Ünlüleri kayırmayız

* “Ben Bilmem Eşim Bilir”, üç sezondur ilgiyle izleniyor. Sizin için çekimler nasıl gidiyor?
- Gayet iyi gidiyor. Üç yıldır birçok televizyon projesinin ulaşmadığı sayıya ulaştık. 300’üncü bölüme merdiven dayadık. Bu, senede 100 bölüm anlamına geliyor. Seyirci takdir etti ki hâlâ çekiyoruz. Çok memnun olduğumuz ve sevdiğimiz bir proje.

* Bu başarının sırrı ne sizce?
- Ailece izlenebilecek bir program olması... Maç seyredildiği zaman hanımlar itiraz ediliyor, dizi seyredildiği zaman beyler itiraz ediyor. “Ben Bilmem Eşim Bilir” ise ortak kumanda. Karı-koca ve çocuğun beraber seyredeceği bir program.

* Programın başarısının sırlarından biri de eğlenceli sunumunuz bence...
- Ben, Müjdat Gezen Sanat Merkezi mezunuyum. Müjdat Hoca’nın her zaman söylediği bir şey var; “Eğlenmeden eğlendiremezsin.” Biz de burada eğlenerek çekim yapıyoruz. Ama ben tek başıma eğlenmiyorum tabii. Programı 70 kişi yapıyor. Bu enerji, sinerjiye dönüşüyor.

ONLARI DA TOPUKLU AYAKKABIYLA GÖRECEĞİZ

* Artık pazartesi günleri ünlüleri yarıştıracaksınız, nasıl ortaya çıktı bu fikir?
- Uzun zamandır, benim tanıdığım ünlüler “Biz de gelip yarışalım” diyordu. Yılbaşında ünlü çiftleri ağırladık ve seyircinin büyük ilgi gösterdiğini gördük. Sonra da “Pazartesi akşamları seyirciye böyle bir şey sunalım” dedik. Seyirciler, ünlülerinin aileleri hakkında bilgi edinecek. Nasıl bir aile hayatları olduğunu görecekler.

* Ünlülere sorduğunuz sorular ya da oynattığınız oyunlar farklı mı olacak?
- Hayır, standart davranıyoruz, sorularımız da aynı olacak. Onlara özel bir şey olmayacak.

* Ünlülerle çalışmak mı zor, diğer yarışmacılarla mı?
- Hiç fark yok. Ünlüler, toplum tarafından bilinen, merak edilen insanlar. Sadece böyle bir fark var. Ama oyun seçmek, kayırmak gibi bir durum yok. Ünlüleri de topuklu ayakkabıyla göreceğiz yani. Geri vites olmayacak.

EŞİMLE YARIŞSAYDIK ARABAYI ALMADAN GİTMEZDİK

* Performansları nasıl peki ünlü yarışmacıların?
- İnanamayacağın performanslar seyrettik. “Kesin yapar” dediğimizi yapamayan ünlü de gördük, hiç beklemediğimiz performanslar sergileyenler de. Mesela hiç aklına gelir mi Faik Öztürk topa vuracak, Safiye Soyman da kafasıyla gol atacak? (Gülüyor) Buna benzer çok şey yaşıyoruz.

* Yarışmaya ünlü bulmak kolay mı sizin için, zorlanıyor musunuz bu konuda?
- Ufak bir çekince oluyor tabii ama onu da normal karşılıyorum. Çünkü “Yapabilir miyim?” diye düşünüyorlar. Yarışan ünlüleri seyrettikçe çok fazla talep alacağımızı düşünüyorum.

* Sizi böyle bir yarışmaya eşinizle davet etselerdi, katılır mıydınız?
- Ben katılmayı çok isterdim. Ben yarışmayı severim. Tavla oynarken bile heyecanlanırım. Eşim Sanem de çok istiyor. Bir gün “Bardak atma oyununu çok merak ediyorum” dedi, “Gel oynayalım kızım, dükkan bizim” dedim. Geldi, oynadı. O oyundaki rekor 20’de 10, Sanem 18 yaptı. (Gülüyor) Biz karı-koca pis bir çift olurduk. Arabayı almadan gitmezdik.

* Haftada kaç gün çekim yapıyorsunuz?
- Değişiyor ama minimumda 3 gün çalışıyoruz. Televizyon işinde birazcık stok yapmak lazım. Sonuçta hastalık var, tatil var... Yaz ayını birazcık erken başlatabilmek istiyoruz.
Çünkü üç yıldır çalışıyoruz ve artık tatile ihtiyacımız var. Stok yapalım, mayıs ortası gibi bitirelim, elimizde bölümler kalsın istiyoruz.

ÇOCUĞUMU BİRAZ DA BEN BÜYÜTEYİM

* “Yapışık Kardeşler” filmiyle 1 milyon seyirci barajını aştınız. Yeni sinema, dizi ya da tiyatro çalışmalarınız var mı?
- Sinema filmini yaptık, bitti. “Seksenler” dizisi devam ediyor. Mayısın ortasına kadar işleri bitiripp ailemle tatile çıkmak istiyorum. Aileyle ilgili bir iş yapıyorum ama bunu yaparken kendi ailemi özlüyorum. Çocuğum büyüyor, hep anası büyütüyor, biraz da ben büyüteyim.