Uçurumun kıyısında

Güncelleme Tarihi:

Uçurumun kıyısında
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2015 01:16

Bugüne kadar genellikle romantik rollerde izlemeye alıştığımız Ali İl, Kanal D’nin yeni dizisi “Poyraz Karayel”de seyirciyi ters köşeye yatırdı. Dizide sert, çok hırslı ve en büyük amacı kendisini babasına kanıtlamak olan Sadrettin’i canlandıran İl, üstlendiği rol için “Hikayesini ben de çok merak ediyorum, çünkü uçurumun kıyısında bir karakter” diyor.

Haberin Devamı

“Poyraz Karayel”e dahil olma hikayenizi sizden dinleyelim...

- Senaryoyu okuduğumda hem çok beğendim hem de bazı çekincelerim oldu açıkçası... “Poyraz Karayel”in çok ilginç ve etkileyici bir hikayesi var. Karakterler arası ilişkiler çok iyi kurgulanmış ve çok fazla olaya gebe. Hikaye örgüsü, hızı, dili çok tadındaydı.

Peki neden çekindiniz?


- Bana teklif edilen Sadrettin karakteri hem çok çekti hem de biraz korkuttu beni... Sert bir karakter. Avantajlı ve dezavantajlı tarafları var. Oynaması zevkli, malzemesi olan ama bıçak sırtı bir adam. Yapımcımız Hayri Aslan ve yönetmenimiz Çağrı Lostuvalı’nın bana güvenmesi benim için çok önemliydi. Çekimlere başladıktan sonra, “İyi ki evet demişim” diye düşündüm.

Senaryodan bu kadar etkilenmenize sebep olan neydi?

- Öncelikle iyi tasarlanıp yazılmış olması ve içinde kendine özgü bir mizah anlayışı barındırması dikkatimi çekti. Hikayede hem çok sert hem de duygusal sahneler var. Ayrıca seyirciyi rahatlatacak kendine özgü bir üsluba sahip. Senaristimiz Ethem Özışık çok iyi dengelemiş tüm bu özellikleri. Sadrettin de çok sık oynama fırsatı bulabileceğim bir karakter değildi. Renkli bir karakter. Bir oyuncu için büyük şans. Onun dışında dizinin temposunun seyirciyi uyanık tutacağını düşünüyorum. Tansiyonu yüksek sahneleri var. Bir yandan Poyraz’ın oğluyla yaşadığı naif bir hikayeyi bir yandan da dış dünyayla yaşadığı sert mücadeleyi güzel harmanlıyor senaryo...

SADRETTİN KONUSUNDA KORKTUĞUM BAŞIMA GELMEDİ

Sizi genelde sakin, romantik rollerde izlerdik. Bu sefer tam tersi agresif, hatta biraz da psikopat bir roldesiniz. Tedirgin misiniz?


- Aslında geçen sene biraz buna benzer bir karakter oynadım, çok da antrenmansız değilim. O daha farklı bir tipti ama dizilerde “kötü karakter” diye tarif ettiğimiz bir adamdı. Ayrıca ben rolleri bu gözle değerlendirmiyorum. Rolü iyi ve kötü karakter diye ayırmıyorum. Öncelikle onu anlayıp koşullarını idrak etmeye çalışıyorum ve sonunda iyi de olsa kötü de olsa onu savunmaya çalışıyorum. Tabii şu da bir gerçek ki Sadrettin gibi bir karakteri oynamak sizi oyuncu olarak çok daha özgür hissettiriyor. Sorumsuz bir karakter, oynaması da zevkli...

Sadrettin karakteri için özel bir çalışma yapmanız gerekti mi?


- Kendimce bazı çalışmalarım oldu tabii... Sadrettin karakteri ile ilişkilendirebileceğim kişileri gözlemledim bol bol. Bu şekilde realize etmek beni çok rahatlatıyor. Onun dışında içsel ve fiziksel olarak onu anlamaya, hissetmeye, benzer taraflarımızı bulmaya çalıştım. Sadrettin yeraltı dünyasına ait bir karakter. Bununla ilgili haber, kitap, film her şeye o gözle bakıyorum artık.

Sadrettin performansınız ile ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?


- İlk aldığım tepkiler çok olumlu. Hem yönetmenimiz ve yapımcımız hem de izleyenlerin olumlu düşünceleri beni mutlu etti. Korktuğum başıma gelmedi henüz. Umarım böyle devam eder. Sadrettin karakterini sevdirmek istiyorum.

SADRETTİN, BABASINI DAHA ÇOK SİNİRLENDİRİR

Sadrettin ve Ayşegül’ü neler bekliyor? Gerçekten iki kardeş olabilecekler mi?


- Çok zor gibi görünüyor ama ileride neler yaşanacağı hiç belli olmaz. Gerçek hayatta da böyle değil mi, bazen imkansız gibi görünen şeyler bile sonradan gerçekleşebiliyor. Ben de merak ediyorum ileride olacakları.

Sadrettin, babasının gölgesinde yaşayan ve kendisini babasına kanıtlama çabasına girmiş bir karakter. Sizin hayatınızda böyle bir dönem oldu mu?

- Aslında çoğu insan kendisini ailesine karşı sorumlu hisseder ve onların kendisiyle gurur duymasını ister. Bunun için bir şeyler yapması da normaldir. Ama Sadrettin’in babasının gözüne girmek için seçtiği yöntemlerde çok fazla yanıldığını göreceğiz. Babası çok, özel ve akıllı bir adam... Sadrettin ise agresif ve mantıktan uzak. Bana gelince... Tabii ki yapmaya çalıştığım her şeyin içinde biraz ailemin benimle gururlanması isteği vardır. Yine de hiçbir zaman kendimi baskı altında ya da agresif bir hırs içinde hissetmedim çok şükür.

Sadrettin’in Bahri’den sakladığı sır başına bela olacak gibi... Eğer bu yalan ortaya çıkarsa baba-oğulun ilişkisi nasıl etkilenir?


- Bahri oğlunu bir yere kadar savunmak istiyor fakat Sadrettin babasının sınırlarını zorluyor gibi. İlerleyen bölümlerde onu daha da çok kızdıracak sanırım. Sakladığı sır Bahri Umman’ı zor durumlarda bırakabilir.

Bir izleyici olarak “Poyraz Karayel”de siz en çok kimin hikayesini merak ediyorsunuz?

- İnanın hepsini çok merak ediyorum çünkü hepsi ayrı ayrı hikayelere sahip karakterler ve ilerde hepsinin birbirinden ilginç hikayeleri çıkacak ortaya. Bolca sürpriz bekliyor izleyiciyi. Kendi adıma tabii en çok Sadrettin’i merak ediyorum. Çünkü uçurumun kıyısında bir karakter.

Haberin Devamı

HER ŞARTTA UYUYABİLİRİM

Haberin Devamı

Sette beklerken en çok ne yaparsınız?

- Bu cevabı çok uzun bir soru (gülüyor)... Beklerken bolca boş zamanımız oluyor. Bu arada pek çok şey yapabiliyoruz. Çekimlerin yapıldığı ana mekanda internet çekmediği için kimse akıllı telefonuna gömülemiyor bir kere... Bu nedenle bolca çay, kahve, sohbet... Bir de ben her şartta uyuyabilme özelliğine sahibim.

Bir toteminiz var mı?


- Toteme inanmam.

Dizi dışında başka bir proje var mı?

- Şu anda yok ama iyi bir sinema filmi olursa yer almak isterim tabii ki...

SETTEKİ TEK SORUN FARKLI TAKIMLARI TUTMAMIZ

Sette ortam nasıl? Diğer oyuncularla, İlker Kaleli ve Burçin Terzioğlu ile aranız nasıl?

- Herkes çok iyi niyetli ve profesyonel. Burçin ve İlker de işlerini ciddiye alan, disiplinli ve çok iyi oyuncular. Zaten bu ekrana da yansımış, çok iyi bir iş çıkardıklarını düşünüyorum. Musa Uzunlar’la çalışmaksa benim için büyük şans. Hepimizin hem abisi hem arkadaşı... Hepimizin arasında tam bir sevgi saygı ilişkisi var, herkesin ilk düşündüğü şey işini iyi yapmak. Bu anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum. Sanırım aramızdaki tek sorun farklı takımları tutuyor olmamız.

İzleyenler sizce dizinin hangi yönünü daha çok sevdi?

- Bence Poyraz’ın oğluyla ilişkisi çok samimi ve etkileyici... Burçin’le İlker’in de çok iyi bir ikili olduklarını düşünüyorum. Pek çok parçanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkmış düzgün bir iş ve seyirci de bunu görüyor sanırım. Ayrıca hikayesi akıcı, sıkmayan, enerjik ve mizahi yönleri olan bir dizi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!