Oyuncu İsrafil Köse'nin eşi :Benim oğlum şu an babasız kaldı

Ünlü oyuncu İsrafil Köse, dün akşam saatlerinde Kadıköy'de motosikletiyle kaza yaparak ağır yaralanmıştı. Olayın ardından Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırılarak yoğun bakıma alınan ünlü oyuncudan üzücü haber geldi. Komedi dalında büyük bir hayran kitlesine sahip oyuncunun acı haberini eşi Şengül Köse, "Kafasındaki kanama, kaburgalarındaki kırıklar ve kafasını kaza anında çok şiddetli bir şekilde çarptığından dolayı eşim İsrafil Köse'nin beyin ölümü gerçekleşmiştir" sözleriyle açıkladı.

Köse, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Şuan nefes alıyor, yaşıyor fakat doktorların verdiği ilaçlardan dolayı. Söyleyecek fazla bir şeyimiz yok kayın validemin gelmesini bekliyoruz. Kazada evet eşimin suçu var ama suçun yüzde 50'sinin şoförde de olduğu söyleniyor. Sağ istikamette durulmaması gereken gidiş- geliş olan yolda durmuş. Taksici sağını solunu kontrol etmeden aniden sol sürücü kapısını açmış. Eşim de kasisten geçerken frene basıyor fakat aniden kapı açıldığı için kapıya çarpıp sürükleniyor. Ne olursa olsun ben bunun arkasını bırakmayacağım. Oğlumun adı Abdullah Şafak Köse. Baş harflerini birleştirdiğimiz zaman 'aşk' oluyordu. Kendisine 'aşk' diye hitap ediyorduk. Benim oğlum şuan babasız kaldı. Oğluma ne diyeceğim, nasıl açıklama yapacağım bilmiyorum" dedi.

Acı haberi duyan ünlüler hastaneye akın etti

İsrafil Köse ile kardeş gibi olduklarını belirten oyuncu Çetin Altay, İsrafil Köse'nin beyin ölümünün gerçekleştiğini açıklayarak, "Ben şehir dışındaydım. Cumartesi gecesi geldim. Pazar sabahı olmuş kaza. Duyar duymaz zaten geldim. O zamandan beri buradayım. Anbean takip ediyorum. Yanına da girdim. Kardeşim gibiydi İsrafil. Böyle talihsiz bir kaza motosikletle yapıyor. Bildiğimiz kadarıyla yani biz görmedik. Duyduğumuz kadarıyla işte bir tutanak gösterdiler bize. Bir tane ticari taksiye durduğu esnada yani dururken arkadan çarpıyor. Onun etkisinde ağır yaralanıyor. Sabah 07.17 gibi hastaneye getiriyorlar. Daha sonra yoğun bakımda tuttular. Durumundan sürekli haberdar ettiler. Hiç ummadığımız anda ne söyleyeceğimi de şaşırdım. Beyin ölümü gerçekleşti. Makineye bağlı yaşıyordu" diye konuştu.

Menajeri Emin Albayrak: "Kardeşimizi kaybettik"

Köse'nin yapımcısı ve menajeri Emin Albayrak ise, "Ben de Trabzon'daydım dün. Yeni filmin hazırlıkları için gitmiştim. Birkaç güne dönecektim. Dün haber verdiler. Motor kazası, bir taksi kapıyı açıyor. O sırada kapıya çarpıyor. Yaklaşık 30- 35 metre sürükleniyor. Daha sonra hastaneye getiriliyor. Kalbi durmuş, kalp masajı yapılıyor. Ama hem beyin hem de ciğerler hasar gördüğü için iç kanamadan kaybediyoruz. Zaten kendisi şeker hastasıydı. Yıllardır beraber çalışıyoruz. Hiçbir şeye cevap vermedi. Annesi yolda olduğu için basından duyulmasın diye daha tedbirli davrandık. Kaybettik kardeşimizi. Yarın nerede defnedileceğiyle bugün akşama doğru bilgi vereceğiz. Kaskı vardı. O konuda çok ciddi dikkat eden bir arkadaşımız. Zaten yıllarca trafik eğitimi üzerine çok oyunlar sergiledi. İlk çıkan ölüm haberleri asılsızdı. Kardeşimizi hastanede kaybettik" ifadelerini kaydetti.

Haberi duyar duymaz hastaneye geldiğini söyleyen Nuri Alço üzüntüsünü şöyle dile getirdi: "Acı bir ölüm tabi ki beklenmedik bir ölüm. Genç bir ölüm. Motor kazası yani tam da öğrenmedim ben de yoldan geldim. Direkt buraya geldim duyunca. Yazık söyleyecek bir şey bulamıyorum yani. Başımız sağolsun."

'GÖZLERİMDEN KAYAN YAŞ İLE UYANDIM'

İsrafil Köse'nin yakın arkadaşı Umut Oğuz, acı haberin ardından duygularını şu sözlerle dile getirdi; 'Gözlerimden kayan yaşla uyandım. Hissettim belki gittiğini. Her şeyi atlattın, bunu da atlatırsın dedim. Yavrun için dön diye dualar ettim. Başında nöbet tutan Çeto'yu aradım. Gitti dedi. Şaka yapıyordur dedim. Öldü dedi. Düğüm var ya o düğüm. Gık edemezsin. Kalırsın mal gibi. Kusuruma bakma ama bu olmadı kardeşim. Gördüğüm göreceğim en sorumsuz, en zararsız, en rahat adamdın ve işte o rahatlığın aldı seni bizden. Hep ölmeye oynadın. Belki gitmek istedin ama gittiğin yerde bu dünyadaki dostlarına yaptıklarını yapma. Bizi üzdün oradakileri üzme. Adın ne zaman geçse gülen ben, şimdi çok ama çok üzgünüm senin yüzünden. Tokatlayıp küfretmek istiyorum seni hep yaptığım gibi, sonra yaptığın bir saçmalığı anlatıp kahkahalarla sarılmak. Keşke geçen aradığında geç kalmayaydın da bir sarılaydık. Çok saçma gittin kardeşim. Çok. Mekanın cennet olsun.'