Ulan İstanbul yeneceğim seni

Güncelleme Tarihi:

Ulan İstanbul yeneceğim seni
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2014 05:34

Kanal D’nin merakla beklenen dizisi “Ulan İstanbul”, seyirciyle buluşmaya hazır. Bir dolandırıcılık çetesinin hikâyesini konu alan dizi, pazartesi akşamı saat 20.00’de ilk bölümüyle ekranda olacak. “Ulan İstanbul”un detaylarını, başrol oyuncuları Şebnem Bozoklu ve Uğur Polat’tan dinledik.

Haberin Devamı

“Ulan İstanbul” nasıl bir dizi olacak?
Şebnem Bozuklu: Bu dizide aileleriyle bağları çok sıcak olmayan altı kişinin bir arada yaşam mücadelesi vermesini izleyeceğiz. Bu altı kişi, aile olmaya çalışıyor ve hikâyenin burası beni çok etkiliyor. İstanbul’a “Ulan İstanbul, yeneceğim seni!” diyerek farklı şehirlerden gelmişler, ancak ne yazık ki kaybetmişler. Biz de onların yeniden yukarıya tırmanma hikâyelerini göreceğiz. Hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık değil tabii, suçla ilişkisi olan karakterler. Fakat yaptıkları üçkağıtların temelinde, ihtiyacı olmayandan alıp ihtiyacı olana vermek yatıyor. Bu nedenle “Ulan İstanbul” çetesinin çok sevileceğini düşünüyorum, şahsen ben çok sevdim.

Dizi, hangi yönüyle cezbetti sizi?
Uğur Polat: Ben senaryoyu ve oynayacağım rolü çok beğendim. İç yapım bir iş olması, ayrıca bir avantajdı. Dizide yer alan diğer oyuncular da gayet iyiydi. Güzel bir dizi olması için 7-24 çalışıyoruz, umarım karşılığını bulur.
Şebnem Bozoklu: Uzun zamandır karşılaştığım en iyi senaryolardan biriydi, bana çok içten ve samimi geldi. Daha ilk bölümü okurken bile sahneleri kafamda canlandırdığımda çok güzel şeyler geldi gözümün önüne. Ayrıca canlandırdığım Yaren rolünü de çok sevdim. En çok da farklı bir tarzı olduğu, televizyondaki diğer işlerden çok daha özel bir yeri olacağına inandığım için bu işi kabul ettim.

POPSTAR YAREN
Rollerinizden de biraz bahseder misiniz?
Şebnem Bozoklu: Yaren, Mersin’den, baba zulmünden kaçarak İstanbul’a gelmiş bir kız. “Popstar” yarışmasının elemelerine katılıyor, fakat ilk programda eleniyor. Daha sonra “Popstar Yaren” adıyla pek de hoş olmayan mekânlarda şarkı söylemeye başlıyor. En büyük hayali, çok büyük bir arabesk şarkıcısı olabilmek. Bir de öyle bir yeteneği var ki, hiç nota bilmeden beste yapıyor. Star olacağına inanıyor.

Star ışığı var mı peki?
Şebnem Bozuklu: Pek star ışığı olduğunu söyleyemeyeceğim ama yine de buna çok inanıyor. (Gülüyor) Pavyonlarda çalıştığından kendini korumak için biraz erkeksi bir tavır geliştirmiş. Dolayısıyla sahne haricince Yaren’in üzerine etek ya da ayağında topuklu ayakkabı görebilmek pek mümkün değil. Genelde kot, tişört ve spor ayakkabı giyiyor ve erkek Fatma gibi dolaşıyor.
Uğur Bey, siz hangi karakteri canlandırıyorsunuz?

Uğur Polat: Kandemir’i oynuyorum. Bir hesaplaşma yüzünden yurtdışına kaçmak zorunda kalmış Kandemir. Ona yardım eden kişi de hapse düşmüş. Kandemir, arkadaşına bir can borcu olduğunu düşündüğü için Türkiye’ye geri dönüyor ve bir zamanlar dağıttığı çeteyi tekrar topluyor. Arkadaşını hapisten çıkarmak için gereken parayı toplamak amacıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyor. Kandemir için bu ekibin abisi ya da babası diyebiliriz. Babacan bir adam. Bu rolde en hoşuma giden şey ise matrak biri olması. Biraz dışa vurumcu ve matrak bir iş yapmak istediğim için Kandemir’i çok sevdim.

SÜREKLİ GÜLÜYORUZ
Çekimler nasıl gidiyor?
Şebnem Bozuklu: Yaklaşık iki aydır çalışıyoruz, dört bölüm çektik. Epey bir çalışıyoruz anlayacağız.
Uğur Polat: Çekimlerimiz çok eğlenceli geçiyor. Sahneleri çekerken sürekli gülüyoruz.

Sıcak havalar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı, yazı çalışarak geçirmek nasıl olacak?
Şebnem Bozoklu: Yazın çalışmak, benim çok alışkın olduğum bir durum. “Bizim Yenge” dizisini çekerken de sıcak havalara denk gelmiştik. Gönül elbette sımsıcak kumların üzerinde güneşlenmeyi ister ama şu da bir gerçek ki bu sette çok mutluyum. Eğer kendimi huzursuz hissetseydim yaz aylarında çalıştığım için üzülebilirdim ama setimi sevdiğim için üzerimde hiçbir negatiflik hissetmiyorum. Ancak ilerleyen günlerde arkadaşlarımız sosyal medyada bikinili fotoğraflarını paylaşmaya başlayınca neler hissederim bilmiyorum. (Gülüyor)
Uğur Polat: Ben de ilk defa bir yaz mevsiminde iş yapıyorum. Film çekimleri olmuştu ama dizi hiç olmamıştı. Doğru mu yoksa yanlış mı yaptığımızı temmuz ve ağustos aylarında hep beraber göreceğiz. (Gülüyor)

ARABESKİ ÇOK SEVİYOR
Şebnem Hanım, dizinin tanıtımı için çektiğiniz klip internette tıklanma rekorları kırdı. Böyle bir ilgi bekliyor muydunuz?
Şebnem Bozoklu: Çok şaşırdım açıkçası. Halkımız bir oyuncunun sahnede şarkı söylemesini çok seviyormuş... Pavyona benzeyen bir gece mekânında çekmiştik o sahneleri. Diva görünümlü ama olmamış bir kostümle sahnede şarkı söylemek çok enteresandı. İşin komiği şarkının sözleri de bir tuhaftı. (Gülüyor)

Her bölüm şarkı söyleyecek misiniz?
Şebnem Bozoklu: Hikâyede Yaren’in başarısızlıklardan dolayı mesleğine olan ilgisinin zaman zaman azalıp zaman zaman arttığını göreceğiz. Ama Yaren arabeski çok seviyor ve öyle ya da böyle şarkı söylemeye devam edecekmiş gibi duruyor. Yaren’in en sevdiğim yönlerinden biri de, abuk sabuk sözler söylemesi için sahneye gerek duymaması. Kahvaltı masasındayken de hemen bir şarkı uydurup söyleyebiliyor ya da arkadaşlarına arabesk bir tonla seslenebiliyor. (Gülüyor)
Uğur Polat: Mesela Rusça bir şarkı söyledi ve oldukça başarılıydı.
Şebnem Bozuklu: Evet “Kalinka” şarkısını söyledim, çok eğlendim gerçekten.

Haberin Devamı


ŞEBNEM’İ ZATEN ÇOK BEĞENİRDİM
İlk kez aynı projede yer alıyorsunuz. Birbirinizin ismini ilk duyduğunuzda neler düşünmüştünüz?
Şebnem Bozuklu: Yıllar önce DOT Tiyatrosu’nun 18 kısa hikâyeden oluşan bir oyununda yer almıştık ama farklı hikâyelerdeydik. İlk defa bu kadar yoğun bir çalışma temposu içindeyiz. Sahnelerin yüzde 80’inde birlikteyiz. Birlikte çalıştığımız için çok mutluyum ve kendimi şanslı hissediyorum.
Uğur Polat: Ben de aynı şeyleri düşünüyorum. Şebnem’i çok beğenirdim zaten. Şimdi aynı projede olduğumuz için çok mutluyum. Setteki enerjisi çok yüksek, iyi ki var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!