse, o kadar seviniyorum açıkçası.
Bu ayakkabıları dagiyecek miyiz?
Aslı Barış: Bottega Veneta’nın yeni file ayakkabıları hakkında görüşlerinizi merak ediyorum. Ayakkabı file! Üstelik önü kare ayakkabılar geri geliyor. Ne dersiniz, giyecek miyiz bunları da?
Başak Dizer Tatlıtuğ: Önü kare, önü dörtgen, kare topuk, orta boy topuk, kısa topuk, terlik hepsi gelecek ve biz hepsine alışıp giyeceğiz, neler giymedik ki. Şu an “sevmedim, istemiyorum, istemeyeceğim” diyorum ama zamanla alışırız.
Ceylan Atınç: Rosie Huntington-Whiteley çok beğendiğim bir model ve özellikle sosyal medyada kendi stilini çok iyi yansıtan bir kadın.
Ona bile yakışmamış. Pvc transparan ayakkabılardan sonra file transparan ayakkabılar çok sık göreceğimizin sinyalini verdi.
Büyük konuşmamak lazım yine de, çaktırmadan mağazada bir denerken kendimizi bulabiliriz sonra.
Aslı Barış: Geçen kış piyasada olan “tüylü baba terliği” trendi gibi geçici olmasını umuyorum.
Şort meselesine gelince...Bu haftanın tartışma konusu Ömür Gedik’in “kısa şort” çıkışı oldu. Gedik daha sonra üslubu hakkında geri adım attı ama ben yine de görüşlerinizi merak ediyorum. Neler düşünüyorsunuz?Başak Dizer Tatlıtuğ: Hiç de zamanı ve yeri olmayan, çok yanlış yerlere çekilebilecek bir yorum olmuş. Kadınların kıyafet seçimlerini canıyla ödediği, bu sebeple şiddet gördüğü bir ortamda, bir gazetecinin böyle bir konuda görüş bildirmesi doğru değil. Hiçbir kıyafet hakkında toplumda sokaktaki kadının genel seçimiyle ilgili ahkâm kesmeyelim. Ayrıca herkes özgür, bize ne?
Ceylan Atınç: Özellikle ülkemizde kadın hakları zaten pek çok medeni ülkeye göre yerlerdeyken, kadınlar sürekli seçimleri, giyimleri, kuşamları yüzünden taciz ediliyorken... Bu tarz baskılar bizi toplum olarak yıpratır, kadınları güçsüz ve korkak hale getirir. Medeni ve refah seviyesi yüksek toplumlar ancak kadınların güçlü ve özgür olduğu ülkelerde var olur.
Kadını “onu giyme, bunu yapma” diye baskılayacağımıza, özgür ve ayakları yere basan, kendi değer yargıları ile nerede ne giyeceğine kendi karar veren bireyler yetiştirmeliyiz.
Aslı Barış: Neyse, zaten “fikrimi dile geçiriş biçimimin doğru olmadığını kabul ediyorum” dedi. Keşke hiç olmasaydı bu tartışma.
Sanırım konuyla ilgili en iyi yorumu Cengiz Semercioğlu yaptı. “Türk basınında kadın yazarların şortla bir imtihanı var. Ve her seferinde sınıfta kalıyorlar” demiş. Katılıyorum.
Bu söylemler çok farklı yerlere çekilir, çekildi de. Kadın hakları konusunda bu haldeyken, kızlarımızın şortundan başka konuşacak şeyler var.