Güncelleme Tarihi:
Aralarında egosal bir rekabet olup olmadığı sorularına ise Dinçer Güner , "Hande ile bu programda tanışmadık. Yaklaşık 10 senelik bir geçmişimiz var. O yüzden birbirimizi tanıyan ve bilen iki insan olarak ona her zaman çok teşekkür de ederim. Astrolojide kalıcı olmama yardımcı olan Hande’dir." derken, Hande Kazanova ise, "Her zaman destek oluruz birbirimize. Çeşitli yerlerde bir araya çok geldik. O yüzden Dinçer’i çok severim, çok sayarım. O yüzden bir araya gelmemiz hiç te tesadüf değil." dedi.
Astrolojik şifre vermeye mi başladınız. Bu programın formatı nedir?
Hande Kazanova : Güne ve yaşantımıza dair gökyüzünün bize verdiği ve hayatımızı kolaylaştıran formüllerden bahsediyoruz. Sevgili Dinçer ile beraber çok keyifli bir şekilde yürütüyoruz. Hem daha rahat önlerini görsünler hem de hayatlarını daha rahat bir etkiye nasıl çevirirler onları konuşuyoruz. Her türlü formülü buradan iletmeye çalışıyoruz.
İkinizin isimleri bu alanda ayrı ayrı çok popülerdi. Bir araya gelince zorlandınız mı? Egosal durumlar giriyor mu araya?
Dinçer Güner : Hande ile bu programda tanışmadık. Yaklaşık 10 senelik bir geçmişimiz var. O yüzden birbirimizi tanıyan ve bilen iki insan olarak ona her zaman çok teşekkür de ederim. Astrolojide kalıcı olmama yardımcı olan Hande’dir.
Hande Kazanova : Her zaman destek oluruz birbirimize. Çeşitli yerlerde bir araya çok geldik. O yüzden Dinçer’i çok severim, çok sayarım. O yüzden bir araya gelmemiz hiç te tesadüf değil.
Dinçer Güner : İkimiz de klasik astroloji ekolünden geldiğimiz için bilgi tek olunca bir şeyin yarışına girmiyorsunuz. Aynı ekolden gelince aynı şeylerden bahsediyorsunuz. Doğal olarak ortak bir dilimiz var.
Ne oldu da astrolojiye ilgi duymayan kişiler merak ediyor? Bu bir trend mi? Astroloji hayatımızın bir parçası mı oldu?
Hande Kazanova : Bir şey olmadı. Astroloji her zaman olduğu yerde idi. Ama Türkiye’de çok daha farklı algılanıyordu. Astroloji çok uzun yıllar boyunca sadece burçlar ve entertemint olarak algılandı. Ama dünyada böyle değil. Çok özel okulları ve çalışmaları var. Gerçek anlamda astrolojiden elde edilen bilgiler, hayatın birçok alanında kullanılıyor. Astrolojinin pek çok çeşidi var. Business astroloji, finansal astroloji, dünya astrolojisi, medikal astroloji… Şimdi yavaş yavaş Türkiye’de bunu fark etmeye başladı. Sadece burçlar değil işin özünde çok başka olaylar ve konular da var. Pandemi de tabii ki bunları hızlandırmış oldu.
Dinçer Güner : Evet, pandemi çok güzel katalizör bir görev gördü. İnsanların astrolojiyi kendilerine bu kadar yakından görmelerinin en temel nedeni dijitalleşen dünya ile birlikte astrologlara nazaran kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri bir ortam oluşmaya başladı. Hande’nin dediği gibi entertemint olarak kullanılıyordu. Ama böyle algılandığı dönemde mesela bundan 20 ya da 25 sene önce bir tane editör oturuyordu çay getiren ablaya “Abla burcun ne?” diye soruyordu. Abla da balık diyor. Abla, “Ayağım ağrıyor.” şeklinde o an derdini ifade edince; Balık burcu için sevgili balıklar bugün ayağınız ağrıyabilir şeklinde yazılıyordu. Meteoroloji hava durumunu bildiğinde kimse buna şaşırmıyor. Bizim işimizin de hava durumu ile hiçbir farkı yok.
Hande Kazanova : Borsada yatırım yapanların, kağıtların teknik analizlerine bakarak önlerinki dönem neye daha fazla yatırım yapmalarını öngörmeleri gibi bir şey. Bu gibi alanlar astroloji ile çok benzer. Geçmişte olan olayları referans alarak önümüzdeki döneme dair neler olabileceğini anlattığımız ve olasılıklardan bahsettiğimiz bir sistem.
Madem tek ise, bu bilimse ve araştırılarak öngörülebilen bir şey ise Astrologlar bunu niye biliyor?
Hande Kazanova : Onlarca, yüzlerce, binlerce olasılık var. Olasılıkları belki o programda doğru saymış olabiliriz. 2020 yılına girdiğimizde gökyüzünde çok önemli bir pozisyon vardı. Bu pozisyon, Satürn ve Plüto kavuşumları devreye girdiğinde oluyor. Mesela 1918 yılında İspanyol gribinin çıktığı zamanlar, kara ölüm dönemi… Biz de insanız. Biz o zaman her şeyi bilirdik. Biz bu olasılıkları saydık ama inanmadık. Olduğu zaman biz de aynı diğer insanlar gibi kalıyoruz.
Dinçer Güner : Gerçekleşen her şey istatistik dosyasına bir veri olarak işliyor. Satürn Plüto kavuşumunda yine salgın oldu. Bu seferkinin adı Covid-19. Bunu yazıyoruz ki bir sonraki kavuşmada bizim mesleğimizi yapacak olan astrologlara bir veri veriyoruz.
Hande Kazanova : Biz bir olay olduğunda astroloji çalıştı diyoruz. Çünkü ben bildime girdiği vakit başka bir durum oluyor. Bir şey bilmiyorsun aslında.
Dolunay etkisi, Merkür retrosu gibi sayısız şeyler duyuyoruz. Düzlüğe çıkmayacak mıyız?
Hande Kazanova : Her ay, yeni bir ay var. Ayın bizim üzerimize çok etkisi var. Vücudumuzun yüzde 72’si su ve git gelden çok fazla etkileniyoruz. Her yeni ay illa bir şey başlatacak diye düşünmesinler. 2020 yılında çok ağır bir noktadan çıktığımız için 2021 yılında ocak ve şubat çok önemli olduğu için bazı anlar önemli. Tabii ki güzel günlerimiz olacak, tadını çıkaracağız. Şu pandemi geride kaldığında zaten her şeyin güzel olacağını söyleyebiliriz.
Dinçer Güner : Dolunay ve yeni ay her zaman var ama hepsi o kadar önemli değil. Bu yüzden okutmak için farklı başlıklar seçiliyor. İnsanlar “Sevgiyi çoğaltın” gibi bir başlığa girmiyorlar. Ama “Kalbine dikkat et” dediğin zaman okuma sayısı 3 kat, 4 kat, 5 kat artıyor. Okumayı artıracak başlıklar atıldığı için kaygı düzeyleri de artıyor en nihayetinde.
İnsanların tercihlerinde ve kararlarında dikkate aldıkları bir unsur ama yegane gerçek yapması gereken bir unsur mu bu?
Hande Kazanova : Astroloji sadece ne olacaksa onu anlatıyor. Eğer gergin bir şeyler yaşıyorsan hayatında belki bunun çözümünü söyleyebilir. Bazı astrologlar, bunu da yapmayı da biliyor.
İşinizi özel hayatınıza yansıtıyor musunuz?
Hande Kazanova : Tabii yansıtıyoruz.
Dinçer Güner : Diyelim ki gökyüzünde Satürn-Mars ya da Plüto-Mars karesi var. Bu çok kavga demek. Sevgilimle bir konuda sohbet ediyoruz ve bir konuda fikir birliğini varamadığımız bir noktaya geldik. Belli ki bir yerde bağıraşacağız. İçimden sakin ol çünkü bu gereksiz bir yere gidecek, boşver o ne düşünürse düşünsün diyorum.
Günlük burç yorumunu okurken yükselen burcunun okunması gerektiği söyleniyor. Bunun sebebi nedir? Neden yükselen burcun okunması gerekiyor?
Hande Kazanova : Çünkü biz harita yorumu yaparken birinci ev dediğimiz yükselen burcu alanına Yengeç burcunu yorumlarken o burcu oturtuyoruz. Ona göre önümüzdeki dönemin gökyüzü etkilerini anlatıyoruz. Yani Yengeç burcu yorumunu yaparken yükselen yengeçleri anlatmış oluyoruz. Yükselen demek bir ortama girdiğin zaman insanların seni algılama şekli senin yükselenini veriyor. Senin fiziki görüntün insanlar tarafından nasıl görülüyor? Sen içerde bir aslan olabilirsin. Ama bir ortama girdiğin zaman insanlar Yengeç burcunun özelliklerini görüyor. Hastalıklar, sağlık, yetenekler… Bunlar hep yükselen ile bağlantılı.
Yükselenin duygusallıkla bir ilgisi var mı?
Hande Kazanova : Evet, var. Çünkü Ay tarafından yönetiliyor. Yani Ayı’nın nerede olduğu önemli. Bu seni, sen yapıyor.
Canlı yayınlarda, çektiğiniz programlarda o hafta burçların hayatında neler olabileceğini anlatıyorsunuz. Kendi burcunuza gelince hiç torpilli davrandığınız oldu mu?
Dinçer Güner : Ben kendi burcumu unutuyorum.
Hande Kazanova : Astroloji ile ilgilendiğinizde bütün burçlara eşit mesafede durmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. Hepsinin olumlu ve olumsuz özellikleri var. Hepsi bu hayata bir amaç için gelmiş. Böyle baktığınız zaman kimseye kızamazsınız. En sevmediğiniz insanın burcuna bile çok daha objektif ve çok daha adil davranabiliyorsunuz.
Dinçer Güner : Bir de burç önemli değil aslında. Hepimizin parmak izi gibi nev-i şahsına münhasır bir doğum haritası var. Biz aslında burçları okumuyoruz. Hep gezegenlerin hareketlerine bakıyoruz.
Hayvanların özel takvimi mi var? Yoksa bu astrolojik değişimler onlara da etki ediyor mu? Hayvan ile sahibi arasında bir etkileşim oluyor mu?
Dinçer Güner : Oluyor, şöyle ki astroloji aslında her şeyden önce bir sembol dilidir. Bu sembol dili içerisinde ben nasıl 29 Nisan doğumlu bir Boğa burcu isem kedimde 29 Nisan doğumlu bir Boğa burcu oluyor. Ben kedimin doğum saatini biliyor isem onun da bir haritası olabiliyor. Hayatta her anın bir haritası vardır. Diyelim ki ev aldınız. Evi alırken imzayı attığınız anda o evin haritası olur. Sizin o evde yaşayacağınız ortaya çıkıyor.
Galatasaray şampiyon olacak demişsiniz. Bu durumda bir şeyler söyleyebilir misiniz?
Dinçer Güner : Ben futboldan hiç anlamam, takımların kurulduğu anın haritalarına göre bir şey söyleyebilirim. Fakat orada dedim ki bu sene karar vermem çok zor kimin şampiyon olacağına dair. Dedim ki 2022’de Beşiktaş şampiyon olacak. Çünkü bolluk, bereket ve talih gezegeni Jüpiter; Balık burcuna geçmiş olacak yıl sonunda. Beşiktaş’ta Balık burcu aslında. Sadece futbol kulübü değil bu kulüpler. Basketi var, atletizmi var, voleybolu var. Ben kulübe baktım aslında. Bu sene Galatasaray’ın daha iyi açıları varmış gibi görünüyor ama emin değilim dedim.
Hande Kazanova : Kazanç evinden geçecek. Satürn döngüsüne gidiyor. Galatasaray 2021’de çok hızlı başlayabilir futbol sezonuna. Yaz aylarında onu gösterebilir.
2021 nereye gidiyor? Bizi nasıl bir bahar bekliyor?
Hande Kazanova : 2021’i genel hatları ile değerlendirdiğimizde 3 tarihin devrede olduğunu görüyoruz; şubat, haziran ve aralık ayı. Bu 3 tarih, Satürn-Uranüs dik açısının devrede olduğu zamanlar. Dünyada bunun örneklerini gördüğümüz zamanlar da var; 1930’lar, 1931’ler, 1975’ler, 1976’lar. Bu sene biraz ekonomik yönden aynı zamanda hayat girişimleri, sosyolojik yönden birtakım depremlerin olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Dinçer Güner : Ocak ayından itibaren bakıldığında birkaç ülkede insanlar sokağa çıkıyor, eylem yapıyor. Bunun türlü sebepleri var. Kimi ekonomik kimi pandeminin getirmiş olduğu psikolojik çöküşler ile olabiliyor. Yeri geldiği vakit ırkçılık ile olabiliyor. Şubat, aralık ve haziran ayları dünyada önemli krizlerin yaşanacağı tarihtir. Bu tarihlerin Amerika için de önemli bir özelliği var. Amerika’da borsaların çok ciddi bir çöküşe geçtiği zamanlar olacak.
Dilediğiniz kişiye dilediğiniz bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi size. Bu kim olurdu ve ne sorardınız?
Hande Kazanova : Ben bu aralar çok konuşulan Trump’a sormak isterdim ne düşündüğünü. Değer miydi yaptığı bütün her şeyin şu an azledilmesine. Hala hiçbir şey bitmedi diyor ya bunu neye dayanarak söylüyor ve önündeki dönem planları nedir? Bunları sormak isterdim. Bir de Atatürk’e sormak isterdim. O dönem ne yaşadı? Çok yalnız mıydı? Kimden destek aldı? Yaşadığı bütün süreci onunla oturup karşılıklı konuşmak isterdim. İnsan büyük isimlerle bunu yapmak istiyor.
Dinçer Güner : Atom bombasını atan kişiye niçin böyle bir şey yaptığını sormak isterdim. Değer miydi böyle bir patlamanın onlarca insanın ölümüne sebebiyet vermesine? Ondan sonra gelen birkaç kuşağın hem maddi hem de sağlık anlamında yok olup gitmesine. Çok büyük bir karardır çünkü o. Bu kararı verirken ne hissetti ve niye böyle bir şey yaptı sormak isterdim. O tuşuna basan kişi nasıl bir duygu ile bastı ve kuşakları nasıl yok etti? Nasıl bir vicdan ile nasıl bir duygu ile hareket etti diye sormak isterdim açıkçası.