Güncelleme Tarihi:
Hepimizin elini taşın altına koyup ülkenin bu durumdan nasıl en az hasarla çıkılabileceği üzerine kafa yorması gerekiyor. Ama bunları yaparken kendimizi umutsuzluk, bittik, mahvolduk girdabına kaptırmamalı, kültür, sanat, turizm ve gastronomi sektöründe var olan değerlere sahip çıkmalıyız...
Tazlar Köyü’nde bir vaha: 38° 30° Çiftliği
Afyon’un Tazlar köyünde, neresinden bakarsanız bakın heyecan verici bir proje olan ‘38° 30° Çiftliği’ndeyiz.
Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, yaşamı boyunca doğup büyüdüğü Tazlar köyüne desteğini hiç esirgemeyen babası Asım Kocabıyık’ın izinden gider. Holdingden bağımsız kendine ait bir çiftlik kurar.
38° 30° Çiftliği’nde tarım yapılıyor, Smenthal cinsi inekler, İtalya’dan getirilen Akdeniz mandası ve Halep keçisi yetiştiriliyor.
En son teknolojik ekipmanların kullanıldığı tesiste İtalyan peynir ustasının yönetiminde yapılan üretimin her aşaması son derece özenli.
Lezzetleri nasıl derseniz, o da çok başarılı.
Manda ve inek sütünden yapılan mozzarella, burrata, stracciatella, scamorza ve ricotta gibi taze peynirler İtalyan köylerinde üretilen en iyi örneklerle yarışacak kalitede.
Yılsonuna doğru Afyon’un meşhur manda kaymağını, yoğurdunu ve sucuklarını da üretmeye başlıyorlar.
Çiftliğin Genel Müdürü Kıvılcım Kocabıyık temel felsefelerini toprağa bağlılık, sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda olarak özetliyor.
37 kişilik ekibin büyük bir bölümü de kadınlardan oluşuyor.
Peynirler İstanbul’un belli başlı şarküterileri ve marketlerinde satışa sunulmaya başlamış.
Soğuk zincir kurmuşlar, dağıtımı kendileri yapıyorlar...
38° 30° Sanat Vadisi oluyor
Sanatın hemen her alanına destek veren Ahmet Kocabıyık’ın bu kapsamlı projeye sanatı dahil etmemesi zaten düşünülemezdi.
İsmini bulunduğu konumdan alan, 2 bin dönüm araziye kurulu çiftliğin içinde dört yıl içinde bir sanat parkı kurulacak.
Küratörlüğünü Christiane Paul’un üstlendiği ‘Sanat Vadisi’ projesi 10 pavyon, botanik parkı, bir gölet ve küçük bir butik otelden oluşuyor. Netleşen ve yapımına başlanan projelerden ilki Japon sanatçı grubu Team Lab’ın tünel çalışması.
Bir diğer işi de dijital medya sanatçısı Erwin Redl gerçekleştiriyor. Göl projesini ise Lily Jencks üstlenmiş.
Kısacası Afyon ve Tazlar köyü yakın bir gelecekte sanat, yeme-içme turizmiyle dünyanın cazibe merkezi köşelerinden biri olacak gibi görünüyor.
Üçüncü kuşak Kocabıyık restoran sektörüne giriyor
Levent Kocabıyık da babası Ahmet Kocabıyık’tan bağımsız eşi Kıvılcım’la birlikte restoran ve catering sektörüne giriyor. Karaköy’deki Ali Ocakbaşı ve davet organizasyonlarıyla ünlü Bando Catering’in çoğunluk hisselerini satın almışlar. Konseptini ve dekorasyonunu yeniledikten sonra yurtdışında Ali Ocakbaşı’nın şubelerini açmayı hedefliyorlar. Ayrıca kendi ürünlerini satacakları peynir bar planları var. İlk uygulama mekanı olarak hafta sonları açık olan Borusan Contemporary Ofis Müze’yi seçmişler.
Efes bomboş
Tazlar köyündeki çiftlik ziyaretimizden sonra Efes’e geçerek kısa bir tur yaptık.
Efes Antik Kenti’ni son 30 yıldır böylesine boş görmemiştim. Esnaf zor durumda. Dükkanların çoğu kapalı, açık olanlar üç gündür siftah yapmadıklarını söylüyor.
2010 yılında Ahmet Kocabıyık başkanlığında Doğuş Grubu ve Eczacıbaşı Holding katkılarıyla kurulan Efes Vakfı, beş yıldır Yamaç Evleri’in duvar resimleri, yer mozaikleri koruma çalışmaları ve Serapeion Tapınağı’nı ayağa kaldırma projesini finansal olarak destekliyor
Vakfın sponsor desteğine ihtiyacı büyük...
İstanbul’un en zarif pazar kahvaltısı
İstanbul’un en önemli şef restoranlarından biri olan Tom Tom Suits’in teras katındaki Nicole’de baharın gelişiyle birlikte pazar brunch’ları başladı. Şef Aylin Yazıcıoğlu’nun kurduğu pazar sofrası da kendisi gibi zarafet örneği. Peynir, ekmek çeşitleri, kaymak, tereyağı, bal, reçeller, sucuk, omlet, sebzeli kiş’lerle başlayan kahvaltı kendi yapımı sucuklar, enginarlı bahar pilavı, piliç rotiyle devam ediyor... Ve uzun pazar sofrası tatlı büfesiyle sonlanıyor. Tatlılar arasından birini seçmek çok zor, hepsi birbirinden lezzetli. Ama çıtır çıtır çilekli milföy ve mandalinalı kekin tadı hala damağımda! Aylin Yazıcıoğlu, keşke otelin girişinde ya da başka bir yerde sadece hamur işleri ve tatlı çeşitlerinin bulunduğu küçük bir istasyon açsa... Brunch fiyatı 150 lira.
Alaçatı’ya dönüyor
Hafta içinde Mutfak Dostları Derneği, Bahar Yemeği’ni Alancha İstanbul’da verdi. Kemal Demirasal, ‘Sokak Lezzetleri’ temalı mönüsünden bir seçki yapmıştı.
Çıtır yufka üzerinde çiğ köfte, katmer eşliğinde sunduğu Boz Antep ve çam fıstık ve çemensiz pastırmalı humus çok lezzetli tabaklardı.
Alancha da tüm sektörü sarsan boşluktan etkilenmiş.
Yazı geçirmek üzere Alaçatı’daki mekanına dönüş yapıyor.