Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle tebrikler, “Kong: Kafatası Adası”nın gişesi 400 milyon doları buldu. Kong gibi gerçekte var olmayan yaratıklarla ilgili filmlerde oynarken, en önemli nokta nedir bir oyuncu için?
- Teşekkürler... Böyle filmlerde yer alan bir oyuncu, hayal gücünün motorunu her zaman çalışır durumda bırakmalı. Ben, aslında var olmayan varlıklarla ilgili sahneler çekerken, sanki gerçekten varlarmış gibi düşünüyorum. Hatta kendimi var olduklarına inandırıyorum. Ben inanmazsam izleyici de inanmaz gibi geliyor.
◊ Rol aldığınız büyük bütçeli yapımlarla birlikte kariyerinizde çok iyi bir yere geldiniz. Çok geniş bir hayran kitleniz var artık. Özellikle de kadınlar size bayılıyor...
- Oyunculuğa ilk başladığımda kendimi “Bu tür filmlerde oynamalıyım” ya da “Şu tarz roller seçmeliyim” diye hiç sınırlandırmadım. Sinemanın gücüne çok derinden, çok kalpten inanan biriyim. Filmler insanları etkilemenin, eğitmenin, eğlendirmenin en önemli yollarından biri. Ben de sinemayı her şekliyle seviyorum. Büyük filmler, küçük filmler, gişe filmleri, bağımsız filmler, sanat filmleri... Ne olursa olsun, hiç fark etmez. Hayal ettiğim gibi her performansı gösterdim. Tiyatro sahnesinden televizyona kadar her alanda oyunculuk yaptım ve bu şekilde de devam etmesini umuyorum.
Oynayacağım rol zorlayıcı olmalı
◊ Peki, proje seçerken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
- İçgüdülerimi çok ama çok dikkatli dinliyorum. Belli bir kriterim yok ama çekimlerde yaşayacağım deneyimin zorlayıcı ya da heyecan verici olmasını istiyorum. Zorlayıcı derken; fiziksel ya da entelektüel, zihinsel anlamda zorlanmaktan bahsediyorum. Mesela “Kong”u çekerken doğal ortamda ve fiziksel olarak zorlayıcı bir hikaye çektik. Doğal dünyanın kendi içindeki harmonisini görmek, aslında var olmayan bir varlıkla sahneler çekmek, evrenin balansını keşfetmek bana çok faydalı oldu. Şu anda sana anlatırken bile heyecanlanıyorum. Seçim yaparken tek önemsediğim şey, filmden bana geriye kalacak yaşanmışlıklar...
◊ Zaten Marvel filmlerinden böyle büyük bütçeli filmler yapmaya alışkınsınız. Böyle büyük yapımlar olunca, oyuncudan beklentiler de artıyor değil mi?
- Kesinlikle ama biz oyuncular zaten bunun çok iyi farkındayız. Büyük filmlerin sorumluluk ve görevleri çok fazla.
◊ Filmde oynamak dışında ne gibi görevleriniz oluyor?
- Çok fazla röportaj veriyoruz. Çok fazla prömiyer oluyor, çok fazla gösterim oluyor. Daha fazla davet ve tanıtım düzenleniyor. Ama dediğim gibi bu bizim işimizin bir gereği ve hepimiz ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz.
Bataklık sahneleri zorlayıcıydı
◊ “Kong”un hazırlık aşamasına dönmek istiyorum. Çekim öncesi hazırlıklarda da yer almışsınız diye duydum...
- Evet, her aşamada ben de vardım. Çok büyük bir çalışma odamız vardı. Filmin konsept resimleri, çizimler, şekiller, fotoğraflar, fikirler, önceki filmlerden kesitler, National Geographic’den doğal hayat görselleri, yani aklınıza gelebilecek her türlü bilgi odanın duvarlarına asılıydı. Oyuncu olarak o kadar bilgi ve fikirle aylarca haşır neşir olunca, çekimlerde sanki Kong gerçekten varmış gibi düşünmeye başladım.
◊ Sizi en çok zorlayan sahneler hangileriydi?
- Bataklık sahneleri kolay değildi ama en çok fiziksel olarak kendimi hazır tutmak beni zorladı. Her sabah 04.00’te kalkıp SAT komandoları tarafından çalıştırılıyordum. Onların fiziksel ve zihinsel derinliğini ve sert disiplinlerini öğrenmek unutulmayacak ve zorlayıcı bir eğitimdi.
◊ Rol arkadaşınız Brie Larson da Marvel dünyasına dahil oldu. Ona hiç tavsiyede bulundunuz mu?
- Brie’nin değil benden, kimseden tavsiye almaya ihtiyacı yok. Marvel ekibi çok zeki, her karakteri, her rolü seçerken çok titiz çalışıyorlar.
Evim boş durmaktan eskidi
◊ Şu anda üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?
- Hayır, yok. Son 5-6 senedir o kadar yoğun çalışıyorum ki, evimde hiç vakit geçiremedim. Artık biraz kendime vakit ayıracağım, biraz nefes alacağım. Evim boş durmaktan eskimiş! (Gülüyor) Tadilat lazım artık. Bol bol kitap okumak, ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmek istiyorum.
Şöhret bir amaç değil, netice
◊ Şöhretle aranız nasıl?
- Judy Dench, yıllar önce “Şöhret, yaptığımız işin bir neticesi ama amaç değil” demişti. Çok doğru. Amaç, her zaman yaptığım işi en iyi şekilde yapmak. Çünkü arkamda sadece yaptığım işler kalacak. Onun dışında şöhret sadece başkalarının bizim hakkımızda yarattığı bir algı ve maalesef benim kontrolümde olan bir şey değil.