Güncelleme Tarihi:
Daha bir genç kızken adım attığı gösteri dünyasında sayısız başarıya imza attı. Oscar da dahil olmak üzere en büyük ödüllere aday gösterildi, hayranları tarafından sevildi, şöhret ve varlık dolu bir hayatı oldu ama aradığı gerçek mutluluğu aslında bulamamıştı.
İngiliz yönetmen Edgar Wright ile 2009 yılında, Scott Pilgrim vs. the World'ün çekimleri sırasında tanıştıktan sonra sevgili olmuşlardı. 2013'te ayrıldılar. Drinking Buddies'in çekimleri sırasında tanıştıktan sonra Şubat 2014'te İngiliz görüntü yönetmeni Ben Richardson ile bir ilişki yaşamaya başladı ama bu aşk da uzun sürmeyecekti. 2020'nin sonlarında kendisi gibi ünlü bir oyuncu olan Bill Hader’la birlikte olmaya başladı. 2 yıl sonra ayrıldıklarını açıkladılar.
FİLMDEKİ PERFORMANSI İÇİN TOKSİK İLİŞKİSİNDEN İLHAM ALMIŞ
Bu yıl gösterime giren ve performansıyla övgüler topladığı Alice, Darling'deki performansına ilham verdiğini söylediği bir ilişki daha yaşamıştı. Anna Kendrick, duygusal olarak zorlayıcı hatta taciz edici olarak tanımladığı bu ilişkiyi kiminle yaşadığını açıklamadı. Ancak bu aşktan geriye kalan büyük kalp yarası konusunda daha açık sözlü davranacaktı.
37 yaşındaki aktris, bir podcast yayını sırasında "Bu birlikte yaşadığım biriydi. Yani hayatımıza ve birlikte verdiğimiz kararlara bakınca ona pratikte kocamdı demek bile mümkün. Onunla çocuk yapmayı planlamıştık, embriyolarımız vardı. O benim için doğru insan demiştim.” sözleriyle anlattığı adamın kimliğini açıklamadı ama yaşadığı yıkımı dinleyenlerle paylaştı. İlişkinin başlamasının üzerinden altı yıl geçtikten sonra ilk kez erkek kardeşine açılan güzel yıldız ona bir şeylerin yolunda gitmediğini sezdiğini söylemiş.
“Artık bir yabancıyla yaşıyorum” diye anlattığı bu durum yüzünden sevgilisiyle ne zaman konuşmaya çalışsa duygusal şiddet gördüğünü anlatan Kendrick, bu adamın kendisini bir bebek gibi kıvrılıp hıçkıra hıçkıra ağlayacak hale getirene kadar ona bağırdığı itiraf etti.
Bir gün onu sette ziyarete gelen ve orada da tuhaf davranışlar sergilemeye devam eden sevgilisine cesaretini toplayıp neler olduğunu sorduğu zaman içinden geçirdiği korkutucu gerçekle yüzleşmesi gerekmiş. “Lütfen o kadının adını zikretmesin” diye içimden dua ederken, sevgilimin ağzından o adı duydum” diye anlatıyor yaşadıklarını. O noktada ilişkilerinde yolunda gitmeyen şeyler için kendini suçlamaya başlamış. “Ayrılırsak ya da terk edilirsem bu benim suçum olur” diyen Anna Kendrick ve bu meçhul sevgili son çare olarak çift terapisine gitmeye başlamışlar.
ÇİFT TERAPİSİ İLİŞKİYİ DEĞİL AMA ONU KURTARDI
Bu terapi süreci ilişkiyi kurtarmaya yetmeyecekti ama ünlü yıldızın bu toksik ilişkiden kurtulmasını sağlayacaktı. Kendrick birden fazla terapistle görüşmeye başladı. Bütün bunlar uzun vadede yıldız oyuncu için harika şeyler olacaktı. Ancak başlangıçta terapistlerine “Bana deli olmayı nasıl bırakacağımı söyle. Bana herhangi bir şeyi hissetmeyi nasıl bırakacağımı söyle'' diyordu. Sonunda kendine iyi gelen tek bir terapistle görüşmeye devam etti ve bu toksik ilişkiyle ilgili travmalarını atlatmayı başardı.
İlişkileri devam ettiği müddetçe bu öteki kadınla ilgili ne zaman soru soracak olsa engellendiğini söyleyen Anna Kendrick, bir noktadan sonra ona büyük bir öfkeyle yaklaşan sevgilisi yüzünden kendini suçlamaya başlayacak ve yaşananları kendi suçu olarak görmeye başlayacaktı. Bu korkunç halden kurtulmayı hemen başaramadı. Bu korkunç adamdan ayrılabilmesi bir yıl sürmüştü ve “Ondan ayrılamadığım için çok utanç duruyordum” diye anlatıyordu yaşadıklarını.
Altı yıldan ve bunca sevgiden sonra hem araya bir başka kadının girmesi hem de sevgilisinin ona karşı şiddete başvuracak bir hale gelmesi yıldız oyuncuya hep hatanın kendisinde olduğunu düşündürmüştü. Kendrick, bu acı ve utanç dolu ilişkiden hiç bahsetmemeyi planlamış olsa da bir noktadan sonra bunu içine sindirememiş ve konuşmaya karar vermişti. Bu açılmanın kendisinin durumuna düşen kadınlara da yardımcı olabileceğini düşünüyordu çünkü.
“Böyle bir durumun içine düşen kadınlar yeterince güçlü olmadıklarını, bir feminist olmadıklarını, doğru düzgün bir ilişkiye değer olmadıklarını düşünmeye başlarlar” diyen ve bunun doğru olmadığını genç kadınlara anlatmaya çalışan Anna Kendrick, kendisininki gibi bir farkındalığa ulaşmanın ve bu yaralayıcı ilişkilerden çıkabilmenin gerçek bir cesaret örneği olduğunu bilhassa vurguladı ve aslında birçok genç kadın için bir örnek haline gelip umut dağıttı…